• Buradasın

    Pir Sultan Abdal'ın en önemli eseri nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Pir Sultan Abdal'ın en önemli eserleri arasında şunlar ilk sıralarda gelir:
    • Ötme Bülbül Ötme 24;
    • Nasıl Yar Diyeyim 4;
    • Kul Olayım Kalem Tutan Ellere 4;
    • Bin Cefalar Etsen 24;
    • Ayrılık Derdinin Dermanı Nedir 4.
    Ayrıca, Derdim Çoktur Hangisine Yanayım ve Ağlama Gözlerim Mevla Kerimdir gibi eserleri de önemli kabul edilir 4.
    Pir Sultan Abdal'ın tam olarak ne zaman ve nerede doğduğu bilinmemekle birlikte, 40'tan fazla deyiş ve nefesinin günümüze ulaştığı bilinmektedir 5. Deyişleri genellikle hece ölçüsü ile yazılmış ve aşık tarzında söylenmiştir 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım ne demek?

    "Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım" ifadesi, Pir Sultan Abdal'ın "Geçti Dost Kervanı" adlı şiirinde geçen bir dizedir. Şiirin ilgili kısmı şu şekildedir: > Pir Sultan Abdal'ım kalkın aşalım > Aşıp yüce dağı engin düşelim > Çok nimetin yedik helallaşalım > Geçti dost kervanı eyleme beni. Bu dize, "Kalkalım, yola çıkalım; yüce dağları aşıp enginlere gidelim; yediklerimizin hakkını verip helalleşelim, yoksa dost kervanı gidiyor, bizi eyleme (bekletme)" anlamına gelir.

    Pir Sultan Abdal'ın en güzel türküsü hangisi?

    Pir Sultan Abdal'ın en güzel türküsü olarak değerlendirilebilecek bir parça konusunda kesin bir görüş yoktur. Ancak, Pir Sultan Abdal'a atfedilen ve halk arasında sevilen türkülerden bazıları şunlardır: "Dostum Dostum" (Bin Cefalar). "Hakk Bizi Mahrum Eyleme". "Gelin Canlar Bir Olalım". "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım". "Güzel Aşık Cevrimizi Çekemezsin Demedim mi". Pir Sultan Abdal'ın türküleri, Alevi-Bektaşi inancı ve halk edebiyatı içinde önemli bir yere sahiptir.

    Pir Sultan Abdal'ın gerçek hayatı nedir?

    Pir Sultan Abdal'ın gerçek hayatı hakkında kesin bilgilere sahip olunamamaktadır. 16. yüzyılda yaşadığı varsayılan Pir Sultan Abdal'ın hayatına dair bilgiler dört kaynaktan gelmektedir: kendisine atfedilen deyişler ve nefesler; kendisi hakkındaki başkalarınca söylenen deyiş ve nefesler; sözlü menkıbeler; döneme ait ve anlatışlara parallellik arz eden Osmanlı Devleti'ne ait emir ve yazışmalar. Bazı tarihçilere göre Pir Sultan Abdal, "birincil sözlü kültür" çağında yaratılmış bir sözlü kültür tiplemesidir ve tarihî gerçek bir kişi olmaktan ziyade edebî bir kahramandır. Pir Sultan Abdal'ın gerçek hayatına dair bazı bilgiler şu şekildedir: Asıl adı Haydar'dır. 15. yüzyılın sonlarında doğup 16. yüzyılın ortalarına kadar yaşadığı kabul edilmektedir. Sivas'ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde doğmuştur. Alevi-Bektaşi kökenli olup, İran yanlısı mezhep olaylarına karışmıştır. Sivas Beylerbeyi Deli Hızır Paşa tarafından Safevi taraftarlığı ve İran lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle 1547-1551 ya da 1587-1590 yılları arasında asılmıştır.

    Pir Sultan ve Hızır Paşa neden düşman oldu?

    Pir Sultan Abdal ve Hızır Paşa'nın düşman olmasının nedeni, Hızır Paşa'nın Pir Sultan'ın düşüncelerini kabul etmemesi ve onu hapse attırıp idam ettirmesidir. Pir Sultan, adalet, özgürlük ve zulme karşı direniş temalarını işleyen şiirler yazmış ve bu nedenle Osmanlı yönetimine karşı duruş sergilemiştir.

    Pir sultan abdal hangi tür türkü söyler?

    Pir Sultan Abdal, halk edebiyatı ve tekke edebiyatı tarzında türküler söylemiştir.

    Pir sultan abdal hangi şiirleriyle meşhurdur?

    Pir Sultan Abdal, özellikle Alevi-Bektaşi düşünce sistemine dayalı şiirleriyle tanınır. En bilinen şiirlerinden bazıları şunlardır: "Benim Sadık Yârim Kara Topraktır". "Bütün Mürşitlerin En Büyüğü Ali’dir". Ayrıca, nefes tarzında yazdığı şiirler de meşhurdur ve yüzyıllardır "ayin-i cem"lerde söylenmektedir. Bazı ünlü Pir Sultan Abdal şiirleri: "Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler"; "Açılsın Kapılar Şaha Gidelim"; "Yalan Dünya"; "Bir Cefalar Etsen".

    Pir Sultan'ın açılın kapılar Şaha gidelim türküsünü neden yazdı?

    Pir Sultan Abdal'ın "Açılın Kapılar Şaha Gidelim" türküsünü, Osmanlı Devleti aleyhine olan bir isyana katıldığı ve İran lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle idam edilişini protesto etmek için yazdığı düşünülmektedir. Türküde, Hızır Paşa'nın kendisini idam ettirmesi ve içinde "Şah" kelimesinin geçmediği bir şiir söylemesi şartıyla affedilme teklifi üzerine, Pir Sultan Abdal bu redifli deyişi söylemiştir.