Kalkınma

Gold Cert onaylı ifadesi, Gold Standard sertifikasyon sürecine tabi tutulmuş ve bu süreç sonunda onaylanmış projeleri ifade edebilir. Bu süreç, projelerin iklim ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygunluğunu ve beklenen etkileri gerçekleştirme kapasitesini bağımsız üçüncü taraflarca doğrulamayı içerir.

İktisadi kalkınma için dış ticaretin önemi şu şekilde özetlenebilir: 1. Döviz Geliri Artışı: Dış ticaret, ihracat yoluyla ülkeye döviz geliri sağlar ve bu gelirler, ülkenin iktisadi kalkınması için gerekli olan yatırım mallarının ithalini mümkün kılar. 2. Üretim Hacmi ve İstihdam: Dış ticaret, iç piyasadaki üretim hacmini artırarak istihdamı teşvik eder. 3. Teknolojik Gelişme: Rekabet ortamı yaratarak yerli sanayiyi dış rekabete hazırlar ve teknolojik ilerlemeleri hızlandırır. 4. Piyasa Çeşitliliği: Ürün çeşitliliğini ve kalitesini artırarak tüketicilere daha fazla seçenek sunar. 5. Uluslararası İşbirliği: Ülkeler arasında ekonomik ve siyasi bağları güçlendirerek küresel sorunların çözümüne katkıda bulunur.

Türkiye'de planlama ve kalkınma arasındaki ilişki, kalkınma planlarının ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda gelişme ve kalkınmayı sağlamak amacıyla hazırlanması temelinde kurulur. Ana noktalar: - Planlama, belirli bir dönemde ulaşılması istenen hedeflere ulaşmak için kaynakların yönetilmesi sürecidir. - Kalkınma planları, uzun vadeli hedeflere yönelir ve idarenin belirli prensiplere göre hareket etmesini gerektirir. - Planların hazırlanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülür ve ardından genel kurulda yasalaştırılır. - Son dönemde, kalkınma planlarında stratejik planlama niteliğinin artırılmasına ve ekonominin rekabet gücünün geliştirilmesine önem verilmektedir.

BM'nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 17 ana başlıktan oluşmaktadır: 1. Yoksulluğun sona erdirilmesi. 2. Sıfır açlık. 3. Sağlıklı yaşam. 4. Kaliteli eğitim. 5. Toplumsal cinsiyet eşitliği. 6. Temiz su ve hijyen. 7. Erişilebilir ve temiz enerji. 8. İnsana yakışır işler. 9. Dayanıklı altyapı. 10. Eşitsizliklerin azaltılması. 11. Sürdürülebilir şehirler. 12. Sorumlu tüketim. 13. İklim eylemi. 14. Sudaki yaşam. 15. Karasal yaşam. 16. Barış ve adalet. 17. Küresel ortaklık.

İmar plan notu değişikliği, mevcut imar planında belirlenen alanların kullanım amacının veya plan ana kararlarının değiştirilmesi anlamına gelir. Bu tür değişiklikler, genellikle aşağıdaki durumlarda yapılır: - Topluluk ihtiyaçlarının karşılanması: Nüfus artışı veya demografik değişiklikler nedeniyle yeni konut geliştirmeleri, okullar veya ticari alanlara olan talebin değişmesi. - Ekonomik kalkınma: Belirli türdeki işletmeleri veya endüstrileri çekmek için arazilerin ticari veya endüstriyel kullanımlar için yeniden imar edilmesi. - Çevresel hususlar: Çevreye duyarlı alanların korunması veya sürdürülebilir kalkınma uygulamalarının teşvik edilmesi. - Teknolojik gelişmeler: Yeni teknolojiler veya endüstriler için özel arazi kullanımlarının gerekliliği. İmar planı değişikliklerinin uygulanması için yerel yönetimlerin onayı gereklidir.

Sürdürülebilir üretim kavramı, 1987 yılında Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından hazırlanan "Ortak Geleceğimiz" raporunda ilk kez resmi olarak ortaya atılmıştır.

"Kalkınma Yeniden: Alternatif İktisat Politikaları Elkitabı", Ha-Joon Chang ve Ilene Grabel tarafından yazılmış, neoliberal iktisat politikalarına ve uygulamalarına bir eleştiri niteliği taşıyan bir eserdir. Kitap, iki bölümden oluşmaktadır: 1. "Kalkınmaya İlişkin Söylenceler ve Gerçekler": Bu bölümde, neoliberal iktisatçılar tarafından kalkınmaya dair ortaya atılan görüşler "söylence" başlıkları altında toplanarak irdelenmiş ve bu söylencelerin reddi için alternatif görüşler sunulmuştur. 2. "Alternatif Politika Seçenekleri": Dış ticaret, sanayi, özelleştirme, fikri mülkiyet hakları, uluslararası özel sermaye hareketleri, yurtiçi ve yurtdışı finansal denetim, makroekonomik politikalar ve kurumlar gibi alanlarda neoliberal iktisat politikalarına alternatifler sunulmuştur.

Doğal kaynaklar ve ekonomi arasındaki ilişki, ülkelerin büyüme ve kalkınma süreçlerinde doğal kaynakların önemli bir rol oynamasıyla ortaya çıkar. Temel ilişki şu şekilde özetlenebilir: 1. Sermaye ve Teknoloji: Doğal kaynaklara sahip ülkeler, bu kaynakları etkin bir şekilde kullanarak ekonomik açıdan hızla kalkınabilirler. 2. Yetersiz Kaynaklar: Doğal kaynaklar bakımından zengin olmasına rağmen sermaye ve teknolojik altyapı yetersizliği nedeniyle bu kaynakları verimli kullanamayan ülkeler, ekonomik olarak yeterince gelişemezler. 3. Dışa Bağımlılık: Doğal kaynaklar yönünden fakir ancak sermaye ve teknoloji açısından zengin olan ülkeler, dışarıdan ham madde alarak bunları işleyip ekonomik gelişimlerini sağlarlar. Bu nedenle, doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, ekonomik büyüme ve çevresel koruma açısından kritik bir öneme sahiptir.

Yashada terimi iki farklı bağlamda kullanılmaktadır: 1. Yashada - Eğitim Uygulaması: Yashada, öğrenciler ve profesyoneller için modern ve etkileşimli bir öğrenme uygulaması olarak tanımlanmaktadır. 2. Yashada - İdari Eğitim Enstitüsü: Yashada, Maharashtra Hükümeti'nin idari eğitim enstitüsü olup, devlet dairelerinin ve kırsal ve kentsel paydaşların eğitim ihtiyaçlarını karşılar.

Kalkınmada hem köyden hem de kentten başlanması gerektiği düşünülmektedir. Köyden başlamanın avantajları: - Kırsal alanların ekonomik ve sosyal kalkınmasına öncelik verir. - Göçün azaltılmasına yardımcı olabilir. - Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını teşvik eder. Kentten başlamanın avantajları: - Ekonomik büyümeyi hızlandırır. - Daha iyi altyapı ve sosyal hizmetlere erişim sağlar. - Farklı sektörlerden insanları bir araya getirerek işbirliğini teşvik eder. Her iki yaklaşımın da dezavantajları bulunduğundan, karar verirken ülkenin veya bölgenin özel koşulları ve hedefleri dikkate alınmalıdır.

Doğu Anadolu Bölgesi'nde göç hareketini engellemenin ve insanların yaşadıkları yerde istihdam edilmelerini sağlamanın bazı önlemleri şunlardır: 1. Yeni Sektörlerin Teşviki: Teknoloji, turizm ve hizmet gibi farklı sektörlere yönelik teşvikler artırılarak istihdam çeşitliliği sağlanmalıdır. 2. Mesleki Eğitim Programları: İş gücünü niteliklendirmek ve kayıt dışı istihdamı azaltmak için özel meslek kursları ve eğitim merkezleri açılmalıdır. 3. Tarım ve Hayvancılığın Desteklenmesi: Kırsal bölgelerdeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin modern yöntemlerle yapılması teşvik edilmelidir. 4. Girişimcilik Destekleri: KOBİ'lere düşük faizli krediler, vergi indirimleri ve danışmanlık hizmetleri sunulmalıdır. 5. Altyapı Yatırımları: Su, elektrik, doğalgaz, internet gibi temel ihtiyaçları karşılayacak altyapı kapasitesi artırılmalıdır. Bu önlemler, bölgedeki ekonomik kalkınmayı hızlandırarak göçü azaltabilir ve yerel halkın yaşam kalitesini yükseltebilir.

Doğal kaynaklarla ekonomik kalkınma arasındaki ilişki bağlamında örnek olarak ABD, Kanada, Rusya ve Güney Afrika Cumhuriyeti gösterilebilir. Bu ülkeler, hem doğal kaynaklar bakımından zengin olmaları hem de sermaye, teknolojik altyapı ve nitelikli iş gücüne sahip olmaları sayesinde mevcut kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak ekonomik açıdan gelişmişlerdir.

İlknur Kanbur, UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) İstanbul Bölge Ofisi'nde Yönetici Asistanı olarak çalışmaktadır. UNDP'nin genel olarak yaptığı işler ise şunlardır: Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak: Yoksulluğun azaltılması, eşitsizliklerin giderilmesi ve iklim değişikliği gibi sorunlarla mücadele etmek. Politika önerileri sunmak: Hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak kalkınma projeleri tasarlamak ve uygulamak. Kapasite geliştirme faaliyetleri yürütmek: Yerel toplulukları güçlendirmek ve projelerin uygulanmasına destek olmak. Uluslararası fonları yönetmek: Projeleri finanse etmek ve ülkelerin kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak.

Bölgesel gelişme ve kalkınma kavramları, ekonomik ve sosyal açıdan az gelişmiş bölgelerin gelişmişlik düzeylerini artırmayı amaçlayan süreçleri ifade eder. Bölgesel gelişme, bölgelerin kaynaklarını ve içsel potansiyelini harekete geçirerek rekabet güçlerini artırmayı, böylece ulusal büyümeye ve kalkınmaya katkılarını azami seviyeye çıkarmayı hedefler. Kalkınma ise, bir ülkede meydana gelen niteliksel ve niceliksel tüm olumlu gelişmeleri kapsar.

İFAD kısaltmasının açılımı "International Fund for Agricultural Development" yani "Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu"dur.

Doğu Anadolu'nun kalkınması için aşağıdaki öneriler dikkate alınabilir: 1. Altyapı İyileştirmeleri: Göç alan ve göç veren illerdeki altyapı sorunlarının çözülmesi ve kentsel dönüşüm projeleriyle modern şehirlerin oluşturulması. 2. Tarım ve Hayvancılık Desteği: Besici ve çiftçilerin sübvanse edilerek yerlerinde kalmalarının sağlanması, tarımsal üretimin modernizasyonu ve çeşitlendirilmesi. 3. Eğitim ve Sağlık Hizmetleri: Sağlık, eğitim ve güvenlik hizmetlerinin desteklenmesi, gençlerin yetkinlik kazanmalarının sağlanması. 4. Kültürel ve Sanatsal Faaliyetler: Bölgede kültürel, sanatsal ve bilimsel faaliyetlerin desteklenerek çok yönlü ve zengin yaşam ortamlarının oluşturulması. 5. Teşvik ve Yatırımlar: Özel sektörün daha fazla yatırım yapması için pozitif ayrımcılık temelinde uzun süreli teşvik programlarının uygulanması. 6. Serbest Ticaret Bölgeleri: Bölgedeki serbest ticaret bölgelerinin güçlendirilmesi ve bürokratik prosedürlerin azaltılması. Bu öneriler, Doğu Anadolu'nun ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasını hızlandırmak amacıyla çeşitli projeler ve programlar yürüten Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi gibi kurumlar tarafından da desteklenmektedir.

Portekiz'in kalkınması, XVI-XVIII. yüzyıllar arasında yaşadığı düşüş ve yeniden doğuş süreciyle gerçekleşmiştir. Bu süreçte yaşanan bazı önemli gelişmeler şunlardır: 1. Ekonomik İstikrarın Sağlanması: Portekiz hükümeti, ekonomik sistemi istikrara kavuşturmak için önlemler almış, kolonileri ve diğer ülkelerle ticaret bağlantılarını yeniden kurmuştur. 2. Kolonilerin Geliştirilmesi: Brezilya, Hindistan ve Afrika, ülke için önemli gelir kaynakları haline gelmiş, tarımın ve sanayinin geliştirilmesi için çiftçilere toprak ve sübvansiyon sağlanmıştır. 3. Altyapı Gelişimi: Altyapı geliştirilerek ticari faaliyetler ve mal taşımacılığı teşvik edilmiştir. 4. Kültürel Yeniden Doğuş: Sanat, edebiyat ve bilimde başarılar elde edilmiş, yeni üniversiteler ve eğitim kurumları açılarak nüfusun eğitim seviyesi artırılmıştır. 5. Deniz Gücünün Yeniden Kazanılması: Deniz filosunun gelişimi, Portekiz'in uluslararası alanda önemli bir oyuncu olmasını sağlamış ve ticaret yollarını kontrol etmesine yardımcı olmuştur.

Sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilirlik kavramları birbiriyle ilişkili ancak farklı anlamlar taşır: 1. Sürdürülebilir Kalkınma: Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılayan kalkınmayı ifade eder. 2. Sürdürülebilirlik: Daha geniş bir kavram olup, üretim ve çeşitliliğin devamlılığını sağlarken insanlığın kalıcı olarak refah içinde yaşamasını hedefler. Özetle, sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilirliğin bir hedefi ve yaşam biçimi olarak düşünülebilir.

Fasit daire, kısır döngü olarak adlandırılır çünkü azgelişmişlik sürecinde devamlı olarak kendini tekrar eder ve her defasında yine başlangıç noktasına döner. Bu durumu oluşturan aşamalar şunlardır: 1. Düşük gelir düzeyi. 2. Düşük tasarruf ve talep. 3. Düşük yatırım düzeyi. 4. Yetersiz sermaye birikimi. 5. Düşük verimlilik. 6. Tekrar düşük gelir düzeyi. Bu döngü, kalkınmanın önünü sürekli olarak tıkar.

Prens Rahim el-Hüseyni, Ağa Han Kalkınma Ağı'nın (AKDN) yönetiminde aktif olarak yer alan bir iş insanıdır. Ayrıca, aşağıdaki kurumların da yürütme ve/veya idari komitelerinde üyedir: - Ağa Han Ekonomik Kalkınma Fonu; - Ağa Han Üniversitesi Vakfı; - Ağa Han Vakfı; - Ağa Han Kalkınma Ağı Vakfı; - Ağa Han Mikrofinans Ajansı; - Ağa Han Kültür Vakfı.