Söylevler

Er Riaye kitabı, 786-857 yılları arasında yaşamış olan alim Haris el-Muhasibi tarafından yazılmıştır. Kitapta ele alınan bazı konular: Nefs muhasebesi. Riya. Arkadaşlarla ilişkiler. Aldatma. Kitap, ayet ve hadislerin yanı sıra geçmiş alimlerin görüşlerine de yer verir.

Atatürk, İstiklal Marşı için şunları söylemiştir: "Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır, inkılâbımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de unutturmak lazımdır." "İstiklal Marşı'nda, istiklal davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır." "Tarihe bakın, bütün milletlerin bir esaret ve hürriyetsizlik devri geçirdikleri bir hakikattir." "Asırlar boyunca söylenmeli ve bütün yar ve ağyar anlamalıdır ki; Türk'ün Mete hikayesinde olduğu gibi her şeyi, hatta en mahrem hisleri bile tehlikeye girebilir; fakat hürriyeti asla."

"Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez" sözü, Şeyh Edebali'ye aittir. Bu söz, aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk tarafından da dile getirilmiştir.

Başlama üzerine odaklanmak ile ilgili bir söz bulunamadı. Ancak, konuyla ilgili olabilecek bazı sözler şunlardır: "Merdivenin tamamını görmek zorunda değilsiniz, sadece ilk adımı atın" (Martin Luther King Jr.). "Bir şeye başlayıp başarısız olmaktan daha kötü tek şey hiçbir şeye başlamamaktır" (Seth Godin). "Başlamak için harika olmak zorunda değilsiniz, ama harika olmak için başlamak zorundasınız" (Zig Ziglar).

Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'de söylediği sözlerden bazıları şunlardır: "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum". "Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur". "Onlar mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vermişler, Çanakkale Savaşları'nın kaderini değiştirmişlerdir". "Siperler arası 8 metre. Yani ölüm muhakkak. 3 dakika önce gelen bölüğün tamamı şehit olmuş. Yeni gelenler bunu biliyor ve bir 3 dakika sonra kendisinin de şehit olacağının farkında ilerliyor".

"Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse bir şey düşünmüyor demektir" sözü, ABD'li gazeteci ve yazar Walter Lippmann'a aittir.

"Aynen ya, bence de geldikleri gibi giderler" sözü, İsmet İnönü'ye atfedilmektedir. Ancak, bu ifade aslında Mustafa Kemal Atatürk'e aittir.

"Herkes uyurken sen çalış" sözü, William Arthur Ward'a aittir. Tam hali şu şekildedir: "Diğerleri uyurken siz çabalayın; diğerleri kaytarırken siz çalışın; diğerleri eğlenirken siz hazırlanın; ve diğerleri dilekte bulunurken siz hayal edin".

"Merhamet kalpteki en değerli hazinedir. Merhameti olan insanlara denk düşelim. Çünkü şu bir gerçek; Malı mülkü değil, kaşı gözü değil, merhametidir insanı insan yapan" sözünün kim tarafından söylendiği kaynaklarda belirtilmemiştir. Ancak, bu söz Şeyh Edebali'ye atfedilmektedir. Ayrıca, bu sözün benzer bir versiyonu TikTok ve 1000Kitap gibi platformlarda da paylaşılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün toprak ile ilgili bazı sözleri: "Milli ekonominin temeli ziraattır." "Bir defa memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır." "Her Türk çiftçi ailesinin geçineceği ve çalışacağı toprağa malik olması behemahal lazımdır." "Toprak Kanununun bir neticeye varmasını, Kurultay’ın yüksek himmetinden beklerim." "Çalışan Türk köylüsüne işleyebileceği kadar toprak temin etmek, memleketin istihsalatını zenginleştirecek başlıca çarelerdendir."

"Hırsızlar çalarken değil, paylaşırken kavga ederler" sözü Charles Darwin'e aittir.

"İncittiğin bir kimseden samimiyet beklemek" ifadesi, Ali Naki'ye atfedilen bir sözdür. Bu sözün tamamı şu şekildedir: "İncittiğin bir kimseden samimiyet bekleme. Aldattığın bir kimseden vefa bekleme". Bu söz, inciten veya aldatan bir kişinin, karşı taraftan samimiyet veya vefa beklemesinin gerçekçi olmadığını ifade eder.

"Can yakan, canının yanacağı günü beklesin" sözü, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Ancak, bu sözün bir hadis olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Şeyh Edebali'nin en önemli sözlerinden biri, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözüdür. Ayrıca, "Ey oğul sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açmaz" ve "Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma" gibi sözleri de oldukça anlamlıdır.

Müge Anlı'nın en iyi laf sokması olarak değerlendirilebilecek bir örnek, Altın Kelebek Ödül Töreni'nde Çağla Şıkel hakkında yaptığı konuşmadır. Anlı, Çağla Şıkel'in de içinde bulunduğu bazı kadın sunucuların, "Müge çok farklı bir iş yapıyor, biz onunla aynı kategoride yarışınca ödül alma şansımız olmuyor" şeklindeki sözlerini "hayatımda duyduğum en onure edici iltifatlardan biri" olarak nitelendirmiştir.

Lokman Hekim, birçok özlü sözüyle meşhurdur. İşte bazıları: "Ey oğlum! Dünya derin deniz gibidir. Çok insanlar, onda boğulmuştur. Geminin takva, yükün iman, halin tevekkül olsun. Umulur ki kurtulursun". "Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez". "Şu iki şeyi daima hatırla: –Allah’ı ve –Ölümü!". "Şu iki şeyi de daima unut: –Sana yapılan fenalıkları. –Yaptığın hayır ve iyilikleri". "Yavrucuğum! Taş da taşıdım demir de! Ancak kötü komşudan daha ağır bir şey görmedim!". Ayrıca, "Söz gümüşse sükût altındır" sözü de Lokman Hekim'e atfedilir.

Kemal Sayar'ın "Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez" kitabı, insanın kendisiyle, ötekiyle ve dünyayla kurduğu ilişkilere, varoluşla gerçekleştirdiği buluşmaya dikkat çeker. Kitapta öne çıkan bazı temalar: İlişkiler: İnsan, ötekiyle karşılaşarak var olur ve ilişkiler aracılığıyla kendini dünyaya açar. Sahicilik: Olmamız gerektiğini düşündüğümüz kişi olma arzusundan sıyrılarak, gerçekten olduğumuz kişi olmaya izin vermek. İncinme: İncinmeyi göze alarak, hayatın getirdiği zorluklarla yüzleşmek. Merhamet ve Güzellik: Hayatın içine saklanmış merhamet, iyilik ve güzelliğin izini sürmek. Kitap, modern çağın uyuşturucularına inat, sahici bir varoluşa tutunmayı telkin eder.

Celal Şengör, Bülent Ecevit için "kilowatt ile watt arasındaki farkı dahi bilmeyen bir zır cahildi" ifadelerini kullanmıştır. Bu sözler, Şengör'ün YouTube'daki Evrim Ağacı kanalının canlı yayınında sarf edilmiştir.

Sakarya Savaşı'nda söylenen söz, Mustafa Kemal Atatürk'e aittir ve "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır" şeklindedir. Bu söz, 23 Ağustos - 13 Eylül 1921 tarihleri arasında gerçekleşen ve 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi sırasında, savunmanın tek bir hatta değil, tüm vatan sathında yapılması gerektiğini vurgulamak için dile getirilmiştir.

Umutsuzluğa düşenlere söylenebilecek bazı sözler: "Umutsuzluk yoksa yaşam zevki de yoktur". "Umutsuz durumlar yoktur, sadece umutsuz insanlar vardır". "Umutsuzlukta haklı çıkacağımıza, umutta yanılalım". "Yaşama umutsuzluğu yoksa yaşama aşkı da yoktur". "Zordur umutsuzca beklemek, zordur hiç umut olmadığı hâlde sevmek". "Bir insanın uzaktan sevmesi, bir mahkumun pencereden özgürlüğe bakması gibi bir şey". Ayrıca, umutsuzluğa düşenlerin dua etmesi de önerilebilir.