TürkEdebiyati

"Hacle" eseri, Abdülhak Hamit Tarhan'a aittir. Konusu: "Hacle", kelime anlamıyla "gelin odası, gerdek" anlamına gelir ve eser, ölüm ile vuslat arasındaki çelişkiyi ele alır.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Cumhuriyet dönemi yazarıdır.

Peyami Safa'nın okunması önerilen bazı kitapları şunlardır: 1. "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu": Genç bir hastanın yaşadığı psikolojik sıkıntıları anlatan otobiyografik bir roman. 2. "Fatih-Harbiye": Doğu ve Batı kültürleri arasındaki çatışmayı işleyen, İstanbul'un iki semti arasındaki bir aşk hikayesi. 3. "Sözde Kızlar": Anadolu'dan İstanbul'a gelen bir genç kızın, şehrin yozlaşmış sosyetesiyle mücadelesini konu alan bir roman. 4. "Matmazel Noraliya'nın Koltuğu": Ferit'in şüphe, tereddüt ve bunalımlarını anlatan, metafizik ögeler içeren bir eser. 5. "Bir Tereddüdün Romanı": I. Dünya Savaşı sonrası insanın tereddüt ve bocalamalarını işleyen bir roman. Ayrıca, "Cumbadan Rumbaya" ve "Cânân" gibi eserleri de Peyami Safa'nın önemli kitapları arasında yer alır.

İzzet Ziya Turnagil'in "Saraydan Hatıralar" adlı eseri, anı (hatırat) türündedir.

9789751047236, Reşat Nuri Güntekin'in "Çalıkuşu" kitabının ISBN numarasıdır. İnkılap Kitabevi tarafından yayımlanan bu kitap, Feride'nin genç kız ruhundaki tatlı muammayı, neşesini ve zorluklara karşı kararlılığını anlatan bir romandır.

Köy öğretmeni Zehra'nın hikayesi, Reşat Nuri Güntekin'in "Acımak" romanında geçmektedir. Zehra, romanın ana karakterlerinden biridir ve daha idealist bir öğretmen olarak tasvir edilir. Zehra, katı kuralları olan ve acıma duygusundan yoksun bir öğretmendir. Ayrıca, Zehra'nın kendi yaşam hikayesi de dikkat çekicidir; otizm tanısı alan ve farklı okullara gitmek zorunda kalan Zehra Çetinkaya'nın yazdığı "Zehra'nın Hikayesi" adlı kitap da bu temaları işlemektedir.

Nezihe Meriç, öykü, roman, oyun ve çocuk kitapları gibi çeşitli türlerde eserler vermiştir.

"Muhsin Bey" eseri, Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılmıştır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, mensur şiir türünde eserler yazmıştır.

"Karlı Kayın Ormanı" hikayesinin temelinde, Nazım Hikmet'in 1950 yılında tekrar askere çağrılması ve bu durumdan kaçmak zorunda kalması yatmaktadır. Zülfü Livaneli, bu kaçışı "Karlı Kayın Ormanı" adlı şiirle anlatmış ve daha sonra bu şiiri bestelemiştir.

“Sanman kim şîre-i engûr ile mestüz” dizesi, Bağdatlı Rûhî'nin Terkîb-i Bend adlı eserine aittir.

“Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” öyküsü, Haldun Taner tarafından 1953 yılında yazılmış ve aynı adlı kitaba adını vermiştir. Öyküde, Şişhane’de bir kazaya sebep olan belediyeye ait bir atın gözünden olay mahallinde bulunan ve kazaya karışan insanların hayatları anlatılır.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın Edebi Kişiliği: - Edebi Anlayış: "Sanat için sanat" anlayışına bağlı kalmış, öz şiir (saf şiir) anlayışını benimsemiştir. - Temalar: Şiirlerinde yaşama sevinci, ölüm, yitik aşklar, yalnızlık ve çocukluk özlemi gibi temaları işlemiştir. - Dil ve Üslup: Mükemmeliyetçiliği ve dilin sade kullanımı dikkat çeker, ahenk ve biçim unsurlarını göz önünde bulundurmuştur. Eserleri: 1. Şiir Kitapları: - "Ömrümde Sükût" (1933). - "Otuz Beş Yaş" (1946). - "Düşten Güzel" (1952). - "Sonrası" (1957, ölümünden sonra). - "Bütün Şiirleri" (1983). 2. Mektup: - "Ziya'ya Mektuplar" (1957, ölümünden sonra). 3. Hikaye: - "Gün Eksilmesin Penceremden" (2006, ölümünün 50. yılında).

"Dünya Ağrısı" romanı, Ayfer Tunç tarafından 2014 yılında yayımlanmış olup, okuyucular tarafından beğenilmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Tematik Zenginlik: Kitap, yabancılaşma, baba-oğul çatışması, geçmişle hesaplaşma, şiddet ve toplumsal bellek gibi derin temaları işler. 2. Gerçekçi Anlatım: Roman, küçük bir Anadolu şehrinde geçen gerçekçi bir hikaye sunar ve şehrin sosyal ve ekonomik değişimlerini yansıtır. 3. Karakter Gelişimi: Ana karakter Mürşit'in iç dünyası ve yaşadığı sıkıntılar, okuyucunun onunla empati kurmasını sağlar. 4. Dil ve Üslup: Ayfer Tunç'un kendine has anlatım tarzı ve zengin dil kullanımı, romana derinlik katar.

"Mor Salkımlı Ev" adlı eser, birkaç açıdan önemlidir: 1. Anı Romanı: Halide Edib Adıvar'ın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar olan anılarını anlattığı bu eser, yazarın kendi hayatını ve dönemin toplumsal koşullarını yansıtması bakımından önemlidir. 2. Türk-Ermeni İlişkileri: Romanda, Türk-Ermeni ilişkilerine dair yaşananlar birinci elden anlatılarak, Ermeni iddialarına yanıt verilmektedir. 3. Dil ve Çeviri: İngilizce olarak yazılmış orijinal eserle Türkçe çevirisi arasında farklılıklar bulunması, eserin tarihsel ve edebi değerini artırmaktadır. 4. Eğitim ve Toplumsal Cinsiyet: Eserde, yazarın eğitimciliği ve kadınların toplumsal konumları üzerindeki düşünceleri de öne çıkmaktadır.

Hamse sahibi şairler şunlardır: 1. Ali Şir Nevai: "Hayretül Ebrâr", "Ferhad u Şirin", "Leyli vü Mecnun", "Seba-i Seyyâr", "Sedd-i İskender" adlı mesnevileriyle. 2. Hamdullah Hamdi: "Yusuf u Züleyha", "Leyla ile Mecnun", "Mevlid", "Tuhfetül Uşşak", "Kıyafetname". 3. Taşlıcalı Yahya: "Gencine-i Raz", "Usûlname", "Şah u Geda", "Yusuf u Züleyha", "Gülşen-i Envâr". 4. Ahmed-i Rıdvan: "Leyla u Mecnun", "Hüsrev u Şirin", "İskendername", "Heft Peyker", "Mahzenül Esrar". 5. Nevizade Atai: "Sakiname", "Nevhatül Ezhâr", "Sohbetül Ebkâr", "Heft Han", "Hilyetül Efkâr". Ayrıca Fuzuli ve Nergisi de hamse sahibi şairler arasında yer alır.

Süreyya Berfe, Türk şair ve yazardır.

En iyi korku şiirleri arasında öne çıkanlar şunlardır: 1. "Korku" - Fazıl Hüsnü Dağlarca. 2. "Korkuyorum" - Merve Özel. 3. "Korkularım" - Zeynep İrem Akyazı. 4. "Ek Sayfa" - Behçet Necatigil. 5. "Gözlerin" - Sedat Umran. Ayrıca, Ömer Hayyam ve Ümit Yaşar Oğuzcan gibi şairlerin korku temalı şiirleri de dikkate değerdir.

Nazım Hikmet'in "Hoşgeldin Kadınım" şiiri, Türk şair ve yazar Leyla Hanım için yazılmıştır.

Ahmet Haşim'i yetiştiren kişiler şunlardır: Babası Arif Hikmet Bey: Ahmet Haşim'in babası, yüksek rütbeli bir memur ve Bağdat'ın Alusizade sülalesinden bir isimdir. Edebiyat öğretmenleri: Galatasaray Sultanisi'nde edebiyat öğretmenleri arasında Ahmet Hikmet Müftüoğlu ve kitabet hocası Tevfik Fikret bulunmaktadır. Ahmet Haşim, ayrıca küçük yaşta annesini kaybettikten sonra İstanbul'daki akrabalarının yanına gelmiş ve eğitimine Numune-i Terakki Mektebi'nde devam etmiştir.