Mektuplar

"Oğluma Günlükler" (A Journal for Jordan), Irak'ta görev yapan Astsubay Kıdemli Başçavuş Charles Monroe King'in, oğlu için yazdığı duygu dolu günlükten esinlenen bir hikayedir. King, savaşın getirdiği belirsizlikler arasında oğluna hayat dersleri, dualar ve tavsiyeler bırakmak amacıyla bu günlüğü tutmaya başlar. Film, aynı zamanda King'in eşi Dana Canedy'nin, kaybettiği eşiyle olan ilişkisini ve bu günlük sayesinde kurdukları güçlü bağı anlatır. Ayrıca, bir annenin, henüz konuşamayan oğluna yazdığı duygusal mektup ve bir babanın hiç tanıyamadığı oğluna verdiği öğütler de hikayenin bir parçasıdır.

"Canım Oğlum" ifadesi, Aziz Nesin ile oğlu Ali Nesin arasındaki mektuplaşmaları içeren kitaba aittir.

Kuşadalı İbrâhim Efendi'nin en önemli eseri, mektuplarıdır. Vefatından sonra mensupları tarafından derlenen mektuplarının sayısı, çeşitli kütüphanelerde ve özel şahısların elindeki diğer mektuplarla birlikte 143 civarındadır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Madam Corinne'e 15 mektup, 5 kart ve 2 telgraf yazdığı bilinmektedir. Bu mektuplar, Madam Corinne'in yeğeni Melda Özverim tarafından yayımlanan "Mustafa Kemal ve Corinne Lütfü" adlı kitapta yer almaktadır.

Doğum günü kutlamalarına şu şekillerde cevap verilebilir: Kısa ve öz teşekkür: "Teşekkür ederim!" veya "Doğum günü mesajın için sağ ol!" gibi ifadeler kullanılabilir. Kişiselleştirilmiş yanıt: "Mesajın için çok teşekkür ederim, senin gibi bir arkadaşım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum" gibi kişisel dokunuşlar içeren mesajlar etkili olabilir. Mizah kullanımı: "Yaşlandım ama seninle birlikteyken genç hissediyorum!" gibi esprili bir yanıt, ortamı neşelendirebilir. Gelecek planlarından bahsetme: "Teşekkür ederim! Bu yılki kutlamamıza senin de katılmanı çok isterim. Birlikte bir şeyler yapalım!" gibi bir mesaj, iletişimi sürdürmeyi sağlar. Geçmişe gönderme: "Teşekkür ederim! Hatırlıyor musun, geçen yıl bu zamanlar birlikte pasta yapmıştık? Bir daha yapmalıyız!" gibi bir yanıt, geçmişteki güzel anıları hatırlatır. Ayrıca, sosyal medya üzerinden gelen kutlamalara toplu bir mesajla teşekkür etmek de mümkündür; bu durumda "Hepinize çok teşekkür ederim, bu özel günümü sizinle paylaşmak harika!" gibi bir mesaj uygun olabilir.

Zodiac Katili'nin gönderdiği toplam mektup sayısı 18'dir.

Özel yazılar genel olarak altı başlıkta incelenir: 1. Özel mektuplar. 2. Tebrik mektupları. 3. Teşekkür mektupları. 4. Başsağlığı ve teselli mektupları. 5. Davetiyeler. 6. Öz geçmiş yazıları.

Milena'ya Mektuplar'ın önemli olmasının bazı nedenleri: Franz Kafka'nın edebi kişiliği: Kitap, 20. yüzyılın önemli yazarlarından Franz Kafka'nın edebi kişiliğini ve ortaya koyduğu güzel eserleri yansıtır. Mektup türünün örneği: Edebiyatta mektup türünün önemli bir örneği olarak kabul edilir. Aşk ve yabancılaşma: Kafka'nın Milena'ya olan aşkını ve insanların topluma yabancılaşmasını, toplumun köhnemişliğini, bireyin iç dünyasına sıcak bir temasla ifade edişini gösterir. Mektupların içeriği: Mektuplarda, aşkın en yalın hali, günlük yaşamdan kesitler ve yazarın hastalığı gibi konular samimi bir dille ele alınmıştır. Tarihsel önem: Kafka'nın ölümünden sonra yayınlanan bu mektuplar, onun duygusal dünyasını ve Milena ile olan karmaşık ilişkisini anlamamızı sağlar.

Şah İsmail'in Kanuni Sultan Süleyman'a ne dediğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Kanuni Sultan Süleyman'ın Şah İsmail'e gönderdiği tehdit mektubu bilinmektedir. Bu mektupta, Şah'a şah diye hitap edilmediği, "Emir Şeyh Haydar oğlu İsmail" denildiği ve Allah'ın doğru yolu göstermesi için dua edildiği belirtilmiştir. Mektubun tamamı şu şekildedir: > "Tahmasp Bahadır, uyulması vacip olan fermanım elinize ulaştığında bilesiniz ki, bundan önce merhum babam Sultan Selim Han ahirete göçtüğünde padişahlık mülkü ve hilafet tahtı bana kaldı. Sınırsız Osmanlı memleketi ve enine boyuna korunmuş bütün iklimler gücümün kabzasında, fermanımın pençesinde tutulmuş ve zaptedilmiştir. Padişahlar saadet kapımın toprağına yüz sürmüşler, cihanın sığınağı dergâhıma kulluklarını göstermişlerdir. Şimdi sen dahi kahramanlık kasırgasının vuruşu, dehşetli ezici gücümün cezalandırmasından zerresini görüp, ruh kuşunun ecel şahininden ve yüksek uçan doğan kuşundan kurtulmuş, vücuduna ok saplı avım idin. Savaş meydanında geniş cihan başına dar görünmüş, düşman avlayan yiğitlerin narası, top ve tüfek velvelesi, telaşa kapılan mutsuz varlığını ve rehberi şeytan olan askerini sersem etmişti. Ancak yüce soylu atalarımın övülmüş tabiatlarında, olgun insanlık ve sınırsız acıma ve bol şefkat merkezlenmiş olup, kaçanı kovalamak, zayıf düşeni öldürmek âdetleri olmayıp, pisliğe bulaşmış varlık noktanı askerimin parlak kılıçlarıyla zaman sayfasından kazımak mümkün iken, göz yumup, olanca hazinelerin yağma ve mamur vilayetlerin talan edilmiş, uğursuzluk gösteren bayrağının altında toplanan kavmin gazilerin kılıçlarına azık olmuştu. Eğer asi huylu, sapkın kafanda zerre kadar yiğitlik olaydı, çoktan helak olurdun. Böyle lütfumuza uygun düştü ve kılıcımız altında can kurtarmana aman verildi. Niçin cihanın sığınağı dergâhımıza, göklerden farkı olmayan divanıma adam gönderip kulluk arzetmedin. Bu eksik akılla gururun, sapıklık dairesinden ayrılmaman, inşallah benim de yakında şark diyarına yönelmeme sebep oldu. Otağımızın Tebriz topraklarına, belki İran memleketlerine; Turan ve sair Semerkant vilayeti ve Horasan'a kurulması kararlaştırıldı. Bu zamana kadar geciktirilmesine Osmanlı toprak

Moltke'nin Türkiye Mektupları, Prusyalı mareşal Helmuth Karl Bernhard von Moltke'nin 1835-1839 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri danışmanlık yaptığı dönemde ailesine ve arkadaşlarına yazdığı mektuplardan oluşur. Mektuplarda, Osmanlı'nın sosyal, kültürel ve askeri yapısı, dönemin önemli olayları ve Moltke'nin bu olaylar karşısındaki gözlemleri ve düşünceleri yer alır. Bazı konular: Nizip Meydan Muharebesi. Vergi toplama ve askere alma sorunları. Anadolu'daki geçim kaynakları ve genel durum. Türklerin karakteri. Harita çalışmaları. Mektuplar ilk olarak 1841 yılında Almanca yayımlanmış, daha sonra farklı dillere de çevrilmiştir.

Hulusi Yahyagil'e yazılan mektuplar, çoğunlukla "Barla Lahikası" adlı eserde yer almaktadır. Ayrıca, Hulusi Yahyagil'e ve ondan gelen mektupların toplandığı özel bir web sitesi de bulunmaktadır: hulusiyahyagil.com.

Donald Trump'ın mektup yazdığı bazı liderler: Ali Hamenei (İran Yüce Lideri). Recep Tayyip Erdoğan (Türkiye Cumhurbaşkanı). Filipinler, Brunei, Moldova, Cezayir, Irak, Libya ve Sri Lanka liderleri. Ayrıca, Trump'ın Rusya, Brezilya, Tunus, Güney Kore, Malezya, Kazakistan, Japonya, Güney Afrika, Bosna Hersek, Endonezya, Sırbistan, Bangladeş, Tayland, Kamboçya, Myanmar ve Laos liderlerine de mektup gönderdiği belirtilmiştir.

Timur'un Yıldırım Bayezid'e gönderdiği mesajlardan bazıları şunlardır: Birinci mesaj. İkinci mesaj. Üçüncü mesaj. Dördüncü mesaj. Bu mesajların tamamı, Ankara Savaşı öncesi iki hükümdar arasında geçen mektuplaşmalardan oluşmaktadır.

Ziya'ya Mektuplar, Cahit Sıtkı Tarancı'nın Ziya Osman Saba'ya yazdığı mektuplardan oluşur. Mektuplarda ele alınan bazı konular: Şiir ve şiir sanatı: Tarancı, mektuplarında şiirin ne olması gerektiği, güzellik, dil ve kelime kullanımı gibi konular üzerine görüşlerini dile getirir. Dostluk: Galatasaray Lisesi'nde yatılı okudukları günlerden itibaren başlayan ve Tarancı'nın ölümüne dek süren dostlukları anlatılır. Kişisel yaşam: Tarancı'nın yalnızlığı, yaşama olan sevgisi, askerlik yılları gibi hayatına dair kesitler sunulur.

Atatürk ile ilgili mektuplardan bazıları şunlardır: İlk aşk mektubu. Behiç Erkin'e gönderilen mektup. Yabancılardan gelen mektuplar. Prens Don Louis de Bourbon'un kardeşinden gelen mektup. Öğretmen N. Oğuz'un mektubu. Kadın hakları savunucusu Bayard Simmons'ın mektubu. Cezayir'den Rautsi Karaca'nın mektubu. Anzak askeri Yüzbaşı Stuart Maclean'in mektubu. İngiliz Miss M.D. Burnett'in mektubu.

Ankara Savaşı öncesi Timur'un gönderdiği dört mektup şunlardır: 1. İlk Mektup: - İçeriği: Kara Yusuf ve Bağdat Sultanı Ahmed Celâyir'in sınır dışı edilmesini veya teslim edilmesini ister. 2. İkinci Mektup: - İçeriği: Timur, kendini Allah yolunda cihat eden biri olarak tanıtır ve Osmanlı'nın neden kendilerine hizmet etmediğini sorar. 3. Üçüncü Mektup: - İçeriği: Gürcülerle savaştıklarını ve Sivas, Malatya, Elbistan, Erzincan ve Kemâh'ın kendilerine bırakılmasını talep eder. 4. Dördüncü Mektup: - İçeriği: Elçilerinin pişmanlık ifadesi getirdiğini belirtir ve antlaşma umuduyla gönderilen mektuplara rağmen Osmanlı'nın tutumunu eleştirir. Bu mektupların Türkçe suretleri, Konya Belediyesi Koyunoğlu Kütüphanesi'nde kayıtlı olan el yazması Münşeât ve Mükâtabât-ı Sultâniye mecmuasında bulunmaktadır.

Selim Seyhan'ın Mektûbât-ı Rabbânî 1. cilt 90. mektubu, Allah'a yönelmeye teşvik ve Nakşibendi büyüklerine ihlasla bağlanmanın önemini vurgular. Mektupta, tüm varlığın Allah'a yönelmesi gerektiği ve bu devletin elde edilmesinin, Nakşibendi taifesinin büyüklerine bağlılık ve yönelime bağlı olduğu ifade edilir. Mektubun tam metnine şu sitelerden ulaşılabilir: youtube.com; incemeseleler.com.

Menekşe Doğanay, ölen eşinden mektup alan kadındır. Ankara'da yaşayan Menekşe Doğanay'a, eşi Mustafa Doğanay'ın 21 yıl önce "Cumhuriyet'in 100. Yılına Mektup Kampanyası" kapsamında yazdığı mektup, Mustafa Doğanay'ın vefatından 10 yıl sonra ulaşmıştır.

Şarlken (Roma Cermen İmparatoru), Kanuni Sultan Süleyman'a mektup yazdı çünkü Fransa Kralı Fransuva'yı esaretten kurtarmak istiyordu. 1525 yılında, Şarlken'in ordularıyla çarpışan Fransuva'nın ordusu, Pavia Muharebesi'nde yenilmiş ve kendisi esir düşmüştü.

Ahmet Mithat Efendi'nin "Eski Mektuplar" kitabı, Tanzimat Dönemi'nde geçen bir hanenin keder ve acılara sürüklenip dağılışını, bu süreci yansıtan mektuplar aracılığıyla anlatır. Romanın özeti: Kenan, annesinin ölümünün ardından dayısının konağında büyür. Dayısının kızı Meliha'ya aşık olur ve bu aşk gizli buluşmalarla büyür. Durumdan haberdar olan Meliha'nın babası, Kenan'ın eğitimini tamamlamak için İstanbul'a gönderilmesini ayarlar. Meliha, Kenan'a mektuplar yazarak onu geri çağırır, ancak bu mektuplar Daim Bey tarafından ele geçirilir. Saim Bey vefat eder ve yalı, Meliha'yı evlenmek için zorlayan Daim Bey'e kalır. Meliha, Arif Bey ile zorla evlendirilir ve bu evlilikte zor günler yaşar. Arif Bey'in Meliha'ya yazdığı eski mektupları ele geçirmesi, Meliha'nın zor bir durumda kalmasına neden olur. Meliha, Arif Bey'den kurtulamaz ve bir gün evden atılır. Roman, Meliha'nın Arif Bey'e yazdığı son mektupla sona erer.