TarihiEser

Şeker Ahmet Paşa'nın "Narlar ve Ayvalar" tablosu, sepetteki ayva ve narların geometrik açıdan dizilişi ve birbirleriyle oluşturdukları kompozisyonla dikkat çeker. Tablonun anlatısı hakkında spesifik bir yorum bulunmamakla birlikte, Şeker Ahmet Paşa'nın resimlerinde doğadaki gerçekliği verme kaygısı, onu doğa lirizmi diyebileceğimiz bir üsluba yaklaştırdığı belirtilmektedir. Antik A.Ş.'nin 253. müzayedesinde, "Narlar ve Ayvalar" tablosu 1 milyon 300 bin YTL'ye satılarak, ressamın dünya piyasalarında satılan en değerli eseri rekoru kırmıştır.

Hayır, Kutadgu Bilig ve Yusuf Has Hacib aynı değildir. Kutadgu Bilig, 11. yüzyıl şairi Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Kutadgu Bilig, insana her iki dünyada da mutluluğa erişmek için izlenmesi gereken yolu göstermek amacıyla yazılmış, mesnevi biçiminde bir öğretici eserdir. Dolayısıyla, Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip'in bir eseri iken; Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig'in yazarıdır.

Türkçe-Türkçe sözlük olarak kullanılabilecek bazı kaynaklar: Türk Dil Kurumu (TDK) Sözlükleri. Glosbe. Ayrıca, seslisozluk.net ve nedir.com gibi internet siteleri de ücretsiz Türkçe sözlükler sunmaktadır.

Osman Hamdi Bey, "İki Müzisyen Kız" tablosunu 1880 yılında Paris'te tamamlamıştır. Tablo, günümüzde İstanbul'daki Pera Müzesi'nde, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu'nun bir parçası olarak sergilenmektedir.

Ömer Seyfettin'in "Pembe İncili Kaftan" hikayesini okuduktan sonra hissedilenler şunlar olabilir: Gurur ve Onur: Muhsin Çelebi'nin devlet sevgisi ve sadakati, kişisel çıkarlardan vazgeçerek görevini yerine getirmesi okuyucuya gurur ve onur hissi verebilir. Duygusal Yoğunluk: Hikayenin, bir kadının hayatı ve aşkı etrafında dönmesi, okuyucuda duygusal bir yoğunluk yaratabilir. Tarihî ve Kültürel Duyarlılık: Osmanlı ile Safeviler arasındaki siyasi ve kültürel mücadele, okuyucuya tarihî ve kültürel bir duyarlılık kazandırabilir. Fedakarlık ve Sadakat: Muhsin Çelebi'nin devletten hiçbir destek beklemeden tüm masraflarını karşılayarak görevi kabul etmesi ve dönüşte fakir bir hayat sürmesi, fedakarlık ve sadakatin önemini vurgular. Ayrıca, hikaye, asıl zenginliğin mal değil, insanın karakteri olduğunu anlatır.

"Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat" romanı, Talat Bey ile Fitnat Hanım'ın aşk hikayesini anlatır. Konusu: Talat, bir devlet memuru olarak çalışırken, tütün almak için uğradığı bir dükkanda Hacı Baba'nın üvey kızı Fitnat'a aşık olur. Roman, aynı zamanda dönemin toplumsal sorunlarını da ele alır: kız çocuklarının okutulmaması, küçük yaşta evlendirilmeleri gibi.

Murat Menteş'in "Korkma Ben Varım" romanı, aşk, dostluk, intikam, yalnızlık ve şiddetin ustaca harmanlandığı bir hikaye sunar. Romanın konusu, Gönül İşleri Bakanlığı heyetinin katledilmesiyle başlar. Baş karakterler: Fu: Dövüş ustası ve basın müşaviri. Gıcırbey: Başkalarının intikamını alarak yaşayan kişi. Şebnem Şibumi: Tarih öğretmeni. Enver Paşa: Padişah yorganları satıcısı. Hayati Tehlike: Dul gangster. Roman, bilinç akışı tekniğiyle yazılmıştır.

Türkçenin en eski yazılı metinleri, 7. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar olan dönemi kapsayan Eski Türkçe eserleridir. Bu dönemde yazılmış bazı önemli metinler: Orhun Yazıtları (Köl Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk). Uygur Türkçesi eserleri. Türkçenin en güzel konulu metni olarak değerlendirilebilecek bir eser belirtilmemiştir.

Mehmet Âkif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine" şiiri, belirli bir edebi akıma dahil edilmekten ziyade, vatanseverlik ve kahramanlık temalarını işleyen bir eser olarak kabul edilir. Şiir, aruz ölçüsüyle yazılmış olup, geleneksel Türk şiirinin estetik unsurlarını taşır. Bazı temaları: Kahramanlık ve fedakarlık. Şehitlerin ulviliği. İnanç ve iman. Savaşın evrensel boyutu.

28 Şubat 2021 tarihinde, İstanbul Fatih'te bir otelde 13 adet tarihi eser niteliğinde olduğu değerlendirilen obje ele geçirildi. İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, tarihi eser kaçakçılarına yönelik yapılan çalışmalar kapsamında cuma günü saat 00.30 sıralarında Fatih’te bir otelde arama yaptı. Ele geçirilen objeler ise incelenmek üzere İstanbul Arkeoloji Müze Müdürlüğü’ne teslim edildi. Ayrıca, 10 Şubat 2012 tarihinde, İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Fatih'te bir otel odasına yönelik baskın düzenlemiş ve bir valiz içerisinde çok sayıda tarihi eser ele geçirilmiştir. Son olarak, 19 Şubat 2018 tarihinde, Fatih’te tarihi eser kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonda, Helenistik döneme ait 2 bin 200 yıllık tarihi taç ve altın objeler ele geçirilmiştir.

Zabel Yesayan'ın Son Kadeh adlı eseri, metnin kahramanı Adrine'nin "yasak aşkı" Arşag'a yazdığı notlardan (belki de uzun bir mektuptan) oluşur. Adrine, bu notlarda bir yandan geçmişine bakıp kendisi ve mutsuz evliliğiyle hesaplaşırken, bir yandan da "aşk"ın ne olduğunu kavramaya çalışır. Son Kadeh, 1915’ten sonra yazılan ilk metin olup, toplumun kutsal addettiği evlilik kurumuna çomak sokmakla yetinmeyerek, büyük bir kırımın ardından bir Ermeni ile bir Türk’ün birbirine duyduğu aşkı anlatır. Ayrıca, Adrine’nin doğada tek başına yürüyüşlere çıkarak, kendini evdeki kalabalıktan soyutlayarak korumaya çalıştığı ruhu, ancak sevgilisinin varlığıyla huzur bulur. Son Kadeh, Türkiye’deki okuyucu için Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sını hatırlatan trajik sonuyla da dikkat çeker.

Varka ve Gülşah, ilk kez Gazneli Sultan Mahmud (998-1030) adına Ayyûkī tarafından Farsça olarak yazılmıştır. Türk edebiyatında ise en çok tanınan örneği, Yûsuf-ı Meddâh tarafından 743'te (1342) Sivas'ta yazılan eserdir.

Menâkıb-ı Çehâr Yâr-i Güzîn eseri, aşağıdaki kişilere aittir: Seyyid Eyyûb. Şemseddin Sivâsî. Ayrıca, Abdi adlı bir şair de Feżâil-i Ḫulefâ-i Râşidîn ve Ḫaṣâil-i Çehâr-Yâr-i Güzîn adlı bir mesnevi yazmıştır.

Yorgun Herakles heykeli, Yunan heykeltıraş Lysippos tarafından M.Ö. 340'larda bronz olarak yapılmıştır. Heykelin Roma Dönemi'ne ait mermer kopyası, 200 kilogram ağırlığındadır ve 1980 yılında Antalya'nın Perge Antik Kenti'nde bulunmuştur.

Ahmet Cevdet Paşa'nın "Tarih-i Cevdet" adlı eserinin 11. ve 12. ciltleri, 1774 Kaynarca Antlaşması'ndan 1826 Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılışına kadar olan olayları ele almaktadır. Eserin 11. ve 12. ciltlerinin içeriğine dair başka bir bilgi bulunamamıştır. "Tarih-i Cevdet" adlı eserin 11. ve 12. ciltlerine şu sitelerden ulaşılabilir: archive.org; ttk.gov.tr.

Manzum hikâyelerin ilk örneği olarak 12. yüzyıl yazarı Efzeleddin Hakani Şirvani'nin "Töhfetül-İrageyn" kasidesi kabul edilir. Ayrıca, Divan edebiyatında uzun hikâyeler mesnevi türü ile yazılırdı.

Leonardo da Vinci'nin "Son Akşam Yemeği" tablosu orijinal olarak, İtalya'nın Milano şehrindeki Santa Maria delle Grazie Kilise ve Manastırı içerisinde yer almaktadır.

Müntahabât-ı Eşar eseri, İbrahim Şinasi'ye aittir.

"Muhsin Bey yahut Şâirliğin Hazin Bir Neticesi" romanı, Recaizade Mahmud Ekrem tarafından 1889 yılında yazılmış bir uzun öyküdür. Eserde, sevgilisi ölen genç bir şairin ıstırapları anlatılmaktadır.

"Genji'nin Hikayesi" dünyanın ilk romanı olarak kabul edilir çünkü 11. yüzyılın başlarında Murasaki Şikibu tarafından yazılmış ve Japon edebiyatının başyapıtlarından biri olarak öne çıkmıştır. Eser, Japon sarayının hayatını ve aristokrasisini akıcı bir dille anlatması, 800 şiir (waka) içermesi ve Çinçe ve Japonca nazıma hakim bir yazarın ürünü olması gibi özellikleriyle farklı bir muamele görmüştür.