İdeoloji

Yeni Türkiye Partisi (2023), millî muhafazakârlık ve Türk milliyetçiliği ideolojilerine sahiptir.

Marksist-Leninist tutum, Karl Marx ve Vladimir Lenin'in fikirlerine dayanan bir siyasi ideolojiyi ifade eder. Temel ilkeleri arasında şunlar yer alır: - Proletarya diktatörlüğü: Sosyalizme geçiş sürecinde işçi sınıfının devleti ele geçirmesi ve burjuvazinin direncini kırması gereklidir. - Sosyalizm ve komünizm: Proletarya diktatörlüğü aşamasından sonra devletin yavaş yavaş ortadan kalkacağı ve komünizme ulaşılacağı inancı. - Demokratik merkeziyetçilik: Parti içindeki tartışmaların demokratik bir şekilde yapılması, ancak bir karar alındığında tüm üyelerin bu karara uymak zorunda olması. Marksist-Leninist ideoloji, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği ve diğer birçok ülkede uygulanmış, ancak otoriter rejimler ve insan hakları ihlalleriyle de ilişkilendirilmiştir.

İdeoloji — yukarıdaki paragrafta boş bırakılan yere getirilmesi gereken olgudur.

Teoman Yıldırım ve Teoman Mutlu adında iki farklı kişinin siyasi görüşleri bulunmaktadır: 1. Teoman Yıldırım: Türkiye Ekonomik Politik ve Stratejik Araştırma Merkezi (TEPSAM) ve Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü Başkanı olan Teoman Yıldırım, "Güçlü Türkiye" sloganıyla yeni bir siyasi parti kuracağını açıklamıştır. 2. Teoman Mutlu: Yerli ve Milli Parti'nin genel başkanı olan Teoman Mutlu, "yerli ve milli" anlayışını savunmakta ve partisinin temel ilkelerini dürüstlük, sevgi, saygı, liyakat, adalet ve donanım olarak belirlemiştir.

Anthony D. Smith'e göre milliyetçilik, temel olarak bir ideoloji olarak tanımlanır ve millet, milli kimlik ve milli devlet gibi kavramlarla ilişkilidir. Smith, milliyetçiliği ayrıca bir toplumsal hareket ve simgesel dil olarak da ele alır. Ayrıca, Smith yurttaş milliyetçiliği ve etnik milliyetçilik ayrımını yapar.

Antonio Gramsci ve Benito Mussolini'nin mücadele etmesinin temel nedenleri şunlardır: 1. Siyasi İdeolojiler: Gramsci, İtalyan Komünist Partisi'nin lideriydi ve sosyalist bir sistemi savunuyordu. Bu iki farklı siyasi ideoloji, doğal olarak bir çatışma noktası oluşturuyordu. 2. Devlet ve Toplum: Gramsci, sivil toplumun devlet üzerinde daha fazla söz sahibi olması gerektiğini ve kültürel hegemonyanın önemini vurguluyordu. 3. İşçi Hareketi: Gramsci, işçi sınıfının ve diğer bağımlı grupların örgütlenmesini ve toplumsal değişim için aktif rol oynamalarını savunuyordu.

Sosyalist terimi, sosyalizm ideolojisini benimseyen ve destekleyen kişileri tanımlamak için kullanılır. Sosyalizmin temel ilkeleri şunlardır: - Üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti: Fabrikalar, madenler, topraklar gibi üretim araçlarının özel mülkiyetten ziyade toplumun ortak mülkiyetinde olması. - Ekonomik eşitlik: Gelir dağılımında adaletin sağlanması. - Sınıfsız toplum: Toplumsal sınıflar arasındaki farkların ortadan kaldırılması. - Kapitalizmin eleştirisi: Kapitalist sistemin yarattığı eşitsizliklerin ve sömürünün eleştirilmesi. - Kolektif karar alma mekanizmaları: Ekonomik ve siyasi kararların daha demokratik ve katılımcı bir şekilde alınması.

Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'den ayrılmadı, ancak parti ile olan ilişkisini sonlandırdı. Bu kararın başlıca nedenleri şunlardır: 1. Trump'ın Karakter Özellikleri: Trump'ın kaba, bencil ve itici bir karaktere sahip olması, ayrıca neo-faşist eğilimlerinin bulunması, parti içinde rahatsızlık yarattı. 2. Yanar-Döner Politika: Trump'ın meseleler karşısında sürekli yanar-döner bir politika izlemesi ve her şeyi pazarlık konusu yapması, başkanlık yetkilerini kötüye kullanabileceği endişesini doğurdu. 3. Parti Liderlerinin Tavrı: Cumhuriyetçi Parti liderlerinin, Trump'a karşı boyun eğici bir tutum sergilemesi ve Trump'ın partiye düşük enerjili ve korkak zayıf karakterler gibi saldırması, bazı üyeleri partiden uzaklaştırdı. 4. İdeolojik Farklılıklar: Trump'ın başkanlığı, muhafazakar hareketin temel ideolojisine aykırı olarak görüldü ve kültürel uçurumları ve anayasal kabusları beraberinde getireceği düşünüldü.

Milliyetçi ve ulusalcı kavramları genellikle aynı anlamı taşır ve aralarında belirgin bir fark yoktur. Temel farklar şu şekilde özetlenebilir: - Tarih Anlayışı: Milliyetçiler, Türk tarihini Asya Hunları gibi eski Türk devletlerinin olduğu Orta Asya'ya dayandırırken, ulusalcılar tarihi sadece Cumhuriyet'ten başlatır ve tarihi çarpıtan bir yaklaşım sergilerler. - İdeolojik Köken: Milliyetçiler, sağ eğilimli ve geleneksel değerlere sahipken, ulusalcılar sol eğilimli ve laikçi bir anlayışa sahiptirler. - Amaçlar: Milliyetçiler, Türk Dünyası için çalışırken, ulusalcılar sadece Türkiye için çaba gösterirler.

Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP), Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisine sahipti.

Levent Gültekin'in "Onurlu Çıkış" kitabı, ideolojik mahallelerden Türkiye'ye bir çıkışın mümkün olduğunu anlatıyor. Kitapta ele alınan konular arasında şunlar yer alıyor: Ayrımcılık ve iletişim sorunları: Gültekin, farklı ideolojilere sahip kişilerin birbirleriyle iletişim kurmakta zorlandığını ve bu durumun ayrımcılığa yol açtığını belirtiyor. Kişisel dönüşüm: Yazar, kendi İslamcı düşünceden demokrat düşünceye geçiş sürecini samimi bir şekilde anlatıyor. Ortak değerler: Türkiye'nin meselelerini çözmek için uzlaşmanın ve ortak değerlerin kabul edilmesinin önemini vurguluyor.

Temel sinematografik aygıtın ideolojik etkileri şunlardır: 1. Teknik Temellerin Gizlenmesi: Sinemanın teknik temelleri, bilimsel bir temelle donatıldığı için sorgulanamaz ve tarafsız olarak kabul edilir, bu da ideolojik bir artı değer yaratır. 2. Gerçekliğin Manipülasyonu: Derin odaklı çekim gibi teknikler, gerçekliği daha gerçekçi göstererek seyircinin filmi gerçeklikmiş gibi kabul etmesini sağlar. 3. İdeolojik Mesajların İletimi: Filmler, konu, kurgu, mekân kullanımı, kamera açıları ve oyunculuk gibi unsurlarla belirli ideolojik mesajları iletir. 4. Propaganda Aracı Olarak Sinema: Siyasal iktidarlar, sinemayı fikirlerini geniş kitlelere iletmek için etkili bir propaganda aracı olarak kullanır.

Milli Türk Talebe Birliği'nin (MTTB) ambleminin kitap olarak değiştirilmesinin nedeni, 1976 yılında kurumda yaşanan ideolojik değişimdir. Bu dönemde MTTB, daha çok İslami değerlere yönelmiş ve gençliği eğitime, ilme ve kültürel faaliyetlere çekmeyi amaçlamıştır.

Ülkü ve ülkücülük kavramları birbiriyle ilişkilidir ancak aynı şey değildir. Ülkü, ideal veya ulaşılmak istenen yüksek hedef anlamına gelir. Dolayısıyla, ülkücülük genel bir terim olup, ülkü bu ideolojinin temel unsurlarından birini oluşturur.

Solculuk ve sağcılık arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Devlet Müdahalesi: Sağcılar, devlet müdahalesini minimumda tutmayı savunurken, solcular aktif bir devlet müdahalesini desteklerler. 2. Ekonomi: Sağcılar serbest piyasa ekonomisini savunurken, solcular ekonomik eşitsizliği azaltmayı hedeflerler. 3. Toplumsal Değerler: Sağcılar geleneksel değerlere vurgu yapar ve toplumun bu değerleri korumasını isterken, solcular daha ilerici toplumsal değerlere odaklanırlar. Ayrıca, sağ ve sol ideolojileri, tarihsel ve kültürel bağlamlara göre farklı şekillerde yorumlanabilir.

"Politik Kamera" iki farklı kitap için kullanılabilir: 1. "Politik Kamera: Sinemada Komünizm Meselesine Eleştirel Bakışlar", Kristian Feigelson tarafından yazılmış ve Hayalperest Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. 2. "Politik Kamera: Çağdaş Hollywood Sinemasının İdeolojisi ve Politikası", Michael Ryan ve Douglas Kellner tarafından yazılmış ve Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

Nelson Mandela, demokratik sosyalizm ve Afrika milliyetçiliği ideolojilerini savunmuştur. Başlıca savunduğu değerler: - Irk ayrımına karşı mücadele: Apartheid rejiminin yıkılması ve tüm ırkların eşit şekilde temsil edildiği bir demokrasi kurulması. - İnsan hakları ve özgürlük: Doğal ve insan haklarına saygı gösterilmesi, kapsayıcılık ve ifade özgürlüğünün temel alınması. - Barış ve uzlaşma: Farklı topluluklar arasında barışın sağlanması ve geçmiş hataların affedilmesi.

Ülkücüler, Türk-İslam sentezi ideolojisini savunurlar. Ülkücülerin diğer önemli prensipleri arasında devletin bekası, milli birlik ve ahlaklı birey yetiştirme yer alır.

Ali Babacan'ın ideolojik olarak liberal muhafazakâr ve Avrupa Birliği yanlısı görüşlere sahip olduğu belirtilmektedir.

"The Net" (Ağ) filmi, Kuzey Koreli bir balıkçının Güney Kore'ye sürüklenmesini ve yaşadığı zorlukları anlatıyor. Filmin özeti şu şekilde: Teknesinin motoru bozulunca Güney Kore sularına sürüklenen balıkçı, casus olduğu şüphesiyle gözaltına alınır. Yönetmenliğini Kim Ki-duk'un üstlendiği film, 2016 yapımı bir dramdır.