BM'nin 2030'a kadar ulaşmayı hedefleyen 17 küresel hedefi 2016'da yürürlüğe girdi. Binyıl Kalkınma Hedefleri'nin devamı niteliğinde, 2020-2030 arası "Eylem Onyılı"
Sözleşme, engellilerin tüm insan haklarından eşit yararlanmasını sağlamayı amaçlar. Engellilik, uzun süreli fiziksel, zihinsel veya algısal bozukluğu olan kişileri kapsar. Ayrımcılık yapılmaması ve fırsat eşitliği temel ilkelerdir
Türkiye, dünyada en fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkedir. Sığınmacıların yaklaşık yarısı kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Suriyelilerin %75'i kadın ve çocuklardan oluşmaktadır
Bu videoda Merve Karagöz, 25 yaşında Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi programı öğrencisi olarak kendi görme engelli deneyimini anlatıyor. Yirmi iki yaşında körlüğe düşen Merve, engelli bireylerin yaşadığı zorlukları ve toplumsal algıları hakkında konuşuyor.. Video, Merve'nin görme kaybı sürecinden başlayarak, toplumsal hayata katılım, eğitim ve iş imkanları konularını ele alıyor. Engelli bireylerin yaşadığı ayrımcılık, erişilebilirlik sorunları ve toplumsal algılar hakkında kişisel deneyimlerini paylaşıyor. Ayrıca son bir yıldır çalıştığı Eğitimde Görme Engelliler Derneği'nin hedeflerini ve engelli bireylerin toplumsal hayata daha fazla katılımıyla ilerleme sağlayabileceklerini vurguluyor.
Bu video, Türkiye'de internet erişimi olmayan dar gelirli ailelere yönelik bir haber veya bilgilendirme içeriğidir. Videoda çeşitli vatandaşların görüşleri aktarılmaktadır.. Video, günümüzde internetin önemini vurgulayarak başlıyor ve maddi imkansızlıklar nedeniyle evine internet bağlatamayan yüzbinlerce yoksul ailenin durumunu anlatıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın başlattığı projede, dar gelirli 300 bin kişiye ücretsiz internet bağlatılacağı belirtiliyor. Proje kapsamında internet desteği aile korumalı, şifreli ve kotalı olacak ve destek ailelerin gelir düzeyine bakılarak yapılacak. Ayrıca, internet olmayan çocukların internet kafelerine gitmesi ve kötü alışkanlıklar edinmesi gibi sorunlar da ele alınıyor.
Bu video, iki farklı hikayeyi içeren bir belgesel formatındadır. İlk bölümde bir ailenin 13 yaşındaki oğlu Kaan için aldığı pahalı bir tekne gösterilirken, ikinci bölümde 8 yaşındaki Yasemin Bayt adlı bir çocuğun yaşadığı zorluklar anlatılmaktadır.. Video, önce pahalı bir teknenin tanıtımıyla başlayıp, ardından Yasemin'in yaşadığı zorlukları ve yaşadığı durumu anlatmaktadır. Yasemin, vali ve başbakan'a seslenerek, karanlıkta yaşayan, hasta olan ve ödevlerini yapamayan çocukların durumunu dile getirmektedir. Video, çocukların yaşadığı zorlukları ve büyüklerin bu duruma yaklaşımını ele almaktadır.
Dünyada 200 milyondan fazla çocuk çalışmaktadır. Türkiye'de 2006'da 958.000 çocuk ekonomik faaliyette bulunmaktaydı. Çocukların %68.8'i ortaokul mezunudur. Çocukların %35.2'sinin sosyal güvencesi bulunmamaktadır
Bu belgesel, Moritanya'nın çöl bölgelerinde yaşayan Ümeyme ve ailesinin hayatını anlatıyor. Ümeyme, hasta kocasının yerine aileyi geçindirmek için kumaş işi yaparak ve köy evlerinde temizlik yaparak çalışırken, oğlu Hafız okula ve medreseye gidiyor.. Video, dünyanın üçte birinin çöllerden oluştuğunu ve Moritanya'nın çöl alanlarının büyüklüğünü anlatarak başlıyor. Ardından Ümeyme'nin günlük mücadelesini, suya ulaşmak için yaptıklarını, işlediği kumaşları satmak için şehre göndermesini ve ailesinin yaşam koşullarını gösteriyor. Belgesel, çöl yaşamının zorluklarını, eğitim fırsatlarının sınırlılığını ve aile bağlarının önemini vurguluyor.
Bu belgesel, Zanzibar takımadalarından Uzi adasında yaşayan Amani adlı bir çocuğun hayatını anlatıyor. Amani, okula gitmek ve ailesine katkıda bulunmak için çalışmak zorunda kalan, her gün başka bir adaya yolculuk yapan gençlerden biri.. Video, Amani'nin günlük yaşamını kronolojik olarak gösteriyor. Adada elektrik, su, yol, okul ve hastane olmadığı için Amani, balık avlama, deniz bitkileri yetiştirme gibi zorlu işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Okula gitmek için geç kaldığı, sınav ücretlerini karşılamak için çalışmak zorunda kaldığı ve ailesinin geçimini sağlamak için çabaladığı anlatılıyor. Belgesel, Amani'nin rüyalarına doğru koşarken yaşadığı zorlukları ve hayallerini konu alıyor.
Bu video, bir televizyon programında Çağla Canbaz ve kardeşi İlknur'un aile sorunlarını anlattığı bir röportajdır. Çağla 20 yaşında, iki çocuk annesi ve zihinsel engelli bir anneyle yaşamaktadır.. Programda, Çağla'nın babasının annesini 20 yıldır Erenköy'de dillendirdiği, şiddet uyguladığı ve parasını aldığı iddiaları ele alınmaktadır. Ayrıca babanın önceki ilişkileri, aile içi şiddet olayları ve çocukların eğitim hakkından mahrum kalması gibi konular da konuşulmaktadır. İlknur da kendi yaşadığı zorlukları ve evden kaçma deneyimlerini anlatmaktadır. Program, aile içi şiddet ve zihinsel engelli bireylerin durumu üzerine odaklanmaktadır.
Engellilik insanlık tarihi boyunca devam eden bir dezavantajdır. Modern dünyada engellilere yönelik hizmetler sosyal devlet anlayışıyla çeşitlenmiştir. Engelli nüfusun artması, kronik sağlık sorunları nedeniyle artmaktadır
2030'a kadar aşırı yoksulluğu ve yoksulluğu her yerde sona erdirmek. Açlığı bitirmek ve güvenli gıdaya erişimi sağlamak. Anne ölüm oranını 100.000'de 70'in altına düşürmek. Tüm kız ve erkek çocuklarının ücretsiz ve eşit eğitime erişimini sağlamak. Kadınların siyasi ve ekonomik karar alma süreçlerine katılımını artırmak
Bu video, iki kişinin İngilizce eğitim konusunda yaptığı bir sohbeti içermektedir. Konuşmacılardan biri "Yasin" olarak adlandırılmaktadır.. Videoda, İngilizce öğrenmenin gerekliliği tartışılmaktadır. Bir konuşmacı, yabancıların Türkiye'ye geldiğinde Türkçe öğrenmeleri gerektiğini savunurken, diğeri yurtdışına gitme imkanlarının kısıtlı olduğunu ve İngilizce eğitim imkanlarının yetersiz olduğunu belirtmektedir. Konuşmada, yabancılarla etkileşim, bakkal örneği ve eğitim fırsatlarının eksikliği gibi konular ele alınmaktadır.
Bu video, Adana'da tarla işçiliği yapan Urfa kökenli ailelerin çocuklarının hayatlarını anlattıkları bir belgeseldir. Ferah Kaya, Zeliha Karagöz, Büşra Karagöz ve Abbas Kayar gibi gençler ve aile temsilcileri kendilerini tanıtarak yaşadıklarını aktarmaktadır.. Video, çiftçi ailelerin çadırda yaşama koşullarını, tarla işçiliğindeki zorlukları ve eğitim fırsatlarının kısıtlı olduğunu göstermektedir. Çocuklar okula gitmek istiyor ancak ekonomik zorluklar nedeniyle tarla işine girmek zorunda kalıyorlar. Aileler günlük 7:30'dan 17:00'a kadar çalışıp, yemeklerini kendileri hazırlıyor, çadırda yaşayarak kışın soğuk, yazın sıcak ve yağmurların getirdiği zorluklarla mücadele ediyorlar. Video, gençlerin hayalleri ve yaşadığı zorluklarla ilgili kişisel anlatımlarla devam ediyor.
Bu belgesel, mevsimlik tarım işçileri ve sanat dünyasındaki insanların hayatlarını konu alıyor. Videoda Gurbet Yılmaz, Menekşe, Hüseyin, İbrahim Duygu, Süleyman Tabak, Sinan Demir ve Mehmet Emin Öğretmen gibi karakterler yer alıyor.. Belgesel, iki ana bölümden oluşuyor: İlk bölümde Polatlı'nın Sarova köyünde yaşayan mevsimlik işçilerin ekonomik nedenlerle memleketlerinden ayrılıp soğan toplama gibi işlerde çalıştıkları ve karşılaştıkları zorluklar anlatılıyor. İkinci bölümde ise Korkuteli'deki "Eylül Sanat Evi" ve orada çalışan gençlerin (Süleyman ve Sinan) yaşamları, eğitim süreçleri ve sanat dünyasındaki yolculukları inceleniyor.. Belgeselde mevsimlik işçilerin sosyal güvence eksikliği, çocuklarının okula gitme sorunları, eğitim fırsatlarının sınırlılığı ve günlük işlerinin sadece çalışmakla geçtiği ele alınıyor. Ayrıca, "Metin" adlı mevsimlik tarım işçileri projesi, Eyüp Sanat Evi'nin durumu ve hayvancılığın günümüzdeki zorlukları gibi konular da işleniyor.
Bu video, bir proje tanıtımı formatında olup, konuşmacılar yıkım çadırları projesi hakkında bilgi vermektedir.. Video, devletin ciddiyeti ve STK'nin samimi ilgisiyle yıkım çadırlarının nasıl sunulduğunu anlatmaktadır. Proje, çocukların okula bağ kurmasını ve okuldan kopmamasını sağlamayı amaçlamıştır. Konuşmacılar, sevgi ve samimi bir araya gelerek çözülemeyen meseleleri çözdüklerini, bürokrasi ile mücadele ettiklerini ve artık gerçek duvarlar olan evlerde yaşadıklarını belirtmektedir. Video, konuşmacının yeni girişimler yapacaklarını ve emeklilik hayalleri kurmak istediğini ifade etmesiyle sona ermektedir.
Bu belgesel, 28 yaşındaki Lucy Van Yekuni Jenga'nın hayatını ve mücadelesini anlatıyor. Lucy, Nairobi'nin fakir mahallelerinden Dandora'da büyüyen, HIV bulaşmış ve cinsel şiddet görmüş bir kadındır.. Video, Lucy'nin zorlu yaşam deneyimlerini ve bu deneyimlerden sonra kurduğu "Pozitif Genç Kadınların Sesleri" derneğinin faaliyetlerini konu alıyor. Lucy, kadınların özgür iradesi, cinsel şiddet, HIV bulaşması ve eğitim konularında mücadele ediyor. Ayrıca, yoksul bölgelerdeki kızların okula gitmesini zorlaştıran hijyenik ped eksikliği gibi sorunlara da çözüm arıyor. Belgesel, Lucy'nin Kenya'da eşitlik için mücadelesini ve rol model olma arzusunu vurguluyor.
Bu video, bir konuşmacının Ortadoğu'daki göç hareketleri ve özellikle Suriyeli mültecilerin yaşadığı zorlukları anlattığı eğitim formatında bir sunumdur. Konuşmacı, kendi deneyimlerini ve araştırmalarını paylaşarak konuyu detaylandırmaktadır.. Video, Ortadoğu'daki göç hareketlerinin tarihsel gelişiminden başlayarak, özellikle Suriye'deki savaş sonrası mültecilerin yaşadığı zorlukları ele almaktadır. Konuşmacı, dünya genelindeki mültecilerin durumunu istatistiklerle destekleyerek anlatmakta, ardından Suriyeli mültecilerin eğitim, ekonomi, toplumsal entegrasyon ve psikolojik sorunları üzerine odaklanmaktadır.. Video ayrıca, mültecilerin yaşadığı yabancılaşma süreci, aile içi rollerdeki değişimler, eğitim sisteminde karşılaştıkları zorluklar ve farklı Arap ülkelerindeki durumlar hakkında bilgiler sunmaktadır. Konuşmacı, "dünyanın en zeki çocuğu" olarak seçilen bir Suriyeli kız öğrencisi gibi olumlu örneklerle birlikte, mültecilerin yaşadığı belirsizlik, aşağılanma hissi ve toplumsal entegrasyon sorunlarına da değinmektedir.