• Buradasın

    SözlüGelenek

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Vanilya kokulu mektuplar özeti nedir?

    Vanilya Kokulu Mektuplar kitabının özeti şu şekildedir: Annesiyle babası ayrılan Kıymık, bir süreliğine anneannesinin yanına yerleşmek zorunda kalır. Bir gün postacı Bay Güleryüz, Kıymık’ın ölen dedesine, otuz yıl önce Paris’ten postalanmış bir mektup getirir. Göndereni belirsiz bu mektupların gizinin çözmeye kesin kararlı olan acar dedektif Kıymık, kolları sıvar. Kıymık, Baldudak’ı sinemaya davet eder ancak istediği cevabı alamaz. Kıymık, mektupları tanıyan birinin gönderdiğini düşünür ve araştırmaya başlar. Bir gün kapı çalar. Vanilya Kokulu Mektuplar kitabının tam özetine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: kitapdiyari.com.tr; mardinlife.com; kitap.yazarokur.com.

    Oğuz kağan destanı neden 200 yıl sonra yazıldı?

    Oğuz Kağan Destanı'nın 200 yıl sonra yazılmasının sebebi, destanın başlangıçta sözlü gelenekte var olması ve yazıya geçirilmesinin ancak 14. yüzyılda gerçekleşmesidir. Destan, Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra bazı İslami özellikler de kazanmıştır. Ayrıca, destanın esasının çok daha geniş ve zengin bir destandan yapılmış özetten ibaret olduğu düşünülmektedir.

    Alaaddin masalının yazarı neden anonimdir?

    Alaaddin masalının yazarı anonimdir çünkü masalın kökeni ve ilk yazılı kayıtları belirsizdir. Masal, Orta Doğu kökenli olup, ilk olarak 18. yüzyılda Fransız çevirmen Antoine Galland tarafından Binbir Gece Masalları koleksiyonuna eklenmiştir. Bu nedenle, masalın gerçek yazarı ve ilk yazılı kaynağı belirlenememiştir, bu da anonim kalmasına yol açmıştır.

    Somut olmayan kültürel mirasın 4 temel özelliği nedir?

    Somut olmayan kültürel mirasın dört temel özelliği: 1. Kuşaktan kuşağa aktarım: Toplulukların ve grupların çevreleriyle, doğayla ve tarihleriyle etkileşimlerine bağlı olarak sürekli yeniden inşa edilir. 2. Kimlik ve devamlılık: Topluluklara ve gruplara kimlik ve devamlılık duygusu verir. 3. Kültürel çeşitlilik: Kültürel çeşitliliğin temel kaynağıdır ve sürdürülmesi, sürekli yaratıcılığın garantisidir. 4. Yaşatarak koruma: Dondurarak koruma yerine, yaşatarak koruma yöntemi benimsenir.

    Porsuk tekerlemesi nedir?

    Porsuk tekerlemesi, "Kekere Mekere" tekerlemesinin bir parçasıdır ve şu şekildedir: > "Bu tarlaya bir şinik kekere mekere ekmişler. Bu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış. Bu tarlaya da ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış. O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk, Diğer tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğa demiş ki: ‘Sen ne zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksun?’ O da ona cevaben ‘Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksan, ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğum.’ demiş." Bu tekerleme, Türkçedeki en uzun tekerleme olarak kabul edilir ve yüz otuz kelimeden oluşur.

    Yener Bulut Ya Hızır hangi yöreye ait?

    "Ya Hızır" türküsü veya deyişi, Maraş (günümüzde Kahramanmaraş) yöresine aittir. Söz ve müziği Perişan Ali'ye aittir.

    Yüzsüz insan için hangi atasözü kullanılır?

    Yüzsüz insan için kullanılabilecek bazı atasözleri: Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme yüzsüz edersin. Yüzünü bulan yüzsüz, astarını da ister. Yüz versen yüzsüz astarını da ister.

    Anonim Türk edebiyatı nedir?

    Anonim Türk edebiyatı, söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu, sözlü geleneğe dayalı edebiyattır. Bazı türleri: atasözü; deyim; tekerleme; bilmece; fıkra; türkü; mani; ağıt; ninni; halk hikayesi; efsane; masal. Bu edebiyat türünde eserler, halk arasında kulaktan kulağa yayıldığı için zaman içinde sanatçısına bağlı olmaktan çıkmış ve tüm toplumun malı olmuştur.

    Temel Dursun fıkraları nelerdir?

    Temel ve Dursun'un bazı fıkraları: Saat: Temel aldığı bir daktiloyu bozuk diye geri götürür. Yanlış istikamet: Temel trene biner, bilet kontrolü sırasında kontrolör biletin İstanbul'a olduğunu, trenin ise Ankara'ya gittiğini söyler. Ağaçlar: Temel ile Dursun ormanda yürürken Temel, Dursun'a "Ormanın güzelliğine bak" der. Amerika'ya yüzme: Temel, Dursun'a "Gel beraber Amerika'ya yüzelim" der. Savaş olasılığı: Temel ile Dursun konuşurken Temel, "Savaş çıkarsa yandık" der. Daha fazla Temel ve Dursun fıkrası için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: sabah.com.tr; tgrthaber.com; hurriyet.com.tr.

    Atasözü 'Parayı veren düdüğü çalar' mı yoksa 'Düdüğü çalan parayı öder' mi?

    "Parayı veren düdüğü çalar" atasözü, doğru olanıdır. Bu atasözü, dünyadaki hiçbir şeyin karşılıksız olmadığı, talep edilen şeyin bedelinin ya da ücretinin ödenmesi gerektiği anlamına gelir.

    Gülün eşeği kim güldürdü?

    "Gülün eşeği kim güldürdü?" ifadesi, bir fıkraya atıfta bulunabilir. Bu fıkrada, bir adam bir bara gider ve kapının dışında bağlı duran bir eşeğin yanında, içi dolar dolu bir cam kutu görür. Bu fıkra, Güldür Güldür Show gibi komedi programlarında da işlenebilir. Ayrıca, "Dük Serisi" adlı bir Güldür Güldür Show videosu da mevcuttur. Daha fazla bilgi için ilgili kaynaklara başvurulabilir.

    Kış ile ilgili atasözleri nelerdir?

    Kış ile ilgili bazı atasözleri: Yazın gölge kovan, kışın karın ovar. İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına. Kalendere ''kış olur'' demişler, ''titremeye durmuşuz'' demiş. Bir bulutla kış olmaz. Ateş, kış gününün meyvesidir. Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur. Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir. Allah, dağına göre kış verir. Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü. Kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir.

    Al gömlek kan tutmaz atasözü ne anlama gelir?

    "Al gömlek gizlenmez" atasözü, herkesin dikkatini çeken bir işin gizli kalmasının mümkün olmadığını ifade eder. "Al gömlek kan tutmaz" atasözü hakkında ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

    Ay ile ilgili bilmeceler nelerdir?

    Ay ile ilgili bazı bilmeceler: Nar tanesi, nur tanesi, dünyamızın bir tanesi. Çadır üstünde parlak bir kaşık yatar. Dam üstünde yarım çörek. Akşam çıkar, güneşten korkar kaçar. Yanar söner, parlar ısıtmaz. Gökte açık pencere, kalaylı bir tencere. Yuvarlak mı yuvarlak, derler arşı bozacak. Korkusu tek güneşten, niyeti vardır gitmekten. C iken O olur, O iken C olur. Bakarsın yay, bakarsın top, bakarsın var, bakarsın yok.

    Kamyoncunun rahibeye yaptığı şaka nedir?

    Kamyoncunun rahibeye yaptığı şaka, "karışık fıkralar" arasında yer alan ve şu şekilde anlatılan bir hikayedir: Kamyoncu, yolda otostop yapan bir rahibe görür ve sevap kazanmak amacıyla onu durdurur. Bu hikaye, mizahi bir anlatımla sunulan kurgusal bir şakadır.

    Mızrak çuvala sığmaz atasözü ne anlama gelir?

    Mızrak çuvala sığmaz atasözü, herkesin gözü önünde duran, apaçık bilinen gerçeklerin gizli tutulmasının, örtbas edilerek yokmuş gibi gösterilmesinin imkânsız olduğunu anlatır. Atasözünde geçen "mızrak" kelimesi, ucu sivri ve delici bir aleti; "çuval" ise içine malzeme konulan keseyi ifade eder.

    Sağlıklı dişlerle ilgili atasözleri nelerdir?

    Sağlıklı dişlerle ilgili bazı atasözleri: İştah dişin dibindedir. Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır. Beleş atın dişine bakılmaz. Tokken yemek yiyen mezarını dişiyle kazar. Isıracak köpek dişini göstermez.

    Tipi tip fıkrası nedir?

    Tipi tip fıkrası, Türk halk edebiyatında yer alan fıkra tiplerinden biridir. Fıkra tipleri, belirli özellikleri temsil eden karakter kalıplarıdır ve genellikle bir yöreyi, mesleği, düşünce tarzını veya mizahi bir özelliği yansıtır. Bazı fıkra tipleri ve özellikleri: Nasrettin Hoca: Düşündüren ve güldüren fıkraların başkahramanıdır. Bektaşi: Mizahi yolla dinî konuları sorgulayan, esprili ve özgür düşünceli bir yapıya sahiptir. Karadenizli (Temel): Zeki ama farklı düşünen, bazen saf görünen, hazırcevap ve pratik zekâlı biridir. Fıkra tipleri, toplumsal eleştiri yapar, ders verir ve kültürel mirası aktarır.

    Kaynanaya söylenen maniler nelerdir?

    Kaynanaya söylenen bazı maniler: Kaynanam kara basar, oşt desem beni boğar. Kaynanam kazan karası, görümcem Allah belası. Kaynanam evde durmaz, işe elini vurmaz. Kaynanam dibek gibi, görümcem şebek gibi. Kaynanayı ne yapmalı, kaynar kazana atmalı. Yandım anam dedikçe, altına odun atmalı. Portakalın dilimi tut, kaynana dilini. Hindi oğlun gelirse, gıragan vur belini. Ayrıca, şu sitelerde de kaynana manileri bulunmaktadır: manilerimiz.com; tr.wikisource.org.

    Destanların derleme aşaması nedir?

    Destanların derleme aşaması, destanın üçüncü oluşum aşamasıdır. Destanların derleme aşamasının özellikleri: Derleyen kişi, destanın yazarı değil, olayları toparlayıp bir araya getiren kişidir. Bu aşamada, destanlar manzum olarak yazıya geçirilir. Türk destanları genellikle ikinci aşamada kalmış, sadece bazı destanlar bir büyük şair tarafından işlenerek üçüncü aşamayı tamamlamıştır.