Namaz

Tertip sahibi olmayan bir kişi için, yatsı namazının iadesi gerektiğinde, vitir namazından önce mi yoksa sonra mı kılınması gerektiği şu şekildedir: Vitirden önce: Yatsı namazının vakti girdikten sonra, henüz vitrin vakti girmediğinden dolayı değil, tertibe riayet zorunluluğu düştüğü için, vitir namazı yatsıdan önce kılınabilir. Vitirden sonra: Eğer yatsı namazı kılındıktan sonra vitir namazının iadesi gerekirse, bu durumda sadece yatsı namazının iadesi yapılır, çünkü vitir namazı geçerli kabul edilir. Bu hükümler, tertip sahibi kimseler için geçerlidir; tertip sahibi olmayan kimseler için ise yatsı namazının vakti girdiğinde, vitir namazı da aynı anda kılınmış kabul edilir.

Secde ayetlerinin okunduğu sıraya göre bir belirleme yapılamamaktadır, çünkü Kur'an-ı Kerim'de secde ayetleri farklı cüzlerde yer almaktadır. Secde ayetlerinin bulunduğu bazı cüzler: 9. cüz (A'râf suresi 206. ayet); 13. cüz (Ra'd suresi 15. ayet); 14. cüz (Nahl suresi 49. ayet); 21. cüz (Secde suresi 15. ayet). Tilavet secdesi, secde ayeti okunduğunda hemen yapılabilir veya namaz içindeyse namazdaki rükû veya secdeler de tilavet secdesi yerine geçebilir.

Hadislerde geçen "şeytanın iki boynuzu" tabiriyle iki farklı anlam kastedilmiş olabilir: Hakiki anlam. Mecazi anlam. Ayrıca, "şeytanın boynuzu" tabiri, bazı rivayetlerde küfrün ve fitnenin doğuda yoğunlaşmasını ifade etmek için de kullanılmıştır.

Namazda temizlik arasındaki ilişki, namazın sahih (geçerli) olabilmesi için beden, elbise ve namaz kılınacak yerin temiz olması şartından kaynaklanır. İslam dininde temizlik, hem maddi hem de manevi boyutları olan bir ibadet unsuru olarak kabul edilir. Kur'an-ı Kerim'de, temizliğe önem veren Müslümanların övüldüğü ve Allah'ın sevgisini kazanacakları belirtildiği için, temizlik İslam'da büyük önem taşır.

Kunut 1 ve 2 arasındaki temel fark, okunuş başlangıç ifadeleridir. Kunut 1: "Allahümme innâ neste'înuke" ifadesiyle başlar. Kunut 2: "Allahümme iyyâke na'büdü" ifadesiyle başlar. Ayrıca, Hanefi mezhebine göre Kunut 1, vitir namazının üçüncü rekâtında okunurken, Şâfiî mezhebine göre sabah namazının farzının son rekâtında okunur.

Küçük Sözler, Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılmış, iman ve ibadet hakkında önemli bilgiler sunan risalelerden oluşur. Risalelerin bazı konuları: Besmele ve tevhid: Birinci Söz, Besmelenin önemini ve tevhidin mertebelerini anlatır. İmanın değeri: İkinci Söz, imanın bir hazine olduğunu ve insanı dalâletten kurtardığını vurgular. İbadet ve namaz: Dördüncü Söz, namazın önemini ve ömür sermayesinin ahirete nasıl mal edilebileceğini açıklar. Ahiret inancı: Yedinci Söz, Allah'a ve ahirete imanın insan için saadet kapısı olduğunu belirtir. Ölüm ve ebediyet: Sekizinci Söz, ölümün güzel yüzünü göstererek bu dünyanın bir bekleme salonu olduğunu ihtar eder. Küçük Sözler, insanı Risale-i Nur'a hazırlamaya yönelik bir rehber olarak da görülebilir.

Tövbe etmek için şu adımlar izlenmelidir: 1. Günahı terk etmek. 2. Pişmanlık duymak. 3. Allah'tan af dilemek. 4. Helalleşmek. 5. İyi ameller işlemek. Tövbe için okunabilecek bir dua örneği: > "Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve, El-hayye'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi. Ve nes-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm". Anlamı: > "Şanı pek yüce olan Allah'tan bağışlanmamı diliyorum! Allah'ım, tevbe ediyorum ve bağışlanmayı talep ediyorum".

Nevafil, "farz ve vacip olandan başka ibadetler" anlamına gelir. Nafile (yani sevap için kılınan) namaz veya tutulan oruçlar için kullanılır.

"Setr-i ululuklar" ifadesi, Türkçe'de bilinen bir terim değildir ve belgelerde bu ifadeye dair bir bilgi bulunmamaktadır. Setr-i avret ise İslam dininde, namaz sırasında ve namaz dışında vücudun örtülmesi gereken bölgelerini ifade eden bir terimdir. Kadınlar için setr-i avret: Yüz, eller ve ayaklar hariç tüm vücut. Erkekler için setr-i avret: Göbek ile diz kapakları arası (göbek hariç, diz kapakları dahil). Eğer farklı bir konuda bilgi arıyorsanız, lütfen daha fazla detay verin veya doğru terimi belirtin.

Yellenmek özür hali, bir namaz vakti boyunca devam etmelidir. Özür sahibi sayılabilmek için, abdesti bozan bir durumun her namaz vaktinde en az bir defa tekrarlaması gerekir. Maliki mezhebine göre, özürlünün abdesti, vaktin girmesi veya çıkmasıyla bozulmaz, abdesti bozan başka bir halin meydana gelmesiyle bozulur. Bu konuda kesin bir süre vermek mümkün değildir; özür halinin süresi, kişinin sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Şallı namaz elbisesinin kullanımı: 1. Giyme: Eşarbıyla birlikte tek parçadan oluşan namaz elbisesi, düzgün bir şekilde baş kısmından aşağıya doğru giyilir. 2. Kullanım: Namaz elbisesi, baş dahil tüm vücudu örtecek şekilde tasarlanmıştır. 3. Taşınabilirlik: Gün boyu rahatlık sunan taşınabilir bir parçadır. Şallı namaz elbiseleri, ergonomik yapıları sayesinde bir çantaya kolayca sığabilir.

Kadınlar mahfili, camilerde kadınların namaz kılması için ayrılan bölümdür. Osmanlı camilerinden itibaren görülen kadınlar mahfili, aynı zamanda "kadınlar mahfili" veya "kadınlar bölümü" olarak da adlandırılır.

Farz ibadetlerin eksik yapılması durumunda iki büyük günah işlenmiş olur: 1. Farzı geciktirme günahı: Farzı vaktinde kılmamak, geciktirmek günahtır. 2. Farzı terk etme günahı: Farzı hiç kılmamak büyük bir günahtır. Bu günahların affı için, kaçırılan farzların kaza edilmesi gereklidir. İslam âlimleri, farzların eksikliğinin nafile namazlarla tamamlanabileceğini belirtmiştir.

Minareler arasına yazı yazılmasının nedeni, özellikle ramazan ayında iftar saati veya namaz vakitlerini duyurmak amacıyla olmasıdır. Bu yazılara "mahya" denir ve geleneksel olarak cami minarelerinde yer alırlar.

Yüzümüzü Allah'a döndürmek için, namazda Mescid-i Haram yönüne dönmek gerekmektedir.

Teşehhütte parmak kaldırmanın nedeni, "Lâ ilâhe" denirken "hiç bir ilah yoktur" anlamına işaret etmek ve "İllallah" denirken "sadece Allah vardır" demek suretiyle Allah'ın birliğinin vücut diliyle tasdik edilmesidir. Mezheplere göre farklılık gösteren uygulamalar şu şekildedir: Hanefilere göre, "Lâ ilâhe" denirken sağ elin işaret parmağı kaldırılır ve "İllallah" denirken indirilir. Şafiilere ve Hanbelilere göre, "İllallah" denirken işaret parmağı yukarı kaldırılır ve ilk teşehhüdde ayağa kalkıncaya, son teşehhüdde selam verinceye kadar öylece bırakılır. Malikilere göre, teşehhütün başından sonuna kadar işaret parmağı sağa sola yavaşça hareket ettirilir.

Fajr kelimesi, Arapça kökenli olup, İslam kültüründe "sabah namazı" anlamına gelir. Ayrıca, fajr şu anlamlara da gelebilir: Yeni başlangıçlar, tazelenme ve umut. Gün doğumundan önceki ilk ışıkların belirmesi. Bunun yanı sıra, "Fajr-5" gibi ifadelerle, roket veya füze türlerini de ifade edebilir.

Namazın Türkçe tercümesini Ahmed Hamdi Akseki yapmıştır.

Üçüncü İkaz, Risale-i Nur külliyatından Yirmi Birinci Söz'de, namaz ve ibadet konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları vurgulamak amacıyla yazılmıştır. Bu ikazda, geçmiş günlerin ibadet külfetinin ve namazın meşakkatinin bugün rahmete dönüştüğü, elemin gittiği, lezzetin kaldığı; aynı şekilde gelecek günlerin zorluklarının da henüz yaşanmadığı için şimdiden düşünülmesinin akılsızlık olduğu belirtilir.

Ta'dîl-i erkân, namazın rükünlerini düzgün, yerli yerinde ve tam yapmak anlamına gelir. Ta'dîl-i erkân, özellikle şu durumlarda söz konusu olur: rükûda; rükûdan doğrulduktan sonra ayakta dururken; secdede; iki secde arasındaki oturuşta. Hanefî mezhebindeki kuvvetli görüşe göre, sayılan dört yerde ta'dîl-i erkân vaciptir.