Sosyoloji

"Kardeşlerin ponponları" ifadesi, belirli bir bağlamda kullanılmadığı için net bir yanıt vermek zordur. Ancak, ponponların tarihsel kullanımı hakkında bilgi verilebilir. Ponponlar, geçmişte denizcilerin başlarını korumak, askerlerin rütbelerini belirtmek ve din adamlarının saygınlığını simgelemek gibi çeşitli işlevlere sahipti. Günümüzde ise ponponlar genellikle bir moda aksesuarı olarak kullanılmaktadır. Eğer belirli bir etkinlik veya dizi ile ilgili bilgi arıyorsanız, daha fazla detay sağlanması gerekebilir.

Türk kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre şu anlamlara gelir: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse; dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse. Ayrıca, Türk adının farklı anlamları da bulunmaktadır: Güç, kuvvet. Türemiş, yaratılmış. Olgunluk çağı. İslam kaynaklarında ise Türkler için, Yec’üc-Me’cüc seddinin arkasında "terk" edilmiş olduklarından bu adı aldıkları belirtilmiştir.

"American Housewife" dizisi, Connecticut'un Westport şehrinde yaşayan Katie Otto'nun hayatını konu alır. Katie, bir eş ve annedir; hem kendi sorunlarıyla hem de ailesindeki zorluklarla başa çıkmaya çalışır. Katie, sık sık hayal kırıklıklarını iki yakın arkadaşıyla paylaşır: Katı bir ebeveynlik tarzına sahip Doris ve sakin bir ebeveynlik tarzına sahip boşanmış avukat Angela.

Saygısızlığın birkaç olası nedeni: Hoşgörünün değersizleştirilmesi. Yoğun stres ve yaşam hızı. Ebeveynlerin rolü. Sosyal medya etkisi. Kişisel özellikler.

Kırık Cam Teorisi, ilk olarak 1969 yılında Stanfordlu psikolog Philip Zimbardo tarafından ortaya atılan ve 1982 yılında sosyal bilimciler James Q. Wilson ve George L. Kelling tarafından makale olarak sunulan bir kriminolojik teoridir. Teoriye göre, denetimin olmadığı, sahipsiz ve bakımsız yerler görmezden gelinip önemsenmediğinde ve kısa sürede olumsuz davranışlara sebep olacak unsurlar ortadan kaldırılmadığında suç üretmeye açık ortamlar haline gelir. Bu teoriye dayanarak, New York gibi büyük şehirlerde polis teşkilatları, önce küçük suçların peşine düşerek suç oranını sıfıra yakın bir seviyeye indirmiştir. Kırık Cam Teorisi, iş dünyasında da uygulanarak, küçük gibi görünen detayların büyük sorunlara yol açabileceği vurgulanmaktadır.

Kanada'daki kadınların neden evlenmediğine dair bazı olası nedenler: Ekonomik bağımsızlık: Kariyer sahibi kadınlar, evlilik için daha temkinli ve zor karar veriyor. Yüksek evlilik yaşı: Özellikle eğitimli kadınlarda evlenme yaşı 30'lu yaşlara kayıyor. Evlilikle ilgili korkular: Bazı kadınlar, evlilik konusunda çekingen veya evlilikle ilgili korkulara sahip. Aile içi sorunlar: Ailelerinde ciddi evlilik problemleri olan kadınlar, evlilik kurumuna pozitif bakmayabilir. Bireyselleşme ve özgürleşme: Kadınlar, daha özgür bir yaşam sürmeyi tercih ediyor. Bu nedenler, kişisel tercihlere ve bireysel durumlara göre değişiklik gösterebilir.

Empozenin amacı, bir fikri veya ideolojiyi başkalarına zorla kabul ettirmek ve dayatmaktır. Empoze, özgür iradeye dayanmayan, korkutarak ya da baskı yaparak kabul ettirilen fikirleri ifade eder. Empoze kavramı, özellikle totaliter rejimlerde veya otoriter yönetimlerde sıkça rastlanan bir uygulamayı ifade eder. Ayrıca, bir bireyin çevresindeki insanların düşüncelerine hâkim olma çabası ve onları kendisi gibi düşünmeye zorlaması da empoze kavramına girer.

Poulantzas'a göre kapitalist devlet şu özelliklere sahiptir: Göreli özerklik. Hegemonik sınıf önderliği. Çifte işlev. Yalıtım etkisi. Toplumsal bütünlük sağlayıcı. Poulantzas, devleti ne toplumun üstünde bağımsız bir özne, ne de bir sınıfın aracı olarak görür; aksine, devletteki güç dengesinin yoğunlaşmasını ve maddileşmesini ifade ettiğini savunur.

Maçka halkının kökeni hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Otokton gelişim: Maçka'nın, Dril ve Tzan adlı halklarının otokton ektogenez gelişimiyle etnik yapısını oluşturduğu düşünülmektedir. Türk boyları: Bölgede çok fazla ceviz ağacı bulunması nedeniyle, konar-göçer kabileler halinde buralara gelen Türk boyları şehre "Cevizlik" adını vermişlerdir. Ayrıca, Maçka, tarih boyunca Pontus, Roma, Bizans, Komnenos Devleti ve Osmanlı gibi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.

Diaspora, çok uzun bir zamandan beri bir kavim, ulus veya inanç mensuplarının ana yurtlarından koparak başka yerlerde azınlık olarak yaşamaları anlamına gelir. Diaspora kelimesi, Yunanca kökenli olup "dağılmak" veya "yayılmak" anlamına gelir. Diaspora kavramı, tarihsel olarak sadece zulüm, siyasi olaylar veya sömürgeleştirme gibi zorlama nedeniyle anavatanını terk eden toplumlar için kullanılırken, modern dünyada bu kavram anlam genişlemesine uğrayarak ekonomik sebepler veya gönüllü göçler gibi nedenlerle anavatanından uzakta yaşayan toplulukları da ifade etmeye başlamıştır.

Dört kuşağın olmasının nedeni, farklı dönemlerde doğan insanların, yaşadıkları dönemin sosyal, ekonomik ve teknolojik olaylarından etkilenerek farklı karakteristik özellikler göstermeleridir. Bu kuşaklar genellikle şu şekilde adlandırılır: Baby Boomers: 1946-1964 yılları arasında doğan, bireyselliği ön planda tutan kuşak. X Kuşağı: 1965-1980 yılları arasında doğan, teknolojiye adapte olmakta zorlanan, disiplinli ve otoriteye saygılı kuşak. Y Kuşağı: 1981-1996 yılları arasında doğan, teknolojiye bağımlı, özgürlüklerine düşkün ve iş hayatında hiyerarşiyi sevmeyen kuşak. Z Kuşağı: 1997-2012 yılları arasında doğan, teknoloji ile iç içe, hızlı tüketimden hoşlanan ve otorite kavramına biat etmeyen kuşak. Ayrıca, 2013 ve sonrasında doğan bireylerden oluşan Alfa Kuşağı da bu kuşaklar arasında yer alır.

İdealist, idealizm öğretisini benimseyen ve buna bağlı olan kişi, filozof anlamına gelir. Ayrıca, idealist kelimesi şu anlamlara da gelir: ülkü sahibi, ülkücü; fazla ümitli olan; kişisel çıkarları düşünmeyip sadece kamu yararını düşünerek çalışan.

Örgütsel davranış, örgütlerdeki insan ve grup davranışlarını ile bunların birbirleriyle etkileşimlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Örgütsel davranışın temel amacı, örgütlerin manevi unsurlarının üretici ilişkiler çerçevesinde yapılandırılmasıdır. Örgütsel davranışın kapsadığı bazı konular şunlardır: Bireysel analiz düzeyi. Grup ve örgüt düzeyi. Örgütsel davranış, psikoloji, sosyoloji, antropoloji ve yönetim biliminden yararlanan çok disiplinli bir alandır.

Immanuel Wallerstein'ın dünya sistemi teorisi, uluslararası ilişkilere sistemsel bir bakış açısı getiren ve temel analiz birimi olarak ulus-devlet yerine makro ölçekte dünya sistemini alan bir kuramdır. Teorinin temel unsurları: Merkez, yarı çevre ve çevre: Dünya, bu üç ana kategoriye ayrılır. Eşitsiz gelişim: Merkezdeki ekonomiler, çevreden gelen hammaddeleri ucuza alıp kendi ürünlerini pahalıya satarak avantaj sağlar. Kapitalist ekonomi: Sistem, kârın maksimize edilmesi amacıyla üretimin yapıldığı kapitalist bir dünya ekonomisine dayanır. Wallerstein'ın teorisi, dünya sistemindeki değişiklikleri ve özellikle çevre ülkelerin nasıl yarı çevre veya merkez konumuna yükseldiğini tam olarak açıklamadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir.

Aidiyet kelimesi, Arapça kökenli olup "ait olma", "ilişkinlik" anlamlarına gelir. Aidiyet duygusu, bir yere veya bir kimseye bağlı olma, o yerden ya da kişiden kopamayacağını belirten duygudur. Aidiyet bağı ise bir yere duyulan manevi bağ veya hissedilen özlem duygusudur. Ayrıca, canlıların yaşam koşullarına karşı ilgili duygularını ifade eden ve hayatta kalma, topluluk oluşturma eğilimlerini temsil eden bir kavram olarak da kullanılır.

Basmakalplaşma, orijinal olmayan, her yerde her zaman rastlanılan, alışılmış olan durumlara ve standart fikirlere yönelme durumudur. Basmakalıp yargı ise, tek yönlü, sıradan ve önyargılı genellemelerle birtakım değişmez kalıpların oluşması sonucu, bir olayı ya da bir düşünceyi, daha önceden bilinen bu ölçünlü kalıplara sokarak değerlendirmek ve böylece basmakalıp bir yargıyla sonuca varmaktır. Basmakalıp yargılar, genellikle eleştirilmeden ve sorgulanmadan benimsenmiş düşünce biçimleridir. Basmakalıp yargılar, tarihsel süreçlerde, kültürel geleneklerde ve toplumsal yapıların etkisiyle oluşur. Basmakalıp yargılar, toplumda birçok olumsuz sonuca yol açabilir. Basmakalıp yargılardan uzak durmak ve her durum veya konu hakkında kendi fikrini oluşturmak gerekir.

Kast sistemi, bireyleri doğuştan belirlenmiş sosyal sınıflara ayıran bir toplumsal tabakalaşma sistemidir. Kast sisteminde: Evlilikler genellikle aynı kast içinde gerçekleşir (endogami). Meslek seçimi kast tarafından belirlenir. Ritüel statü ve saflık kavramları önemlidir. Sosyal hareketlilik kısıtlıdır; sınıflar arasında geçiş yapmak zordur. Kast sistemi, Hindistan, Sri Lanka, Nepal, Bali, Nijerya, Kamerun ve Orta Afrika'nın bazı bölgelerinde uygulanmaktadır.

Evet, itibar ve saygınlık aynı anlama gelir. Türk Dil Kurumu'na göre itibar, saygı göstermek, saymak, değer vermek anlamlarına gelirken aynı zamanda saygınlık manasında da kullanılmaktadır.

"Yozlaşan toplumda son kalemiz aileyi korumak" sözünün kime ait olduğu bulunamadı. Ancak, ailenin toplumun temeli ve korunması gerektiği ile ilgili bazı sözler şunlardır: "Aile, bir bina için sütun, bir doku için hücre, bir tarla için tohum ne ise, bir toplum için de odur" (Ahmet Yoldaş). "Aile güvensiz bir alanmış gibi gösterilmeye çalışılsa da, gerçek şu ki; aile son kalemizdir, kapitalizme karşı tek sığınağımız, milli ve manevi değerlerimizin en önemli yurdudur" (Mustafa Kurdaş). "Bir toplumu ayakta tutan son kale ailedir" (Yüzakı Dergisi).

Y kuşağının daha mutsuz olmasının bazı nedenleri: Yüksek beklentiler: Y kuşağı, önceki kuşaklarla kıyaslandığında daha sorgulayıcı ve araştırıcı bir tavır takınıyor. Hızlı tüketim alışkanlığı: Y kuşağı, istediklerine çok hızlı sahip oldukları ve yokluğa alışkın olmadıkları için hızlı tüketiyor ve bu da onları mutsuz edebiliyor. İş-özel hayat dengesinin zorluğu: Y kuşağı kadınlarının hem yoğun iş hayatını hem de annelik, eş olmak gibi özel hayatlarındaki rolleri bir arada yürütmek zorunda kalmaları, artan sorumluluklar ve kendine zaman ayıramama, sürekli bir koşuşturma Y kuşağından kadınları daha mutsuz kılıyor. Sadakat eksikliği: Y kuşağı, çalıştıkları şirketlere bağlılıklarını artırmak için, esnek bir çalışma ortamında, kendi değerleri ile örtüşen işlerde çalışmak ve açık iletişime imkan veren kurum kültürlerinde yer almak istiyor. Y kuşağının mutsuzluk nedenleri kişiden kişiye değişebilir ve genelleme yapmak doğru olmayabilir.