Jeoloji

18 milyon yıl önce Dünya'da sıcak ve ılıman bir iklim hakimdi. Ayrıca, Jura döneminde, 18 milyon yıl öncesine yakın bir zamanda, küresel sıcaklıkların genellikle sıcak olduğu ve buzulların bulunmadığı belirtilmektedir. İklim koşulları, jeolojik ve paleoklimatolojik araştırmalarla belirlenebilmektedir.

Dünya, 4,55 milyar yıldan fazla bir süre önce oluşmuştur.

Volkan, yer kabuğundaki magma adı verilen erimiş kayaçların ve gazların yüzeye çıkabileceği bir açıklık veya bu patlamalar sonucu oluşan dağdır.

Türkiye'nin dağlarının TYT kapsamında bazı özellikleri: Konum ve Uzanış: Türkiye'deki dağlar genellikle doğu-batı doğrultusunda sıradağlar şeklinde uzanır. Yükselti: Türkiye'nin ortalama yükseltisi 1132 metredir ve 1500 metrenin üzerindeki dağlık alanlar geniş yer kaplar. Dağ Türleri: Türkiye'deki dağlar üç ana kategoriye ayrılır: Kıvrım Dağları: Kuzeyde Karadeniz Dağları ve güneyde Toros Dağları olarak iki kuşak halinde uzanır. Kırıklı (Faylanma) Dağları: Ege Bölgesi'nde Kaz Dağları, Madra Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar, Aydın Dağları ve Menteşe Dağları gibi. Volkanik Dağlar: Doğu Anadolu'da Ağrı, Süphan, Nemrut, Tendürek; İç Anadolu'da Erciyes, Melendiz, Hasan Dağı gibi. En Yüksek Dağlar: Türkiye'nin en yüksek dağı 5137 metre ile Ağrı Dağı'dır.

Falez oluşumu, genellikle şu doğal süreçlerin bir araya gelmesiyle gerçekleşir: Dalgaların etkisi: Deniz, okyanus veya göl kenarındaki kayalara dalgaların çarpması, zamanla kayaların aşındırılmasına neden olur. Tektonik faaliyetler: Yer kabuğundaki hareketler, belirli bölgelerin yükselmesine veya alçalmasına yol açarak falez oluşumunu tetikleyebilir. Erozyon: Su, rüzgar ve diğer doğal etkenlerin kayaları aşındırması, falezlerin oluşmasına katkıda bulunur. Kimyasal çözülme: Özellikle kireçtaşı ve mermer gibi kayaçların kimyasal çözülmeye yatkın olması, falez oluşumunda rol oynar. Falezlerin oluşumunda, kıyıdaki tabakaların eğim yönü ve değerleri de önemli bir faktördür. Ayrıca, dalga aşındırması haricinde tektonik durumlar tarafından oluşmuş diklikler "sözde (yalancı) falez", dalga aşındırmalarının dışında kalmış falezler ise "ölü falez" olarak adlandırılır.

Evet, Çanakkale'de zemin sıvılaşması riski bulunmaktadır. Çanakkale kent merkezinin önemli bir kısmı alüvyon zemin üzerine kuruludur ve bu zemin, yer altı suyunun yakın seviyelerde bulunması nedeniyle sıvılaşma riski taşımaktadır. Sıvılaşma riski bulunan mahalleler arasında Barbaros Mahallesi, Karacaören ve Işıklar Mahalleleri yer almaktadır. Deprem riski yüksek bir bölgede bulunan Çanakkale'de, zemin yapısına uygun yapılaşma ve mevcut yapıların güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Depremlerin belirli bir yöne doğru daha fazla meydana geldiği yönünde kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Depremler, genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur ve bu kırılmalar rastgele yönlerde gerçekleşebilir. Ancak, deprem dalgaları fayın yönüne ve hareket yönüne bağlı olarak farklı yönlerde farklı özellikler gösterebilir. Depremlerin yönü hakkında daha fazla bilgi edinmek için yerel sismik verilerin incelenmesi gerekmektedir.

Doğal kalker taşları şunlardır: Traverten: Şelalelerin olduğu ve sıcak veya soğuk kaynakların bulunduğu yerlerde, akıntılar boyunca oluşan şeritli, kompakt bir kalker çeşididir. Coquina: Mercan veya kabuk parçalarından oluşan zayıf konsolide bir kalkerdir. Fosilli kalker: İçinde fosiller bulunan kalker doğal taşlarıdır. Ayrıca, kalker taşı oluşum yöntemine bağlı olarak kristalli, kırıntılı, taneli veya masif olabilir. Kalker, deniz ve okyanus havzalarında eriyen kirecin dibe çökmesi ve taşlaşmasıyla oluşur.

Engebeli araziler, yer hareketleri, volkanik faaliyetler ve doğal erozyon gibi jeolojik süreçlerin bir sonucu olarak oluşur. Ayrıca, engebeli arazilerin oluşumunda etkili olan bazı faktörler şunlardır: İklim: Yağış, rüzgar, sıcaklık ve nemlilik gibi iklim parametreleri erozyona neden olabilir. Topografya: Arazi eğimi, eğim uzunluğu, şekli ve yönü engebeli arazi oluşumunda etkilidir. Bitki örtüsü: Bitki örtüsünden yoksun arazilerde toprak kaybı daha fazla olur.

Magma ve magmatik arasındaki fark şu şekildedir: Magma, yer kabuğunun içindeki yüksek sıcaklıklar nedeniyle erimiş kayaç malzemesidir. Magmatik, bu erimiş magmanın soğuyup katılaşması sonucu oluşan kayaç türünü ifade eder. Magma, yeryüzüne çıkarak lav haline gelir ve lavın soğumasıyla magmatik kayaçlar oluşur.

Türkiye'de aktif olarak kabul edilen 10 tane yanardağ bulunmaktadır. Dünyada ise yaklaşık 1400 aktif yanardağ bulunmaktadır.

Büyük bir deprem öncesinde kaç küçük deprem olacağı kesin olarak bilinemez. Aletsel dönemde (1900 yılından sonra) kaydedilen tüm depremlerde, depremlerden önce öncü şok gerçekleşme oranı yaklaşık olarak %40 civarındadır. Ancak, bu oranlar tamamen istatikseldir ve büyük bir deprem öncesi hiç öncü deprem meydana gelmeyebilir.

Taşyününün ana hammaddesi, volkanik kayaçlardır. Özellikle bazalt, diyabaz ve dolomit gibi taşlar, 1500 °C'ye kadar ısıtılıp eritilerek elyaf haline getirilir ve bu elyaf, taşyünü ısı yalıtım levhasının ana hammaddesini oluşturur.

Dayson Jeoteknik ve Mühendislik Ltd. Şti., 2019 yılında kurulmuş olup, zemin etüdü ve sondajı, zemin iyileştirme projeleri, forekazık, jet grout, deep soil mixing ve etüt sondajları alanlarında faaliyet göstermektedir. Şirketin hizmet verdiği bazı alanlar: Zemin etüdü ve sondajı. Zemin iyileştirme projeleri. Su sondajları. Dayson Jeoteknik, ayrıca maden arama sondaj hizmetleri de sunmaktadır. Şirket, Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bulunmaktadır.

2004 Hint Okyanusu depremi 8 ila 10 dakika sürmüştür. Deprem, 26 Aralık 2004 günü saat 00:58:53 UTC'de meydana gelmiştir.

En büyük artçı depremin büyüklüğü, ana depremin büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Ana depremin büyüklüğü ne kadar büyükse, artçı depremler de o kadar güçlü olabilir. Artçı depremler genellikle 4,0 ile 6,0 arasında şiddetlere sahip olabilir, ancak bazı durumlarda bu sarsıntılar 7,0'ye kadar çıkabilir. Örneğin, 7 büyüklüğündeki bir depremin artçıları 6'ya kadar çıkabilir. Artçı depremlerin süresi ve sona erme zamanı birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Artçı depremlerin tahmin edilmesi zor olduğundan, deprem sonrası güvenlik önlemlerinin alınması ve hasarlı yapılara girilmemesi önemlidir.

Kıbrıs'ın en sağlam zeminine sahip bölgeleri arasında Girne sahil şeridi ve Karpaz'a kadar olan sahil şeridi bulunmaktadır. Ayrıca, Lefkoşa'dan Girne'ye giderken jeolojik formasyonun başladığı yerler de sağlam zemin olarak kabul edilir. Kıbrıs'ın genel olarak killi formasyonlar ve alüvyonlarla kaplı olduğu, bu tür zeminlerin ise depremden daha fazla etkilenebileceği unutulmamalıdır. Deprem riski ve zemin sağlamlığı konularında kesin bilgi almak için uzmanlara danışılması önerilir.

Dünyaya çarpan bir meteorun etkisinin kaç yıl süreceği, meteorun büyüklüğüne ve çarpma etkisine bağlı olarak değişir. Örneğin, 65 milyon yıl önce Meksika'nın Yucatan Yarımadası'na çarpan 10 km büyüklüğündeki meteorun etkileri, dünyadaki tüm canlıların yok olmasına ve iklimin değişmesine neden olmuş, bu sürecin toparlanması en az 10.000 yıl sürmüştür. Daha küçük meteorların etkileri ise daha kısa süreli olabilir. Ancak, hiçbir etki tamamen kısa süreli veya zararsız değildir; meteor çarpmaları bölgesel yıkımlara ve büyük can kayıplarına yol açabilir. NASA, büyük bir meteorun yörüngesini değiştirebilecek teknolojiye sahip olmadıklarını belirtmiştir.

En kalın katman Dünya'nın çekirdeğidir. En ince katman ise Dünya'nın kabuğudur. Diğer katmanların kalınlıkları şu şekildedir: Manto: Yaklaşık 2890 kilometre. Atmosfer (hava küre): En dış katman olup, yaklaşık 10.000 kilometre kalınlığındadır.

Okyanusların büyük olmasının birkaç nedeni vardır: Tektonik plaka hareketleri. Jeolojik yapı. Suyun kaldırma kuvveti.