Karadeniz

Giresun'da havanın nemli olmasının birkaç nedeni vardır: Coğrafi konum: Giresun, Karadeniz kıyısında yer alır ve bu bölge, yüksek nem oranına sahip olan Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Yağışlı hava koşulları: Giresun, yıl boyunca yağışlı bir iklime sahiptir ve özellikle sonbahar aylarında (örneğin, Kasım) ortalama yağış miktarı artar. Denize yakınlık: Giresun, denize yakın bir konumda bulunur ve deniz suyu sıcaklığı ile hava sıcaklığı arasındaki fark, nem oluşumuna katkıda bulunur.

Espiye'de havanın soğuk olmasının birkaç nedeni olabilir: Yükseklik: Espiye, deniz seviyesinden 13 metre yükseklikte yer alır. Yükseklik arttıkça hava sıcaklığı düşer. İklim: Espiye, Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Bu iklim tipi, yıl boyunca ılıman ve yağışlı bir hava yapısına sahiptir. Mevsim: Ağustos ayının başında olunmasına rağmen, hava sıcaklığı hala 23,5°C'dir ve çok bulutlu bir hava hakimdir. Hava durumunun değişkenliği nedeniyle, güncel hava durumu bilgilerini kontrol etmek için aşağıdaki siteler kullanılabilir: yandex.com.tr; accuweather.com; mgm.gov.tr.

Karadeniz'in en iyi sanatçısı olarak kabul edilebilecek tek bir isim yoktur, çünkü bu, kişisel zevklere ve kriterlere göre değişiklik gösterebilir. Ancak, Karadeniz müziğinin önemli temsilcileri arasında şunlar sayılabilir: Kazım Koyuncu. Volkan Konak. Fuat Saka. İsmail Türüt. Resul Dindar.

Karadeniz'in en iyi sanatçısı olarak kabul edilebilecek tek bir isim yoktur, çünkü bu, kişisel zevklere ve kriterlere göre değişiklik gösterebilir. Ancak, Karadeniz müziğinin önemli temsilcileri arasında şunlar sayılabilir: Kazım Koyuncu. Volkan Konak. Fuat Saka. İsmail Türüt. Resul Dindar.

Karadeniz fıkralarının hangi filmlerde yer aldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Karadeniz bölgesinde geçen veya Karadeniz kültürünü işleyen bazı filmler şunlardır: "Bal". "Sonbahar". "Yüreğine Sor". "Yağmur: Kıyamet Çiçeği". "Sümela'nın Şifresi" ve "Oflu Hoca'nın Şifresi".

Karadeniz fıkralarının hangi filmlerde yer aldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Karadeniz bölgesinde geçen veya Karadeniz kültürünü işleyen bazı filmler şunlardır: "Bal". "Sonbahar". "Yüreğine Sor". "Yağmur: Kıyamet Çiçeği". "Sümela'nın Şifresi" ve "Oflu Hoca'nın Şifresi".

"Dertsiz İnsan Yok Dayı" türküsü veya şarkısı, belirli bir yöreye ait olarak tanımlanmamıştır. Türkü, Karadeniz müziği tarzında olup, Mehmet Akyıldız tarafından seslendirilmiştir.

Seni Seven Ölsün filmi, bir tılsım yüzünden yüzyıllardan beri sevenlerin kavuşamadığı bir Karadeniz köyünde, bu tılsımın etkisini bozmak için çabalayan, birbirine düşman ailelerin çocukları olan iki gencin hikayesini anlatıyor. Film, komedi ve romantik türündedir.

Kalandar, Türkiye'de Doğu Karadeniz bölgesine ait bir yılbaşı kutlama geleneğidir. Özellikle Trabzon ve Gümüşhane illerinde kutlanır.

Karadeniz türkülerinin hareketli olmasının birkaç nedeni vardır: Coğrafya ve iklim: Karadeniz'in engebeli ve dağlık yapısı ile değişken iklimi, türkülerin ritmine yansımıştır. Kültürel özellikler: Karadeniz insanı çalışkan, tezcanlı, şakacı ve sıcakkanlıdır. Müzik aletleri: Kemençe ve tulum gibi geleneksel müzik aletleri, içli haykırışları ve ağlamaklı sesleriyle türkülere dinamik bir ritim katar. Söylenme şekli: Genellikle sırtta yükle yamaç yukarı çıkarken söylenen bu türküler, soluksuz kalınan anlarda yarım kalan cümlelerle karakterizedir.

Türk Akımı doğalgaz boru hattı, Türkiye'ye Kıyıköy, Kırklareli'nden giriş yapmaktadır. Boru hattı, Rusya kıyısındaki Anapa kenti yakınlarında başlayıp, Karadeniz altından 930 kilometre ilerleyerek Kıyıköy'de Türkiye kıyısına çıkmaktadır.

Abhazların kökeni, Kuzeybatı Kafkasya'ya dayanmaktadır. Antik çağlardan itibaren Abhazlar; “Abadza”, “Azeha”, “Aphaza”, “Abhazıy”, “Abaza” gibi isimlerle biliniyordu. Abhazların ataları, MÖ III. binyılda Batı Kafkasya'da megalitik kültürün yaratıcıları olarak kabul edilir. Abhazların, Kuzey Kafkasya’da yaşayan Abazalar ile aynı kökenli olduğu kabul edilir. Abhazların kökeninin dayandığı bir diğer nokta ise Mısır olarak öne sürülmüştür. Abhazların kökeninin dayandığı bir diğer nokta ise, 17. yüzyılda İslam’a geçen ama önemli bir kısmı Hristiyan kalan Abhazların, Osmanlı döneminde 17. yüzyılda Abhaz beyi Şervaşid-ze’nin meyve bahçelerinde çalıştırılmak üzere Etiyopya’dan getirilen birkaç yüz siyah kölenin soyundan gelmiş olabileceği olarak öne sürülmüştür. Abhazların kökeninin dayandığı bir diğer nokta ise, Abhazların bölgeye gelmeden önce nerede yaşadığı hala cevabını arayan bir soru olarak öne sürülmüştür. Abhazların kökeni hakkında farklı görüşler bulunmakla birlikte, Abhazlar Türk kökenli değildir.

Davul ve zurna, Türkiye'nin birçok bölgesine aittir. Karadeniz Bölgesi: Horon gibi halk oyunlarında davul ve zurna kullanılır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Halay gibi oyunlarda büyük bir coşkuyla oynanır. Ege Bölgesi: Zeybek gibi halk oyunlarında davul ve zurna önemli bir rol oynar. Konya ve İç Anadolu Bölgesi: Kaşık oyunları gibi geleneksel danslarda kullanılır. Ayrıca, zurna Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde (Mardin, Gaziantep, Diyarbakır ve Şanlıurfa'nın iç bölgelerinde) bas davul eşliğinde kullanılır. Davul ve zurna, Türk halk müziğinde ve halk oyunlarında yaygın olarak kullanılan çalgılardır.

Karadeniz'in en büyük kılıcı olarak belirtilen bir kılıç hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, en büyük kılıç olarak kabul edilen bazı kılıçlar ve ağırlıkları şunlardır: Zülfikar Kılıcı: 4 kilo 820 gram. Fatih Sultan Mehmet'in Kılıcı: 7 kilogram. Bu kılıçlar arasında Karadeniz'e özgü bir kılıç bulunmamaktadır.

Karadeniz müzik türlerinden bazıları şunlardır: Destanlar (Destanî). Okobalu / Meka-Moka (atışmalı şarkılar). Bgara (ağlama). Nani (ninni). Xoroni (horon). Karadeniz türküleri ve şarkıları genellikle hareketli ritimler içerse de ağıtlarda ve destanlarda ağır ritimler de görülür. Karadeniz müziği, Pontus müziği gibi farklı kültürlerin etkisiyle de şekillenmiştir.

Hemşin ve Laz aynı değildir, ancak tarihsel olarak aynı coğrafyada yaşamışlardır. Hemşinliler, Ermenilerin ulusal kilisesi olan Gregoryen mezhebine bağlıdır. Laz ve Hemşin nüfusu, Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde bir arada yaşamaktadır.

Karadeniz'in en güzel horonu konusunda kesin bir yanıt vermek zordur, çünkü bu subjektif bir değerlendirmedir. Ancak, bazı popüler ve beğenilen horon türleri şunlardır: Sıksara Horonu: Doğu Karadeniz bölgesine özgü, kemençe eşliğinde, canlılık ve kıvraklıkla oynanan bir horondur. Deli Horon: Artvin yöresine özgü, agresif ve keskin hareketlerle oynanan bir horon türüdür. Akçaabat Horonu: Akçaabat ilçesi ile özdeşleşmiş, zor figürleri ve coşkulu oynanışı ile bilinen bir horondur. Atabarı: 1936'da Atatürk tarafından beğenilen ve adı değiştirilen, 3 kişiden fazla kişiyle oynanan bir horon türüdür. Horon türleri, çalma düzenine, oynanış şekline ve cinsiyet ayrımına göre çeşitlilik gösterir.

Kuş dilini konuşanlar, genellikle belirli bir coğrafyanın dağlık yamaçlarında ve vadilerinde yaşayan topluluklardır. Türkiye'de, özellikle Giresun, Ordu ve Gümüşhane gibi Doğu Karadeniz bölgesinde, konut yerleşimlerinin birbirinden uzak olduğu engebeli arazide yaşayan insanlar kuş dilini kullanır. Dünya genelinde de İspanya ve Uzakdoğu'da kuş dilinin kullanıldığı yerler bulunmaktadır. Ayrıca, sokak çocukları da kendi aralarında gizli bir anlaşma aracı olarak kuş dilini konuşurlar.

Kalandar Soğuğu, Karadeniz'de bir dağ köyünde yaşayan ve maden rezervi arayan Mehmet'in hikayesini anlatır. Film, Mehmet'in içsel çatışmasını ve doğa ile olan mücadelesini işlerken, aynı zamanda toplumun ona dayattığı yaşam biçimini kabul etmeyişini de yansıtır. Hikaye, Mehmet'in boğa güreşlerine katılma kararı almasıyla yeni bir boyut kazanır ve doğanın şartları ile insanın yaşam serüveni üzerinden devam eder. Yönetmen Mustafa Kara, filmi çekerken gerçek yaşama sadık kalmayı ve sanatın gereklerinden taviz vermemeyi hedeflemiştir.

Mukadderat filmi, Kastamonu'nun Cide ve Taşköprü ilçelerinde çekilmiştir. Filmin çekimleri, Haziran 2024'te başlamış ve Cide'nin Karadeniz'e kıyısı olan sahil şeridi, yemyeşil ormanları ile sakin kasaba atmosferi, Taşköprü'nün tarihi dokusu ve köy sahneleri kullanılmıştır.