1968'de Fransa'da ortaya çıkan kent hakkı, kent sakinlerinin eşit erişim ve katılım hakkıdır. Lefebvre'ye göre kent hakkı, kentsel mekanı kontrol etme ve yeniden yapılandırma hakkıdır. Harvey'e göre kent hakkı, kenti değiştirerek kendini değiştirme hakkıdır. Kent hakkı, kentsel kaynakların değişim değeri üzerinden rant elde edenlere karşı mücadeledir
Taktiksel kentleşme, düşük maliyetli ve hızlı geçici müdahaleler bütünüdür. 2010'da CNU NextGen grubu tarafından bir hareket olarak tanımlanmıştır. Mike Lydon ve Anthony Garcia'ya göre beş karakteristik özelliği vardır. Kentliler, hükümetler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından yönetilebilir
Bu video, Kaya ve Nevzat adlı iki konuşmacı arasında geçen, anarşizm kavramını halk dilinde anlatan bir sohbet formatındadır.. Videoda anarşizmin tanımı, temel prensipleri ve uygulanabilirliği ele alınmaktadır. Konuşmacılar, anarşizmin kaos veya yıkımla değil, otoritenin kaybolmasına yönelik bir düşünce olduğunu, kural koyucu olmaması gerektiğini ve komün yapılarla birlikte yaşanabileceğini tartışmaktadır. Ayrıca Gezi Direnişi'nin anarşist bir hareket olarak değerlendirilmesi ve farklı ideolojik, etnik ve inanışlı insanların gönüllülükle bir araya gelmesi de konuşulmaktadır.. Sohbette anarşizmin liberalizmle benzerlikleri, komünizmle farklılıkları, ülke sınırları konusundaki görüşleri ve küçük topluluklar halinde veya büyük alanlarda nasıl uygulanabileceği gibi konular da tartışılmaktadır.
Ömer Zülfü Livaneli'nin romanları kırk haneli bir adada yaşayan insanların yaşamını anlatır. Roman 2008'de Remzi Kitabevi tarafından basılmış, 183 sayfa ve 20 bölümden oluşur. Yaşar Kemal, romanı "yeni bir ustalıkla yeni bir zenginliğe erişme" olarak değerlendirmiştir
Bu video, Ayşenur Arslan'ın sunduğu bir analiz programıdır. Programda 2013 Gezi Direnişi ve 21. yüzyılın sosyolojik çatışmaları ele alınmaktadır.. Video iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde 2013 Gezi Direnişi'nin arka planı, AKP'nin iktidar sürecindeki değişimleri ve Gezi Direnişi'nin bu süreçteki önemi anlatılmaktadır. İkinci bölümde ise 21. yüzyılın sosyolojik özellikleri, din, para ve teknoloji arasındaki ilişkiler ve Fransa'daki Sarı Yelekliler hareketinin analizi yapılmaktadır. Video, küreselleşmenin toplumsal çatışmaları nasıl şekillendirdiğini ve gelecekteki toplumsal değişimlerin nasıl olabileceğini tartışmaktadır.
Bu video, bir konuşmacının (George Tool Nihal olarak kendini tanımlayan) kendi deneyimlerini ve düşüncelerini paylaştığı bir sunum formatındadır. Konuşmacı kendisini doktor olarak tanımlamakta ve oyunculuk yapmadığını vurgulamaktadır.. Sunumda konuşmacı öncelikle ünlü olmanın getirdiği zorluklar ve kariyerin önemi hakkında düşüncelerini paylaşmakta, ardından Gezi Direnişi hakkındaki görüşlerini ele almaktadır. Konuşmacı, kariyeri ciddiye almanın gereksiz olduğunu, insanların ciddi sorunlara odaklanmaları gerektiğini vurgularken, Gezi Direnişi'nin sadece günümüz için değil, birkaç nesil sonrası için yapıldığını belirtmektedir.. Konuşmacı ayrıca "Yedi Karanfili" adlı bir hikaye anlatarak herkesin kendi çabasıyla değişim yaratabileceğini vurgulamakta ve Gezi Direnişi'ndeki dayanışma duygusu, oyuncuların direnişteki rolü ve Türkiye Müzik Ödülleri'ndeki playback performansları gibi konuları da ele almaktadır.
Bu video, bir röportaj formatında olup, sunucu ve 40 yıldır İstanbul'u fotoğraflayan fotoğrafçı Timurtaş arasında geçen bir sohbeti içermektedir. Ayrıca belgesel gösterimi sonrası yapılan bir sohbet de videoda yer almaktadır.. Videoda, Timurtaş'ın "Geziyi Hatırlamak" adlı belgeseli hakkında konuşulmaktadır. Belgesel, Gezi Direnişi'nden bir yıl sonra çekilmiş olup, 18 farklı siyasi hareketi temsil eden kişiyle yapılan söyleşileri içermektedir. İlk bölümde belgeselin yapım süreci ve Gezi Direnişi'nin çeşitliliği anlatılırken, ikinci bölümde belgesel gösterimi sonrası Taksim Dayanışması ve Lanten Kafe'nin kapatılması gibi olayların anlatıldığı film hakkında konuşulmaktadır.. Belgesel, Taksim Dayanışması, Lanten Kafe'nin kapatılması ve binanın yıkılması gibi yerlerde gösterilmekte olup, izleyicilerin o günleri hatırlamalarına yardımcı olacak bir film olarak sunulmaktadır.
New York'ta yaklaşık iki bin kişi Zucotti Park'ta Gezi Parkı'na destek verdi. New York'lu gençler kendilerini "çapulcu" olarak tanıtıyor. Hükümet barışçıl protestolara şiddet uygulayarak müdahale etti
Birhan Keskin'in dokuzuncu şiir kitabı, 77 sayfa. Liste fiyatı 105 TL, indirimli fiyatı 84 TL. Kapak tasarımı Semih Sökmen'e ait
Bu video, 28 Temmuz 2013 tarihinde Gezi Direnişi'nin başlangıcından iki ay sonra çekilmiş bir belgesel formatındadır. Videoda Çapul TV ekibi, Gezi Parkı'nın önünde ve yeni kurdukları stüdyoda yer almaktadır.. Video, Gezi Direnişi'nin devam ettiğini ve Çapul TV'nin bu direnişi yansıtmak için yeni bir stüdyo kurma çabasını anlatmaktadır. Ekibin, gönüllülerin ve dostlarının katkılarıyla ekipman topladığını, ancak nakit para toplama kampanyasının olmadığını vurgulamaktadır. Ayrıca, direnişin Türkiye'nin dört bir yanından yayıldığını ve Çapul TV'nin bu görüntüleri izleyicilere ulaştırmaya devam edeceğini belirtmektedir. Video, direnişin devam ettiğini gösteren görüntülerle sona ermektedir.
Alternatif Değişim TV'de yayınlanan bu röportajda, sunucu ve avukat Başak Kurt, Gezi Direnişi sırasında sosyal medyanın kullanımı ve yasal boyutları hakkında konuşuyor.. Röportajda, Gezi Direnişi sırasında sosyal medyanın iletişim aracı olarak nasıl kullanıldığı, hükümetin sosyal medyayı denetleme çabaları ve bunun sansürle ilişkisi ele alınıyor. Avukat Başak Kurt, sosyal medya üzerinden yapılan iletişimlerin suç olmadığını, ancak paylaşılan bilgilerin içeriğine göre suç oluşturabileceğini açıklıyor. Ayrıca, Twitter'da yapılan suçların IP adresi verilmese bile tespit edilebileceği ve kullanıcıların dikkatli olması gerektiği vurgulanıyor.
Bu video, Mimari Odası Ankara Şubesi'nden bir konuşmacının toplumsal izolasyon sürecinde sanat ve toplumsal hafıza konularını ele aldığı bir konuşmadır.. Konuşmacı, Mayıs ve Haziran aylarındaki önemli tarihsel günlerin (6 Mayıs, 19 Mayıs, 29 Mayıs, 3 Haziran, 15-16 Haziran) toplumsal hafızada önemini vurgulayarak, bu süreçte toplumsal muhalefetin rolünü anlatmaktadır. Konuşmacı, izolasyon ortamında dijital afiş yarışması, illüstrasyon yarışması ve sanal grafiti çağrısı gibi yaratıcı projelerle toplumsal hafızayı ve kolektif ortak hafızayı yeni yöntemlerle toplumla buluşturmayı amaçladıklarını açıklamaktadır. Özellikle Nazım Hikmet'in ölüm yıldönümü ve Gezi Direnişi'nin 7. yıldönümü gibi önemli tarihsel anlara yönelik yarışmalar düzenleneceğini belirtmektedir.
Bu video, iki kişi tarafından yapılan bir film inceleme içeriğidir. Konuşmacılar Taksim Holdem adlı filmi değerlendiriyorlar.. Videoda, Taksim Holdem'in Taksim Holding İstanbul Film Festivali'nde yan bölümde yarışan ve Twitter'da çok konuşulan bir film olduğu belirtiliyor. Film, yönetmen Michael Önder'in ilk uzun metraj filmi olup, Gezi Direnişi döneminde geçen, tek mekanda diyalog odaklı bir yapımdır. Konuşmacılar filmi, insan psikolojisi üzerine odaklanan, Türkiye'nin en büyük sorunlarını ele alan ve Berk Hakman'ın ana karakteri canlandırdığı bir yapıt olarak değerlendiriyorlar. Filmde farklı mesleklerden karakterler yer alıyor ve karakterlerin iyi ve kötü yönleri karşılaştırılıyor.
Bu video, Dersim Emek ve Demokrasi Platformu tarafından yapılan bir açıklamadır. Konuşmacı, Gezi Direnişi davasında verilen cezalar hakkında bilgi vermektedir.. Video, Gezi Direnişi davasında Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve diğer sanıkların 18 yıl hapis cezası alması üzerine yapılan bir açıklamayı içermektedir. Konuşmacı, davanın hukuksuz olduğunu, yargı bağımsızlığının ihlal edildiğini ve barışçıl direnişin tarihsel ve meşru gerçekliğinin çarpıtıldığını belirtmektedir. Ayrıca, Gezi Direnişi'nin "her yer gezi, her yer direniş" sloganıyla devam edeceğini ve emek ve demokrasi güçlerinin kazanacağını vurgulamaktadır.
Bu video, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen bir edebi söyleşi ve röportaj serisidir. İlk bölümde 50 yaşındaki, sosyalist mücadelenin içinde olan ve son 8-10 yıldır roman üzerine eğilen bir yazar ve politik dergici ile söyleşi yapılmakta, ikinci bölümde ise Can Yücel ile röportaj gerçekleştirilmektedir.. Söyleşide öncelikle "Albay" romanı üzerinden Türkiye'deki gericilik döneminden, toplumun ruh sağlığının durumundan ve roman türünün politik ve ilerici boyutlarından bahsedilmektedir. Daha sonra dergi dünyası eleştirilmekte, Gezi Direnişi'ne geçilerek Yücel'in Gezi'ye katılım deneyimi ve oradaki enerji anlatılmaktadır.. Söyleşide ayrıca çok satan kitapların edebiyatla ilişkisi, Orhan Pamuk gibi yazarların politik tutumları, basın üzerindeki baskılar ve romanın hem içinde hem de dışından bakma olanağı sunan bir yapı olduğu vurgulanmaktadır. Yücel'in dergicilik konusundaki karamsarlığı ve günümüz dergilerinin odaksızlığı, magazinel bir edebiyat anlayışıyla çıkması ve klişe yakalanması da ele alınmaktadır.
Bu video, Antimedya TV'nin "Hayat Televizyonu" programıdır. Programda sunucu, Bilgi Üniversitesi'nden Erkan Saka, Barış Atay'ın avukatı Efkan Bolaç, Ufuk Eriç ve telefon bağlantısı üzerinden oyuncu Serkan Genç (Barış Atay'ın kuzeni) yer almaktadır.. Program, "Reddek Operasyonu" olarak adlandırılan gözaltı dalgası ve sosyal medyanın politik etkisi üzerine odaklanmaktadır. İlk bölümde Barış Atay'ın gözaltına alınması ve Gezi Direnişi sonrası gerçekleştirilen gözaltı operasyonları ele alınırken, sonraki bölümlerde AKP'nin sosyal medya trolleri, yeni medyanın demokratik potansiyeli ve sosyal medyada grup halinde yayılan mesajların etkisi tartışılmaktadır.. Programda ayrıca Diyarbakır'daki olaylar sırasında AKP'nin sosyal medya trolleriyle olan bağlantısı, AKP'nin sosyal medya üzerindeki kontrolünün azalması ve Gezi Direnişi sonrası sosyal medyada yaşanan değişimler gibi konular da işlenmektedir. Konuşmacılar, sosyal medyanın bir savaş alanı haline geldiğini ve bu süreçte kamuoyunun nasıl etkilendiğini de analiz etmektedir.
Bu video, bir televizyon programı formatında olup, Selçuk Yöntem, Mehmet Aslantuğ, Tilbe Saran, Serra Yılmaz, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Profesör Esin Şenol ve Havalandırma Sistemleri Uzmanı Makine Mühendisi Filiz Pehlivan gibi çeşitli sanatçılar ve uzmanlarla yapılan röportajları içermektedir.. Program, pandemi sürecinde tiyatro sektörünün yaşadığı zorlukları ve "Dayanışmanın Yüzü Şiir" adlı dayanışma platformunun nasıl çalıştığını ele almaktadır. Ayrıca İtalya'dan Serra Yılmaz ile yapılan röportaj, COVID-19 dönemindeki yaşam koşullarını ve yeni normali konu almaktadır. Programın son bölümünde ise havalandırma sistemlerinin pandemi yayılmasındaki rolü, klimaların virüs bulaşımındaki etkisi ve günlük hayatta alınması gereken önlemler detaylı olarak incelenmektedir.. Programda ayrıca Gezi Direnişi'nin yedi yaşına gelmesi anısına bir anlatım yer almaktadır. Konuşmacılar, tiyatroyu bir moral değeri olarak vurgulayarak, pandemi dönemindeki dayanışma çabalarını ve geleceğe yönelik umutları paylaşırken, sağlık uzmanları klima sistemlerinin doğru kullanımı ve kümeleşmelerin bulaşım riskini artırması gibi teknik konularda bilgiler vermektedir.
Bu video, bir konuşmacının Gezi Direnişi ve demokrasi kavramları hakkında düşüncelerini paylaştığı bir konuşmadır. Konuşmacı kendisini müslüman, insan ve siyasetçi olarak tanımlamaktadır.. Konuşmacı, Gezi Direnişi'nin gerçek amacını sorgulayarak, bu direnişin köylülere, bankalara ve faiz lobilerine karşı değil, "diren gezi" olarak adlandırılan bir kavramın karşıtı olduğunu iddia etmektedir. Ayrıca Mısır'daki darbe olayından bahsederek, demokrasinin sadece sandık oylamasıyla değil, demokratik süreçlerle de gerçekleştiğini vurgulamaktadır. Konuşmacı, ordu ve askerlerin disiplin kurallarına bağlı olduğunu ve vatandaşların onları disiplin edebileceğini belirterek, demokrasinin gerçek anlamını tartışmaktadır.
Bu video, Yıldırım Mayruk'un 2023'e Hikayeler Ada defilesini anlatan bir haber formatındadır. Defileye Türk Hava Yolları'nda işten çıkarılan hostesler ve grevdeki işçiler de katılmıştır.. Videoda, defilede Gezi Direnişi'nden esinlenen motiflerin yer aldığı ve bu özel akşamda elde edilen gelirin Türkiye Alzheimer Derneği'ne bağışlandığı belirtilmektedir. Koleksiyonda kırmızı ve yeşil renkler öne çıkmış, yaklaşık iki ayda 150 kişilik bir ekiple hazırlanmış 86 parçalı bir koleksiyon sunulmuştur. Defilede, Gezi Direnişi'nde gözlerini kaybedenleri anmak için Yıldırım Mayruk'un iş ortağı Barbaros Şansal, sahneye tek gözü kapalı çıkmıştır.