İdeoloji

2017 yapımı "The Net" (Ağ) filmi, Kuzey Koreli bir balıkçının teknesinin motoru bozulunca istemsizce Güney Kore'ye sürüklenmesini ve burada yaşadığı olayları anlatıyor. Balıkçı, casus olduğu şüphesiyle uzun sorgulamalara tabi tutulur ve Kuzey Kore'ye geri gönderilir. Film, Kim Ki-duk'un kariyerindeki en farklı yapımlardan biri olarak kabul edilir.

Mustafa Kemal Atatürk, liberal demokrat bir cumhuriyet rejimini savunmuştur. Atatürk'ün savunduğu bazı temel ilkeler şunlardır: Cumhuriyetçilik: Halkın halk tarafından halk için idaresi anlamına gelen demokratik bir yönetim anlayışını benimsemiştir. Milliyetçilik: Irk ve din ayrımı gözetmeyen, birleştirici ve bütünleştirici bir Türk milliyetçiliği anlayışını savunmuştur. Halkçılık: Toplumsal sınıf kavramını reddederek, insanların kanun önünde eşit olmasını ve devletin halkın çıkarlarını gözetmesini savunmuştur. Devletçilik: Devletin, bireylerin büyük kâr elde etmediği alanlara müdahale etmesi gerektiğini savunmuştur. Atatürk, bu ilkeleri "Altı Ok" olarak bilinen bir bütün içinde değerlendirmiştir.

Radikal sol, siyasi yelpazenin solunda, standart sol politikaların ötesinde, genellikle devrimci yollarla mevcut toplumsal yapıdan farklı bir toplum yaratmayı savunan ideolojileri ifade eder. Bu ideolojiler, sosyal hiyerarşilerin ortadan kaldırılmasını, servetin yeniden dağıtılmasını ve ekonominin ana sektörlerinin devlet veya işçiler tarafından kontrol edilmesini savunur. Ayrıca, solcu terörizm olarak adlandırılan ve mevcut kapitalist sistemleri devirmeyi amaçlayan terör eylemleri de radikal sol kapsamında değerlendirilir.

Şovenist, şovenizm akımını benimseyen kişiye denir. Şovenizm, kendi ulusunu diğer tüm uluslardan üstün görme ve abartılı bir şekilde savunma inancıdır. Ayrıca, herhangi bir kuruma aşırı bir şekilde bağlanıp onu her ne pahasına olursa olsun savunan kişiler için de bu kelime kullanılır.

Türkiye'de liberal-muhafazakar partiler arasında şunlar sayılabilir: Demokrasi ve Atılım Partisi; Demokrat Parti (2007). Ayrıca, geçmişte liberal-muhafazakar bir Türk siyasi partisi olarak Adalet Partisi (AP) de faaliyet göstermiştir. Avrupa'da liberal-muhafazakar partilere örnek olarak, çoğu İskandinav ülkesinde liberal muhafazakarlar, Hristiyan demokratlar ve liberaller farklı siyasi topluluklar oluşturur ve her birinin kendi partisi vardır. Bazı bölgesel çeşitler ve özellikler gözlemlenebilir: Orta ve Kuzeybatı Avrupa'nın çoğunda, özellikle Cermen ve geleneksel olarak Protestan ülkelerinde, Birleşik Krallık ve Belçika'da, liberal muhafazakarlar (Hristiyan demokratlar dahil) ve liberaller (muhafazakar liberaller ve sosyal liberaller dahil) arasında bir ayrım devam etmektedir. Roman dillerinin konuşulduğu ve Katolikliğin egemen olduğu veya hakim olduğu Yunanistan gibi çoğu ülkede, genellikle Hristiyan demokratları ve liberalleri kapsayan liberal muhafazakar hareketler daha yakın zamanda ilgi kazanmıştır ve muhafazakar ve liberal terimleri eşanlamlı olarak anlaşılabilir.

Franz Kafka'nın bazı eserleri, özellikle Nazi ve Sovyet rejimleri tarafından yasaklanmıştır. Yasaklanma sebepleri: Yahudi olması. Eserlerinin içeriği. "Dönüşüm" gibi bazı eserleri, ahlaki ve psikolojik temaları nedeniyle rahatsız edici bulunmuştur. Ayrıca, Kafka'nın Çekçe yazmayı reddetmesi ve yalnızca Almanca yazması da "Dönüşüm" kitabının Çekoslovakya'da yasaklanmasına yol açmıştır.

Silahşör, ateşli silahlarla ilgili çeşitli hizmetler sunan bir profesyoneldir. Bu hizmetler arasında: Silah tamiri ve bakımı: Bozulmuş veya hasar görmüş ateşli silahları onarır ve işlevselliğini yeniden kazandırır. Silah satışı: Yasal düzenlemelere uygun şekilde silah satışı yapar. Silah danışmanlığı: Müşterilere silah seçimleri konusunda danışmanlık yapar. Silah modifikasyonları: Yasal sınırlamalar dahilinde silahların görünümünü veya işlevselliğini değiştirir. Silah eğitimi: Silah kullanımı, güvenliği ve bakımı konularında eğitim verir. Ayrıca, Silahşör Oto. Org. Eml. İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti. gibi işletmeler, silah satışı, fişek ve mermi satışı, aksesuar satışı gibi hizmetler de sunmaktadır.

Eşitlikçiler (Levellers) ve Kazıcılar (Diggers) arasındaki temel farklar şunlardır: Amaç ve Eylem: Eşitlikçiler, laik bir cumhuriyet, kanun önünde eşitlik, genel oy hakkı gibi politik ve sosyal reformlar talep ettiler. Kazıcılar, toprak mülkiyetinde temel bir yeniden yapılanma çağrısında bulundular ve özel mülkiyetin kaldırılmasını hedeflediler. Yöntem: Eşitlikçiler, fikirlerini yaymak için İngiltere'yi dolaşarak destekçi topladılar. Kazıcılar, Surrey'deki St George's Hill ve Cobham gibi kamuya ait toprakları işgal ederek tarım yapmaya başladılar. Sosyal Yapı: Eşitlikçiler, genellikle nitelikli işçiler ve köylülerden oluşuyordu. Kazıcılar, Yeni Model Ordu'da hizmet etmiş William Everard tarafından yönetiliyordu. Sonuç: Eşitlikçiler, fikirleriyle sonraki yüzyıllarda, özellikle 19. yüzyıldaki Çartistlerin taleplerinde yankı buldular. Kazıcılar, 1650 yılında açılan davalarda yargılanarak işgal ettikleri toprakları terk etmeye zorlandılar.

Kapitalizmde bayrakların neden kullanıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, kapitalizm hakkında bazı bilgiler şu şekildedir: Kapitalizm, kâr için mal ve hizmet üretimine dayalı bir sistemdir. Bu sistem, yenilikçiliği ve girişimciliği teşvik eder, ekonomik büyümeyi destekler ve insanların kendi hayatlarını yönetme özgürlüğünü sağlar. Kapitalizmin gelir eşitsizliği, yoksulluk ve sosyal adaletsizlik gibi dezavantajları da vardır. Ayrıca, kapitalizm çevreye zarar verebilir.

Merkezci parti, politik spektrumun sol ve sağ kanadından fikirleri birleştirerek politika yapma konusunda dengeli bir yaklaşımı savunan siyasi bir kuruluştur. Merkezci partiler genellikle ideolojik saflıktan ziyade pratik çözümlere vurgu yaparlar ve konuya bağlı olarak ilerici ve muhafazakar politikaların karışımını destekleyebilirler. Merkezci partilere örnek olarak Avustralya Demokratları, Almanya'daki Sosyal-liberal Weimar Cumhuriyeti dönemindeki Alman Demokrat Partisi ve Yeni Flaman İttifakı verilebilir.

Küçük burjuvazinin ideolojisi, genellikle bireyci ve statükocu olarak tanımlanır. Temel özellikleri: Özel mülkiyetin savunulması. Hümanizm iddiası. Değişim isteği, ancak sistemi değiştirmeden. Devlete bağlılık. Küçük burjuvazi, aynı zamanda hâkim burjuva ideolojisini kendi sınıfsal durumuna göre yorumlar ve buna kendi ideolojik unsurlarını ekler.

Popülizm, halkı yücelten ve halkın üstünlüğünü vurgulayan, seçkinlerle ve yerleşik düzen karşıtlığına dayanan bir siyasal yaklaşımdır. Temel özellikleri: Halk ve seçkinler ayrımı: Toplumu, halkı ezen bir seçkinler grubu ve onların karşısında yer alan "gerçek halk" olarak ikiye ayırır. Ötekileştirme: Diğer toplumsal grupları düşman veya öteki olarak tanımlar. Lider merkezli iletişim: Karizmatik liderler aracılığıyla kitlelerle doğrudan ve aracısız iletişim kurmayı amaçlar. Temsilî demokrasi eleştirisi: Temsilî demokrasinin halkın iradesini engellediğini savunur. Tek doğru yaklaşım: Toplumsal sorunlar için önerilen çözümlerin mutlak doğru olduğunu iddia eder ve alternatif yaklaşımları kabul etmez. Popülizm, farklı ideolojilerle birleşebilir ve hem sağ hem de sol görüşlü liderler tarafından kullanılabilir.

Soğuk Savaş döneminde Türk edebiyatında işlenen bazı konular: Toplumsal adalet ve eşitsizlik. Köy ve şehir hayatının çatışması. Siyasi çatışmalar. Bireysel kimlik ve varoluşsal sorunlar. Aile ilişkileri. Ayrıca, bu dönemde edebiyatta sosyal gerçekçilik, toplumcu gerçekçilik, varoluşçuluk ve psikolojik roman gibi akımlar etkili olmuştur.

Politik pusula testi, kişinin siyasi ideolojisini belirlemek için kullanılan bir testtir. Bu testlerde genellikle şu konular hakkında sorular sorulur: Ekonomik görüşler. Sosyal değerler. Otoriterlik ve özgürlükçülük. Test sonuçlarına göre kişi, sağ-sol, otoriter-özgürlükçü gibi farklı siyasi kategorilere yerleştirilebilir. Politik pusula testlerine şu sitelerden ulaşılabilir: politicalcompass.org; quizpanda.com.

Ülkücülerin okuması gereken bazı kitaplar: Ziya Gökalp: "Türkçülüğün Esasları"; "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak". Alparslan Türkeş: "Dokuz Işık"; "Türklük Gururu ve Şuuru". Hüseyin Nihal Atsız: "Bozkurtların Ölümü" ve "Bozkurtlar Diriliyor". Yusuf Akçura: "Üç Tarz-ı Siyaset". Zeki Velidi Togan: "Umumi Türk Tarihine Giriş". Osman Turan: "Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi". İbrahim Kafesoğlu: "Türk Milli Kültürü". Erol Güngör: "Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik" ve "Tarihte Türkler". Orhan Türkdoğan: "Milli Kimliğin Yükselişi, Niçin Milletleşme". Bahaeddin Özkişi: "Köse Kadı". Bu eserler, Ülkücü düşüncenin temellerini atan ve geliştiren önemli yazarların eserleridir.

Halkçılık ve cumhuriyetçilik arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Cumhuriyetçilik, devletin yönetim şeklinin cumhuriyet olmasını ifade eder. Halkçılık ise, halkın halk tarafından ve halk için idaresi anlamına gelir. Bu iki ilke birbiriyle ilişkilidir; cumhuriyetçilik, halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelirken, halkçılık bu yönetim anlayışının uygulanmasını sağlar.

Krogh T. (1999) Frankfurt Okulunun kültür analizi, Medya, İktidar, İdeoloji adlı kitapta yer almaktadır. Kitap, Mehmet Küçük tarafından derlenmiş ve Ankara'daki Ark Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. İlgili kaynağa şu web sitesinden ulaşılabilir: politikadergisi.com.

Medyanın hegemonyanın inşasındaki etkileri şunlardır: Algı yönetimi. Toplumsal bilinç. Kültürel propaganda. Manipülasyon. Tek tipleştirme. Bu etkiler, medyanın sadece bilgi aktarma işlevi olmadığını, aynı zamanda toplumsal güç ilişkilerinin ve hegemonyanın bir aracı olarak kullanıldığını gösterir.

Merkezcilik, toplumsal eşitliğin yanı sıra belirli bir sosyal hiyerarşinin kabul edilmesini veya desteklenmesini içeren siyasi bir bakış açısı veya duruştur. Merkezcilik, önemli ölçüde sağ veya sol yanlısı politika değişikliklerine karşı çıkar. Merkezci siyasetçiler, geleneksel olarak sağ kanat bir pozisyon olan mali muhafazakarlığı destekleyebilirken, aynı zamanda geleneksel olarak sol kanat bir pozisyon olan sosyal liberalizmi de destekleyebilirler. Merkezcilik, farklı ülkeler ve siyasi sistemler arasında değişiklik gösterir. Merkezcilik tanımı siyasi bağlama bağlı olarak önemli ölçüde değişebilir. Merkezcilik, 19. ve 20. yüzyıllarda liberal demokrasinin yükselişiyle ilişkilendirilir. Merkezcilik kelimesinin diğer anlamı ise merkeziyetçiliktir.

Renegade olmak, genellikle kural tanımamak, bağımsız olmak, normların dışına çıkmak ve geleneksel yaklaşımlara karşı durmak anlamına gelir. Ayrıca, adaletsizliklere karşı sesini yükselten ve sosyal değişim için mücadele eden bireyleri de kapsar. "Renegade" kelimesi ayrıca "dinden dönen", "kaçak" ve "hain" gibi anlamlara da gelir.