İngilizce

OE kısaltmasının bazı anlamları: Open Ended (Açık Uçlu). Orijinal Ekipman (Original Equipment). Eski İngilizce (Old English). Ayrıca, "oe" terimi, Faroe Adaları açıklarında bulunan şiddetli bir hortum veya kasırga olarak da kullanılabilir.

İngilizcede en çok kullanılan cümlelerden bazıları şunlardır: Selamlaşma ve tanışma cümleleri. Hello! How are you? (Merhaba! Nasılsın?). Nice to meet you. (Tanıştığıma memnun oldum). What’s your name? (Adın ne?). Where are you from? (Nerelisin?). Günlük hayatta kullanılan cümleler. Can I help you? (Size yardımcı olabilir miyim?). I’m looking for this product. (Bu ürünü arıyorum). How much is this? (Bu ne kadar?). I’d like a cup of coffee, please. (Bir fincan kahve rica ediyorum). Duygu ve düşünce ifade eden cümleler. I’m happy today. (Bugün mutluyum). I feel tired. (Yorgun hissediyorum). I don’t understand. (Anlamıyorum). That sounds great! (Kulağa harika geliyor!). Yolda ve seyahatte kullanılan pratik cümleler. Where is the nearest bus stop? (En yakın otobüs durağı nerede?). How do I get to the airport? (Havaalanına nasıl giderim?). Can I have a map, please? (Bir harita alabilir miyim?). Telefon ve internet üzerinden konuşmalarda sık kullanılan cümleler. Can you hear me? (Beni duyabiliyor musun?). I’ll call you back later. (Seni sonra arayacağım). Let’s meet online at 3 PM. (Saat 3’te çevrimiçi buluşalım). İş İngilizcesinde kullanılan günlük cümleler. Let’s schedule a meeting. (Bir toplantı planlayalım). I’ll get back to you as soon as possible. (En kısa sürede geri döneceğim). Please find the attached file. (Lütfen ekli dosyayı inceleyin). Diğer bazı yaygın İngilizce cümleler: Believe me (İnan bana)

En önemli İngilizce zamanlar şu şekilde sıralanabilir: Simple Present Tense (Geniş Zaman). Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman). Simple Future Tense (Gelecek Zaman). Simple Past Tense (Geçmiş Zaman). Bunlara ek olarak, Future Continuous Tense (Gelecek Zamanda Süreklilik) ve Past Continuous Tense (Şimdiki Zamanın Hikayesi) de önemli zamanlar arasında yer alır. İngilizce zamanlarda uzmanlaşmak için, her bir zamanın kullanım alanlarını ve cümle yapılarını öğrenmek gereklidir.

Grand kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: Büyük, muazzam, muhteşem. Bin dolar veya bin sterlin. Önemli, heybetli, görkemli. Kuyruklu piyano. Azim, unvanında grand kelimesi olan bir örgütün memuru, kulüp başkanı. Ayrıca, "grand" kelimesi, "büyük jüri", "büyük millet meclisi" gibi ifadelerde de kullanılır.

"An" kelimesi, sesli harfle başlayan kelimelerin önünde kullanılır. Bazı örnekler: an apple (bir elma); an eraser (bir silgi); an egg (bir yumurta); an apology (bir özür); an asteroid (bir asteroit). Dikkat edilmesi gereken nokta, kelimenin yazılışı değil, okunuşudur. "A" ve "an" yalnızca tekil ve sayılabilir isimlerle kullanılır, sayılamayan isimler veya çoğul isimlerle birlikte kullanılmaz.

On edatı, İngilizcede genellikle tarih ve hafta günleri belirtmek için kullanılır. On edatının kullanım alanları: Kesin tarihler: Gün, ay ve yıl bilgilerini içeren tarihlerde kullanılır. Hafta günleri: Haftanın günlerinden zaman olarak bahsederken kullanılır. Ayrıca, "on" edatı, bir şeyin üstünde olma durumunu belirtmek için de kullanılır.

Goat kelimesi, İngilizcede "keçi" anlamına gelir. Ayrıca, "Greatest of All Time" ifadesinin kısaltması olarak kullanıldığında "tüm zamanların en iyisi" anlamında kullanılır. Sosyal medyada ise bir sporcunun GOAT olarak kabul edildiğini belirtmek için keçi emojisi kullanılır.

AM (Ante Meridiem) ve PM (Post Meridiem), İngilizce'de 12 saatlik zaman diliminde sabah ve akşam saatlerini ayırt etmek için kullanılan kısaltmalardır. AM, "öğleden önce" anlamına gelir ve gece yarısı 00.00'dan öğlen 11.59'a kadar olan zamanı kapsar. PM, "öğleden sonra" anlamına gelir ve öğlen 12.00'den gece yarısı 23.59'a kadar olan zamanı kapsar. Saat 12.00 ve 00.00'da AM veya PM kullanılmaz; bu saatlerde "noon" (öğlen) ve "midnight" (gece yarısı) ifadeleri kullanılır.

İngilizcede yaklaşık 200 düzensiz fiil bulunmaktadır. Bazı düzensiz fiil örnekleri: awake - awoke - awoken; become - became - become; break - broke - broken; buy - bought - bought; catch - caught - caught; come - came - come; cost - cost - cost; cut - cut - cut; do - did - done; go - went - gone.

"Ty" kelimesi İngilizce'de farklı anlamlara gelebilir: Teşekkür ifadesi: "Thank you" (teşekkürler) kısaltması olarak kullanılır. İsim: Tyrone, Tyler, Tyson gibi "Ty" ile başlayan erkek isimlerinin kısa hali. Coğrafya: Amerika'nın Georgia eyaletinde bir şehir. Son ek: Durum veya hal belirten bir son ek olarak kullanılır. Ayrıca, "ty-all" gibi ifadeler de ip veya bağ anlamında eski bir terim olarak kabul edilir.

"Got", İngilizce'de "get" fiilinin ikinci hali olup, genellikle geçmiş zamanlı cümleler kurarken kullanılır. Kullanım alanlarından bazıları: Edinme veya elde etme: "She got a promotion at work" (İş yerinde terfi aldı). Varma veya ulaşma: "They got to Shanghai at around 10 in the morning" (Sabah saat 10 civarında Şanghay'a vardılar). Bir hale gelme: "I'm getting old" (Yaşlanıyorum). Ayrıca, "got it" ifadesi, "anladım, tamamdır" anlamında kullanılır.

Hayır, SOT ve SOTVE aynı değildir. SOT (Sound on Tape), televizyon haberlerinde ve prodüksiyonda "ses bandı üzerinde" anlamına gelir ve genellikle bir röportaj, VO (voice-over) veya doğal ses kaydını ifade eder. "SOTVE" ise belgelerde veya kaynaklarda rastlanmayan, bilinmeyen bir terimdir.

"See more" ifadesi, Türkçede "daha fazlasını görmek" veya "daha fazla bilgi" anlamına gelir. Bu ifade, çeşitli bağlamlarda kullanılabilir, örneğin: "See more information on our programme and how we measure success" (Programımız ve başarıyı nasıl ölçtüğümüz hakkında daha fazla bilgi edinin). "See more of you than I do my wife these days" (Bu sıralar karımdan daha fazla gördüm seni). "See more products from this brand" (Bu markadan daha fazla ürün görün). Ayrıca, "see more" ifadesi, bilgisayar terminolojisinde de kullanılır ve "daha fazla bilgi için tıklayın" anlamına gelebilir.

R.I.P., İngilizce "Rest in Peace" ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçe anlamı: "Huzur içinde yatsın", "huzurla uyusun". Bu ifade, Hristiyan kültüründe mezar taşlarına da yazılır.

POV, İngilizce "Point of View" ifadesinin kısaltmasıdır ve bakış açısı anlamına gelir. Sosyal medyada, özellikle Instagram, TikTok ve Twitter gibi platformlarda, içerik üreticileri kendi bakış açılarıyla ve yorumlamalarıyla video paylaşırlar ve bu durumda POV terimi kullanılır. Ayrıca, POV tekniği, olayların kahramanın gözünden anlatıldığı bir çekim yöntemini ifade eder.

TY kısaltmasının açılımı "Thank You" yani "Teşekkür ederim" demektir. Ayrıca, TY kısaltması bağlama göre şu anlamlara da gelebilir: bükülmüş gençlik; hava Caledonie; hedef yıl; o yıl; Taiyo Yuden; teach yourself; tipik yıl; toplam verim; toplam yıl; tylosin.

Glass filmi, insan doğası, güç, kırılganlık ve kimlik gibi temalar üzerinde yoğunlaşırken, aynı zamanda kahramanlar ve kötüler arasındaki sınırları bulanıklaştırır. Filmin anlatmak istedikleri arasında şunlar yer alır: Süper kahramanlık ve gerçeklik. Kırılganlık ve güç. Kimlik ve kendini keşfetme. Toplum ve etiketleme. Ayrıca, Glass’ın Amerikan kültür emperyalizmini tartışmaya açtığı ve kendi silahıyla vurduğu da söylenebilir. Glass filminin ne anlatmak istediği, izleyicinin kişisel yorumuna göre değişebilir.

İngilizce öğrenmek için oynanabilecek bazı oyunlar: Kelime Kartları (Flashcards). Kelime Avı (Word Search). Scrabble. Charades (Mimik Oyunu). Simon Says (Simon Dedi). Pictionary (Resimle Anlat). Bingo. 20 Soruda Ne?. Influent. Civilization V. Ayrıca, QuizUp gibi bilgi yarışması uygulamaları veya Wordly gibi kelime öğrenme uygulamaları da İngilizce öğrenmeye katkı sağlayabilir.

Gerund ve infinitive arasındaki temel fark, kullanım amaçları ve yapılarıdır: Gerund: Fiile "-ing" eki eklenerek oluşturulur ve cümlede isim gibi kullanılır. Infinitive: "To" + fiilin temel haliyle oluşturulur ve eylemin amacını veya niyetini belirtir. Kullanım alanları: Gerund: Özne olarak: "Swimming is good for your health" (Yüzmek sağlığınız için iyidir). Fiilin nesnesi olarak: "I enjoy learning new things" (Yeni şeyler öğrenmekten hoşlanıyorum). Edatlardan sonra: "I have a book about traveling" (Seyahat etmekle ilgili bir kitabım var). Infinitive: Amaç belirten ifadelerle: "I went to the store to buy some milk" (Biraz süt almak için dükkana gittim). Bir fiilden sonra: "They decided to go on a trip" (Bir geziye gitmeye karar verdiler). Bir isimden sonra: "His decision to leave was unexpected" (Ayrılma kararı beklenmedikti). Bazı fiiller sadece gerund veya sadece infinitive ile kullanılabilir, bazıları ise her ikisini de alabilir ancak anlam değişikliği olabilir.

British Council dil puanı almak için IELTS veya Aptis gibi sınavlara başvurulabilir. IELTS (International English Language Testing System). Aptis. Sınavlara hazırlık sürecinde, British Council'ın sunduğu kaynaklar ve eğitimler, özel dersler veya online platformlardan yararlanılabilir.