Söyleyişler

Tozkoparan İskender'in lakabını nasıl aldığına dair iki farklı rivayet bulunmaktadır: 1. Yıldırımlı Baba'nın yorumu: Okçuluk talimi sırasında yayın toz olarak adlandırılan kısmını koparması üzerine, Yıldırımlı Baba "Bu pehlivan toz koparan!" demiştir. 2. Yavuz Sultan Selim'in yorumu: Tozkoparan, padişah II. Bayezid'in huzuruna çıktığında çok sert bir yayı uzun süre çekmiş, yayın kabzasını kaplayan toz parmaklarına yapışıp kopmuştur. Bunun üzerine padişah, "Bu adam toz koparan!" diyerek onu bu şekilde anmaya başlamıştır.

Abra ve Yutpa, Türk ve Altay mitolojisinde adları geçen yeraltı yılanlarıdır. Abra kelimesi "ab/ap/av" kökünden türemiştir. Yutpa kelimesi ise "yut/yud/ut/ud" kökünden türemiştir. Abra ve Yutpa, yeraltındaki büyük deniz (Tengiz)de yaşayan ve ejdere benzeyen devasa iki yılandır. Abra ve Yutpa, Erlik Han’ın sarayının bekçileri olarak da söylencelerde yer alırlar.

"Boğaz kırk boğumdur" atasözü, bir sözü düşünüp taşınmadan, içimizden geçirmeden, kendi kendimize ölçüp tartmadan, doğuracağı sonuçları hesaplamadan, düzeltmeden söylemememiz gerektiğini ifade eder. Bu atasözü aynı zamanda bir işin veya bir sorunun son derece zor ve karmaşık olduğunu da ifade edebilir.

"Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni tartar" sözü, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 2010 yılında Uşak mitinginde kullanılmıştır. Ayrıca, bu söz Turan Yükseloğlu'nun bir şiirinin adı olarak da geçmektedir. Bunun yanı sıra, söz, Ebu Hanife'nin bir vasiyeti olarak da anılmaktadır. Son olarak, 2025 yılında CHP'nin Konya mitinginde Özgür Özel tarafından iktidara yönelik bir uyarı olarak kullanılmıştır.

"Ye ekşiyi doğur Ayşe'yi, ye tatlıyı doğur Hakkı'yı" ifadesi, halk arasında yaygın olan ve bilimsel bir temeli bulunmayan bir inanışa dayanır. Bu inanışa göre, hamile bir kadının aşerdiği yiyecekler, doğacak çocuğun cinsiyetini belirleyebilir: Ekşi yiyecekler aşeren bir kadının kız çocuğu doğuracağına inanılır. Tatlı yiyecekler aşeren bir kadının ise erkek çocuğu doğuracağına inanılır. Bu tür inanışlar, genellikle batıl ve hurafe olarak değerlendirilir.

Komşu komşuya seslenirken "hu hu" diye seslenirdi. Ayrıca, "eyvallah" dillerinin pelesengi idi ve "hay"dan gelip "hu"ya giderlerdi. Bazı örnekler: "Hay, hay" efendim! diye kabul ederlerdi teklifleri. "Allah, Allah, Allah, Allah" diyerek şehadete koşarlardı. "Tövbe estağfurullah" ve "fesubhanallah" zikri, kızgınlıklarını ifade ederdi. "Bismillah" ile her hayrın başına başlanırdı. "Ya sabır" öfkelerinin ilacı idi.

Gidene su dökmek, Bulgaristan, Sırbistan ve Türkiye gibi çevre ülkelerde bir halk geleneğidir. Bu geleneğin bazı anlamları: İyi şans getirme. Seyahat veya işin mutlu bir şekilde bitmesi. Hareketlilik ve hareket kolaylığı. Su dökme sırasında "Su gibi git, su gibi gel" veya "Su kadar temiz ve berrak git" gibi iyi dilekler ifade edilir.

En güzel teşekkür mesajlarından bazıları şunlardır: "Hayatımın en güzel yanı, bu zarif ve özel hediye, bana ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha hatırlattı. Sevginin bu kadar güzel bir yansımasını bana sunduğun için teşekkür ederim." "Hediyen sadece bir eşya değil, içindeki güzel kalbin en zarif yansımasıydı. Çok teşekkür ederim." "Aldığım hediyenin güzelliği karşısında kelimeler kifayetsiz kaldı. İnceliğin ve düşüncen için minnettarım." "Bir tebessümünle bile günümü güzelleştirdin, teşekkür ederim." "Varlığın sessiz ama etkili bir destek... Teşekkür ederim." "Sadece orada olduğun için bile minnettarım." "İyi ki vardın, iyi ki varsın... Teşekkür ederim." "Zor anımda sessizce yanımda olman, kelimelerden daha değerliydi." "Kalbine dokunan insanlar unutulmaz, senin gibi." "Hissettirdiğin huzur için minnettarım." Teşekkür mesajı seçerken, karşı tarafın duygularını ve ilişkinin dinamiklerini göz önünde bulundurmak önemlidir.

"Canımın içisin" ifadesi, kişinin vazgeçemediği, çok değer verdiği ve kendisinin bir parçası olarak gördüğü insanlar için kullanılır. Bu ifade, genellikle yakın arkadaşlar, aile bireyleri veya sevgililer arasında kullanılır. Örnek cümleler: "Seninleyken dünya daha güzel bir yer, canımın içi". "Sana canımın içi diyorum, seni seviyorum". Dil bilgisi kurallarına göre, bu ifade ayrı yazılmalıdır; "canımıniçi" şeklindeki bitişik yazım yanlıştır.

"Bu kadar hayatsız olmayın ya" ifadesi, farkındalığı yüksek ve gözlem yapabilen insanların düştüğü bir durumu tanımlamak için kullanılabilir. Ayrıca, "hayatsız olmak" ifadesi, bazıları yaşar bazılarıysa sadece var olur anlamında da kullanılabilir. Bu ifade, aynı zamanda hayatsız kalmakla ilgili, İsmet Özel'in bir şiirinde geçen ve "hayatsız kalmak, hiç yitirmem sandığını yitirmek olsa gerek" anlamına gelen bir dizeyi de hatırlatabilir. "Hayatsız olmayın" ifadesi, bir kişiye daha sosyalleşmesi, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmesi için yapılan bir öneri de olabilir.

Ümmü Gülsüm ismi, farklı kişiler için kullanılmış olup, her birinin hikayesi farklıdır. İşte bazı Ümmü Gülsüm hikayeleri: Ümmü Gülsüm Binti Muhammed: Hz. Muhammed'in üçüncü kızıdır. Ümmü Gülsüm Bint Ali: Hz. Ali ve Hz. Fatma'nın kızıdır. Ümmü Gülsüm (şarkıcı): 20. yüzyılın başında Mısır'da doğmuş bir şarkıcıdır.

"Çok meşgulüm" yerine kullanılabilecek bazı ifadeler: Verimli bir gün geçiriyorum. X projesi üzerinde çalışıyorum. Şu anda biraz aşırı yüklüyüm, ancak X yapıldığında bir hafta içinde işlerin sakinleşmesini bekliyorum. Yapacak çok işim var, ancak sonuçlar için heyecanlıyım. Stresliyim. Bu ifadeler, meşgul olduğunuzu belirtirken aynı zamanda durumu olumlu bir şekilde ifade etmenizi sağlar.

"Enişte çabuk ol, ablam gelecek" ifadesi, birinin eşine acele etmesi gerektiğini, çünkü kız kardeşinin (ablanın) eve döneceğini ifade eder.

John Titor, 2000-2001 yıllarında çeşitli internet haber sitelerine, 2036 yılından geçmişe zaman yolculuğu yaptığını iddia eden mesajlar gönderen bir kişidir. İddialarına göre: Kimliği: Devlet için çalışan ve zaman yolculuğu projesinde yer alan bir askerdir. Görevi: 1975 yılına gidip IBM 5100 bilgisayarını almak ve bu bilgisayarla 2036'daki bir sorunu çözmek. Amaçları: Ailesini ziyaret etmek ve insanları gelecekteki tehlikelere karşı uyarmak. John Titor'un iddiaları birçok kişi tarafından şüpheli bulunmuş ve bir grup tarafından kurgulanmış bir internet hikayesi olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. 2009 yılında yapılan bir araştırmada, Florida’da yaşayan bir eğlence avukatı şüpheli olarak işaretlenmiş, ancak bu iddia da netleşmemiştir.

Maziyi unutmak ile ilgili atasözü bulunamadı. Ancak, maziyle ilgili bazı atasözleri şunlardır: "Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler". Ayrıca, maziyle ilgili söylenmiş bazı sözler şunlardır: "Maziye takılıp kalan, geleceği kaçırır" - Cemal Süreya. "Mazi, ayakkabımın içinde kalan bir çakıl taşıdır" - Edgar Allan Poe. "Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz" - Mustafa Kutlu.

"Yardan vazgeçilmez" ifadesi, eşit değerde iki şeyin birinden vazgeçmenin zorluğu karşısında söylenen "Yardan mı geçersin, serden mi?" deyimiyle ilişkilidir. Ayrıca, "yardan vazgeçilmez" ifadesi, anne ve sevgi bağının güçlü olması ile de ilişkilendirilebilir.

Yozgat'ın Yozgat olarak adlandırılmasının nedeni, Oğuzların Bozok koluna mensup Türkmenlerin bölgeye yerleşmesiyle birlikte, yörenin "Bozok" ismiyle anılmaya başlanmasıdır. Yozgat isminin kökeni hakkında iki ana rivayet bulunmaktadır: 1. Coğrafi yapı: Yozgat Saray Köyü'nden başlayarak bölgenin kat kat yükselmesi ve yüksek rakımı nedeniyle önce "Yüz kat" denmiş, zamanla bu isim "Yozgat" halini almıştır. 2. Hızır ile aşiret reisi Ömer Cabbar Ağa'nın karşılaşması: Hızır, bir yaz günü sürülerini otlatan Ömer Cabbar Ağa'dan süt istemiş ve memnun kaldıktan sonra "Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz-Kat olsun" demiştir. 1927 yılında, Bozok Mebusu Süleyman Sırrı Bey'in girişimleriyle Yozgat ismi tekrar kabul edilmiştir.

Ergenlerin kullandığı bazı deyimler şunlardır: Ergen olmak. Ayrıca, ergenlerin kullandığı bazı argo ifadeler de bulunmaktadır, örneğin: Ezik. Panpa. Atarlanmak.

"Çok sert balık etli" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "balık etli" ifadesi, genellikle dolgun göğüsler, belirgin kalça ve bel hatlarına sahip, yuvarlak ve sağlıklı görünen vücut hatlarını anlatmak için kullanılır. Ayrıca, "balık etli" ifadesi, bazen olumsuz veya yetersiz görülen bir imajı da çağrıştırabilir. Vücut tipleri, her bireyin kendine özgü güzelliklerini yansıtır ve önemli olan, kendini rahat ve mutlu hissettiren kıyafetleri seçmek ve bedeni olduğu gibi kabullenmektir.

Rüyada büyük leylek görmek, genellikle özgürlük, yükseliş, umut ve yeni başlangıçlar anlamına gelir. Bazı diğer yorumlar: Aile bağlarının güçlenmesi ve iç huzurun artması. Maddi kazanç ve refah. İş hayatında emek ve azmin ifadesi. Manevi ve ruhsal ferahlık. Rüya yorumlarının bilimsel bir temeli olmadığını unutmamak gerekir.