MentalSağlık

Psikoloğu en çok tercih eden hastalar, duygusal ve zihinsel sıkıntılar yaşayan bireylerdir. Bu sıkıntılar arasında şunlar yer alır: Depresyon, anksiyete ve panik atak gibi ruh sağlığı sorunları. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB). Yeme bozuklukları ve bağımlılık problemleri. Çocuk ve ergen ruh sağlığı sorunları. İlişki ve aile içi sorunlar. Ayrıca, yaşam değişiklikleri ve kriz durumları ile başa çıkmakta zorlanan bireyler de psikologlara başvururlar. Her durumda, psikologla çalışmanın faydalı olup olmayacağı konusunda bir uzmana danışmak önemlidir.

Majör depresyon, en ağır ve yaygın depresyon türlerinden biridir.

Geçmişe takıntı hastalığı, kişinin geçmişteki olaylara, hatalara veya travmatik deneyimlere aşırı derecede odaklanması ve bu düşüncelere sıkça ve aşırı endişe duyması durumudur. Belirtileri arasında: - sürekli geçmişi düşünme; - hatalar ve başarısızlıklar üzerine odaklanma; - travmatik deneyimleri zihinsel olarak yeniden yaşama; - sosyal izolasyon; - geçmişi değiştirme isteği. Tedavi yöntemleri şunları içerebilir: - psikoterapi (bireysel terapi, grup terapisi, bilişsel davranışçı terapi); - ilaç tedavisi (antidepresanlar, anksiyolitikler); - farkındalık ve meditasyon uygulamaları. Profesyonel yardım almak, bu tür bir hastalıkla başa çıkmanın önemli bir adımıdır.

Evinizdeki terapistin kaç seans süreceği, yaşanan sorunun türüne ve şiddetine bağlı olarak değişir. Hafif düzeyde kaygı veya stres gibi sorunlar için genellikle 4-6 seans yeterli olabilirken, kronik depresyon ya da travma gibi daha derin problemler için bu süre 12-20 seansa kadar uzayabilir. Online terapi de benzer bir zaman diliminde etkili olabilir ve seans süresi, terapistinizle yapacağınız değerlendirmelere bağlıdır.

Travma terapisinin süresi, bireyin yaşadığı travmanın türüne, şiddetine ve terapiye verdiği yanıta göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak: - Hafif travmalar için 6-12 seans (yaklaşık 2-4 ay) yeterlidir. - Orta şiddette travmalar için 12-24 seans (yaklaşık 4-8 ay) gerekebilir. - Ağır ve kompleks travmalar ise 6 ay – 2 yıl veya daha uzun sürebilir. EMDR terapisi gibi bazı yöntemlerde ise seans sayısı travmanın boyutuna göre 6-20 arasında değişebilir.

HKH hastalığı ifadesi, iki farklı hastalığa işaret edebilir: 1. Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis): Bu durum, kişinin sürekli olarak hastalanma riski taşıdığını veya ciddi bir hastalığa sahip olduğunu düşünmesiyle karakterizedir. 2. Huntington Hastalığı: Bu, beyindeki sinir hücrelerinin zamanla çürümesine neden olan kalıtsal bir rahatsızlıktır.

Karanlık korkusu (niktofobi), karanlık ortamların kişide aşırı kaygı ve korku uyandırması durumudur. Bu korkunun sebepleri çeşitli olabilir: 1. Çocukluk Dönemi Travmaları: Çocukluk çağında yaşanan kötü deneyimler veya travmatik olaylar, karanlık korkusunun temelini oluşturabilir. 2. Genetik Yatkınlık: Genetik faktörler, bireylerin korkulara karşı daha hassas olmasına neden olabilir. 3. Psikolojik Durumlar: Anksiyete bozukluğu gibi psikolojik durumlar da karanlık korkusunu tetikleyebilir. 4. Evrimsel Faktörler: İnsan beyni, karanlık ortamlarda tehlikeleri algılamak için evrimsel olarak geliştirilmiştir. 5. Çevresel Etkiler: Medya ve popüler kültürde karanlık ile ilgili olumsuz tasvirler, bu korkunun gelişiminde rol oynayabilir. Karanlık korkusuyla başa çıkmak için profesyonel yardım almak ve bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemlerden faydalanmak önerilir.

"Chandramukhi 2" filmi, bir kadının dissosiyatif kimlik bozukluğundan muzdarip olması ve bunun ailesini etkilemesi konusunu anlatıyor. Bir psikiyatrist, bu durumu çözmeye çalışırken kendi hayatını da tehlikeye atar.

Diyalektik Davranış Terapisi (DBT) terapisi genellikle 6-12 ay arasında sürer. Ancak, terapi süresi kişinin özel durumuna göre değişebilir; bazıları daha kısa sürede ilerleme kaydedebilirken, bazı durumlarda daha uzun süre terapi gerekebilir.

Hiwell, çevrimiçi psikolojik danışmanlık platformu olarak faaliyet gösteren bir şirkettir. Hiwell'in yaptığı işler: - Psikolog ve danışanların web platform ve mobil uygulama üzerinden seans gerçekleştirmelerini sağlar. - Kullanıcıların, kendi bilgilerini doldurarak kendilerine uygun psikologlarla eşleşmelerini sağlar. - Türkçe, İngilizce ve Fransızca dillerinde online terapi hizmeti sunar.

Takıntılarla başa çıkmak için aşağıdaki yöntemler izlenebilir: 1. Profesyonel Destek Almak: Bir psikolog veya psikiyatristten yardım almak, takıntıların üstesinden gelmek için etkili bir yoldur. 2. Farkındalık Geliştirmek: Takıntılı düşüncelerin ne zaman ve hangi durumlarda ortaya çıktığını fark etmek önemlidir. 3. Gevşeme Teknikleri: Derin nefes alma, meditasyon ve yoga gibi teknikler stresi azaltabilir ve zihni sakinleştirebilir. 4. Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersiz yapmak, genel ruh sağlığını iyileştirebilir. 5. Not Tutma: Düşünceleri ve duyguları yazmak, zihinsel dışavurum sağlar ve analiz yapmayı kolaylaştırır. Ayrıca, takıntılarla ilgili belgeseller veya eğitimler izlemek de bu konuda farkındalık kazandırabilir.

Çok karakterli insanlara "disosiyatif kişilik bozukluğu" veya "çoğul kişilik bozukluğu" olan kişiler denir.

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), beyinde özellikle aşağıdaki bölgelerin işleyişini etkiler: 1. Orbitofrontal korteks: Bu bölge, kişinin tehdit algısını ve dürtü kontrolünü düzenler. 2. Anterior singulat korteks: OKB'de, bu bölgenin aşırı aktif olduğu saptanmıştır. 3. Striatum: Beynin bu kısmı, karar verme süreçlerinde rol oynar. Ayrıca, OKB'nin ortaya çıkmasında serotonin gibi nörotransmitterlerin işlev bozuklukları da önemli bir faktördür.

Psikolojide "şikayet etme" veya "şikayet hastalığı" Calimero sendromu olarak adlandırılır. Şikayet etme davranışının bazı nedenleri: - Özgüven eksikliği: Kişi, kendini sürekli haksızlığa uğramış gibi görür ve yaşadığı olayları kontrol edemediği algısına kapılır. - Geçmişteki travmalar: Çocukluk döneminde aşağılanma, reddedilme veya terk edilme gibi deneyimler, bireyin sürekli şikayet eden bir ruh haline bürünmesine neden olabilir. - Öğrenilmiş çaresizlik: Sürekli başarısızlığa uğramış bireyler, hayatta hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanır ve durumu şikayet ederek kabul eder. Şikayet etme davranışından kurtulmak için öneriler: - Farkındalık kazanmak ve şikayet etme alışkanlığını fark etmek. - Olumlu düşünmeyi öğrenmek ve çözüm odaklı yaklaşmak. - Sorumluluk almak ve çözüm üretmeye odaklanmak. - Gerekirse profesyonel psikoterapi desteği almak.

Kelebek yüzmenin faydaları şunlardır: 1. Tam Vücut Egzersizi: Kelebek yüzme, omuz, sırt, karın ve bacak kasları başta olmak üzere tüm vücut kaslarını çalıştırır. 2. Kardiyovasküler Sağlık: Kalp atış hızını artırarak kardiyovasküler sağlığı iyileştirir, kalp ve akciğerlerin daha verimli çalışmasını sağlar. 3. Esneklik: Omuz, kalça ve omurga esnekliğini artırır. 4. Koordinasyon: Kol ve bacak hareketlerinin senkronize çalışmasını gerektirdiği için koordinasyonu geliştirir. 5. Mental Sağlık: Endorfin salgılanmasını tetikleyerek stresi azaltır ve ruh halini iyileştirir.

Özgül fobi, günlük yaşamı ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek kadar tehlikeli olabilir. Özgül fobinin tehlikeli yönleri şunlardır: - Panik ataklar: Korkulan nesne veya durumla karşılaşıldığında panik atak geçirme riski vardır. - Kaçınma davranışları: Fobisi olan kişiler, korktukları şeylerden kaçınmak için büyük çaba harcarlar, bu da sosyal ve iş hayatında sorunlara yol açabilir. - Sağlık sorunları: Bayılma, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Özgül fobi tedavi edilmediğinde uzun yıllar sürebilir, ancak terapi ile büyük ölçüde kontrol altına alınabilir.

Bulimiye neden olan faktörler karmaşıktır ve genellikle birden fazla etkenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Başlıca nedenler: Genetik yatkınlık: Bulimia gelişiminde genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Psikolojik stres: Depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı ve mükemmeliyetçilik gibi psikolojik sorunlar bulimiye yol açabilir. Kültürel ve toplumsal etkiler: Zayıflığa yönelik kültürel baskı ve medya idealleri, bireyleri bu bozukluğu geliştirmeye yönlendirebilir. Diyet ve kilo endişeleri: Diyet yapmayı teşvik eden bir kültürde yaşamak ve kilo konusunda endişelenen ebeveynlere sahip olmak risk faktörleri arasındadır. Travmatik yaşam olayları: İstismar gibi travmatik deneyimler, bulimia gelişimini tetikleyebilir. Bulimia teşhisi ve tedavisi için bir uzmana başvurulması önerilir.

Nila Psikoloji'de aşağıdaki terapiler yapılmaktadır: 1. Bireysel Terapi: Bireysel düzeyde ruhsal sağlığı iyileştirmeye yönelik terapi. 2. Aile, Çift ve Evlilik Terapileri: Evli, nişanlı, sevgili ve diğer çiftleri kapsayan terapi. 3. Cinsel Terapi: Cinsel işlev bozuklukları konusunda terapi. 4. Grup Terapisi: Bir grup insanın ortak sorunlarını tartıştığı ve birbirlerine destek olduğu terapi. 5. Oyun Terapisi: Çocuklarda görülen davranış sorunlarının oyuncak ve oyun aracılığıyla tedavi edilmesi. 6. Filial Oyun Terapisi: Aileler ve çocuklar arasındaki iletişimi güçlendirme amacı taşıyan terapi.

Bir insan, aşağıdaki durumlarda psikolojik yardım almalıdır: 1. Yoğun ve sürekli stres: İş, aile veya sosyal hayatta stres altındaysanız ve bu durum başa çıkılamaz hâle geldiyse. 2. Uyku ve beslenme düzenindeki bozukluklar: Uyuyamama, iştah kaybı veya aşırı yeme gibi durumlar duygusal sağlığınızdaki dengesizliklerin işareti olabilir. 3. Depresif hisler: Sürekli üzüntü, umutsuzluk veya değersizlik duyguları depresyonun belirtileri arasında yer alır. 4. Travmatik deneyimler: Yakın birinin kaybı, ciddi bir hastalık, boşanma veya kazalar gibi travmatik olaylar sonrasında. 5. İlişki sorunları: Partner veya diğer yakın ilişkilerde yaşanan kronik sorunlar. 6. Anksiyete ve kaygılar: Sürekli bir şeylerin kötü gideceği korkusuyla yaşamak, hayat kalitesini düşüren önemli bir sorundur. Psikolojik yardım almak, zayıflık değil, güçlülük göstergesidir ve ruhsal sağlığı güçlendirme yolunda atılmış büyük bir adımdır.

Yeme bozukluklarının tedavisinde bilişsel davranışçı terapi (BDT) en yaygın kullanılan psikoterapi yöntemidir. Bunun yanı sıra, yeme bozukluklarının tedavisinde şu psikoterapi yaklaşımları da uygulanabilir: Diyalektik davranış terapisi (DDT). Kişilerarası terapi. Sanat terapisi, bilinçli farkındalık terapisi ve aile terapisi. Yeme bozuklukları tedavisi, uzman bir psikolog, psikiyatrist veya beslenme uzmanı tarafından yönetilmelidir.