YunusEmre

Yunus Emre, Tapduk Emre adlı Babai şeyhine bağlıdır.

Yunus Emre, şiirlerinde hayvanları somutlama ve tasavvufi kavramları ifade etme amacıyla kullanmıştır. Somutlama açısından, soyut kavramların daha iyi anlaşılması için doğadaki unsurlar, iletişimde somut değerler olarak kullanılmıştır. Tasavvufi kavramları ifade etme bağlamında ise hayvanlar, insan davranışlarına yansıtılan kendi dünyalarına ait davranışlarıyla tasvir edilmiştir. Ayrıca, Yunus Emre'nin şiirlerinde hayvanlar, o dönemin sosyal hayatını yansıtan yabani ve olumsuz özellikleri olan varlıklar olarak da yer alır.

“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” atasözü, Tekke edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olan Yunus Emre'ye aittir.

Yunus Emre dizisinin 11. bölümünün neden olmadığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Yunus Emre dizisinin 11. bölümüne aşağıdaki platformlardan ulaşılabilir: trt1.com.tr; youtube.com; diyanet.tv; diziizle.tel.

Yunus Emre 2. bölümde yaşanan bazı olaylar: İdam hükmü: Yolda rastladığı cinayet davasının üzerine giden Kadı Yunus, cinayeti çözebilecek mi? Şeyh Tapduk Emre: Verdiği idam hükmünü reddeden Şeyh Tapduk Emre aslında kim? Mürid olma kararı: Yunus Emre, ilmine olan güvenini geride bırakarak, Tabduk Emre'nin müridi olmak için her şeyi hiçe sayar ve kadılıktan istifa eder.

Yunus Emre'nin Tapduk Emre'ye intisap ettiği bölüm, "Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu" dizisinin 2. bölümüdür. Bu bölümde, Yunus yolda kim olduğunu bilmediği bir ihtiyar ile tanışır ve bu ihtiyar onun Tapduk Emre'nin müridi olmasına vesile olur.

"Ecel büke belimizi" ifadesi, Yunus Emre'ye ait bir şiirden bir dizedir. Dizenin tamamı şu şekildedir: "Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi. Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun". Bu dize, ölümün insanları nasıl bükeceğini, dilin konuşamaz hale geleceğini ve hastalık anında insanların durumunun soranlara selam verilerek ifade edileceğini anlatır.

Yunus Emre'nin Molla Kasım ile karşılaşmasını anlatan menkıbe, halk inanışları ve menkıbe edebiyatı kapsamında yer alır ve belirli bir esere bağlı değildir. Bu menkıbe, Yunus Emre'nin üç bin şiir yazdığı ve bu şiirlerin bir kısmını şeriat kurallarına aykırı bulduğu için yakan, bir kısmını suya atan Molla Kasım'ın, son bin şiirde kendi adını görünce hatasını anmasını konu alır. Menkıbe, halk tarafından Yunus Emre'ye mal edilmiş olsa da, bazı araştırmacılar Molla Kasım'ın şiirlerinin aslında ona ait olabileceğini düşünmektedir.

Yunus Emre 35. bölümün neden olmadığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu" dizisinin 35. bölümüne aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: trt1.com.tr; youtube.com; diyanet.tv.

Yunus Emre 29. bölümde yaşanan bazı olaylar şunlardır: Tapduk Emre ve Molla Kasım, Molla Kasım'ın adını kullanan bir düzenbaza rastlarlar. Yunus'a verilen gizli görevin başkaları tarafından bilinmesi, Candaroğlu'nu rahatsız eder. Candaroğlu'nun şüphesi artar ve Şahin'e olan tutumu sertleşir. Bu sır görevin nasıl yayıldığı, Candaroğlu ve Yunus tarafından bulunmaya çalışılır. Şahin'in ortaya çıkaracağı bir bilgi, huzursuzluk yaratacaktır. Zahide, bu durumdan etkilenir. Tapduk Emre dergâhına yapılacak bağışta sorunlar yaşanır. Molla Kasım, Yunus'un yanına gelir.

"Kağıt iki yüzlü" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. İki yüzlü kumaş veya kağıt: İki tarafı da kullanılan kumaşlar veya kağıtlar için kullanılır. Mobius şeridi: Bir kağıt şeridini yarım tur kendi etrafında bükerek uçlardan birleştirme yoluyla elde edilen, tek yüzlü bir yüzeydir. Duplex kağıt: Her iki tarafı da basılmış olan, genellikle ofset baskı için kullanılan bir kağıt türüdür. Ayrıca, Dr. Mete Ekşioğlu'nun bir yazısında, "kalem eğri dilli, mürekkep kara yüzlü, kağıt iki yüzlü" dizeleriyle kağıdın iki yüzlü olduğu ifade edilmiştir.

Yunus Emre'nin Manisa'da ne yaptığına dair bazı bilgiler şunlardır: Tapduk Emre ile İlişkisi: Yunus Emre, Manisa'da bulunan ve hocası olarak kabul edilen Tapduk Emre'nin dergahında yetişmiştir. Türbesinin Bulunması: Yunus Emre'ye ait olduğuna inanılan bir mezar, Manisa'nın Kula ilçesine bağlı Emre Mahallesi'ndeki Tapduk Emre Türbesi'nin yanında yer almaktadır. Yunus Emre'nin Manisa'da başka ne yaptığına dair kesin bilgiler mevcut değildir; çünkü Anadolu'nun çeşitli yerlerinde ona atfedilen mezar ve makam yerleri bulunmaktadır.

Yunus Emre 1. bölümünün neden olmadığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Yunus Emre dizisinin bölümlerine şu sitelerden ulaşılabilir: trt1.com.tr; youtube.com; canlidizi11.com; diyanet.tv; dizimom.mom.

Yunus Emre 1. bölümünün neden olmadığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Yunus Emre dizisinin bölümlerine şu sitelerden ulaşılabilir: trt1.com.tr; youtube.com; canlidizi11.com; diyanet.tv; dizimom.mom.

Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinde mağarada geçen bir olay, Yunus Emre'nin Tapduk Emre ile ilk karşılaşmasını içerir. Dizide ayrıca, Yunus Emre ve Tapduk Emre'nin aynı mağaraya sığındıkları bir sahne daha vardır.

Yunus Emre, 1238-1320 yılları arasında Anadolu'da tasavvufi şiirler yazmış ve manevi olgunluk arayışında bulunmuştur. Bu dönemde yaptıklarından bazıları şunlardır: Tasavvuf eğitimi: Gerekli tasavvuf eğitimini almış ve feyzini Hacı Bektaş-ı Veli'den, nasibinin ise Sakarya illerinde Tapduk Emre'den olduğu düşünülmektedir. Tapduk Emre'nin dergahında hizmet: Tapduk Emre'nin dergahında uzun yıllar hizmet etmiş, 30-40 yıl boyunca tek bir eğri odun bile taşımamıştır. Seyahatler: Anadolu'nun çeşitli yerlerini gezmiş, Azerbaycan ve Şam'a gitmiş olabilir. Eserler: Risâletü'n-Nushiyye adlı tasavvufi mesneviyi ve Divan'ı yazmıştır. Halka hitap: Şiirlerinde iman, vicdan, Allah sevgisi, aşk ve güzel ahlak gibi konuları işlemiş, insanları birbirlerini sevmeye ve kardeşçe yaşamaya çağırmıştır.

"Ete Kemiğe Büründüm, Yunus Diye Göründüm" sözü, Yunus Emre'ye aittir.

"Hakikat, marifet andan içeru" sözü, Yunus Emre'ye aittir. Tam hali şu şekildedir: "Şeriat, tarikat yoldur varana, Hakikat, marifet andan içeru".

"Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen" sözü, kişisel doğruluk ve dürüstlüğün önemini vurgular. Bu sözden şu anlamlar çıkarılabilir: Bir insanın doğruluğu, kişisel dürüstlüğü ve tutarlılığı ile ölçülür. Kişi doğru bir insansa, yaptığı ve söylediği her şey de doğru olacaktır. Kişi eğri ise, yani dürüst değilse veya hatalar yapıyorsa, söylediği sözler ve davranışları da yanlış olarak algılanacaktır. Önce herkes kendine bir dönüp bakmalıdır; yanlışlarım ne, doğru bir insan mıyım, yanlışlarım nelerdir diye kişi önce kendini bir süzgeçten geçirebilmelidir. Bu söz, Yunus Emre'ye atfedilmektedir.

"Adımız Miskindir Bizim" sözleri, Yunus Emre'ye aittir.