Hz.Muhammed

Kütüb-i Sitte, Arapça "kitaplar" anlamına gelen "kütüb" ve "altı" anlamına gelen "sitte" kelimelerinden türemiş olup, altı hadis kitabını ifade eder. Bu altı kitap şunlardır: 1. Sahih-i Buhari. 2. Sahih-i Müslim. 3. Sünen-i Nesai. 4. Sünen-i Tirmizi. 5. Sünen-i Ebu Davud. 6. Sünen-i İbn Mace. Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir.

Üsve-i hasene örnekleri, Hz. Muhammed'in peygamber olmadan önceki ve sonraki hayatında sergilediği güzel davranışlar ve örnek kişilik olarak gösterilebilir. İşte bazı örnekler: Tövbe etmesi: Cennetle müjdelenmiş olmasına rağmen sık sık tövbe etmesi. Adaletli olması: Mekke'nin fethinden sonra yüzlerce esiri, Müslümanlara okuma-yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakması. Mütevazi olması: Çok az uyması ve çok az yemek yemesi, dünya nimetlerine önem vermemesi. Hoşgörülü olması: Kendisiyle alay eden insanlara hoşgörüyle yaklaşması ve kimseyi İslamiyet'i seçmeye zorlamaması. Cahiliye geleneklerini sona erdirmesi: Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülüldüğü bir dönemde bu çirkin geleneklere son vermesi. Yardımsever olması: Savaş ganimlerini yoksullarla paylaşması ve yardımlaşmanın önemini göstermesi.

"Kalbimin Efendisi - Peygamberimizin Çocukluğu ve Gençliği" kitabı, Hz. Muhammed'in doğumuyla birlikte gerçekleşen mucizeleri, sütannesi Halime ile geçirdiği zamanları, annesinin yanına dönüşünü, babasının kabrini ziyaretini ve annesinin vefatını, ardından dedesi Abdulmuttalib ve amcası Ebu Talib'in yanında geçen çocukluk ve gençlik yıllarını anlatır. Kitapta ayrıca, o dönemdeki Arap toplumunda Hz. Muhammed'e gösterilen ilgi ve saygı, Hz. Hatice ile evliliği ve Hz. Zeyd'in ona olan bağlılığı gibi konular da ele alınır. Üç ciltten oluşan serinin ilk kitabı olan "Kalbimin Efendisi - Peygamberimizin Çocukluğu ve Gençliği", siyer ödüllü yazar Salih Suruç tarafından kaleme alınmıştır.

"Sana Değer Bilal" ifadesinin soyuyla ilgili bilgi bulunamadı. Ancak, Bilal ismi, İslam tarihinde önemli bir figür olan Bilal-i Habeşi ile ilişkilendirilebilir.

İsrâ ve Miraç arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: İsrâ, Hz. Muhammed'in gecenin bir bölümünde Mescid-i Harâm'dan (Mekke) Mescid-i Aksâ'ya (Kudüs) götürülmesidir. Miraç ise, Mescid-i Aksâ'dan başlayarak semaya ve ötesine, Allah'ın katına doğru gerçekleşen yükseliştir. Bu iki olay, genellikle tek bir mucize olarak kabul edilir ve "İsrâ ve Miraç" şeklinde birlikte anılır.

"Kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz" sözü, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Bu söz, Tirmizi, Kıyamet, 53, no: 2507 ve Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5/315, no: 2778 gibi kaynaklarda hadis olarak geçmektedir.

Baki Mezarlığı'nda yatan bazı kişiler: Hz. Muhammed'in yakınları ve ailesi: Kızları Rukiyye ve Zeynep, oğlu İbrahim, amcası Abbas, halası Safiyye bint Abdülmuttalib. Sahabeler: Osman bin Maz'un, Sa'd b. Ebû Vakkās, Abdullah b. Mesut, Suheyb b. Sinân, Ebû Hüreyre. Diğer önemli kişiler: Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf, İmam Mâlik, son halife Mahmut Sami Ramazanoğlu. Baki Mezarlığı, İslam'ın başlangıcından beri Medine-i Münevvere'nin mezarlığı olarak kullanılmıştır.

Hicretin en büyüğü, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in 622 yılında Mekke'den Medine'ye göç etmesi olarak kabul edilir. Ancak, Kur'an'da Hz. Muhammed'den önce gelen peygamberlerin de zaman zaman hicret etmek zorunda kaldıkları belirtilmiştir.

Gars Kuyusu'nun önemli olmasının bazı sebepleri şunlardır: Peygamber Efendimiz'in suyu: Medine-i Münevvere’de, Peygamber Efendimiz'in uğradığı, abdest alıp su içtiği veya hakkında dua ettiği önemli kuyulardan biridir. Efendimiz'in vasiyeti: Peygamberimiz, vefatından sonra Hz. Ali'ye, Gars Kuyusu'ndan alınan 7 kırba su ile gasledilmesini vasiyet etmiştir. Rivayetler: Rivayete göre, Peygamber Efendimiz, "Bu cennetten bir pınardır" diyerek kuyuya iltifat etmiştir. Tarihi ve manevi değer: Geçmişi ve hatırası Asr-ı Saadet'e kadar giden bir kuyudur.

Son Peygamber Çocuk, Hz. Muhammed'i dünya çocuklarına en doğru ve eğlenceli şekilde tanıtmayı amaçlayan bir web portalıdır. Bazı içerikler: Peygamber Hikayeleri 1 ve 2: Adem, İdris, Nuh, Salih, İbrahim ve Yusuf gibi peygamberlerin hayatlarını anlatır. Dünyanın En Güzel Kalbi: Hz. Muhammed'in sevgi dolu kalbini ve bu sevginin insanlar, hayvanlar ve doğa için ne anlama geldiğini işler. Dua: Çocukların günlük yaşamla ilgili endişelerini ve sorularını dua yoluyla ele alır. Ayet Ayet Keşfet: Hayvanların etkileyici dünyasını ve onların geçmiş yıllardaki önemli olaylardaki rollerini ayetlerle açıklar.

Ebu'l-Âs'ın eşi, Hz. Muhammed'in en büyük kızı olan Zeyneb'dir.

Habibullah, "Allah'ın sevgili kulu" anlamına gelir ve bu unvan genellikle Hz. Muhammed için kullanılır. Ayrıca, bazı rivayetlerde ve ziyaretnamelerde İmam Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin gibi kişilere de Habibullah denmiştir.

"Vahyin İzinde" belgeselinin 1. bölümü, Hz. Muhammed'in hayatını ve İslamiyet'in doğuşunu ele alıyor. Bölümün konuları arasında: vahyin öncesi Mekke ve Kabe'de yaşanan insanlık dramı; Hz. Peygamber'in vahyin ve kendisine yüklenen vazifenin ağırlığını hissetmesi; tebliğe başlamasıyla ilk sahabelerin belli olması. Belgesel, Hz. Muhammed'in hayatını kronolojik olarak, Hz. Cebrail'in peygamberliği vahyetmesinden başlayarak, hicret, savaş ve gazveler, Mekke'nin Fethi gibi önemli olayları da detaylandırarak anlatıyor.

"Taze güldür hergiz solmaz" ifadesi, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) asla solmayan, tâze bir gül olduğunu ifade eder. Bu dize, Seyyid Nizamoğlu'nun "Gel Muhammed'i Bulalım" adlı şiirinde geçmektedir.

“Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını iki dünyada da veremezsin.” sözü Hz. Muhammed’e aittir.

"Kimseyi hor görme" ifadesinin kim tarafından söylendiği ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Hz. Muhammed. Yûnus Emre. Osman Nuri Topbaş. Ayrıca, Sivasmemleket.com.tr sitesinde yer alan bir yazıda, "Kimseyi hor görmeye ol" ifadesinin, "Mevlam der ki kulum bana doğruca gel, Eğri gelen ermez bana, Doğruluk et öylece gel. Kimseyi hor görmeye ol" dizeleriyle başlayan bir şiirde geçtiği belirtilmiştir.

"Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece" şarkısının hikayesi, besteci Sadettin Kaynak'ın Hz. Muhammed'i rüyasında görmesi ile ilgilidir. Sadettin Kaynak, yaşlılığında öğrencisi Hafız Ahmet'i sık sık ziyaret ederdi. Şarkının sözleri şu şekildedir: > Muhabbet bağına girdim bu gece Açılmış gülleri derdim bu gece Vuslatın çağına erdim bu gece Muhabbet doyulmaz bir pınar imiş Ararım, ararım, ararım seni her yerde Sorarım ıssız gecelerde, sevgilim nerde.

"Men sabera zafera" sözü, Hz. Muhammed'e atfedilmektedir. Bu söz, "Kim sabrederse, zafere erer" anlamına gelir.

Bi'set, Arapça bir kelime olup "göndermek ve gönderilmek" anlamına gelir. İslam inancına göre, Hz. Muhammed'in peygamberlikle görevlendirilmesi anlamında kullanılır. Ayrıca, peygamberlerin insanların hidayeti için gönderilmesi ve ölülerin dirilişi gibi anlamlarda da kullanılır.

İskender Pala'nın siyer türünde yazdığı tek kitap, "Bülbülün Kırk Şarkısı" adlı eserdir. Bülbülün Kırk Şarkısı, Hz. Muhammed'in hayatını anlatan, roman tadında bir siyer olarak tanımlanmaktadır. Eğer İskender Pala'nın siyer türünü içeren başka kitapları varsa, bunlar hakkında bilgi bulunamadı.