ÖmerSeyfettin

Osho'nun "Aydınlanma" kitabı, Batı psikolojisinin modern çağın nevrotik insanına neden bir çare olmadığını ve bu durumdan çıkış yolunun ancak aydınlanma ile mümkün olduğunu sarsıcı bir üslupla anlatıyor. Kitapta, meditasyon yapmadan önceki algılarda nesnelerin (örneğin dağların, nehirlerin) nasıl sıradan ve değişmez olduğu, meditasyonla birlikte bu algının nasıl değiştiği ve en yüksek meditasyon seviyesine ulaşıldığında nesnelerin tekrar eski hallerine döndüğü anlatılıyor. Kitap, okuyucuyu köklerinden sarsan ve sonunda huzurlu bir kıyıya ulaştıran bir anlatı sunuyor.

Hayır, "Bu da geçer ya hu" hikayesi gerçek değildir. Bu hikaye, Osmanlı döneminde Sultan II. Mahmut'un bir yüzüğe yazdırmak istediği söz için yapılan arayışları ve sonunda bilge bir dervişin "Bu da geçer ya hu" demesini konu alır. Hikayenin devamı, dervişin bu sözü söylemesinin ardından yaşanan olayları ve bu sözün Sultan II. Mahmut'un yüzüğünde yer almasını içerir. Bu tür hikayeler, genellikle ilham verici veya öğretici amaçlar taşır ve gerçek olaylara dayanmaz.

"Yuf Borusu Seni Bekliyor", Ömer Seyfettin tarafından yazılmış bir eserdir.

Ömer Seyfettin'in "Diyet" adlı hikayesinde anlatıcı bakış açısı, üçüncü şahıs (tanrısal) bakış açısıdır. Bu bakış açısında anlatıcı, hikayede geçen olayları ve karakterleri dışarıdan gözlemleyen, her şeyi bilen ve anlatan bir bakış açısına sahiptir.

Sait Faik Abasıyanık'ın "Seçme Hikayeler" kitabında yer alan bazı hikayeler: "Stelyanos Hrisopulos Gemisi"; "Zemberek"; "Çamaşır İpleri ve Don Gömlek Hayaletleri"; "Ben Ne Yapayım?"; "Havuz Başı"; "Uzun Ömer"; "Kraliçenin Evinde"; "Açık Hava Oteli"; "Diş ve Diş Ağrısı Nedir Bilmeyen Adam"; "Bir İlkbahar Hikayesi". Ayrıca, Ömer Seyfettin'in "Seçme Hikayeler" kitabında yer alan bazı hikayeler de şu şekildedir: "İlk Düşen Ak"; "Yüksek Ökçeler"; "Bomba"; "Gizli Mâbet"; "Asilzâdeler"; "Bahar ve Kelebekler"; "Beyaz Lâle"; "Mahcuplar İmtihanı"; "Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür"; "Nokta". Çehov'un "Seçme Hikayeler" kitabında ise yazarın en güzel hikayelerinin derlemesi yer almaktadır.

Ömer Seyfettin'in "Diyet" hikayesi, Milli Edebiyat akımına aittir. Milli Edebiyat akımı, 1911 yılında "Genç Kalemler" dergisi etrafında toplanan yazarlar tarafından başlatılmıştır.

Ömer Seyfettin'in "Perili Köşk" adlı hikayesindeki fiziksel özellikler açısından, Sermet Bey'in kırk yaşında olduğu belirtilmektedir. Ruhsal özelliklerine gelince, Sermet Bey şu şekilde tanımlanabilir: Hurafelere inanmayan: Batıl inançlara ve söylentilere itibar etmez. Zevk ve eğlenceye düşkün: Sermet Bey, bu özellikleri nedeniyle perili olduğu söylenen bir evi tutmaya karar verir. Araştırmacı ve şüpheci: Hayaleti yakalamak istemesi, üç yıllık kirayı peşin almasının ve ailesine hayalet diye bir şeyin olmadığını göstermenin etkisiyle ilgilidir. Cesur: Hayaletle yüzleşmekten çekinmez.

Ömer Seyfettin'in hikayelerinde eski kelimelerin bulunmasının birkaç nedeni olabilir: Tarihi ve kültürel referanslar: Yazar, hikayelerinde tarihi olaylara ve kişilere atıfta bulunarak, dönemin maddi ve manevi kültürü hakkında ipuçları vermeyi amaçlar. Dilin doğal kullanımı: Ömer Seyfettin, hikayelerinde dönemin konuşma dilini ve günlük ifadeleri kullanarak, dilin doğal akışını yansıtmaya çalışır. Üslup ve anlatım: Yazar, hikayelerinde belirli bir üslup ve anlatım tekniği kullanarak, karakterlerin duygularını ve düşüncelerini en açık ve kısa şekilde aktarabilmek için eski kelimelerden de faydalanabilir.

Ömer Seyfettin'in en önemli eseri olarak genellikle "Bomba", "Pembe İncili Kaftan" ve "Diyet" gibi eserleri öne çıkarılmaktadır. Bomba, Balkan Savaşları ve milliyetçilik temalarını işler. Pembe İncili Kaftan, milli gurur ve vatanseverlik temalarını işler. Diyet, adalet ve insanlık değerlerini ön plana çıkarır. Ayrıca, "Kaşağı" ve "Falaka" gibi eserleri de geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır. Ömer Seyfettin'in eserleri arasında yer alan "Efruz Bey" ve "Ashab-ı Kehfimiz" gibi eserler ise kimi kaynaklarda roman, kimi kaynaklarda ise uzun hikâye olarak adlandırılmaktadır.

Millî edebiyatı başlatan şiir olarak farklı görüşler bulunmaktadır. Ali Canip Yöntem ve Genç Kalemler dergisinin rolü: Millî edebiyat kavramının ilk defa "Âtî-i Edebîmiz" başlığıyla Genç Kalemler dergisinde Ali Canip Yöntem kullanmıştır. Mehmet Emin Yurdakul'un şiirleri: Millî edebiyat akımının önemli bir temsilcisi olan Mehmet Emin Yurdakul'un "Biz Nasıl Şiir İsteriz?" ve "Anadolu'dan Bir Ses Yahud Cenge Giderken" adlı şiirleri, bu akımın başlangıcı olarak kabul edilir. Muallim Naci'nin şiiri: "Millî Edebiyat" akımı, Muallim Naci'nin 1891 yılında yazdığı "Gazi Ertuğrul Bey" adlı şiiriyle de başlatılabilir. Millî edebiyat dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren bir akımdır.

"Sed hikayeleri" ifadesi ile ilgili bir bilgi bulunamadı. Ancak, Dede Korkut Hikayeleri'nin farklı versiyonları ve baskıları bulunmaktadır: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları baskısında, eser bir önsöz ve 12 hikayeden oluşmaktadır, toplam sayfa sayısı 208'dir. Orhan Şaik Gökyay tarafından yayımlanan versiyon, 232 sayfadır. 100 Temel Eser uyarlaması ise 160 sayfadır.

Ömer Seyfettin'in "Kaşağı" adlı hikayesi, yalan söylemenin ve iftiranın zararlarını anlatmak ister. Hikayenin diğer önemli unsurları şunlardır: Mekan: Çiftlik evi ve ahır. Zaman: Geniş bir zaman dilimi (örneğin, "o vakit, bir gün, ertesi sene, her sabah" gibi ifadeler kullanılır). Karakterler: Ömer (kahraman anlatıcı), Hasan (kardeşi), Dadaruh (evin seyisi), Pervin (hizmetçi), baba ve anne.

Ömer Seyfettin, Edirne Askeri İdadisi ve Kuleli Askeri İdadisi'nde eğitim almıştır. Edirne Askeri İdadisi: Ömer Seyfettin, askeri okullarda eğitimine devam etmek üzere babası tarafından bu okula nakledilmiştir. Kuleli Askeri İdadisi: Normal şartlarda Edirne Askeri İdadisi'ni bitirdikten sonra bu okula geçmesi gerekirken, arkadaşı Aka Gündüz ile birlikte Eyüpsultan Askeri Baytar Rüştiyesi'nde tanıştıkları için bu okula kaydolmuştur.

Ömer Seyfettin'in "Forsa" adlı öyküsünün özeti şu şekildedir: Kara Memiş. Malta Esareti. Esaretten Kurtuluş Hayali. Gerçek Kurtuluş. Aile Kavuşması. Öykünün arka planında, Osmanlı'nın Akdeniz'e hâkim olduğu 16. yüzyıl ve Turgut Reis'in zamanı işlenir.

Mehmet Atay'ın hangi kitapları seslendirdiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Mehmet Atay'ın seslendirdiği bazı eserler şunlardır: Sesli kitaplar. Film ve dizi seslendirmeleri. Belgesel seslendirmeleri.

Ömer Seyfettin'den seçme hikayeler eserini okumanın bazı amaçları: Eğitim ve öğretim: Ömer Seyfettin, her yaş grubuna hitap eden hikayeler yazmıştır. Edebiyat bilgisi: Ömer Seyfettin, Türk edebiyatının önemli yazarlarından biridir ve milli edebiyat akımının kurucusudur. Eserlerini okumak, Türk edebiyatı hakkında bilgi sahibi olmayı sağlar. Değerler eğitimi: Ömer Seyfettin'in hikayelerinde insana özgü faziletler, iyi insan tipleri, fedakarlık, dürüstlük gibi değerler işlenir. Kültürel birikim: Yazar, kültür ve tarihi bir hazine olarak görür ve bu temaları eserlerinde işler. Dil ve anlatım: Sade bir dil kullanan Ömer Seyfettin, hikayelerinde çeşitli anlatım teknikleri uygular. Bu eserleri okumak, dil ve anlatım becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.

"Yüksek ipek şiltelere diz çökmüş yorgun vezirler" ifadesi, Ömer Seyfettin'in "Pembe İncili Kaftan" adlı hikayesinde geçmektedir. Bu betimleme, Osmanlı Devleti'nde yüksek düzeydeki devlet adamlarından oluşan Divan-ı Hümayun'da (büyük meclis) yaşanan bir olayı anlatmaktadır. Vezirler, Şah İsmail'e gönderilecek cesur bir elçi arayışını ve bu elçinin sahip olması gereken nitelikleri tartışmaktadırlar.

Ömer Seyfettin'in Turancılık ile ilgili bazı eserleri: "Yarınki Turan Devleti". "İhtiyarlıkta mı? Gençlikte mi?". "Primo Türk Çocuğu".

Ömer Seyfettin'in "Kaşağı" hikayesi 32 sayfadır çünkü bu, hikayenin ilk basıldığı format olan çizgi roman versiyonunun sayfa sayısıdır.

Ömer Seyfettin'den seçilebilecek bazı hikayeler: "Falakâ". "And". "Kaşağı". "Diyet". "Beyaz Lale". Ayrıca, "Tenezzüh", "İlk Namaz", "Sahir'e Karşı", "Sebat", "Erkek Mektubu", "Yaşasın Dolap" gibi hikayeler de okunabilir.