Gazlar

Pürmüz gazı ve çakmak gazı aynı maddedir: her ikisi de propan adı verilen laboratuvar ortamında geliştirilmiş bir gazdır.

Floresanda iyonizasyon, elektronların yüksek enerji kazanması ve gaz atomlarıyla çarpışması sonucu gerçekleşir. Bu süreçte: 1. Serbest elektronlar, anoda doğru hareket ederken gaz atomlarıyla sürekli çarpışır. 2. Elektronların hareket enerjisi, gaz basıncının düşük ve gerilimin yeterli olduğu durumlarda oldukça büyük olur. 3. Büyük enerji kazanmış elektronlar, gaz atomlarıyla çarpıştıklarında bir veya birden fazla elektron koparır. 4. Yeni ortaya çıkan elektronlar, hızlanarak diğer atomlara çarpar ve zincirleme halinde yeni serbest elektronlar oluşturur.

Gazların akışkanlık özelliği, gaz parçacıklarının aralarındaki çekim kuvvetlerinin katı ve sıvılara göre daha zayıf olması nedeniyle açıklanır. Ayrıca, gazların düşük yoğunlukları ve sıkıştırılabilirlikleri de akışkanlıklarına katkıda bulunur.

Gazların sıkıştırılmasının nedeni, gaz molekülleri arasında fazla boşluk bulunmasıdır. Ayrıca, endüstriyel uygulamalarda kullanılan hava kompresörleri gibi özel ekipmanlar da gazın sıkıştırılmasını kolaylaştırır.

Radyometre, argon gazı ile çalışır.

İdeal gaz ve kinetik teori şu şekilde tanımlanabilir: 1. İdeal Gaz: Tanecikleri arasında itme ve çekme kuvveti bulunmayan, kendi hacimleri kabın hacmi yanında ihmal edilebilen gazlara verilen isimdir. 2. Kinetik Teori: Gazların davranışlarını açıklamak için Ludwing Boltzmann ve James Clerk Maxwell gibi bilim insanları tarafından ortaya konmuş bir teoridir. Bu teoriye göre: - Gaz tanecikleri, sürekli olarak gelişi güzel hareket ederken aynı zamanda birbirleriyle ve kabın çeperleriyle çarpışırlar. - Gaz taneciklerinin ortalama kinetik enerjileri sıcaklığa bağlıdır ve mutlak sıcaklıkla doğru orantılıdır. - Farklı gazların aynı sıcaklıkta taneciklerinin ortalama kinetik enerjileri birbirine eşittir.

Lastik şişirmek için genellikle hava (oksijen) kullanılır. Ancak, nitrojen gazı da tercih edilebilir.

Kimyasal türler arası etkileşimler iki tema altında incelenir: 1. Kimyasal Tepkimeler. 2. Gazlar.

11. sınıf kimya 2. ünite, "Gazlar" olarak adlandırılır. Bu ünitede ele alınan bazı konular: Gazların özellikleri ve gaz yasaları; İdeal gaz yasası; Gaz karışımları; Gerçek gazlar.

R-134a gazı, ozon tabakasına zararlı etkileri olmayan bir hidroflorokarbon türüdür. Ancak, yüksek küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahiptir ve bu nedenle iklim değişikliğine katkıda bulunur. Doğru kullanıldığında R-134a gazı toksik değildir ve yanıcı değildir.

Bazı metallerin çeşitli maddelerle tepkimeye girerek açığa çıkardığı gazlar şunlardır: Aktif metaller (Na, K gibi) asitlerle tepkimeye girerek hidrojen gazı (H2) açığa çıkarır. Magnezyum (Mg) su ile etkileşime girdiğinde de H2 gazı açığa çıkar. Ayrıca, amfoter metaller (alüminyum, çinko gibi) kuvvetli bazlarla veya asitlerle tepkimeye girdiklerinde H2 gazı ortaya çıkar.

Sınaî ve tıbbi gazlar yönetmeliği, sıkıştırılmış, sıvılaştırılmış veya çözünmüş gazlar için kullanılan yeniden doldurulabilir tüp ve tüp demetlerinin dolum ve periyodik muayene usul ve esaslarını belirleyen düzenlemedir. Bu yönetmelik kapsamında yer alan bazı önemli hususlar şunlardır: Dolum Yeterlilik Belgesi: Tüp ve tüp demetlerine dolum yapabilecek tesislerin alması gereken belgedir. Periyodik Muayene: Tüplerin belirli aralıklarla A Tipi Muayene Kuruluşu tarafından kontrol edilmesi zorunludur. Yasaklı İşlemler: Üzerinde mülkiyet sahibine dair bilgi bulunmayan tüplere ve 1980 ve daha eski imal tarihli tüplere dolum yapılamaz. Etiketleme: Tüplerin omuz, boyun veya kloret kısmına ve tüp demeti kasası üzerine, içerisindeki gazın cinsi ve güvenlik kurallarını belirten etiket yapıştırılması gereklidir.

En yüksek genleşme gaz maddelerde görülür.

Hava, kütlesi olması, yer kaplaması ve taneciklerden oluşması nedeniyle madde olarak kabul edilir. - Kütlesi vardır: Hava, çeşitli gaz moleküllerinden oluşur ve bu moleküllerin kütlesi vardır. - Yer kaplar: Ortamı doldurur ve kapladığı hacmi kaplar. - Tanecikli yapı: Havada bulunan gaz molekülleri, atom ve moleküllerden oluşur.

Kivu Gölü, sığ olmayan derinliklerinde sıkışmış metan ve karbondioksit gazlarını serbest bırakarak tehlikeli limnik patlamalar yaratma potansiyeli nedeniyle tehlikelidir. Bu gazlar, çevresindeki bölgelere ölümcül bir tehdit oluşturmaktadır.

Tehlikeli gazlar dört ana kategoriye ayrılır: zehirli gazlar, yanıcı gazlar, patlayıcı gazlar ve çevreye zarar veren gazlar.

Henry sabiti, çözünen gazın konsantrasyonu ve çözelti üzerindeki gazın kısmi basıncına bağlıdır. Ayrıca, Henry sabiti sıcaklık, çözeltideki diğer türler ve aseton gibi çözücünün türüne de bağlı olabilir.

Sıvıların gaz haline geçmesi, buharlaşma olarak adlandırılan bir süreçle gerçekleşir. Buharlaşma için sıvının ısı alması gerekir.

Sabit basınçta hacim artarsa, gazın sıcaklığı da artar.

Hava gazını ilk fark eden kişi, İngiliz rahip Stephen Hales'tir. Konuyla ilgili ilk başarılı uygulamalar ise Fransız bilim adamı Philippe Lebon ve İskoçyalı teknisyen William Murdoch tarafından gerçekleştirilmiştir.