ÖmerSeyfettin

Yalnız Efe ve Kezban, Ömer Seyfettin'in "Yalnız Efe" adlı eserinde yer alan karakterlerdir. "Yalnız Efe", babasının haksız yere öldürülmesine tanık olan ve bu acıyla dağlara çıkan Kezban adlı genç bir kızın hikayesini anlatır. Eser, ilk olarak 1918 yılında "Yeni Mecmua" dergisinde yayımlanmıştır.

Ömer Seyfettin'in en kısa hikayesi, "Köyün Kavgası" olarak kabul edilir. Ayrıca, Ömer Seyfettin'in en kısa hikayelerinden biri de "Pembe İncili Kaftan" olarak bilinmektedir.

Ömer Seyfettin'in hikayelerinde sıkça kullanılan bazı kelimeler: İstiklal: Bağımsızlık, özgürlük. Hülya: Hayal, düş. Vatan: Ülke, yurt. Enver: Aydınlık, parlak. Cüret: Cesaret, yüreklilik. Harikulade: Olağanüstü, fevkalade. Alamet: İşaret, belirti. Efsun: Büyü, sihir. Melankoli: Derin hüzün ve keder hali. Fedai: Kendini bir dava veya ülke için feda eden kimse. Ayrıca, Ömer Seyfettin'in hikayelerinde atasözleri, deyimler ve kalıp ifadeler de sıkça yer alır.

Ömer Seyfettin'in bazı eserleri filme uyarlanmıştır. Öne çıkan uyarlamalar şunlardır: "Diyet" (1974). "Kara Peçe" (1970). "Kaşağı" (1990). "Pembe İncili Kaftan" (1975). Ayrıca, Ömer Seyfettin'in "Bomba" adlı eseri de kısa film olarak uyarlanmıştır.

Ömer Seyfettin'in okunması gereken kitap serilerinden bazıları şunlardır: Ötüken Neşriyat tarafından yayınlanan sekiz ciltlik külliyat. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nda yer alan külliyat. Damla Yayınevi tarafından yayınlanan 10 kitaplık seri. Ömer Seyfettin'in okunması gereken bazı kitapları ise şunlardır: "Kaşağı"; "Yalnız Efe"; "Falaka"; "Diyet"; "Pembe İncili Kaftan".

Ömer Seyfettin'in üç hikayesi ve özetleri: 1. "Forsa": Konu: Hürriyet temasını işleyen hikayede, yıllarca esir olarak kürek çeken bir Türk denizcisinin özgürlüğe kavuşma mücadelesi anlatılır. Özet: Yaşlı denizci, esaret altında geçirdiği acı dolu günleri anlatır ve özgürlüğü için sabırla bekler. 2. "Yüksek Ökçeler": Konu: Toplumun görünüşe ve dedikodulara olan düşkünlüğünü mizahi bir dille eleştirir. Özet: Yüksek ökçeli ayakkabılar giymeyi seven bir kadının hikayesi anlatılır. 3. "Kaşağı": Konu: Aile içi iletişim eksiklikleri ve yanlış anlamalar üzerine kurulu dokunaklı bir hikayedir. Özet: Bir çiftlikte yaşayan iki kardeşin, basit bir olayın nasıl büyük bir trajediye dönüştüğü anlatılır.

Ömer Seyfettin'in "Keramet" adlı hikayesi, halkın batıl itikatlarına ve boş inançlarına işaret eder. Hikayenin ana fikri, "Şeyh uçmaz, müridi uçurur" veya "Ölülerden medet ummak saçma bir düşüncedir" tezini işler. Ayrıca, kerametlerin, gerçek ıstırabın ifadesi ve gerçek ıstıraba karşı bir protesto niteliğinde olduğu da düşünülebilir.

"Teyzesinin Horozu", Derin'in, Ankara'da akrabasıyla evli bir kadın olarak yaşadığı zorlukları ve yeğeniyle olan ilişkisini anlatan bir hikayedir. Hikayede, genç kadın, kocasının ilgisizliği ve kötü muamelesiyle karşılaşır ve sonunda boşanır. Hikayenin ilerleyen bölümlerinde, Emre'nin genç ve yakışıklı bir erkek olarak Derin'in dikkatini çekmesi ve bu durum karşısında hissettiği karmaşık duygular işlenir.

9786057102065 ISBN numarasına sahip kitap, Ömer Seyfettin'in "Hikâyelerinden Seçmeler" adlı eseridir. Ema Klasik Yayınları tarafından yayımlanan kitap, 256 sayfadan oluşmaktadır.

Ömer Seyfettin'in üç temel kişiliği şu şekilde sıralanabilir: 1. Yazar: Modern Türk hikâyeciliğinin kurucusu ve önde gelen hikâye yazarlarındandır. 2. Asker: Türk yazar, şair ve asker olarak çeşitli askeri görevlerde bulunmuştur. 3. Öğretmen: Kabataş Sultanisi ve İstanbul Erkek Muallim Mektebi'nde öğretmenlik yapmıştır. Ayrıca, Ömer Seyfettin'in düşünür ve ideolog yönleri de bulunmaktadır. Dil, tarih ve eğitim gibi konularda on kadar broşür hazırlamış, "Yeni Lisan" makaleleriyle Türkçede yalınlaşmayı savunmuştur.

Ömer Seyfettin'in çocuklara uygun bazı hikayeleri şunlardır: "İlk Namaz". "İlk Cinayet". "Bir Çocuk Aleko". "And". "Ferman". "Pembe İncili Kaftan". Bu hikayeler, çocukların ilgilerine ve kavrayış güçlerine uygun konular içermektedir.

Türkiye'de ilk hikaye yazarı olarak Emin Nihat Bey kabul edilir. Ancak, Batılı anlamda ilk hikaye örneği ise Samipaşazade Sezai tarafından kaleme alınan Küçük Şeyler (1891) adlı eserdir.

Ömer Seyfettin'in "Gurultu" adlı hikayesi, evlilik ve boşanma konusunu işler. Hikayenin kahramanı, Fransızca sınavında görev yapan bir mümeyyizdir. Bu hatırada, ihtiyar mümeyyizin yirmi sene önce evlendiği zengin ve güzel karısının karnından gelen gurultu seslerinden rahatsız olup sinir krizi geçirdiği ve o geceyi koltukta geçirdiği anlatılmaktadır. Hikaye, gurultu kelimesinin çağrışımları üzerinden bu olayın kahraman anlatıcı tarafından gözlemci konumuna geçilerek anlatılması tekniğiyle yazılmıştır.

Ömer Seyfettin'in "Yüksek Ökçeler" adlı hikayesi, Batı hayranlığı, şekilcilik ve evlilikteki çarpıklıklar gibi temaları işler. Hikayenin bazı konuları: Batı hayranlığı: Hatice Hanım'ın yüksek ökçeli ayakkabılara olan merakı, bu hayranlığı yansıtır. Şekilcilik: Hatice Hanım'ın boyu kısa olduğu için yüksek ökçeli iskarpinler giymesi, şekilcilik boyutunu gösterir. Evlilikteki çarpıklıklar: Hatice Hanım'ın on üç yaşında, altmış altı yaşında bir adamla evlenmesi ve bu evliliğin getirdiği nefret, toplumsal bir sorunu ifade eder. Hikayenin ana fikri, gerçeğin görmezden gelinmesinin sonuçları etrafında şekillenir.

Ömer Seyfettin, Türk hikâyeciliğinin kurucusu olarak kabul edilir. Geleneksel dil ve yazın anlayışlarını aşmaya çalışan tutumu ve Maupassant tarzı hikâye kurgusunu Türk edebiyatına yerleştirmesiyle çağdaş Türk hikâyeciliğinin başlangıcında önemli bir rol oynamıştır.

Ömer Seyfettin'den seçme hikayelerde kullanılan anlatım biçimleri şunlardır: Olay anlatımı. Gerçekçi üslup. Betimlemeler. Diyaloglar. Sade ve anlaşılır dil. Üçüncü şahıs anlatıcı. Ayrıca, hikayelerde psikolojik gerilim ve duygusal derinlik de yaratılır.

Ömer Seyfettin'in "Forsa" adlı hikayesinde esaret altında yaşayan bir Osmanlı denizcisinin özgürlüğüne kavuşması çatışması işlenir. Hikayenin ana çatışması, Kara Memiş adlı karakterin, uzun yıllar boyunca esir olarak yaşadıktan sonra bir gün Osmanlı gemilerinin gelip kendisini kurtaracağı umudunu hiç kaybetmemesi etrafında şekillenir. Ayrıca, Kara Memiş'in, yaşı nedeniyle Malta Adası kuşatmasına katılıp katılamayacağı konusunda oğlu Turgut Reis ile arasında bir çatışma yaşanır.

Ömer Seyfettin'in seçme hikayeleri, 1902-1920 yılları arasında yazılmıştır. Yazar, 1911 yılına kadar genellikle Edebiyat-ı Cedide etkisi altında eserler verirken, 1911 sonrası "Yeni Lisan" anlayışıyla milli edebiyat akımına yönelmiştir. Ömer Seyfettin'in bazı seçme hikayelerinin isimleri şunlardır: "İlk Namaz" (1905); "Yaşasın Dolap" (1908); "Acıklı Bir Hikaye" (1911); "Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür" (1911); "Bomba"; "Başını Vermeyen Şehit"; "Pembe İncili Kaftan".

Ömer Seyfettin'in "Bir Hayır" adlı hikayesinin şahıs kadrosu şu şekildedir: Durmuş Ağa: Hikayenin ana karakteri, yaşlı ve hasta bir adam. Karısı: Adı geçmeyen, inatçı ve kararlı bir kadın. Hacı Ağa: Durmuş Ağa'nın komşularından biri, hayır işlerine teşvik eden bir karakter. Oğulları: Adı geçmeyen iki kardeş, miras kavgası yapmaktadırlar. Ayrıca, Durmuş Ağa'nın köpeği de hikayede yer alır.

"Mahcupluk İmtihanı", Ömer Seyfettin'in bir eseridir. Bu eser, Ömer Seyfettin'in ölümünden kısa bir süre önce Darülbedayi'ye sunduğu "İhtiyar Olsam da" adlı oyununun sonraki adıdır.