GeçmişZaman

İdi, imiş, ise ek fiillerdir. İdi. İmiş. İse. Bu ek fiiller, isim veya isim soylu kelimelerin sonuna gelerek onları yüklem yapar. Örnekler: İdi: "İki gün önce İstanbul’daydım". İmiş: "Buralar on yıl önce ormanmış". İse: "Hava güzelse şehirde biraz gezebiliriz".

Être fiilinin geçmiş zaman çekimleri şu şekildedir: İndicatif (Geniş zaman): je suis (ben); tu es (sen); il/elle est (o); nous sommes (biz); vous êtes (siz); ils/elles sont (onlar). Participe présent (Şimdiki zaman ortacı): étant. Participe passé (Geçmiş zaman ortacı): été. Örnek cümleler: Il est parti tard J’étais venu (gelmiştim). Être fiili, Fransızcada geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğru cümleler kurmak için çok önemlidir.

"I had lunch" ifadesi, geçmiş zaman (Simple Past) cümlelerinde kullanılır. Örnek cümleler: "I had lunch around eleven because I was hungry" (Aç olduğum için yaklaşık on birde öğle yemeği yedim). "We had lunch at 12 o'clock" (Biz öğle yemeğini saat 12'de yedik). Ayrıca, "I had lunch" ifadesi, Present Perfect Tense cümlelerinde de kullanılabilir, ancak bu durumda belirli bir zaman belirtilmez.

"I used to swim" ve "I am used to swimming" cümleleri arasındaki temel fark, ifade ettikleri anlamlardır: "I used to swim", geçmişte düzenli olarak yüzme alışkanlığına sahip olunduğunu, ancak artık bu alışkanlığın devam etmediğini belirtir. "I am used to swimming" ise, yüzme konusunda deneyimli veya alışkın olunduğunu ifade eder. Özetle, ilk cümle geçmişteki bir durumu, ikinci cümle ise şimdiki bir durumu tanımlar.

Duyulan ve görülen geçmiş zaman arasındaki fark, cümledeki eylemin gerçekleşme şekline bağlıdır: Görülen (bilinen) geçmiş zaman, öznenin bizzat şahit olduğu veya yaşadığı olayları anlatır ve "-dı, -di, -du, -dü" gibi eklerle ifade edilir. Duyulan (öğrenilen) geçmiş zaman, öznenin görmediği, yaşamadığı, ancak başkasından duyarak anlattığı olayları ifade eder ve "-mış, -miş, -muş, -müş" ekleriyle belirtilir. Bazı cümlelerde bu iki zaman eki bir arada kullanılabilir; bu tür fiillere birleşik zamanlı fiil denir.

Almanca'da geçmiş zaman, Präteritum ve Perfekt olmak üzere iki şekilde oluşturulur. Präteritum: Genellikle yazılı dilde ve resmi konuşmalarda kullanılır. Fiilin infinitif halinden "-en" eki çıkarılır ve fiilin köküne "-te" eki eklenir. Kişi zamirlerine göre uygun çekim eki eklenir. Örnek: "spielen" (oynamak) fiilinin Präteritum çekimi: Ich spielte (ben oynadım). Du spieltest (sen oynadın). Er/sie/es spielte (o oynadı). Wir spielten (biz oynadık). Ihr spieltet (siz oynadınız). Sie/Sie spielten (onlar oynadılar). Perfekt: Günlük konuşmalarda sıkça kullanılır. Yardımcı fiil ("haben" veya "sein") ile birlikte fiilin "Partizip II" hali kullanılır. Örnek: "machen" (yapmak) fiilinin Perfekt çekimi: Ich habe gemacht (ben yaptım). Du hast gemacht (sen yaptın). Er/sie/es hat gemacht (o yaptı). Wir haben gemacht (biz yaptık). Ihr habt gemacht (siz yaptınız). Sie haben gemacht (onlar yaptılar).

Hayır, traktöre öküz koşulmaz. Bu ifade, 1977 petrol krizi sırasında benzin ve mazot kuyruklarının uzaması nedeniyle yapılan bir protesto türünü anlatmak için kullanılmıştır. Ayrıca, "traktör kullanacağına öküz kullan" ifadesi, çiftçilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekmek için kullanılan bir sözdür. Prof. Dr. Haldun Güner'in bir yazısında ise, traktörün çiftçi için öküzle eşdeğer olduğu ve traktörüne el konulan bir çiftçinin tarlasını sürüp ekemeyeceği, borcunu ödeyemeyeceği belirtilmiştir.

Give fiilinin ikinci ve üçüncü halleri şunlardır: İkinci hali (V2): "gave". Üçüncü hali (V3): "given". Örnek cümleler: İkinci hali: "She gave him a book for his birthday" (Doğum günü için ona bir kitap verdi). Üçüncü hali: "You have given him so many chances to start over and you are still going on!" (Ona yeniden başlamak için pek çok şans verdin ve hala devam ediyorsun!).

Düz ve simple arasındaki fark, anlam ve kullanım bağlamına bağlıdır. - Simple kelimesi, sade, kolay, sıradan veya karmaşık olmayan anlamına gelir. - Düz kelimesi ise, genellikle bir ürünün veya nesnenin düzgün, düz veya basit bir tasarıma sahip olduğunu ifade eder. Ancak, "düz" kelimesi "simple" kelimesiyle karıştırıldığında, "aşırı derecede basitleştirilmiş" anlamında kullanılabilir ve bu durum genellikle olumsuz bir anlam taşır. Özetle, "simple" kelimesi daha çok bir durumun veya çözümün niteliğini belirtirken, "düz" kelimesi genellikle fiziksel bir özelliği veya tasarımı tanımlar.

-di ve -miş ekleri arasındaki temel fark, ifade ettikleri zaman ve bilgi türüdür: Bilinen (görülen/belirli) geçmiş zaman eki -di. Öğrenilen (duyulan/belirsiz) geçmiş zaman eki -miş. Ayrıca, -miş eki bilginin sonradan öğrenilmişliğini, -di eki ise öğrenilenin geçmişte kalmış bir şey olduğunu ifade eder.

Sing fiilinin geçmiş zamanı "sang" şeklindedir. Örnek cümleler: The children sang two songs by Queen at the school concert. I sang a song in my birthday party yesterday.

Geçmiş zaman kiplerine 10 örnek cümle: 1. Bilinen (görülen, di’li) geçmiş zaman: Dün akşam hep birlikte çok güzel vakit geçirdik. Çok çalıştım ve dün gece bütün ödevlerimi bitirdim. Geçen hafta İzmir’e gittim. 2. Duyulan (öğrenilen, miş’li) geçmiş zaman: Meğer iki saat önce eve ulaşmış. Dedemden bize on dönümlü arazi kalmış. Oo, yeni ayakkabı almışsın!. Diğer örnekler: Sıcak simit aldım, yer miyiz?. Bu harika resmi siz mi yaptınız?. Ben dün arabamı yıkadım. Ankara’ya dün çok yağmur yağdı. Araştırmalarını geçen yıl kitaplaştırarak yayımladı.

Tell fiili, geçmişte yaşanan bir olaydan bahsedilirken (past simple tense) ikinci hali olan "told" şeklinde kullanılır. Örnek cümleler: I told you to open the door! (Sana kapıyı açmanı söyledim!). My mom told me to buy some vegetables. (Annem biraz sebze almamı söyledi.). Üçüncü hali de ikinci haliyle aynı şekilde "told" olarak kullanılır ve present perfect tense ya da past perfect tense gibi zaman kullanımlarında tercih edilir. Örnek cümle: I have told you several times! (Sana defalarca söyledim!).

Play fiilinin geçmiş zaman hali "played" şeklindedir. Olumlu cümle: Fiil "played" halini alır. Olumsuz cümle: "Did not (didn't) + play" formülü kullanılır. Soru cümlesi: "Did + play" formülü kullanılır. Üçüncü hali de ikinci haliyle aynı olan "played" kullanımı, "past perfect tense" veya "present perfect tense" ile yapılır.

"Was" ve "used to be" arasındaki temel fark, kullanım amaçları ve ifade ettikleri zaman dilimidir. - "Was", basit geçmiş zaman (past simple) yapısını ifade eder ve genellikle geçmişte belirli bir anda gerçekleşen olayları anlatır. - "Used to be" ise, geçmişteki alışkanlıklar veya durumlar hakkında bilgi verir ve bu alışkanlığın veya durumun artık mevcut olmadığını belirtir. Örnekler: - "I was at the park yesterday" (Dün parkta idim). - "She used to be shy" (Eskiden utangaçtı).

"Did" ve "didn't" kullanımları şu durumlarda gerçekleşir: Simple Past Tense soru cümleleri. Simple Past Tense olumsuz cümleler. "Did" ve "didn't" kullanımları, "to be", "to have", "to do" gibi fiillerin Simple Past Tense hallerinde de benzer şekilde uygulanır.

İngilizce anı yazarken farklı zamanlar kullanılabilir: Simple Past Tense (Di'li Geçmiş Zaman). Present Perfect Tense. Past Perfect Tense. Anı yazarken kullanılacak zaman, yazarın tercihine bağlıdır.

Buy fiilinin geçmiş zaman hali "bought" olarak kullanılır. Kullanım örnekleri: I bought a camera for 30 dollars. He bought two pairs of trousers yesterday. She bought a gift for her teacher to show her appreciation. "Bought" hali, hem simple past tense (geçmiş zaman) hem de perfect tense zamanlarının her ikisi için de kullanılır.

Did ve did not (didn't) arasındaki fark, kullanım alanlarına bağlıdır: Olumlu cümleler: "Did" yardımcı fiili kullanılmaz, fiil ikinci haliyle kullanılır. Olumsuz cümleler: "Did not" (didn't) yardımcı fiili kullanılır. Soru cümleleri: "Did" yardımcı fiili cümlenin başına gelir. "Did" yapısı, geniş zamandaki "do-does" yardımcı fiillerinin geçmiş zaman halidir.

"Did" ve "used to" arasındaki temel fark, kullanım alanları ve anlamlarıdır: Used to, geçmişte düzenli olarak yapılan veya tekrarlanan eylemleri veya durumları ifade etmek için kullanılır. Did ise yardımcı fiil olarak soru ve olumsuz cümlelerde kullanılır. Özetle, "used to" genellikle olumlu cümlelerde, "did" ise soru ve olumsuz cümlelerde "used to" ile birlikte kullanılır.