Yusuf Ziya Ortaç'ın "Kaybolan Kelime" adlı yazısında, toplum hayatındaki bazı şikayetlerin, "zarif, ince, medeni" olarak tanımlanan bir kelimenin yokluğuna dayandığı anlatılmaktadır. Yazar, bu kelimeyi ararken karşılaştığı durumu şu şekilde açıklar: Çöpçünün pos bıyıkları arasında kelimeyi arar, ancak bulamaz. Bahşiş alan bekçinin kavlak dudaklarında kelimeyi bekler, yine bulamaz. Bakkalın çırağı, sebzecinin yamakları, kasabın oğlu gibi kişilerden kelimeyi duymak ister, yine başarılı olamaz. İpek mendil alan oğlan, eşarbını kıvıran kız, iki buçukluğu cebine indiren manav gibi kişilerden kelimeyi bekler, ancak yine bulamaz. Yazısında, belediyenin bu kelime için bir fiyat listesi oluşturabileceğini ve insanların ihtiyaç duyduklarında bu listeden kelimeyi satın alabileceğini önerir. Yazının sonunda, hasretini çektiği kelimenin "teşekkür" olduğunu belirtir.