TürkKültürü

Türk ekmeğinin bazı özellikleri: Tarihî önem: Ekmek, Türk kültüründe asırlar boyu kutsal sayılarak büyük önem atfedilmiştir. Çeşitlilik: Anadolu'da her yörenin kendine has ekmek çeşitleri vardır. Paylaşım kültürü: İnce ekmek (yufka), Azerbaycan, Kazakistan, İran, Kırgızistan ve Türkiye toplumlarınca ortak bir paylaşma kültürünü simgeler. Deyim ve atasözleri: "Ekmek parası kazanmak", "ekmeğini taştan çıkarmak" gibi birçok deyim ve atasözünde yer alır. Dayanıklılık: Kurutulmuş yufka, suyla ıslatıldığında kolayca tüketilebilir hale gelir. Sembolizm: Ekmek, Türklerde merhameti ve bereketi temsil eder.

Kemal Sunal, aslen İstanbul'un Kartal ilçesindendir. Ancak, ailesinin kökeni Malatya'nın Hekimhan ilçesine bağlı Gölpınar Köyü'ne dayanmaktadır.

Arabesk müzik, Türkiye'deki modernleşme süreciyle çeşitli şekillerde ilişkilidir: Göç ve Kentleşme: 1950'ler ve 1960'larda sanayileşme ve kentleşme, arabeskin ortaya çıkışını tetiklemiştir. Modernleşme Politikaları: Cumhuriyetin ilk yıllarındaki modernleşme çabaları, arabeskin doğuşunu dolaylı olarak etkilemiştir. Popüler Kültür: Arabesk, modernleşme sürecine bir tepki olarak doğmuş ve başlangıçta bir başkaldırı müziği olarak ortaya çıkmıştır. Devlet Politikaları: 1980'lerden itibaren arabesk, devlet politikalarının bir parçası olmuş ve TRT gibi kurumlarda yer bulmaya başlamıştır. Arabesk, Türk müzik geleneğine yabancı unsurlar içerdiği için zaman zaman bir yozlaşma olarak görülmüş ve toplumsal anlamdaki karmaşalara işaret eden bir terim haline gelmiştir.

Samih Rifat'ın "Şarkın Masal Anaları" kitabı, Asya mitleri özelinde, masal anlatıcılığının kadınlar yoluyla devam ettiği görüşünü ele alır. Kitabın adı, Ziya Gökalp'in "masalcıların ozanlığın kadınlarda devam eden kısmı olduğu" ve "masalcılığın anneden kıza intikal ettiği" sözlerine dayanır.

12 yıllık Türk takviminde yer alan yıllar, Sıçan, Sığır, Pars, Tavşan, Ejderha, Yılan, At, Koyun, Maymun, Tavuk, İt ve Domuz olarak sıralanır. Bu takvim, bir devir içindeki yılların ve günün ayrıldığı bölümlerin isimlendirilmesinde kullanılan 12 hayvandan adını alır.

"Alışmış kudurmuştan beterdir" atasözü, halk tarafından söylenmiş bir sözdür, belirli bir kişiye ait değildir.

Turabi Çamkıran'ın en ünlü sözlerinden biri, "Senin yaptığın gider, benim hoşuma gider" şeklindedir. Diğer tanınmış sözleri arasında şunlar da yer alır: "Ben turbo Turabi'yim. Kazanma hırsım benim yakıtım"; "Geçmişte yılanın birini karşı adaya gönderdim ama göndermeyle bitmiyormuş.. Yılanın biri yine bizi buldu"; "Vur hançeri kalbime, kalbim kana bulansın. Fazla derine inme çünkü orada sen varsın".

Türklerde konargöçer yaşama ilişkin bakış açısını geliştirebilme, 9. sınıf tarih dersi müfredatında yer alan bir öğrenme çıktısıdır. Bu çıktı, öğrencilerin: Türklerde konargöçer yaşamın özelliklerini birinci ve ikinci elden kaynaklardan incelemelerini; Bu özellikleri kendi cümleleriyle ifade etmelerini; Kaynaklara dayanarak bu özellikleri çözümlemelerini; Dönemin koşullarını göz önünde bulundurarak bu yaşamın temel özelliklerini açıklamalarını; Geçmiş ve günümüzden hareketle yaşam koşullarını karşılaştırmalarını; Konargöçer yaşamın Türk kültüründeki yeri ve önemine yönelik çıkarımlarda bulunmalarını; Bu yaşamla ilgili kendi bakış açılarını ifade etmelerini gerektirir.

"Fala inanma, falsız da kalma" atasözü, atalarımız tarafından söylenmiştir. Bu atasözü, fal baktırmanın ve fallara inanmanın doğru olmadığını, ancak insanin gelecekle ilgili umut verici sözler duymaktan hoşlandığını ifade eder.

Türk kültüründe şans sembolü olarak kabul edilen bazı unsurlar: Svastika (Oz Damgası). Aile damgaları. Nar. Ayrıca, Türk mitolojisinde at nalı, fil, yonca, hamsa (Fatma'nın eli) gibi unsurlar da şans getiren semboller arasında yer alır.

"Dağın Kralı" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli hikayeleri ifade edebilir. İşte bazıları: "Altın Dağın Kralı", bir tüccarın oğlunun, bir Arap cüce ile karşılaşmasını ve sonrasında Altın Dağın Kralı olmasını anlatır. "Dağlar Kralı (Köroğlu)", 1963 yapımı bir Türk filmidir. "Dağın Kralı (Atatürk)", Arnold Ludwig'in "King of the Mountain" adlı kitabında, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderlik özelliklerini ve başarılarını ele alır.

Karagöz ve Hacivat'ın seyirciye sırtını dönmesiyle ilgili bilgi bulunamadı. Ancak, Karagöz ve Hacivat ile ilgili bazı bilgiler şu şekildedir: Karagöz ve Hacivat, Türk gölge oyununun en önemli tipleridir. Karagöz, eğitim almamış, cahil ve dobra bir halk adamıdır. Karagöz ve Hacivat'ın yer aldığı oyunlar genellikle doğaçlama olarak gelişir. Karagöz ve Hacivat'ın yer aldığı oyunlar, sosyal, siyasal ve kültürel yapıyı yansıtan önemli ipuçları içerir. Karagöz oyunu, mukaddime (giriş), muhavere (söyleşme), fasıl (oyun) ve bitiş olmak üzere dört bölümden meydana gelir.

Türkiye'deki en eski şehir efsanesi olarak Çatalhöyük ile ilgili hikaye öne çıkabilir. Çatalhöyük, Konya'da bulunan ve 9 bin yıllık geçmişe sahip bir antik kenttir. Ayrıca, Troya Antik Kenti ile ilgili efsaneler de oldukça eski ve ünlüdür. Troya Savaşı, Homeros'un İlyada eserinde yer alır ve bu antik kent, 19. yüzyılda Heinrich Schliemann tarafından keşfedilmiştir. Diğer bir örnek olarak, Efes Antik Kenti'nin Artemis'in doğum yeri olduğu efsanesi de oldukça eski ve yaygındır. Bu örnekler, Türkiye'deki bazı eski şehir efsanelerini içermektedir. Ancak, "en eski" şehir efsanesi olarak spesifik bir isim vermek zordur.

"Kara Tren" türküsünün bestecisi Özhan Eren, 8 Mart 1959 tarihinde İstanbul'da doğmuştur.

Tavas zeybekleri genellikle şu kıyafetleri giyer: Başlık: Vişne çürüğü renginde kozalı fes üzerine, renkli bir "dalıburuz" sarılır. İç giysiler: Kilim desenli veya beyaz üzeri çizgili kollu "zıbın" ve kaput bezinden "iç don" veya pamuklu/yünlü kumaştan "dizlik". Üst giysiler: Donuk mavi çuhadan yapılan, kaytan işlemeli "delme" ve yine aynı renkte "cepken". Pantolon: Mavi çuhadan, siyah kaytan işlemeli "şalvar". Ayakkabı: İşlemeli, kozalı yün çorap üzerine siyah körüklü çizme veya ayakkabı üzerine tozluk. Aksesuarlar: Boyunda beşi biryerde altın takımı, belde kuşak üstünde oyalı çevre ve para kesesi, ellerde genellikle kına. Kadın zeybek kıyafetleri ise daha renkli olup, çiçekli başlık, ulada, gerdanlık, üç etek ve şalvar gibi parçalardan oluşur.

En güçlü Türk isimlerinden bazıları şunlardır: Alp: Cesur, kahraman, yiğit. Kaan: Hükümdar, büyük lider. Deniz: Sonsuzluk, enginlik, özgürlük. Efe: Yiğit, mert, cesur kişi. Tunç: Sert, dayanıklı, metal gibi sağlam, güçlü. Yiğit: Cesur, kahraman ve güçlü. Bora: Sert rüzgar, fırtına. Batur: Cesur ve yiğit. Aslan: Ormanın kralı, dik başlı ve yönetici. Tolga: Dayanıklı, güçlü, miğfer. Ayrıca, eski Türkçe kökenli bazı güçlü isimler de şunlardır: Tegin: Prens, hükümdarın oğlu. İlter: Ülkesini savunan, koruyan. Arslan: Aslan, cesur. Kara: Güçlü, kudretli. Tunga: Kaplan.

Hacivat ve Karagöz'de en güçlü karakter olarak değerlendirilebilecek bir tipleme bulunmamaktadır. Her iki karakter de farklı özelliklere sahiptir: Karagöz, eğitim almamış, cahil ve dobra bir halk adamıdır. Hacivat, eğitimli, nabza göre şerbet veren ve sıkça Arapça-Farsça kelimeler kullanan bir tiptir. Oyundaki diğer karakterler de belirli özellikleriyle öne çıkar, ancak Karagöz ve Hacivat kadar belirgin bir "en güçlü" karakter yoktur.

Kut inancı, Türk, Moğol ve Altay şamanizminde ve halk inancında kutsal enerji, yaşam gücü olarak tanımlanır. Kut inancının bazı özellikleri: Anlamı: Kutsal yaşam gücü, bereket, hayat verici, mübareklik, canlılık. Kaynağı: Tanrı'dan gelir. Yöneticiler: Kağan ve hükümdarlara Tanrı tarafından yönetme yetkisi olarak verilir. Kaybedilmesi: Hükümdarın yönetme yetkisini kaybetmesi ve ölümü anlamına gelir. Uygulama alanları: Eğitim, sosyal hizmetler, toplumsal gelişim projeleri gibi alanlarda bireylerin ve toplumun refahını artırmak için kullanılır. Kut kelimesi ayrıca "mut, mutluluk" anlamlarına da gelir.

Karagöz oyununda yaklaşık 40 farklı tipleme bulunmaktadır. Bazı tiplemeler: Ana karakterler: Karagöz ve Hacivat. Kadınlar: Zenne, Kanlı Nigar, Salkım İnci. İstanbul ağzıyla konuşanlar: Çelebi, Tiryaki. Anadolulu kişiler: Bolulu, Kastamonulu, Kayserili. Anadolu dışından gelenler: Kürt, Laz, Arnavut, Arap, Acem. Müslüman olmayan kişiler: Rum, Ermeni, Yahudi. Kusurlu ve ruh hastası kişiler: Kekeme, Kambur. Kabadayılar ve sarhoşlar: Matiz, Tuzsuz Deli Bekir, Sarhoş. Eğlendirici kişiler: Köçek, Çengi, Cambaz, Hokkabaz. Olağanüstü kişiler ve yaratıklar: Cazu, Cin.

Kars Öyküleri, Ankara Sinema Derneği'nin 2007 yılında düzenlediği senaryo yarışması kapsamında, farklı yönetmenler tarafından ele alınan beş ayrı hikayeyi anlatır. Bu hikayeler ve baş karakterleri: Moto Guzzi: Köyüne çok uzak olan okuluna her gün bisikletle giden Yusuf. Kül: Annesinin ölümüyle geçmişin muhasebesini yapan Nazlı. Zilo: Civcivi ile Ankara yollarına düşmeye karar veren Zilo. Açık Yara: Babasının geçmişi ile yüzleşemeyen Ozan. Küçük Bir Hakikat: Modern çağa ayak uydurmaya çalışan Karslı çiftçi Celal Bey. Film, Kars'ın soğuk iklimini, beş farklı insan hikayesi üzerinden sıcak bir dille anlatır.