Köroğlu

Uğur Işılak'ın "Benden Selam Olsun Bolu Beyine" şiiri, Köroğlu'na aittir. Bu şiir, 16. yüzyılda yazılmış olup, Köroğlu'nun Bolu Beyi ile olan mücadelesini anlatır.

"Köroğlu" (1968) filmi 1 saat 30 dakika sürmektedir.

Sözlü anlatılarda ve yazılı halk edebiyatında farklı Köroğlu tipleriyle karşılaşılmasının nedenleri şunlardır: Kültürel, siyasi, dini ve coğrafi farklılıklar. Tarihsel kişilikler. Anlatıların değişimi ve gelişimi. Mitolojik ve şamanistik unsurlar.

"Dağların Dumanı" türküsünün hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar" ve "Şu Yüce Dağları Duman Kaplamış" türkülerinin hikayeleri şu şekildedir: "Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar" türküsü, evlat acısını ve bir babanın yaşadığı derin üzüntüyü anlatır. "Şu Yüce Dağları Duman Kaplamış" türküsü, Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Cephesi'nde ölen askerlere ithafen, Erzincanlı bir yedek subay tarafından yakılmıştır.

Köroğlu şiirlerinde genellikle yiğitlik, dostluk, aşk ve doğa sevgisi gibi konuları işlemiştir. Şiirlerinde sade bir dil kullanmış, yer yer benzetme gibi sanatlar kullanarak ahengi yakalamaya çalışmıştır. Bazı şiirlerinde işlediği konular: Savaş ve kahramanlık: "Yürün aslanlarım savaş edelim". Sevgili, gönül ve dünya işleri: "Gel ey nâzik beden dilber". İsyan: "Tüfek icat oldu mertlik bozuldu". Ayrıca, bazı mısralarının Karacaoğlan şiirlerini hatırlatması, devrin hece ile söyleyen şairlerinin ortak yönü olarak düşünülebilir.

Köroğlu'nun en ünlü şiiri olarak "Benden Selam Olsun Bolu Beyi'ne" ve "Yürün Aslanlarım Savaş Edelim" şiirleri gösterilebilir. Benden Selam Olsun Bolu Beyi'ne şiirinin bir kısmı şu şekildedir: > Benden selam olsun Bolu Beyi’ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından kalkan sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir Düşman geldi bölük bölük dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfenk icad oldu mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır. Yürün Aslanlarım Savaş Edelim şiirinin bir kısmı ise şu şekildedir: > Yürün aslanlarım savaş edelim Buna kavga derler bey ne paşa ne Haykırıp haykırıp kelle keselim Seyreyleyin eli ayağı şaşana Yürü beyler cenge harbi çalınır İyi kötü bu meydanda bilinir Kılıç değer adam iki bölünür Nusret bizim beyler neci paşa ne.

"Mertlik Bozuldu" şiiri, Murat Gökçe'ye aittir.

Kör Oğlan'ın hangi Türk boyundan olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, Türk boylarını öğrenmek için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: YouTube: "Oğuz Boyları Nerelere Yerleşti (Hangi Türk Boyundansın? Boyunu Öğren)" videosu. E-Devlet: Alt-üst soy ağacı sorgulama hizmeti. Milli Gazete: "Hangi Türk boyundan olduğunuzu biliyor musunuz? İl il boy listesi" haberi.

Köroğlu'nun kaç tane karısı olduğu, anlatının varyantlarına göre değişiklik göstermektedir. Batı varyantlarında Köroğlu'nun tek eşi olduğu belirtilmektedir. Doğu varyantlarında ise Köroğlu'nun birden fazla eşle evlendiği ifade edilmektedir. Köroğlu'nun bazı eşlerinin isimleri şunlardır: Han Nigar; Telli Nigar; Nigar Hanım.

Köroğlu'nun 45 şiir yazdığı bilinmektedir.

Köroğlu destanında Gülizar, Dağıstanlı Hasan’ın nişanlısıdır. Gülizar, savaşçı ve kahraman bir kadın olarak tasvir edilir. Hasan ile kaçarken, kendilerini takip eden üç kardeşiyle savaşmış ve onları öldürmüştür.

Köroğlu'nun edebi kişiliği şu şekilde özetlenebilir: Mahlas: Köroğlu, hem bir destan kahramanı hem de 16. veya 17. yüzyılda yaşamış bir halk ozanı için kullanılan bir mahlastır. Yaşam: Asıl adı ve doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Şiirler: Şiirlerini hece vezniyle oluşturmuştur. Etki: Bazı mısralarının Karacaoğlan şiirlerini hatırlatması, devrin hece ile söyleyen şairlerinin ortak yönü olarak düşünülebilir. Teknik: Kafiye ve redifi ustalıkla kullanmış, şiir tekniği açısından başarılı bulunmuştur. Popülerlik: ünü bütün Anadolu’ya yayılmış, kendisinden sonra gelen âşıkların onun şiirlerine nazireler yazmasına sebep olmuştur.

Dursun Cevlani, Köroğlu destanının 12 kolunu bildiği kabul edilmektedir.

"Köroğlu Solağı" adlı türkünün sözleri, Abdurrahman Yörüktümen'e aittir.

"Tan atarken" ifadesi, Köroğlu'nun "Tan Yeri Atanda Şafak Sökende" adlı türküsünde geçmektedir.

Köroğlu destanında Ayvaz'ın çocuk olarak geçmesinin nedeni, Köroğlu tarafından küçük yaşta kaçırılıp evlât edinilmiş olmasıdır.

Bey of Bolu hikayesi, Türk destanlarında yer alan ve Köroğlu'nun savaştığı kişilerden biri olan Bolu Beyi etrafında şekillenen bir kahramanlık hikayesidir. Hikayenin bazı versiyonlarına göre: - Bolu Beyi, padişahın kızını alabilmek için Köroğlu'nun üzerine yürür ve bozguna uğrar. - Başka bir versiyonda ise sevdiği kızı alabilmek için Köroğlu ile savaşmaya giden Bolu Beyi'ne, iyi niyetinden dolayı Köroğlu yardım etmek ister, ancak hapsedilir ve işkenceye maruz kalır. Ayrıca, Bolu Beyi ile ilgili bir diğer efsane ise Ayman Yaylası ile ilgilidir.

Köroğlu Destanı'nın kesin bir yazılış tarihi yoktur, ancak destanın 16. yüzyılda geçtiği düşünülmektedir.

"Atı alan Üsküdar'ı geçti" sözü, Köroğlu'nun bir hikayesine dayanır. Hikayeye göre, Köroğlu bir gün çok sevdiği atını kaybedince onu bulmak için her yere bakmaya başlar. Sonradan kandırıldığını anlayıp dövünmeye başlayan satıcıyı ise arkadaşlarından biri "Üzülmeyi bırak! Atı alan Üsküdar'ı geçti. O adam Köroğlu’nun kendisiydi" diyerek teselli etmeye çalışır. Ancak, bu deyimin Köroğlu'na atfedilmesi, daha yakın dönemdeki popüler kültürden kaynaklanmaktadır.

Köroğlu, Osmanlı padişahı III. Murat döneminde yaşamıştır.