Ömer Seyfettin'in "Bir Kayışın Tesiri" adlı hikayesi, öz be öz Türk olduğu halde, tek bir kelime dahi Çerkezce bilmese bile, Çerkezlere özgü bir kemer nedeniyle Çerkez olmaya özenen, Çerkezler gibi davranan, bir Çerkez kızıyla evlenip Çerkez olmaya özenen bir Türk’ün özentiliğini anlatır. Hikayenin arka planında ise yazar, Türklere ait bir duruş, bir tavır ve Türklüğü ortaya koyabilecek objeler ve simgesel eşyaların olması gerektiği düşüncesini işler. Hikayenin kahramanı Mahmut Bey, bir Ramazan tatilinde kendisine Karamürsel'den getirilen Çerkes kayışını taktıktan sonra Türklerle konuşmayı kesip Çerkeslerle arkadaşlık etmeye başlar. Mahmut Bey, zabit olduktan sonra bir Çerkes paşasına intisap eder, onunla İstanbul'a sürülür, Kafkasya'ya kaçar ve milleti ile hiç münasebeti olmayan yerleri öz vatanıymış gibi gezer.