Göç

Kalyoncu ailesinin kökeni, 1924 yılındaki nüfus mübadelesinden sonra İstanbul'a gelen Selanik göçmenlerine dayanmaktadır.

Sivas sanayisinin geri kalmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Altyapı Eksiklikleri: Sivas'ta sanayileşme sürecinde altyapı hizmetlerinin yetersizliği, büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının gelişimini sınırlamıştır. 2. Özel Sektörün Gelişememesi: Devlet yatırımlarının yoğunluğu ve garantili iş imkanları, özel sektörün sanayi için gerekli çalışmaları göstermesini engellemiştir. 3. Sermaye ve Teknoloji Yetersizliği: Sermaye birikiminin ve teknolojik ilerlemelerin yetersiz olması, sanayi yatırımlarının özel teşebbüs eliyle yapılmasını zorlaştırmıştır. 4. Göç Sorunu: Her yıl binlerce kişinin Sivas'tan başka yerlere göç etmesi, iş gücü ve ekonomik potansiyeli olumsuz etkilemiştir.

Balkanlardan Türkiye'ye göçler Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar'daki hâkimiyetinin sona ermeye başladığı 19. yüzyıldan itibaren yoğun olarak başlamıştır. Bu göçlerin özellikle yoğunlaştığı dönemler ise 93 Harbi, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yılları olmuştur.

Kavimleri göçe zorlayan iklim olayı, iklim değişiklikleridir.

Karadağ halkının göç etmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Siyasi Olaylar: 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Karadağ'ın bağımsızlığı, Türklerin güvenliğini tehdit etmeye başladı ve bu da göçü tetikledi. 2. Ekonomik Zorluklar: Yeni kurulan devletlerde Türklerin topraklarına el konulması ve ekonomik olarak dışlanması göçü artırdı. 3. Dinî Baskılar: Müslüman olan Türkler, Hristiyan çoğunlukta olan devletlerde ayrımcılığa uğradılar. 4. Asimilasyon Politikaları: Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti döneminde uygulanan milliyetçi politikalar ve asimilasyon çabaları, Türklerin kimliklerini korumalarını güçleştirdi.

Türkiye'ye en çok mübadil Yunanistan'dan gelmiştir.

Türklerin ana yurttan göç etmesinde iklimin etkisi kuraklık ve sert karasal iklim koşulları olmuştur. Orta Asya'da yaşanan aşırı sıcaklar, kar yağışları ve sel baskınları gibi olaylar, toplu hayvan ölümlerine ve toprakların verimsizleşmesine yol açmıştır.

İskan politikasının amaçları şunlardır: 1. Nüfus Dağılımı: Nüfusun dengeli bir şekilde dağıtılmasını sağlamak, aşırı nüfus birikimini önlemek ve kırsal bölgelerdeki nüfus eksikliğini gidermek. 2. Kentsel Gelişim: Kentsel alanların planlı bir şekilde gelişmesini ve altyapı, konut ile sosyal hizmetlerin dengeli bir şekilde dağıtılmasını sağlamak. 3. Göç Yönetimi: Göç ve nüfus hareketlerini kontrol etmek, özellikle hızlı şehirleşme ve kırsaldan kente göçü yönetmek. 4. Ekonomik Kalkınma: Ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi ve yerel kalkınmanın teşvik edilmesi. 5. Çevresel Sürdürülebilirlik: Doğal kaynakların korunmasını ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak.

Almanya'daki Polonyalıların neden geldiğine dair farklı dönemler için çeşitli nedenler bulunmaktadır: II. Dünya Savaşı Sonrası: 1945 yılında, Polonyalılar, Nazi rejimi tarafından zulüm gördükten sonra, Emsland'da oluşturulan Polonya işgal bölgesine yerleştirilmek üzere Almanya'dan gönderildi. 1920'ler: Birinci Dünya Savaşı öncesinde Ruhr Havzası'nda yaklaşık yarım milyon Polonyalı yaşıyordu. 20. Yüzyıl Başları: 19. ve 20. yüzyıl başlarında, Almanya'nın ekonomisi geri kalmış doğu eyaletlerinden, kültürel olarak Polonyalı olan insanlar göç etti.

Ubıhlar, Kuzey Kafkasya’nın batı ucunda yerleşik bir Çerkes halkıydı. 1864 yılında, Rus birliklerine yenildikten sonra, bütün bir nüfus olarak Osmanlı topraklarına göç ettiler.

İnegöl halkı, farklı kültürlerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Başlıca göç grupları şunlardır: - Yerli halk (Manavlar). - Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Rumeli ve Kafkas göçmenleri. - Osmanlı'dan sonra ilçeye yerleşen Boşnaklar, Gürcüler, Çerkezler, Abhazlar, Yörükler, Arnavutlar. Ayrıca, 1990 yılında Bulgaristan'dan gelen göçmenler de İnegöl'ün demografik yapısına katkıda bulunmuştur.

Nijerya, uluslararası güvenlik ve göç politikalarını düzenlemek amacıyla yabancı uyruklu kişilerden vize istemektedir. Bu, Nijerya'ya yasal olarak giriş yapabilmek ve ülkede belirli bir süre kalabilmek için bir ön koşuldur.

Göç veren ve göç alan yerler arasındaki farklar şu şekilde özetlenebilir: Göç Veren Yerler: 1. Nüfus Azalması: Genç nüfusun göç etmesi nedeniyle üretim azalır ve nüfus hızla azalır. 2. Ekonomik Gerileme: Göç veren yerlerde ekonomik faaliyetler geriye gider, yatırımlar azalır. 3. Mesken Sorunları: Boş kalan meskenler bakımsızlıktan yıkılabilir. 4. Hizmetlerin Azalması: Okullar ve sağlık ocakları kapanabilir. 5. Erozyon Riski: Boş kalan tarım arazilerinde erozyon riski artar. Göç Alan Yerler: 1. Plansız Kentleşme: Gecekondulaşma ve çarpık kentleşme görülür. 2. Alt Yapı Sorunları: Alt yapı ve çevre sorunları ortaya çıkar, salgın hastalıklar görülebilir. 3. Eğitim ve Sağlık Yetersizliği: Eğitim ve sağlık kuruluşları yetersiz kalır, kapasitenin üzerinde insan işsiz kalabilir. 4. Trafik ve Hava Kirliliği: Araç sayısının artması trafik ve hava kirliliğine neden olur. 5. Kültürel Etkileşim: Farklı kültürler bir araya gelir ve etkileşim yaşanır.

"Göç etmek" ifadesi İngilizcede "emigrate" olarak çevrilir.

Almanya'nın 40 bin işçi alımı için belirli şartlar bulunmaktadır: Mesleki Yeterlilik: Aşçı, inşaat işçisi, elektrikçi, IT teknisyeni, yazılımcı, hemşire, kaynakçı gibi çeşitli mesleklerde yeterlilik. Dil Bilgisi: Almanca veya İngilizce bilme (en az B1 seviyesi). Eğitim ve Deneyim: Diploma veya ustalık-kalfalık belgesi ve en az 2 yıl iş tecrübesi. Yaş Sınırı: Genellikle 18-45 yaş arası. Sağlık Durumu: Herhangi bir sağlık engeli bulunmamak. Puan Sistemi: Fırsat Kartı (Chancenkarte) için en az 6 puan alma (Almanca dil yeterliliği, yaş, Almanya ile bağlantı gibi faktörlere bağlı). Başvuruların Türkiye Cumhuriyeti kurumları üzerinden yapılan bir işlem olmadığını ve e-devlet üzerinden başvuru yapılamayacağını unutmamak gerekir.

Türkiye'ye en çok muhacir Suriye'den gelmiştir.

"Rera" adlı iki farklı film bulunmaktadır: 1. "Roza" (2023) filmi, mevsimlik işçi olarak Urfa'dan Mersin'e göç eden bir ailenin hayatına odaklanmaktadır. 2. "Re-Era: Yeni Dünya" ise Yeditepe Üniversitesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü öğrencileri tarafından çekilmiş kısa bir bilim kurgu filmidir.

Almanya'da çekilen bazı Türk filmleri: Duvara Karşı (2004). Yaşamın Kıyısında (2007). Almanya, Acı Vatan (1979). Gurbet Kuşları (1964). Kebab Connection (2004). Ayrıca, 40 m² Almanya (1986), Polizei (1988) ve Lola und Bilidikid (1999) gibi filmler de Türk-Alman işbirliği ile çekilmiş önemli yapımlar arasında yer alır.

1975-1990 yılları arasında Sivas'ın göç durumu şu şekildedir: Göç Edenler: Sivas, bu dönemde Türkiye'nin en çok göç veren illeri arasında yer almıştır. Göç Alanlar: Sivas'a en çok göç, İstanbul, Ankara, Tokat, Kayseri, İzmir ve Malatya gibi illerden gelmiştir. Göç Nedenleri: Göçlerin başlıca nedenleri arasında, ilin ortalama yükseltisinin fazla olması, arazisinin dağlık ve engebeli bir yapıya sahip olması, karasal iklim şartlarının tarım faaliyetlerini olumsuz etkilemesi ve sanayileşme yetersizliği yer almıştır. Eğitim Durumu: Alınan göçler içinde ilkokul mezunları çoğunlukta iken, verilen göçlerde lise ve üzeri mezunların oranı daha yüksektir. Bu dönemde Sivas'tan yapılan göçler, işsizlikten kaynaklanmış ve genellikle çalışma çağındaki nüfusu etkilemiştir.

Türkiye'den Almanya'ya işçi göçü, 30 Ekim 1961 tarihinde Federal Almanya Cumhuriyeti ile Türkiye arasında imzalanan İşgücü Anlaşması ile resmi olarak başlamıştır. Ancak, Almanya'ya işçi göçü bu tarihten önce de bireysel girişimler ve küçük gruplarla başlamıştır.