• Buradasın

    TürkMedeniKanunu

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kaç yıl ayrı kalırsa boşanma davası açılır?

    14.11.2024 tarihli düzenlemeye göre, daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren en az 1 yıl ayrı yaşamak, fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası açmak için gereklidir. Önceki düzenlemede bu süre 3 yıl olarak uygulanıyordu.

    Üvey kardeşlerin miras hakkı nasıl hesaplanır?

    Üvey kardeşlerin miras hakkı, kan bağı olmadığı için doğrudan kanuni mirasçı olarak kabul edilmez. Miras hakkı şu durumlarda doğabilir: Vasiyetname: Vefat eden kişi, vasiyetname ile üvey kardeşini mirasçı olarak belirlerse, bu durumda üvey kardeş miras hakkından yararlanabilir. Özel durumlar: Üvey ebeveyn, çocuğun fiili bakımını üstlenmişse ve bunu belgelerle kanıtlayabilirse, mahkeme tarafından miras hakkı tanınabilir. Miras payı hesaplaması: Vasiyetname varsa: Miras paylaşımı, vasiyetnamedeki talimatlar doğrultusunda yapılır. Kanuni mirasçılar olmadığında: Eğer kanuni mirasçılar (evlatlar, eş, anne-baba) yoksa, üvey kardeşler mirasçı olabilir ve miras eşit olarak bölünür.

    İlamlı icrada birden fazla takip nasıl yapılır?

    İlamlı icrada birden fazla takip, ancak belirli koşullar altında yapılabilir: İhtiyari dava arkadaşlığı: Birden fazla kişi davacı veya davalı tarafta ise, mahkeme her biri için ayrı borç miktarları belirlediyse, alacaklının her biri için ayrı takip yapmasına engel bir durum yoktur. Geçerli bir neden: Alacaklı, yasal ve geçerli bir neden olmaksızın aynı ilama dayalı olarak birden fazla takip başlatırsa, bu durum hakkın açıkça kötüye kullanılması olarak değerlendirilir ve başlatılan takipler iptal edilir. Örnek: Bir ilamda A, B ve C kişileri belirli miktarlarda borçlu bulunmuşsa, alacaklı bu kişiler için ayrı ayrı takip yapabilir. İlamlı icra takibi konusunda bir avukata danışılması önerilir.

    Çek avcısı 713 ne anlatıyor?

    "Çek avcısı 713" ifadesi, muhtemelen Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesini ifade etmektedir. Bu madde, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin, o taşınmazın mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tescilini talep edebileceğini düzenler. Ancak, "Çek avcısı 713" ifadesinin tam olarak ne anlattığına dair spesifik bir bilgi bulunmamaktadır. Daha fazla bilgi için ilgili maddenin detaylarına bakmak gerekebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi şu şekildedir: > "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir".

    18 yaş altı evlilik izni nereden alınır?

    18 yaş altı evlilik izni, ilçe belediyelerinden alınır. 18 yaş altı evlilikler, hakim kararı olmadıkça yasal değildir. Evlilik izni için, eşlerden birinin ikamet ettiği ilçeye bağlı evlendirme dairesine başvurması yeterlidir. Evlilik izni için gerekli belgeler arasında evlenme beyannamesi bulunur ve bu beyannamenin alt kısmında evlenme izin belgesi yer alır. Evlilik izin belgesi, 2020 yılının Aralık ayında İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı genelge ile kaldırılmıştır.

    Türklerde soy neden babadan gelir?

    Türklerde soyun babadan gelmesinin nedeni, geleneksel aile yapısı ve miras anlayışından kaynaklanmaktadır. Ancak, bazı etnografik çalışmalara göre, Türk kültüründe anne soyuna da önem verildiği ve annenin soyunun korunduğu belirtilmektedir. Soyun geçişi konusunda bilimsel olarak, 46 kromozomun yarısının anneden yarısının babadan geldiği, ancak mitokondriyal DNA'nın sadece anneden, senteozomların ise babadan geldiği bilinmektedir.

    1/1/2002 tarihinden itibaren hangi kanun yürürlüğe girmiştir?

    1 Ocak 2002 tarihinden itibaren Türk Medeni Kanunu (TMK) yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, 22 Kasım 2001 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiş ve 8 Aralık 2001 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.

    Babaya para vermek zorunda mı?

    Çocuklar, Türk Medeni Kanunu'na göre anne ve babalarına bakmakla yükümlüdürler, ancak bu yükümlülük maddi anlamda değil, bakım ve yardım anlamındadır. Dolayısıyla, çocukların babalarına para vermeleri zorunlu değildir, ancak aile içindeki ilişkiler ve geçim durumu göz önüne alınarak, aile fertleri arasında yardımlaşma ve dayanışma sağlanması beklenen bir davranıştır.

    İhaleden alınan mal iyi niyetli üçüncü kişiye satılabilir mi?

    İhaleden alınan mal, iyi niyetli bir üçüncü kişiye satılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi, tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağını belirtir. Ancak, malın ihaleden alınması, iyi niyetli üçüncü kişinin kazanımını doğrudan etkilemez. Önemli olan, mülkiyetin iyi niyetli bir şekilde kazanıldığı andır ve bu, tescil esnasında gerçekleşmelidir. Eğer ihale yoluyla alınan mal, daha sonra kötü niyetli bir kişiye satılmışsa ve bu satışın ardından ihale iptal edilmişse, iyi niyetli üçüncü kişinin kazanımı korunmayabilir. Hukuki konularda doğru bilgi ve yönlendirme için bir avukata danışılması önerilir.

    Hangi mal rejimi daha avantajlı?

    Hangi mal rejiminin daha avantajlı olduğu, çiftlerin ihtiyaçlarına ve yaşam tarzlarına bağlıdır. Türkiye'de uygulanan dört ana mal rejimi şunlardır: 1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Evlilik süresince edinilen mallar eşit olarak paylaşılır, kişisel mallar (miras, bağış, evlilik öncesi alınanlar) paylaşım dışı bırakılır. 2. Mal Ayrılığı Rejimi: Her eş kendi mal varlığını yönetir ve boşanma halinde mallar paylaşıma konu olmaz. 3. Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Evlilik süresince her eş kendi malını korur, ancak boşanma veya ölüm durumunda adil bir paylaşım yapılır. 4. Mal Ortaklığı Rejimi: Eşlerin tüm malvarlıkları ortak kabul edilir ve yönetim birlikte yapılır. Avantajlar: - Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Mali bağımsızlık isteyen çiftler için uygundur. - Mal Ayrılığı Rejimi: Varlıklarını korumak isteyenler için avantajlıdır. - Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Aile düzenini korumak isteyen çiftler için idealdir. - Mal Ortaklığı Rejimi: Tüm gelirlerin ve varlıkların eşit paylaşılmasını isteyen çiftler için uygundur. Mal rejimi seçimi, bir avukatla görüşülerek yapılmalıdır.

    Miras reddi sonrası çocuklar nasıl mirasçı olur?

    Miras reddi sonrası çocukların mirasçı olabilmesi, mirası reddeden kişinin anne, baba veya üst soyundan olup olmadıklarına bağlıdır. Eğer mirası reddeden kişi, bir üst soy ise (örneğin, dede veya büyükanne), ve bu kişi öldükleri tarihte sağ olan alt soy (torun) mirasçıları tarafından reddedilirse, miras bu alt soyun çocuklarına geçer. Eğer mirası reddeden kişi, alt soy ise (örneğin, çocuk veya torun), ve tüm alt soy mirasçıları mirası reddederse, miras bir üst soy olan kardeşlere geçer. Miras reddi işlemi, yalnızca işlemi gerçekleştiren kişinin miras haklarını etkiler; diğer mirasçıların hakları korunur. Miras hukuku karmaşık bir alan olduğundan, bir avukata danışılması önerilir.

    Babamla evlendikten sonra miras düşer mi?

    Babamın evlenmesi, doğrudan mirasın düşmesine neden olmaz. Babamın yeniden evlenmesi durumunda, yeni eşi yasal mirasçı sıfatını kazanır ve miras paylaşımında dikkate alınır. Miras paylaşımı şu şekilde gerçekleşir: Eşin miras payı. Çocukların miras payı. Babamın miras payı. Miras paylaşımı, vasiyetname veya miras sözleşmesi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Miras hukuku karmaşık bir alan olduğundan, bir avukata danışmak en doğru yaklaşım olacaktır.

    Boşanma davasında evin kilidi değiştirilirse ne olur?

    Boşanma davasında evin kilidinin değiştirilmesi, Türk Medeni Kanunu'na göre eşlerin birbirine olan sadakat ve güven borcunu ihlal eden bir eylem olarak kabul edilir ve boşanma sebebi olabilir. Olası sonuçlar: Hukuki süreç: Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararları, evin kilidinin değiştirilmesini evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak değerlendirebilir. Kusur durumu: Kilidi değiştiren eş, diğer eşi eve almamak veya evden uzak tutmak amacıyla hareket ettiği anlaşılırsa kusurlu sayılır ve manevi tazminat ödemekle yükümlü tutulabilir. Suç teşkil etmesi: Türk Ceza Kanunu'na göre, eşin rızası olmadan evin kilidini değiştirmek kötü muamele suçu olarak kabul edilir ve cezai yaptırımları vardır.

    Miras sözleşmesinde saklı pay var mı?

    Miras sözleşmesinde saklı pay bulunmaktadır. Saklı pay, miras bırakanın üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği ve Türk Medeni Kanunu tarafından korunan kanuni ve zorunlu bir miras payıdır. Saklı pay hakkına sahip olan mirasçılar: miras bırakanın alt soyu (çocukları, evlatlıkları, torunları ve onların çocukları); miras bırakanın anne ve babası; miras bırakanın eşi. Saklı pay oranları: Altsoy: Yasal miras payının yarısı (1/2). Anne ve baba: Yasal miras payının dörtte biri (1/4). Sağ kalan eş: Altsoy veya ana-baba zümresiyle birlikte mirasçı olması durumunda yasal miras payının tamamı (1/4), diğer durumlarda yasal miras payının dörtte üçü (3/4). 10 Mayıs 2007 tarihinde yapılan değişiklikle kardeşlerin saklı pay hakkı kaldırılmıştır.

    Dul kalmak için kaç yıl evli kalmak gerekir?

    Dul aylığı alabilmek için belirli bir süre evli kalma şartı, ülkeye göre değişiklik göstermektedir: Türkiye: Türk Medeni Kanunu'na göre, boşanma davası açmak için belirli bir süre evli kalma zorunluluğu yoktur; yani istenilen zaman boşanma davası açılabilir. Almanya: Dul aylığı alabilmek için en az bir yıl evli kalma koşulu aranmaktadır.

    Ölen bir kişinin parası kime kalır?

    Ölen bir kişinin parası, yasal mirasçılara kalır. Eğer bir vasiyetname bulunuyorsa, hesapta kalan para vasiyet doğrultusunda dağıtılır. Mirasçılar, ölen kişinin bankadaki parasını çekmek için aşağıdaki adımları izlemelidir: 1. Noterden veya Sulh Hukuk Mahkemesi'nden veraset ilamı (mirasçılık belgesi) alınmalıdır. 2. Veraset ve intikal vergisi ödendiğine dair "vergi ilişiği yoktur" yazısı alınmalıdır. 3. Bu belgelerle bankaya başvurulmalıdır. Mirasçılar, elbirliği mülkiyeti nedeniyle parayı 10 yıl içinde talep etmezse, bu para Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilir.

    Muhik tazminat ne demek?

    Muhik tazminat, hukuki anlamda genellikle bir kişinin maddi zararı nedeniyle talep ettiği tazminat türlerinden biridir. Özellikleri: Somut zarar: Muhik tazminat, somut ve maddi zararların telafi edilmesi amacıyla talep edilir. Hesaplama: Zararın geriye doğru hesaplanarak bir miktar belirlenmesi suretiyle talep edilir. Talep koşulları: Sözleşme ihlali, iş kazaları, mal zararları ve haksız fiil sonucunda zarar görme gibi durumlarda talep edilebilir. Yasal zorunluluk: Mahkeme tarafından verilen karar doğrultusunda ödenmesi gereken bir tutardır. Muhik tazminat, miras hukukundan doğan bir alacak değildir; tıpkı BK m. 321'de öngörülen tazminat gibi, diğer alacak haklarından farksızdır.

    Çocuğun ismini baba koymazsa ne olur?

    Çocuğun ismini babanın koymaması durumunda şu sonuçlar ortaya çıkabilir: Yasal sorunlar: Çocuğun ismi olmadan T.C. kimlik numarası, pasaport, sürücü belgesi gibi resmi kimlik belgeleri olmaz. Duygusal etkiler: Çocuğun ismi olmaması, benlik duygusunun gelişimini olumsuz etkileyebilir ve duygusal sorunlara yol açabilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, çocuğa isim koyma hakkı anne ve babaya aittir ve bu hak, velayet hakkının bir gereğidir.

    Boşanmada şahit yoksa ne olur?

    Boşanma davasında şahit yoksa, dava süreci devam eder ancak tanık beyanlarına dayanan delillerin eksikliği nedeniyle farklı ispat yöntemlerine başvurulur. Şahitlerin mahkemeye gelmemesi durumunda, kişiler polis veya jandarma zoruyla mahkemeye götürülür ve masrafları ödemek zorunda kalırlar. Boşanma davasında şahitlik yapmak zorunlu değildir; ancak bazı durumlarda, örneğin şiddet veya çocukların bakımı gibi konularda tanıkların beyanları önemli olabilir.

    Baba çocuğuna yardım etmek zorunda mı?

    Baba, belirli koşullar altında çocuğuna yardım etmek zorundadır. Bu koşullar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 364/1. maddesinde düzenlenmiştir. Yardım nafakası yükümlülüğü şu durumlarda doğar: Çocuğun veya yardım edecek kişinin yoksulluğa düşecek olması. Kişinin üstsoy, altsoy veya kardeş olması. Baba, yoksulluğa düşmüş çocuğuna eğitim süresi boyunca yardım etmek zorundadır. Ancak, bu yükümlülük bir hukuk kuralı haline gelmediği sürece, aile bireylerini yoksulluk içinde bulunan hısımlarına yardım etmeye zorlamak mümkün değildir.