Maslow

Sevme ve sevilme ihtiyacı, Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi'nde dördüncü basamak olan "saygınlık (değer/saygı) ihtiyacı" kapsamında değerlendirilir. Ayrıca, sevilme ihtiyacı, psikolojik ve biyolojik temellere dayanan, insanın en temel ihtiyaçları arasında yer alır. Psikolojik temeller: İnsanlar, sosyal varlıklar oldukları için ilişki kurma, bağlantı kurma ve topluluk içinde kabul görme eğilimindedirler. Biyolojik temeller: Sevilme ihtiyacı, beyinde dopamin ve oksitosin gibi kimyasal maddelerin salınmasını tetikler.

Upendra filmi, insanın üç temel duygusunu (ego, sorumluluk ve para) üç kadın karakter üzerinden anlatan bir psikolojik gerilim filmidir. Filmin konusu: Naanu adında, çocukluğundan beri ikiyüzlülükten nefret eden ve her zaman gerçeği söyleyen bir adam, hayatındaki üç kadınla olan ilişkiyi anlatır. Filmin mesajı: Naanu'nun kendini öldürüp yeniden doğması gerektiği, çünkü ego, sorumluluk ve paranın insan için zararlı olduğu vurgulanır.

İhtiyaçların sınırsız olmasının nedeni, Amerikalı psikolog Abraham Maslow'un "İhtiyaçlar Hiyerarşisi" kuramına göre, bir ihtiyaç giderildiğinde hemen ardından başka bir ihtiyacın ortaya çıkmasıdır. Ayrıca, insan ihtiyaçlarının sınırsız olduğu algısı, iktisat biliminin tanımı üzerinden kapitalist bir algı olarak da değerlendirilebilir. İnsan ihtiyaçlarının sınırlı, isteklerinin ise sınırsız olduğu da söylenebilir.

Maslow'a göre çocukların evrensel ihtiyaçları, fizyolojik, güvenlik, sevgi ve aidiyet, saygı ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarını içerir. Fizyolojik ihtiyaçlar: Solunum, beslenme, barınma, öz bakım, boşaltım, tehlikelerden korunma ve uyku. Güvenlik ihtiyacı: Emniyet, istikrar, korunma, korku ve karmaşadan kurtulma. Sevgi ve aidiyet ihtiyacı: İnsanlarla bağlantı kurma, bir grupta yer alma, sevme ve sevilme. Saygı ihtiyacı: Kabul görme, tanınma, başarı hissi. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı: Potansiyelini ortaya çıkarma, kişisel gelişim ve en yüksek deneyimleri arama. Bu ihtiyaçlar, kültürlere göre farklı şekillerde karşılanabilir.

İnsanın içindeki cevher, genellikle zorluklar ve deneyimler sayesinde ortaya çıkar. Zorluklar: Kötü zamanlar, felaketler ve sıkıntılı dönemler, insanların içindeki cevheri açığa çıkarabilir. Deneyimler: İnsanın sevdiği işi yapması, olmak istediği kişi olması ve var oluş gayesini keşfetmesi, içindeki cevheri ortaya çıkarır. Ayrıca, meditasyon ve farkındalık gibi bireysel çalışmalar da insanın içindeki cevheri açığa çıkarabilir. Sonuç olarak, insanın içindeki cevherin ne zaman ortaya çıkacağı kesin olarak belirlenemez; bu süreç, kişinin yaşadığı deneyimler ve içsel yolculuğuna bağlıdır.

Sevgi, temel bir ihtiyaçtan doğar. Psikolog Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, sevgi ve ait olma duygusu, fizyolojik ihtiyaçlar ile güven ihtiyacından sonra gelen üçüncü basamakta yer alır. Ayrıca, Spinoza sevgiyi, "zorlama olmadan, yalnız özgür olduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylem" olarak ele almıştır. Sevgi, aynı zamanda bireyin kendine olan sevgi ve saygısını da besler. Dolayısıyla, sevgi hem bireysel hem de sosyal bir ihtiyaç olarak kabul edilir.

Var olma sorunu, var olmanın ne anlama geldiği ve hangi koşullarla mümkün olduğu gibi soruları içerir. Gözlemci gerekliliği: Var olmak, bir gözlemci tarafından algılanabilir olmayı gerektirir. Kavramın genişliği: "Var olmak" kavramı o kadar geniştir ki, koşullarını belirlemek mümkün değildir. Ayrıca, "var olma" kavramı, ontolojik bir ihtiyaç olarak da ele alınabilir.

Bir insanın gerçekleştiremediği potansiyelinin altında ezilmesi, "gerçekleşmemiş potansiyel" veya "gerçekleştirilemeyen potansiyel" kavramlarıyla ifade edilebilir. Bu durum, kullanılmayan yetenekler, gerçekleştirilmeyen hayaller ve keşfedilmeyi bekleyen potansiyel hakkındaki pişmanlık ve hayal kırıklığı duygularını içerir. Bu kavramla ilgili bir söz, Amerikalı çizer Charles Schulz'a atfedilir: "Bir insanın en ağır yükü, gerçekleştiremediği potansiyelidir".

"Elinde çekiç olan adam" ifadesi, belirli bir filozofa atıfta bulunmaz. Ancak, bu ifade, Abraham Maslow'un "Elinde çekiç olan her şeyi çivi olarak görür" sözüyle ilişkilidir. Abraham Maslow, ünlü bir psikolog ve filozof olup, bu sözüyle, bir kişinin belirli bir araca sahip olduğunda her şeyi o aracın kullanımıyla ilgili olarak görme eğilimini ifade eder.

İhtiyaçlar, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre beş ana kategoriye ayrılır: 1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Yemek, su, nefes alma, uyuma. 2. Güvenlik ihtiyacı: Dış tehlikelerden korunma, can ve mal güvenliği. 3. Sosyal ihtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam. 4. Saygı ihtiyacı: Tanınma, başarı, itibar, statü. 5. Kendini gerçekleştirme: Gelişim, yaratıcılık, bir işi başarıyla tamamlama. Bu ihtiyaçlar, bir piramit şeklinde resmedilir ancak Maslow hiçbir zaman böyle bir piramitten bahsetmemiştir.

Kendini gerçekleştirme, bireyin sosyal, duygusal, ruhsal, zihinsel ve fiziksel gelişimini birleştirerek potansiyelini maksimum düzeyde kullanması olarak tanımlanır. Bu kavram, hümanist psikolojinin bir parçası olup, bireyin var olan gizil güçlerini, yeteneklerini ve kapasitelerini ortaya koymasını ve uygulamasını ifade eder. Kendini gerçekleştirme süreci, bireyin: Gerçekliğe yönelik gelişmiş bir algıya sahip olmasını ve bununla daha rahat temas kurabilmesini gerektirir. Davranışlarında kendiliğindenlik gösterebilmelidir. Eksiklik motivasyonundan ziyade büyüme motivasyonuyla hareket etmelidir. Bu süreç, bireyin yaşam boyu devam eden bir gelişim yolculuğudur.

Kendini aşmış insan, potansiyelini tam olarak kullanan ve kendini gerçekleştirme olgusunun bir üst boyutu olan "kendini aşmışlık" seviyesine ulaşmış kişidir. Kendini aşmış bireyin bazı özellikleri: Faydalı olma: Elde ettiği gücü başkalarına hizmet etmek ve yardım etmek için kullanır. Bağımsızlık: Benliğini aşarak, benliğin ötesine geçer. Sevgi: Başkalarının potansiyellerini gerçekleştirmesine katkı sağlar. Pozitiflik: Hayatın getirdiği her şeyi olduğu gibi kabul eder ve pozitif düşünce ve enerji saçar. Kendini aşmışlık, Victor Frankl'a göre "dünyaya açık olmak" ile ilişkilendirilir.

“Elinde çekiç olan kişi her şeyi çivi olarak görür” sözü, Abraham Harold Maslow'a aittir.

Sınırsız ihtiyaç teorisi, Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi olarak da bilinir ve Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından ortaya atılmıştır. Bu teoriye göre, insanların ihtiyaçları sınırsızdır ve bir ihtiyacı giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. İhtiyaçlar, beş farklı kategoride gruplandırılmıştır: 1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Temel yaşamsal gereksinimler (yemek yeme, su içme, nefes alma, uyuma). 2. Güvenlik ihtiyacı: Dış faktörlerden korunma, sağlıklı olma, kazadan uzak durma. 3. Sosyal ihtiyaçlar: Aidiyet ve sevgi ihtiyacı, diğer insanlarla yakın ilişkiler kurma. 4. Saygınlık ihtiyacı: Özgüven, statü, başarı, itibar, tanınma. 5. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı: Kişinin potansiyelini keşfetme, olabileceğinin en iyisi olma çabası.

Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ile motivasyon arasındaki ilişki şu şekilde açıklanabilir: Maslow'a göre insan motivasyonu, dış faktörlerden daha çok kendi ihtiyaçlarından etkilenir. İnsanlar, temel gereksinimlerinden başlayarak kendini gerçekleştirme aşamasına doğru ilerleyen bir süreçle karşılarındaki ihtiyaçlarına yönelirler. Bir üst basamaktaki ihtiyaçlarını gidermek için insan, alt basamaktaki ihtiyaçların doyumunu sağlamalıdır. İhtiyaçlar karşılandıkça, birey kendini gerçekleştirme yolunda ilerlemeye başlar. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramına göre, ödül ya da ceza motivasyon üzerinde ihtiyaçlardan daha az etkilidir. Bu piramidin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi, insanların hayatlarında dengeli ve tatmin olmuş bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olacaktır.

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi çeşitli eleştirilerle karşılaşmaktadır: 1. Bilimsel Temel Eksikliği: Maslow'un teorisi, kişisel gözlem ve biyografik analizlere dayanmakta olup, güvenilir ampirik araştırmalara müracaat etmemektedir. 2. Evrensel Olmama: Teori, ağırlıklı olarak eğitimli ve zeki bireyleri dikkate almış, bu nedenle ekonomik açıdan geri kalmış ülkelerin halklarına kolayca aktarılamamaktadır. 3. Kültürel Farklılıklar: Maslow'un modeli, bireyci Batı kültürüne odaklanmıştır ve kolektivist toplumları dikkate almamaktadır. 4. Hiyerarşik Yapı Yanıltması: İhtiyaçların hiyerarşik bir yapıda olduğu ve bir seviye tamamlanmadan diğerine geçilemeyeceği algısı yanıltıcıdır; insan zihni paralel olarak birden fazla ihtiyacı işleyebilir. 5. İstisnaların Varlığı: Teoride çok sayıda istisna bulunmakta ve bu durum, ihtiyaçların göreli tatminini ve bir sonraki ihtiyacın ortaya çıkma koşullarını belirsizleştirmektedir.

En önemli ihtiyaç, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre fizyolojik ihtiyaçlardır.

Dünyanın en çok neye ihtiyacı olduğu konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, dünyanın en temel ihtiyaçları şunlardır: 1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Beslenme, su, nefes alma gibi hayati gereksinimler. 2. Güvenlik ihtiyacı: İnsanların kendilerini ve sevdiklerini koruma altına alma gereksinimi. 3. Sosyal ihtiyaçlar: Ait olma, sevgi ve kabul görme ihtiyaçları. 4. Saygınlık ihtiyacı: Başkalarından saygı görme ve başarı duygusu. 5. Kendini gerçekleştirme: Kişinin potansiyelini ve kişisel ilerlemesini takip etme ihtiyacı. Ayrıca, çevre uzmanları dünyanın daha fazla güneş paneline ihtiyaç duyduğunu belirtmektedir. Bu, temiz enerji geleceği için kritik öneme sahiptir.