TürkEdebiyati

Taşlıcalı Yahya'nın başlıca eserleri şunlardır: 1. Mesneviler: "Gencine-i Raz", "Kitab-ı Usul", "Gülşen-i Envar", "Yusuf u Züleyha", "Şah u Geda". 2. Divan: Çeşitli şiirlerinden oluşan bir divan. 3. Şehrengizler: "Edirne Şehrengizi" ve "İstanbul Şehrengizi". Ayrıca, şairin "Şehzade Mustafa Mersiyesi" gibi önemli edebi eserleri de bulunmaktadır.

Aşık Şenlik ve Sümmani arasındaki atışmanın nedeni, Sefilî adlı bir aşığın kendini Sümmani olarak tanıtarak Aşık Şenlik ile atışmak istemesidir. Bunun üzerine Sümmani, itibarını kurtarmak için Çıldır'a giderek Şenlik ile bizzat karşılaşmak istemiştir.

Halit Ziya Uşaklıgil'in 9 romanı şunlardır: 1. Sefile (1886). 2. Nemide (1892). 3. Bir Ölünün Defteri (1891). 4. Mai ve Siyah (1897). 5. Aşk-ı Memnu (1900). 6. Kırık Hayatlar (1924). 7. Nesl-i Ahir (1909). 8. Ferdi ve Şürekası. 9. Sanata Dair.

Cumhuriyet döneminin ilk romanı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan "Yaban" adlı eserdir.

Kaside, bir edebiyat terimi olarak ilk beytinin mısraları birbiriyle, diğer beyitlerinin ikinci mısraları ilk beyitle kafiyeli, aynı vezinle söylenmiş, en az 15 beyit uzunluğundaki bir nazım biçiminin adıdır. Anlamı ise genellikle bir devlet büyüğünü ya da zamanın ileri gelenlerinden birini çeşitli münasebetlerle övmek ve yapılan övgü karşılığında bir şeyler talep etmek amacıyla yazılmış manzumelerdir.

Pir Sultan Abdal'ın en önemli eserleri arasında şunlar öne çıkmaktadır: 1. "Divan". 2. "Küçük Şiirler". 3. "Dertli Mektuplar". 4. "Fuzuli'nin Tercihleri". 5. "Alevi İnanışları".

Saltuk Buğra Han, "yapma (suni) destan" türüne aittir.

"Eşekli Kütüphaneci" hikayesinin zaman ve mekan özellikleri şunlardır: Zaman: Hikaye, 20. yüzyılın ortalarında, modern iletişim araçlarının pek yaygın olmadığı bir dönemde geçmektedir. Mekan: Olaylar, Türkiye'nin kırsal bölgelerinde, özellikle Ürgüp ve çevresindeki köylerde geçmektedir.

"Gelin Kaynana Atışması" şiirini Kul Mehmet adlı şair yazmıştır.

Sehi Bey'in "Heşt Behişt" adlı eseri, Anadolu sahasında yazılan ilk şuarâ tezkiresi olarak bilinen bir eserdir. Özellikleri: - Bölümler: Bir mukaddime, sekiz bölüm ve bir hâtimeden oluşur. - İçerik: Eserde, Sehi Bey'in çağdaşı olan şairler hakkında bilgiler yer alır ve bu nedenle edebiyat tarihinin önemli kaynaklarından biri olarak kabul edilir. - Dil: Osmanlı Türkçesinde yazılmıştır. - Etki: Ali Şir Nevai'nin "Mecâlisü’n-Nefâis" adlı eserinden etkilenmiştir.

"Kış" kelimesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Mevsim Olarak Kış: Kış, dört mevsimden biridir ve kutup ile ılıman bölgelerde en soğuk mevsimi ifade eder. 2. "Elhan-ı Şita" Şiiri: Servet-i Fünun döneminde sembolizm akımının ilk uygulayıcısı olan Cenap Şahabettin'in "Elhan-ı Şita" şiiri, kışın ve kar yağışının tablo gibi anlatıldığı bir şiirdir.

Yusuf Ziya Ortaç'ın edebi kişiliği şu özelliklerle tanımlanabilir: 1. Beş Hececiler Topluluğu Üyesi: Ortaç, Türk şiirinde Beş Hececiler olarak adlandırılan grubun önde gelen isimlerindendir. 2. Çeşitli Türlerde Eserler: Şiir, mizah, roman ve hikaye türünde eserler vermiştir. 3. Mizahi Yazılar: "Akbaba" adlı mizah dergisini Orhan Seyfi Orhon'la birlikte çıkarmış ve bu dergide "Çimdik" takma adıyla mizahi yazılar yazmıştır. 4. Sağlam Türkçe ve Kıvrak Üslup: Eserlerinde sağlam bir Türkçe ve akıcı bir üslup kullanmıştır. 5. Tiyatro Eserleri: "Binnaz" adlı üç perdelik manzum piyesi başarılı ilk manzum tiyatro eseri olarak kabul edilir.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Bir Sürgün" romanının başkahramanı Doktor Hikmet, Abdülhamid dönemi aydınlarını ve onların zihniyetlerini temsil eden bir karakterdir. Doktor Hikmet'in özellikleri: - Okumayı seven, kültürlü bir insandır. - Kendini her zaman geliştirmeye adamıştır. - İzmir'e sürgün edilmiş bir memurdur.

Özay Gönlüm'ün bazı seçme eserleri şunlardır: "Elif Dedim Be Dedim"; "Evlerinin Önü Bulgur Kazanı (Adım Adım Denizlinin Yolları)"; "Arabaya Taş Koydum"; "Asmam Çardaktan"; "Denizli'nin Horozları"; "Derbent Deresi"; "Ninenin Mektubu"; "Çöz De Al Mıstıvali"; "Cemilemin Gezdiği Dağlar Meşeli"; "Tepsi Tepsi Fındıklar".

Abdülhak Hamit Tarhan, hem şiir hem de tiyatro türlerinde eserler vermiştir. Şiir türündeki bazı eserleri: "Makber" (1885); "Sahra" (1879); "Ölü" (1885); "Hacle" (1886); "Divaneliklerim yahut Belde" (1885). Tiyatro türündeki bazı eserleri: "Nesteren" (1876); "Tarık yahut Endülüs Fethi" (1879); "Eşber" (1880); "İlhan" (1913); "Turhan" (1916).

"Yatır" hikayesi, Refik Halit Karay tarafından 1916 yılında yazıldığı için Birinci Dünya Savaşı dönemine denk gelen bir zaman diliminde geçmektedir.

Yılmaz Pütün, daha çok sinema alanındaki çalışmalarıyla ünlüdür. Ancak, öykü yazarlığı da yapmış ve bazı hikayeleriyle tanınmıştır. Yılmaz Pütün'ün ünlü hikayelerinden bazıları şunlardır: "Ölüm Beni Çağırıyor". "Boynu Bükük Öldüler" ve "Sanık" gibi eserler.

Aşık Ömer'in Şairnamesi'nde yer alan bazı şairler şunlardır: Divan şairleri: Nesimi, Zati, Necati, Beyani, Hayali, Hayreti, Yahya, Bahayi, Atayi, Ulvi, Fevri, Şuhudi, Ahı ve Haletı. Halk şairleri: Şerifi, Haşimi, Kandî, Lisani, Katipi, Bursalı Halil ve Melili. Ayrıca, Aşık Ömer'in Şairnamesi'nde Karacaoğlan, Kuloğlu, Yazıcı gibi şairlere de nazireler yazdığı belirtilmektedir.

Forsa hikayesinde şu imgeler öne çıkmaktadır: 1. Bayrak ve Vatan: Hikayenin ana temalarından biri, bayrağın dalgalandığı her yerin vatan kabul edilmesidir. 2. Esaret ve Kurtuluş: Kara Memiş'in esaret yılları ve sonunda Türk gemilerinin gelmesiyle kurtulması. 3. Aile Bağları: Kara Memiş'in oğlu Turgut ile buluşması ve baba-oğul arasındaki bağ. 4. Doğa İmgeleri: Hikayenin başında Akdeniz'in tasvir edilmesi ve doğanın huzur verici unsurları. 5. Kahramanlık ve Savaş: Kara Memiş'in savaşa katılma isteği ve şehit olma arzusu.

Türkiye'nin en büyük aile hikayesi olarak değerlendirilebilecek birkaç önemli eser bulunmaktadır: 1. "Unufak Devranyanlar" romanı, Rober Koptaş tarafından yazılmış ve Türkiye'deki Ermeni hayatlarını kuşaklar, kentler ve karakterler arasında gezerek anlatan bir aile hikayesidir. 2. "İpar Ailesi" hikayesi, zenginlikten çöküşe giden bir ailenin trajedisini konu alır ve 1960 darbesi sonrası ailenin yaşadığı zorlukları içerir. 3. "Şakir Paşa Ailesi" hikayesi ise, Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayanan kökleriyle tanınan ve aile içindeki skandallarla dolu bir geçmişi anlatan bir hikayedir.