SözcükAnlamları

Koru ve koru arasındaki fark şu şekildedir: - Koru: Doğal alanların, özellikle ormanların ve yeşil alanların korunması amacıyla oluşturulmuş, insan müdahalesinin en aza indirildiği yerlerdir. - Koruma: Bir şeyi veya birini zararlı etkenlere karşı aktif olarak savunma veya kollama sürecidir. Özetle, "koru" daha geniş bir kavram olup, doğal alanların korunmasını ifade ederken; "koruma" belirli bir varlığı veya kişiyi hedef alarak onu belirli tehlikelere karşı savunmayı amaçlar.

Cilve yapan kadına "cilveli" veya "cilveci" denir. Ayrıca, "cilve kutusu" ifadesi de güzel cilve yapan kadınlar için kullanılır.

Mübadele, Arapça kökenli bir kelime olup "değişim", "değiş tokuş" anlamına gelir. Mübadele kelimesinin bazı kullanım alanları: Genel kullanım: İki veya daha fazla taraf arasında varlık, mal veya hizmetlerin karşılıklı olarak değiştirilmesi. Tarihî kullanım: Osmanlı Devleti'nde savaş esirlerinin ve elçilerin karşılıklı değişimi. Özel kullanım: I. Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı Devleti'nin parçalanmasıyla Türkiye ile Balkanlar'daki ülkeler arasında yapılan nüfus değişimi (Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi).

İyi gün dostu, dostlarının sıkıntılı zamanlarında onlardan kaçan kimse anlamına gelir. Ayrıca, sadece iyi günlerde görünen dost olarak da tanımlanabilir.

Hasret kelimesinin diğer adı "özlem"dir. Hasret ve özlem kelimeleri aynı zamanda isim olarak da kullanılmaktadır.

Kova yapmak ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir: Esrar tüketim metodu. Argo tabir. DDoS saldırısı. Ayrıca, "kova yapmak" ifadesi, "orgazmdan daha zevkli bir aktivite" olarak da tanımlanmıştır. Bu tür ifadeler, genellikle olumsuz veya argo anlamlar taşıdığı için dikkatli kullanılması önerilir.

Durumdan vazife çıkarmak, zorunlu olmadığı halde, oluşan duruma göre kendi üzerine yeni sorumluluklar, görevler almak anlamına gelir. Ayrıca, askerlik bağlamında, emir-komuta zincirinin koptuğu durumlarda, askerin inisiyatif kullanarak kendi başına karar vermesi durumu olarak da tanımlanır. Bu deyim, siyasi ve özel ilişkiler bağlamında da kullanılabilir; bir kişinin, çevresindeki gelişmeleri değerlendirerek, aslında üzerine vazife olmayan konulara müdahale etmesi şeklinde örneklendirilebilir.

Tasnif, herhangi bir şeyi sınıflara ayırma, sınıflandırma veya sıraya koyma anlamına gelir. TDK'ya göre tasnif kelimesinin üç anlamı vardır: 1. Dağınık veya karışık durumda olan şeyleri bir araya getirme, düzenleme. 2. Kitap yazmak, neşretmek, biriktirmek ve kitap koleksiyonu yapmak. 3. Müzik icra etme, şarkı sözü yazmak ya da müzik bestelemek. Ayrıca, "tasnifat" kelimesi eserler ve çeşitler anlamında kullanılır.

Türklerde "hala" ve "teyze" şu anlamlara gelir: Teyze. Hala. Ayrıca, bazı yörelerde "hala" ve "teyze" için farklı kelimeler de kullanılır.

Banket, karayolunun kenarında, başta yayalar olmak üzere bisikletliler ve hayvanlar için ayrılmış güvenli yürüyüş yoludur. Banketler, araçların acil durumlarda durması için de kullanılabilir, ancak bu durum sadece zorunlu hallerde mümkündür. Banketlerin bazı özellikleri: Yol ile farklı bir zemin malzemesine sahiptir. Şerit çizgisi ile değil, farklı renkteki eksen çizgileriyle belirlenir. Genişliği, yolların tipine göre değişiklik gösterir. Düşük banket, yol seviyesinden daha aşağıda kalan banketler için kullanılan bir terimdir.

Dul, eşinden vefat veya başka bir gerekçeyle ayrılmış olan kadın veya erkek anlamına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre "dul" kelimesinin iki farklı anlamı vardır: 1. Eşinden boşanmış olan kadın ya da erkek. 2. Eşi ölmüş olan. Ayrıca, "dul" kelimesi birçok böcek ve bitki isminde de geçer. Örnekler: Kara Dul; Dul Avrat Otu.

Sahip olmak ve sahiplenmek arasındaki temel fark, sahip olmanın bir şeye dair hak iddia etmek ve onu elinde tutmak anlamına gelirken, sahiplenmenin o şeye kendinden bir parça vermek, onunla bütünleşmek ve ilgilenmek olduğunu ifade etmesidir. Sahip olmak: Mülkiyet ve dışsal bir bağ kurar. "Benim" ifadesini kullanır. Geçici bir tatmin sağlar. Sahiplenmek: Aidiyet ve duygusal bir bağ oluşturur. "Benimle" ifadesini kullanır. Kalıcı bir doyum ve sorumluluk yükler.

Kişileştirmenin diğer adları şunlardır: teşhis; insanlaştırma.

İstiklal kelimesi, Arapça kökenli olup "bağımsızlık" anlamına gelir. Ayrıca, "buyruk altında bulunmamak", "kimseye hesap vermemek" ve "kimsenin boyunduruğu altında yaşamamak" gibi anlamlar da taşır. Özellikle tarihsel bağlamda, bir ülkenin yabancı bir gücün egemenliğinden kurtulması ve kendi bağımsızlığını kazanması anlamında kullanılır.

Mücver ve mücevher farklı kavramlardır. Mücver, kıyma, yumurta ve soğanla yapılan bir tava yemeğidir. Mücevher ise, altın, gümüş gibi değerli madenler ve kıymetli taşlar kullanılarak yapılan, kolye, küpe, yüzük gibi süs eşyalarına verilen addır.

Hayır, mukavim ve mukavemet aynı değildir. Mukavim, dayanıklı, dirençli, güçlü, sağlam anlamlarına gelen bir sıfattır. Mukavemet ise, dayanma, karşı durma, karşı koyma, direnç anlamlarına gelen bir isimdir. Bu iki kelime arasındaki fark, "mukavim"in bir nesnenin veya kişinin direncini tanımlaması, "mukavemet"in ise bu direncin eylemini ifade etmesidir.

Evet, şahbaz bir hayvandır. Şahbaz kelimesi, genellikle bir şeyi hızla ve keskin bir şekilde yakalama veya avlama yeteneği olan kişiyi veya hayvanı ifade eder. Ayrıca, Farsça kökenli bir kelime olan şahbaz, doğan için de kullanılır.

Hayır, bedesten ve çarşı aynı şey değildir. Bedesten, Osmanlı dönemi Türk şehirlerinde ticaret bölgesinin çarşı içindeki merkezi ve değerli malların saklanıp satıldığı bir bina türüdür. Bedestenler ve çarşılar arasındaki bazı farklar: Yapı: Bedestenler taş yapıdan inşa edilmiştir ve iç mekânları kapalıdır. Ürün Çeşitliliği: Bedestenler genellikle değerli eşyaların, örneğin mücevher, tekstil ürünleri ve baharatların satıldığı yerlerdir. İşleyiş: Bedestenler, daha güvenli ve denetimli bir ticaret ortamı sunar.

Gerçek anlam ve yan anlam örnekleri: Gerçek anlam örnekleri: "Perde" kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk olarak "pencerelerin önüne takılıp ışığın girmesini engellemeye yarayan örtü" gelir. "Burun" dendiğinde akla gelen ilk anlam, nefes alma organıdır. "Kırmak" kelimesi, "sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak" anlamında kullanılmıştır. Yan anlam örnekleri: "Kapı kolu" da kapı gövdesinin iki kenarında bulunur ve hareket ettirilebilir. "Çantanın gözü" kelime grubunda "göz" kelimesi, benzetme yoluyla yan anlam kazanmıştır. "Köprünün ayağına bomba koymuşlar" cümlesinde "ayak" kelimesi, köprüyü taşıyan kısımları ifade ederek yan anlam kazanmıştır. Bir kelimenin birden fazla alanda terim oluşturabileceği de unutulmamalıdır.

Harabe kalp, yıkılmış, yıkılmaya yüz tutmuş veya hüzün dolu kalbi ifade eder.