Şiir

Aşk ve duygusallık üzerine şiir yazan bazı şairler: Fuzuli. Özdemir Asaf. Cemal Süreya. Attila İlhan. Yılmaz Erdoğan.

Aşk ve duygusallık üzerine şiir yazan bazı şairler: Fuzuli. Özdemir Asaf. Cemal Süreya. Attila İlhan. Yılmaz Erdoğan.

"Bana Bir Şarkı Söyle" şiiri, Ümit Yaşar Oğuzcan'a aittir.

Sembolist şiirin bazı özellikleri: Duygusallık ve insanın iç dünyası: Sembolizm, duygusallığı ve insanın iç dünyasını ön plana alır. Sembol ve mecaz kullanımı: Kapalı bir anlatım tercih edilir; semboller ve mecazlarla farklı yorumlar hedeflenir. Müziksellik: Şiirde müzikselliğe önem verilir, ölçü ve uyak ikinci planda tutulur. Öznellik: Kişisel duygu ve tecrübeler aktarılır, nesnellikten kaçınılır. Gerçeklikten kaçış: Gerçeklerden kaçma ve hayale sığınma eğilimi vardır. Çirkinlikleri güzelleştirme: Çirkinlikler hayal yardımıyla güzelleştirilmeye çalışılır. Karamsarlık: Kötümserlik ve karamsarlık ön plandadır. Serbest nazım: Parnasyenlerin genellikle sone nazım biçimini kullanmalarına karşın, sembolistler serbest nazım biçimlerine yönelmiştir. Sanat için sanat anlayışı: Toplumsal ve siyasal sorunlardan uzak durulur.

"En Güzel Hayat" şiiri, İsmail Topkaya'ya aittir.

Cenk Marşı, Mustafa Cahit Atasoy tarafından rast makamında bestelenmiştir. Bu marş, Mehmet Akif Ersoy tarafından Balkan Harbi sırasında yazılmıştır.

İşte bazı gurbet sözleri: "Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde..." "Turnalardan haber verin, yari çok özledim ben." "Kendimiz dışında nereye koştuysak, gurbette kaldık." "Gurbet acı gelir sözlerime, dayanamaz oldum hasretine." "Bu dünya insana gurbettir, memleket isteyen Allah'a hicret etsin." "Söyleyin memleketten bir haber mi var? Yoksa yarin gözyaşları mı bu yağmurlar?" "Severken anlamıyoruz değeri, gidince biliyoruz kıymeti, hasret elde öğrendim sevgiyi, gurbet ellerde anladım değerini!" "Seni sensiz, senden uzakta yaşamak ne zormuş." "Gurbetlik ne uçsuz bucaksız mavi denizde olmak ne de bir çöl ortasında tek başına olmaktır." "Yoruldum artık gurbet ellerde, memleket hasreti yüreğimin ta derinlerinde."

İbrahim Sadri'nin en çok sevilen şiiri hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bazı popüler şiirleri şunlardır: "Adın Batsın"; "Öylesine Sevmiştim"; "Bir Aşk Değiyor"; "Adam Gibi". Şiirlerin popülaritesi kişisel tercihlere göre değişebilir.

Süleyman Nazif'in en önemli eseri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre en önemli eserleri şunlardır: Malta Geceleri. Çal Çoban Çal. Tarihin Yılan Hikayesi. Diğer bir görüşe göre ise en önemli eseri Gizli Figanlar'dır. Eserlerin önemi kişisel değerlendirmelere göre değişebilir.

Rubainin dört dizeden oluşmasının sebebi, şairin söylemek istediği düşünceyi bu dört kısa dize içinde söyleyip bitirmek zorunda olmasıdır. Rubainin diğer özellikleri şunlardır: Rubailerde aşk, şarap, dünyanın nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı ve hayat felsefesi, tasavvuf ve ölüm gibi konular işlenir. Rubaide ilk iki dize fikrin hazırlayıcısıdır. Genelde mahlas kullanılmaz. Rubai, kendine özgü aruz vezinleriyle yazılır. Dört dizesi birbiriyle kafiyeli (aaaa) olanlara rubai-i musarra denir. Rubainin, aruzun hezec bahrinden 24 kalıbı bulunur. Rubainin kökeni İran edebiyatıdır.

"Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı" dizeleri, Abdülhak Hamit Tarhan tarafından yazılan "Makber" şiirine aittir. Şiir, Tarhan'ın eşi Fatma Hanım'ın veremden ölümü üzerine 1878 yılında yazılmıştır.

Nazım Hikmet'in "Vera'ya" şiiri, şairin son aşkı Vera Tulyakova'ya ithafen yazılmıştır. Vera, o dönemde evli ve bir çocuk annesiydi, ayrıca aralarında 30 yaş fark vardı. Şiir, Nazım Hikmet'in çalkantılı aşk hayatındaki son ilişkiyi ve Vera ile olan derin bağını anlatır.

"Memleketim" şiiri, Türk edebiyatının ünlü şairi Nazım Hikmet Ran'a aittir.

Lirik kelimesi, TDK'ye göre şu anlamlara gelir: coşkun, ilhamla dolu; çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren edebiyat; eski Yunan edebiyatında lir eşliğinde söylenen (şiir). Ayrıca, rap müziğinde "lirik" şarkı sözü anlamına gelir.

Antolojide şiir yazmak ücretli veya ücretsiz olabilir. Ücretli antolojiler. Ücretsiz antolojiler. Antolojiye şiir göndermek için yayınevlerinin veya antoloji platformlarının yönergelerini takip etmek gereklidir.

İbrahim Tatlıses'in "Leylim Ley" türküsünü kime yazdığı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "Leylim Ley" türküsünün sözleri Sabahattin Ali'ye, bestesi ise Zülfü Livaneli'ye aittir.

Bu dizeler, A. Hicri İzgören'in "Zaman Ayarlı" adlı şiirinden bir bölümdür.

"Bağlanmayacaksın" şiiri Can Yücel'e ait değildir. Bu şiir, Perihan Özcan'a aittir.

Mehmet Âkif Ersoy'un Asım şiiri, ideal Türk gençliğini anlatır ve bu gençliğe "Asım'ın nesli" adını verir. Şiirde, I. Dünya Savaşı sırasında Hocazâde’nin evinde geçen bir diyalog anlatılır. Asım şiiri, aynı zamanda Safahat adlı eserinin bir bölümüdür. Asım'ın neslinin bazı özellikleri: Bilgili, madden ve manen kuvvetlidir. Ahlaklı ve erdemlidir. Pozitivizmin etkisiyle sadece maddesine yönelen gençlik projelerine karşı, bütünü gözeten bir modeli temsil eder.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "35 Yaş" şiiri, hayatın orta noktasında, 35 yaşında insanın yaşadığı düşünceleri ve içsel sorgulamaları anlatır. Şiirde öne çıkan bazı temalar: Ölümün kaçınılmazlığı: Şair, ölümün yaklaştığını ve yaşamın sona ereceğini belirtir. Gençlik ve yaşın geçiciliği: Gençlikteki canlılığın ve hayata olan sıcak bakmanın geçici olduğunu, bu yaştan sonra duraklama ve sona doğru bir gidiş olduğunu vurgular. Yalnızlık: Zamanla eski dostlarla yolların ayrılması ve yalnızlığın artması. Geçmişle hesaplaşma: Eski heyecanların ve duyguların artık yabancı gelmesi, geçmişle yüzleşme. Şiir, Dante'nin "İlahi Komedya" eserine bir gönderme yaparak, 35 yaşını hayatın yarısı olarak ele alır.