Psikoloji

Zor ilişkilerin birkaç yaygın nedeni: Bireysel farklılıklar ve beklentiler: Her bireyin yaşam deneyimleri, mizacı ve değerleriyle şekillenen beklentileri, ortak paydada buluşmayı zorlaştırabilir. İletişim eksiklikleri: Etkili iletişim kuramamak, sorunları konuşarak çözmeyi engeller ve çatışmalara yol açar. Geçmiş yaşantıların etkileri: Önceki olumsuz deneyimler, duygusal travmalar ve manipülasyonlar, yeni ilişkilerde sağlıklı bağlar kurmayı zorlaştırabilir. Dış faktörler: İş stresi, maddi sıkıntılar veya sosyal çevrenin etkisi, ilişkide baskı yaratabilir. Düşük özsaygı: Kendine güven eksikliği, kişinin kendisine değersizlik hissi veren bir ilişkide kalmasına neden olabilir. Bağımlılık: Bir partnerin diğerine aşırı bağımlılığı, kontrolcü davranışlara ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açabilir. Güvensizlik: Geçmişteki aldatmalar veya ihmaller, ilişkide sürekli şüphe ve kıskançlığa neden olabilir. Farklı değerler ve hedefler: İki partner arasındaki uyumsuzluk, tartışmalara ve ortak bir vizyonun olmamasına yol açabilir. Zor ilişkileri aşmak için etkili iletişim, psikoterapi ve tarafların ilişkiye yatırım yapması önemlidir.

Kendinizi şanslı hissetmemenizin bazı nedenleri: Pasif zihniyet: Hayatı aktif bir şekilde yaşamıyor, ilk hamleyi başkalarının yapmasını bekliyor ve hayatın size karşı olduğunu düşünebilirsiniz. Olumsuz odaklanma: Hayatınızdaki olumlu şeyleri görmezden gelip olumsuzlara odaklanıyor olabilirsiniz. Öğrenilmiş çaresizlik: Karşılaştığınız zorluklar nedeniyle kendinizi kurban olarak görebilir ve diğer insanları sorumlu tutabilirsiniz. Çok fazla düşünme: Yaşadığınız kötü deneyimler ve şanssızlıklar üzerine çok fazla düşünüyor olabilirsiniz. Şanslı hissetmek için öneriler: Düşüncelerinizin ve eylemlerinizin sorumluluğunu alın. Risk alın ve konfor alanınızın dışına çıkın. Hayatınızdaki iyi şeyleri gözden geçirin. Zor zamanlarda pes etmeyin ve denemeye devam edin. Olumlu insanlarla zaman geçirin.

Fotoğraf çekerken kendini çekmenin birkaç nedeni olabilir: Anıları belgeleme: Fotoğraflar, kişisel anıları ve önemli anları ölümsüzleştirir. Kendini tanıma ve geliştirme: Fotoğraf çekmek, kişinin kendini tanımasına, yaratıcılığını ortaya koymasına ve geliştirmesine yardımcı olur. İletişim ve paylaşım: Fotoğraflar, duyguları ve düşünceleri başkalarıyla paylaşmanın etkili bir yoludur. Özgüven artışı: Fotoğraf çekmek, kişiye özgüven kazandırır ve kendini ifade etmenin keyfini yaşatır. Ayrıca, bazı fotoğrafçılar için fotoğraf çekmek, bir var olma biçimi veya kendini ifade etme şekli olabilir.

Örgütsel bağlılık ve güven arasındaki ilişki pozitif yönlüdür. Örgütsel güven, çalışanların örgüte olan bağlılık derecesini etkiler. Yapılan araştırmalar, örgütsel güven ile örgütsel bağlılık arasında şu ilişkileri ortaya koymuştur: Duygusal bağlılık: Örgütsel güven ile duygusal bağlılık arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Normatif bağlılık: Örgütsel güven ile normatif bağlılık arasında orta düzeyde bir ilişki bulunur. Devamlılık bağlılığı: Örgütsel güven ile devamlılık bağlılığı arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki vardır. Ancak, örgütsel güven ile zorunlu (normatif) bağlılık arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır.

Arketip, Carl Jung'un psikolojik teorilerinde, insanların kolektif bilinçdışında yer alan evrensel semboller ve temaları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Gölge arketipi, Jung'un tanımladığı arketiplerden biridir. Jung, iki tür gölge tanımlar: 1. Kişisel gölge: İnsanın kendi kişilik özelliklerini ve yaratılışını içerir. 2. Ortak (toplumsal) gölgeler: Ortak bilinç dışına aittir; melek ve şeytan gibi.

Kaçıngan bağlanmanın nedenleri genellikle çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler, ebeveyn tutumları ve çevresel faktörlerle şekillenir. Bazı nedenler: Duygusal ihmal ve soğuk ebeveyn tutumları. Aile içi travmalar ve iletişim eksikliği. Güven duygusunu zedeleyen olaylar. Toplumsal baskılar. Kaçıngan bağlanma, bireyin kendini koruma amacıyla mesafeli davranmayı bir savunma mekanizması olarak benimsemesiyle oluşur.

Şeyma Psikolog'un nerede çalıştığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Şeyma ismiyle çalışan bazı psikologların çalıştıkları yerler şunlardır: Uzm. Klinik Psikolog Şeyma Arpacı Coşkun, Amerikan Hastanesi'nde çalışmaktadır. Psikolog Şeyma Almendi, Uygun Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi, Milda Health, Harmony Psikolojik Danışmanlık Merkezi, Biruni Üniversite Hastanesi ve Reem Nöropsikiyatri gibi kurumlarda görev almıştır. Psikolog Şeyma Cengiz, Balıkesir'de kurmuş olduğu danışmanlık merkezinde hem yüz yüze hem de online olarak çocuk, ergen ve yetişkinlere yönelik psikolojik danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Psikolog Şeyma Yılmaz, Kuzey Doğu Danışmanlık ve Oyun Merkezi, Gökyüzü Rehabilitasyon Merkezi ve Özel Bilsev Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi gibi kurumlarda görev almış ve online psikolog olarak hizmet vermiştir. Psikolog Şeyma Yaşar, Psikoterapi Atölyesi ve Anez Psikoloji gibi merkezlerde çalışmaktadır.

Hassas insanların daha çok üzülmesinin birkaç nedeni vardır: Duygusal derinlik. Empati yeteneği. Yüksek duyarlılık. Özgüven eksikliği. Hassas insanların duygusal olarak kendilerini korumaları için kendilerine zaman ayırmaları ve gerektiğinde mesafe koymaları önerilir.

Kız kardeşin hamile kalması durumunda, çeşitli fiziksel, psikolojik ve sosyal etkiler ortaya çıkabilir: 1. Fiziksel Riskler: Genç yaşta hamilelik, yetersiz beslenme, düşük, erken doğum ve preeklampsi gibi komplikasyonları artırabilir. 2. Psikolojik Etkiler: Hamilelik ve annelikle başa çıkarken depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlar yaşanabilir. 3. Eğitim ve Ekonomik Sonuçlar: Hamile kalmak, eğitim hayatını ve kariyer planlarını olumsuz etkileyebilir, bu da ekonomik bağımsızlığı zorlaştırabilir. 4. Yasal Haklar: Türkiye'de 18 yaşından küçüklerin hamile kalması durumunda, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için velilerinin bilgilendirilmesi ve onayının alınması gereklidir. 5. Destek Mekanizmaları: Aile desteği, sosyal hizmetler ve psikolojik danışmanlık gibi destekler mevcuttur.

Olgunluk teorisi, bireylerin gelişim süreçlerini ve olgunluk düzeylerini anlamak için kullanılan bir psikolojik ve pedagojik çerçevedir. Chris Argyris'in olgunluk teorisine göre, kişiyi zaman içinde olgunlaştıran yedi değişim söz konusudur. Olgunluk teorisinin bazı temel prensipleri: Gelişim aşamaları. Deneyimlerin rolü. Çevresel etkiler. Duygusal zeka ve empati.

"Sekreter" (Secretary) filmindeki kadın karakterin sakat olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Filmde, Lee Holloway adlı karakter, mazoşist eğilimlere sahiptir ve kendisini yaralayarak rahatlama sağlar. Filmde, Lee'nin patronu Bay Grey ile olan ilişkisi, sado-mazoşist bir dinamik üzerine kuruludur.

10 olumlu davranış örneği: 1. Empati: Başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını anlamak ve saygı göstermek. 2. Cömertlik: Yardım etmek ve paylaşmak, ihtiyacı olanlara destek olmak. 3. Saygı: Diğer insanlara saygılı davranmak, fikirlerine değer vermek. 4. Dürüstlük: Doğruyu söylemek, güvenilir olmak ve başkalarını kandırmamak. 5. Sabır: Zorluklarla başa çıkmak için sabırlı olmak ve sakin kalmak. 6. Çevre duyarlılığı: Doğaya saygılı davranmak, çevreyi korumak için çaba göstermek. 7. Sorumluluk: Verdiğiniz sözleri tutmak, işlerinizi düzenli olarak yapmak. 8. İşbirliği: Başkalarıyla iyi bir şekilde çalışmak, takım halinde çalışmaya katkıda bulunmak. 9. Teşekkür: İyilik yapanlara teşekkür etmek ve minnettarlık göstermek. 10. Kibarlık: Nazik ve saygılı bir şekilde davranmak, başkalarına karşı incelikli olmak.

Aile terapisti Virginia Satir'e göre, bir insanın günde en az 8 kez sarılmaya ihtiyacı vardır. Ancak, duygusal bakım ve onarım için günde 12, büyüyüp gelişebilmek için ise günde 12 kez sarılmak gerektiği de belirtilmiştir. Bu öneriler, sarılmanın sağlık ve mutluluk üzerindeki olumlu etkilerine dayanmaktadır. Sarılma sıklığı, kişisel ihtiyaçlara ve bireysel tercihlere göre değişebilir.

Pasif agresif bir insanın bazı davranışları: Dolaylı ifadeler: Duygularını doğrudan değil, dolaylı ve yıkıcı ifadelerle ortaya koyar. Erteleme ve yanlış yapma: Görevleri erteler, bilinçli olarak yanlış yapar veya bahaneler üretir. Başkalarını suçlama: Sorumluluk almak yerine başkalarını suçlar. İma ve gizli eleştiriler: İma ile isteklerini veya eleştirilerini anlatır, gizli ve dolaylı eleştiriler yapar. Çelişkili davranışlar: "Tamam" dese de aslında o konuda isteksizdir veya net bir tavır almaz. Sabotaj: Verimli çalışmayı sabote etmeye çalışır. Şikayet etme: Sürekli olarak şikayet eder, ancak çözüm önerisi sunmaz. Göz teması kurmama ve sessiz kalma: Kasıtlı olarak göz teması kurmaz veya sessiz kalarak karşı tarafı cezalandırmaya çalışır. Bu davranışlar, kişinin öfke veya rahatsızlık gibi duygularını doğrudan ifade etmekten kaçınması sonucu ortaya çıkar. Pasif agresif davranışlar sergileyen bir kişiyle karşılaşıldığında, net ve açık iletişim kurmak önemlidir.

Hangi renk kişilik tipinin daha iyi olduğu kişisel özelliklere ve tercihlere bağlıdır. Dört temel kişilik rengi şu şekildedir: Sarı: Neşeli, iyimser ve özgür ruhlu. Kırmızı: Enerjik, tutkulu ve lider. Yeşil: Yaratıcı, uyumlu ve yardımsever. Mavi: Sakin, güvenilir ve sorumlu. Bu analiz, astroloji benzeri bir yaklaşım olup bilimsel bir temele dayanmamaktadır.

Psikoterapi ve terapi aynı anlama gelir. Terapi veya psikoterapi, kişilerin yaşadıkları davranışsal, duygusal problemlerin üstesinden gelebilmelerini, psikolojik açıdan daha sağlıklı olabilmelerini ve bu durumları koruyabilmelerini amaç edinen tekniklerin genel adıdır.

Yetişkin Ebeveyn Kabul-Red Ölçeği - Kısa Form (Yetişkin EKRÖ/K), 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Bu ölçek, yetişkinlerin çocukluklarında anne ve babalarından algıladıkları kabul-redde dair anılarını değerlendirmek amacıyla geliştirilmiştir.

Modern insanın en büyük sorunu konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı kaynaklar, modern insanın en büyük sorununun şu unsurlar olabileceğini belirtmektedir: Sosyal medya bağımlılığı. Sıkılmaya karşı tahammülsüzlük. Konfor alanı ve ruh sağlığı. Diğer kaynaklar ise modern insanın en büyük sorununun şu unsurlar olabileceğini belirtmektedir: Topluma uyum sağlama. Yalnızlık. Ego ve güven sorunu. Modern insanın en büyük sorununun ne olduğuna dair kesin bir yanıt vermek mümkün değildir.

Yetişkinlikte görülen bazı davranışlar şunlardır: Hedef belirleme ve hedefe yönelik uygulamalarda bulunma. İlişkilerde eşitlik arama. Aktif ve kendinden emin olma. Kişisel güç. Bağımsız olma. Yakın ilişki ve dostluk kurma. Yetişkinlikte ayrıca dürtüsel davranışlar da görülebilir.

EI kısaltmasının bazı anlamları: Duygusal Zeka (Emotional Intelligence). Elektrik Denetimi (Electrical Inspection). Üstel İntegral Fonksiyon. Kesme Etkinleştir (Enable Interrupts). Ayrıca, EI, farklı bağlamlarda çeşitli teknik veya bilimsel kavramların kısaltması olarak da kullanılabilir. EI'nin işlevi, kullanıldığı bağlama göre değişiklik gösterebilir.