KadınTarihi

"Dünyayı Değiştiren Kadınlar" kitabının sayfa sayısı, farklı yayınevlerine göre değişiklik göstermektedir: 1. Kate Pankhurst'un "Dünyayı Değiştiren Olağanüstü Kadınlar" kitabı 32 sayfadan oluşmaktadır. 2. Vildan Ortaç'ın "Dünyayı Değiştiren Kadınlar" kitabı ise 104 sayfadan oluşmaktadır.

Fatma Refet Angın, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk kadın öğretmeni olarak bilinmektedir.

Christine Peltre'nin "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadınlar - Bir Kartpostal Koleksiyonu" kitabı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarından Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıç yıllarına kadar olan dönemde kadınların yaşamını ve toplumsal yapısını kartpostallar aracılığıyla anlatıyor. Kitapta yer alan konular arasında: - Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Arnavut, Boşnak, Makedon, Bulgar, Ermeni, Kürt ve Çingene kadınların görüntüleri; - Pierre Loti'nin "Türk Hanımları" olarak adlandırdığı kadınlar; - Kemalist dönemin modern siluetleri; - Batılı bakışın egzotik zevki ve hayal gücünü karşılayan kartpostalların etnografik ve tarihsel önemi.

Tarihte bilinen ilk kadın savaşçı olarak Tomris Hatun kabul edilir.

İlk Türk kadın öğretmenler, Osmanlı döneminde Dârülmuallimât adlı kız öğretmen okulunda görev yapmışlardır. Bu okul, 1870 yılında kadın öğretmenlerin yetiştirilmesi amacıyla kurulmuştur.

Orta Asya Türk kadını, tarih boyunca toplumda önemli ve aktif bir rol üstlenmiştir. Özellikleri: - Siyasi ve idari görevler: Kağan’ın eşi hatun, devlet yönetiminde kağan ile birlikte söz sahibi olmuş, töre ile makamına oturmuş ve ülkeyi yönetmiştir. - Savaşlara katılım: Kadınlar, kocalarının yanında savaşlara katılmış, ata binmiş, ok atmış, silah kullanmış ve güreşmişlerdir. - Ekonomik haklar: Kendi mallarının sahibi olmuş, boşanma hakkına sahip olmuş ve miras hakkı elde etmişlerdir. - Eğitim ve kültür: Kadınlar adına medreseler, hastaneler ve kütüphaneler yapılmış, kızlar da eğitim almışlardır. Bu durum, Türk destanlarına da yansımış ve kadın, erkeğin güç ve ilham kaynağı olarak tasvir edilmiştir.

Karavaş, Osmanlı döneminde "savaşta tutsak edilen veya satın alınan ve sahibinin üzerinde tam bir kullanma hakkı bulunan kadın" anlamına gelen bir terimdir.

Evet, Fatma Refet Angın, Türkiye'nin ilk kadın öğretmenlerinden biridir.

Hunat Hatun, önemli bir tarihi figürdür çünkü: 1. Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat'ın eşi ve II. Gıyaseddin Keyhusrev'in annesi olarak, Selçuklu döneminde büyük bir nüfuz ve otoriteye sahipti. 2. Güzelliği, kültürü, cömertliği ve hayırseverliği ile tanınmıştı. 3. Kayseri'de yaptırdığı Hunat Külliyesi ile Selçuklu mimari sanatının önemli eserlerinden birini ebedileştirmiştir. 4. Eğitim ve öğretime yaptığı katkılar sayesinde, kadınların sosyal hayata katılımında öncü olmuştur.

Viking kadınlarının gücü çeşitli kaynaklardan gelir: 1. Toplumsal Roller: Viking toplumunda kadınlar, kocalarının yokluğunda çiftliğin sorumluluğunu üstlenir ve evin idaresini yaparlardı. Bu, onlara toplumda önemli bir statü kazandırırdı. 2. Ekonomik Güç: Tekstil üretimi gibi işlerle uğraşırlardı ve bu, hem prestij hem de ekonomik güvenlik anlamına gelirdi. 3. Dini ve Mitolojik Etki: Viking mitolojisinde kadınlar, büyü ve efsun gibi doğaüstü güçlerle ilişkilendirilirdi. Bu, onların dini ve mitolojik bağlamda güçlü varlıklar olarak görülmelerini sağlardı. 4. Yasal Haklar: Viking yasalarına göre kadınlar, mülkiyet sahibi olabilir, ticaret yapabilir ve boşanabilirlerdi.

Osmanlı İmparatorluğu'nda kadınlar çeşitli mesleklerde yer alabiliyordu. Başlıca meslekler şunlardır: 1. Ev Hizmetleri: Kadınlar genellikle ev hizmetçiliğinde bulunurlardı ve bu iş için köleler de çalıştırılırdı. 2. Sağlık Hizmetleri: Ebe, tabibe ve tosbağacı kadın gibi mesleklerle sağlık alanında hizmet verirlerdi. 3. Tekstil Üretimi: İplik eğirme, kumaş ve kilim dokuma gibi tekstil işlerinde aktif rol alırlardı. 4. Ticaret ve Esnaflık: Kadınlar, terzilik, nalbantlık, kasaplık gibi esnaflık dallarında çalışabilir ve kendi işlerini kurabilirlerdi. 5. Mum İmalatı: Kesilmiş hayvanların yağından mum imal eden kadınlar da bulunmaktaydı. Ayrıca, bazı zengin kadınlar vakıf kurarak topluma hizmet eder ve ekonomik hayata katkıda bulunurlardı.

Türk hatunlar, tarih boyunca farklı dönemlerde yaşamışlardır: 1. İslamiyet Öncesi Dönem: Eski Türk devletlerinde, Hunlar zamanından itibaren hatun, hükümdarın eşinin resmi unvanı olarak kullanılmıştır. 2. Selçuklu Dönemi: Büyük Selçuklu Sultanı Ahmed Sencer'in eşi Terken Hatun, Selçuklu tarihinde iz bırakan kadınlardan biridir. 3. Osmanlı Dönemi: Osmanlı İmparatorluğu'nda da hatun unvanı, III. Ahmed'in eşine kadar kullanılmış ve daha sonra Fars kökenli haseki unvanı yaygınlaşmıştır. 4. Cumhuriyet Dönemi: Atatürk devrimleriyle birlikte Türk kadınının toplumsal statüsü önemli ölçüde değişmiş, 1934 yılında kadınlara siyasal haklar verilmiştir.

"Bathory: Countess of Blood", Elizabeth Bathory'nin hayatını ve yaptıklarını konu alan bir filmdir. Filmde, Elizabeth Bathory'nin, popüler inanışın aksine, erkeklerin güç ve zenginlik özlemlerine kurban giden modern bir Rönesans kadını olduğu anlatılmaktadır. Elizabeth Bathory, 16. yüzyılda Macaristan'da yaşayan ve 650'ye kadar genç kadın ve kızı öldürdüğü iddia edilen bir kontes olarak bilinir.

Jale İnan, Türkiye'nin ilk kadın arkeoloğudur.

Tarihte hizmetçi olan kadınlar, cariyeler ve köleler olarak adlandırılmıştır. - Cariyeler, Osmanlı sarayında padişah, valide sultan, şehzade ve sultanların hizmetinde çalışan kadın personeldi. - Köleler, genellikle savaş esirleri veya ailelerinden alınan kız çocuklar olup, zenginlerin ve soyluların evlerinde hizmetçi olarak çalışırlardı.

Türk kadınlarının ilk fotoğrafı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, 1918 yılında profesyonel olarak Naciye Hanım tarafından çekilmiştir.

Tarihte ilk kadın doktor olarak kabul edilen kişi, Antik Yunan'da yaşayan Agnodice'dir. MÖ 300 doğumlu Agnodice, kadınların tıp okuması yasak olduğu için saçını kesip erkek kılığına girerek İskenderiye tıp okuluna girmiş ve tıp eğitimini tamamlamıştır.

Türkiye Selçukluları döneminde kadınların kurduğu teşkilatın adı "Bacıyan-ı Rum"'dur.

"Kadınlığın Gizemi" kitabı, Betty Friedan tarafından 1963 yılında yazılmış ve kadınların toplumsal rollerini sorgulayan bir eserdir. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: Kadınların Ev Hayatı ve Mutsuzluk: Friedan, kadınların ev işleri ve aile yaşamıyla sınırlı kalmalarının onları içsel bir boşluğa ve mutsuzluğa sürüklediğini savunur. Toplumsal Beklentiler ve Kimlik Krizi: Kadınların sadece annelik ve evlilikle tanımlanmasının, onların gerçek kimliklerini ve arzularını bulmalarını engellediğini ve bir kimlik krizi yarattığını ifade eder. Medya ve Reklamların Etkisi: Medyanın ve reklamların kadınları belirli kalıplara sıkıştırarak, onların özgün kimliklerini sorgulamalarını engellediğini belirtir. Toplumsal Değişim Çağrısı: Kadınların toplumda daha aktif ve bağımsız roller üstlenmeleri, eğitim almaları ve iş gücüne katılmaları gerektiğini vurgular.

Enheduanna, MÖ 2285 - MÖ 2250 yılları arasında yaşadığı rivayet edilen, dünyanın bilinen ilk kadın şairidir. Akad Kralı Sargon'un ve Kraliçe Tashlultum'un kızı olan Enheduanna, babası tarafından Ur şehrindeki Ay Tanrısı Nanna'nın (Sin) Ekişnugal tapınağına başrahibe olarak görevlendirilmiştir.