Kalp

Evet, tiroid hastalıkları kalp ritmini bozabilir. Hipotiroidi (tiroid yetmezliği) kalp atış hızını yavaşlatabilir (bradikardi) ve kalp kasının güçsüzleşmesine neden olabilir, bu da kalp yetmezliği riskini artırabilir. Hipertiroidi ise kalp atış hızını artırır ve ritim bozukluklarına (örneğin, atriyal fibrilasyon) yol açabilir. Tiroid hastalıklarının kalp üzerindeki etkilerini önlemek için erken teşhis ve uygun tedavi önemlidir.

Kardiyoakseleratör terimi, kalp hızını artıran veya hızlanmasına neden olan bir faktörü ifade eder. Bu terim iki ana bileşenden oluşur: "Kardiyo": Kalp ile ilgili olan. "Akseleratör": Hızlandırıcı veya hız artırıcı. Kardiyoakseleratör merkez ise, kalp hızını ve kasılma gücünü artıran, medulla oblongatada yer alan sempatik kardiyak merkezdir. Ayrıca, "kardiyoakseleratör" terimi, daha geniş bir bağlamda, bir durumu hızlandıran veya enerjiyi artıran bir şeyi ifade etmek için de kullanılabilir.

Biyolojik (bioprotez) ve mekanik kalp kapakçıkları arasındaki temel farklar şunlardır: Malzeme: Biyolojik kapakçıklar, hayvan dokularından (domuz veya sığır) elde edilir ve özel kimyasal işlemlerden geçirilir. Pıhtılaşma Riski: Biyolojik kapakçıklarda pıhtı oluşma riski düşüktür, bu nedenle ilk 3 ay hariç kan sulandırıcı (antikoagülan) ilaç kullanımı gerekmez. Dayanıklılık: Biyolojik kapakçıklar, mekanik olanlara göre daha az dayanıklıdır ve yaklaşık 10-20 yıl içinde değiştirilmesi gerekebilir. Ses: Mekanik kapakçıklar, hastaların ve yakınlarının duyabileceği özel bir ses çıkarabilir. Alerji Riski: Biyolojik kapakçıklar, vücut tarafından yabancı olarak algılanabilir ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Kapak seçimi, hastanın yaşı, yaşam tarzı ve kişisel faktörlere bağlı olarak yapılır.

Kalp debisi (cardiac output), her bir ventrikül tarafından bir dakikada pompalanan kan miktarıdır. Kalp debisi, atım hacminin (SV) kalp atış hızının (HR) dakikadaki atım sayısıyla çarpılmasıyla hesaplanır: CO = SV x HR Yetişkin bireylerde istirahat halinde kalp debisi, dakikada yaklaşık 5-6 litre civarındadır.

Hayır, ters Valsalva manevrasında kalp hızı artmaz; aksine, kalp atış hızı düşer. Ters Valsalva, normal Valsalva manevrasının ardından hastanın bacaklarının 45 derece kaldırılmasıdır. Ancak, her hastanın durumu farklıdır ve bu yöntemin her durumda etkili olmadığı unutulmamalıdır.

Kardiyak output (KO) formülü, KO = Kalp Atım Hızı (KH) x Atım Hacmi (AH) şeklindedir. Kalp atım hızı (KH), dakikada yapılan kalp atış sayısını ifade eder. Atım hacmi (AH), her bir kalp atışında pompalanan kan miktarını belirtir. Örneğin, kalp atım hızı 75 atış/dakika ve atım hacmi 70 mL/atış olan bir kişi için kardiyak output şu şekilde hesaplanır: KO = 75 x 70 = 5,25 litre/dakika.

Kalp şeklinde zarf çizmek için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Kalp Şekli Çizimi: - Bir kağıda kalp şekli çizilir. - Kalp şablonu da kullanılabilir. 2. Kesme: - Çizilen kalp şekli makasla kesilir. 3. Katlama: - Kağıdın iki kenarı simetrik olarak içe doğru katlanır. - Aynı şekilde üst ve alt kenarlar da içe doğru katlanır. 4. Kapatma: - Sivri uç kapak olacak şekilde kapatılır, ancak yapıştırılmaz. - Zarf, yapıştırıcı veya bant ile kapatılır. Kalpli zarf çizimi ile ilgili videolar için YouTube ve Pinterest gibi platformlar kullanılabilir.

Neprilysin inhibitörleri, genellikle kalp yetmezliği tedavisinde kullanılır. Bazı neprilisin inhibitörü içeren ilaçlar: Sacubitril/valsartan (Entresto/LCZ696). Candoxatril. Ecadotril. Omapatrilat. Neprilysin inhibitörlerinin tek başına kullanımı, anjiyotensin-II seviyesinin artması nedeniyle klinik fayda sağlamamıştır.

Mitral kapak barlow, "Barlow sendromu" olarak da bilinir ve kalbin mitral kapağının dokusunu etkileyen bir yapısal bozukluktur. Barlow sendromunun bazı nedenleri: genetik yatkınlık; bağ dokusu hastalıkları (Marfan, Ehlers-Danlos); idiyopatik miksomatöz değişiklikler. Belirtileri: göğüs ağrısı; çarpıntı; baş dönmesi; yorgunluk; anksiyete; nefes darlığı. Çoğu vakada hafif ve zararsız olsa da, bazı hastalarda ciddi kapak yetmezliği ve ritim bozukluklarına yol açabilir.

Sağ kulakçık (atrium) ve sağ karıncık (ventrikül) arasında triküspit kapakçık bulunur. Triküspit kapakçık, üç yaprakçıktan oluşur.

Musküler bridging, tıp dilindeki karşılığı miyokardiyal bridge (kas bandı) olan, kalbi besleyen atardamarların bir bölümünün kalp kasının yüzeyinden değil, içinden geçmesiyle oluşan doğumsal bir anatomik yapıdır. Bu durum, genellikle asemptomatiktir ve kişinin hayatı boyunca hiçbir soruna yol açmayabilir. Tedavi, belirtilerin şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır.

Sekundum ve Primum ASD arasındaki temel farklar şunlardır: Konum: Sekundum ASD, atriyal septumun ortasında, kulakçıklar arasındaki duvarın orta kısmında yer alır. Primum ASD, atriyal septumun alt kısmında, kalbin karıncıklarıyla kulakçıkları ayıran kapakçıklara yakın bir konumda bulunur. Tedavi: Sekundum ASD, genellikle anjiyo ile kapatılmaya uygundur. Primum ASD, genellikle cerrahi müdahale gerektirir. Özetle, Sekundum ASD daha yaygın ve ameliyatsız tedavi edilebilirken, Primum ASD daha nadir ve cerrahi müdahale gerektiren bir türdür.

Atardamarların en uzun olduğu yer, insan vücudunda bulunan kılcal damarlardır. En büyük atardamar ise aorttur.

Sulcus coronarius'ta (koroner sulkus) bulunan yapılar şunlardır: Koroner sinüs. Sağ koroner arter. Sol koroner arter. Küçük kalp damarı (small cardiac vein). Ayrıca, koroner sulkus, kalbin tepesine doğru uzanan ve iki ventrikül arasında bulunan öndeki oluk olan sulcus interventricularis anterior ve alttaki oluk olan sulcus interventricularis posterior ile birlikte kalbin crux'unu (crux cordis) oluşturur.

Entübasyon sırasında kalp hızının düşmesinin birkaç nedeni olabilir: Genel anestezi veya güçlü sedatif ilaçlar: Entübasyon genellikle bu tür ilaçlar gerektirir ve bu ilaçların etkisiyle kan basıncında düşme ve kalp ritminde değişiklikler görülebilir. Altta yatan sağlık sorunları: Bradikardi gibi kalp ritmi sorunları, kalp pili ile ilgili komplikasyonlar veya hipotiroidizm gibi metabolik problemler kalp hızını düşürebilir. Hipoksemi: Yetersiz oksijenlenme, özellikle acil durumlarda, bradikardi ve kardiyak arrest riskini artırabilir. Entübasyon sırasında kalp hızında düşüş gözlemlenirse, bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Koroner sinüs dilatasyonu, koroner sinüsün (kalpten gelen venöz kanı sağ atriyuma ileten damar) genişlemesi anlamına gelir. Koroner sinüs, sağ atriyal basınç yüklenmesi veya hacim yüklenmesi durumunda (örneğin, pulmoner venöz dönüş anomalileri veya persistan sol süperiyor vena kava [PSSVK] nedeniyle) dilate olabilir. PSSVK, genellikle semptomatik değildir ve hemodinamik bozukluğa yol açmaz.

Kalp ve damar cerrahisinde en zor ameliyat olarak genellikle aort anevrizması ameliyatı ve açık kalp ameliyatları gösterilir. Aort anevrizması ameliyatı, anevrizma bölgesinin kesilerek çıkarılması ve yerine yapay bir damar veya çelik tel yerleştirilmesi gereken büyük bir cerrahi işlemdir. Açık kalp ameliyatları ise göğüs kemiğinin boydan boya kesilmesiyle gerçekleştirilir ve bu yöntem, özellikle birden fazla kapakla ilgili sorunları olan veya daha önce kalp ameliyatı geçirmiş hastalarda en güvenli yaklaşım olarak kabul edilir. En zor ameliyatın belirlenmesi, hastanın genel durumu ve yapılacak işlemin karmaşıklığı gibi birçok faktöre bağlıdır.

Miyokard (kalp kası), kalbin büyük bir kısmını oluşturur. Kalp duvarı, iç endokardiyum ve dış epikardiyum (aynı zamanda visseral perikard da denir) arasına sıkıştırılmış kalın bir miyokard tabakasından oluşan üç katmanlı bir yapıdır. Miyokardın dış tarafında kalbi çevreleyen, koruyan ve yağlayan perikardiyal kesenin bir kısmını oluşturan epikardiyum bulunur. Ayrıca, ventriküllerde bulunan miyokard, güçlü kasılmalara izin verecek kadar kalınken, atriyumdaki miyokard çok daha incedir.

Kalp döngüsü, kalbin kasılması ve gevşemesini kapsayan süreçtir. Bu döngü, iki ana aşamadan oluşur: 1. Diyastol (gevşeme). 2. Sistol (kasılma). Bu iki aşama, kalbin her atışıyla tekrarlanır.

Sol akciğerde 3 lobun olmamasının nedeni, kalbin sol tarafta yer almasıdır. Sol akciğer, kalbe yer açmak için daha küçüktür ve iki loba (üst lob ve alt lob) sahiptir.