Feodalizm

Hüsrev Ağa'nın ağalık sistemi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, ağalık sistemi hakkında genel bilgi mevcuttur. Ağalık sistemi, Osmanlı'dan bu yana süregelen feodal bir sistemdir. Türkiye'de Soyadı Kanunu'nun çıkmasıyla ağalık unvanının resmiyeti kalmamıştır.

Senyörlük sistemi, Orta Çağ'da Avrupa'da yaygın olan ve soylular arasındaki hiyerarşik ilişkiyi düzenleyen bir yapıdır. Senyörlük sisteminin temel özellikleri: Toprak ve hizmet değişimi: Senyörler, vassallarına toprak (fief) verir, vassaller ise askeri ve diğer hizmetleri sunardı. Hiyerarşi: Senyörler, daha üst düzeydeki senyörlerin koruması altına girebilirdi. Yükümlülükler: Vassaller, askeri hizmet, mali yardımlar, danışmanlık ve misafirperverlik gibi yükümlülükler taşırdı. Adalet ve koruma: Senyörler, vassallarının adaletini sağlamak ve topraklarını korumakla yükümlüydü. Feodalitenin yıkılmasıyla birlikte senyörlük sistemi de ortadan kalkmıştır.

1066 Norman İstilası, İngiltere'nin Normandiya Dükü I. William (Fatih William) tarafından işgal edilmesidir. İstilanın önemli olayları: Hastings Muharebesi. İngiltere'nin hakimiyeti. İstilanın sonuçları: Kültürel değişim. Siyasi yapı. Mimari.

İngiltere'de feodalizm, Sanayi Devrimi ile birlikte, yaklaşık 15. yüzyılda fiilen ortadan kalkmıştır.

Süzeren anlaşması, feodalizmde süzeren (koruyan) ile vassal (korunan) arasında yapılan sözleşmedir. Süzeren anlaşmasının bazı özellikleri: Karşılıklı yükümlülükler: Süzeren, vassalı korumakla yükümlüdür; vassal ise savaş zamanında süzerenin ordusuna şövalye olarak katılacaktır. Toprak kullanımı: Vassal, süzerenden aldığı toprağın bir kısmını başkasına vererek kendisi de senyör olabilir. Hiyerarşi: Vassalın ilk senyörle doğrudan bir ilişkisi yoktur; her senyör kendi toprağındaki uğrundan sorumludur. Süzerenlik, bir devletin veya bir yönetimin, bir haraçgüzar devletin dış politikası ve ilişkilerini kontrol etmesi; aynı zamanda haraçgüzar devletin de kendi içinde özerk olmasına izin vermesidir.

Derebeylerin (feodal beylerin) özellikleri şunlardır: 1. Toprak Sahipliği: Derebeyler, geniş topraklara sahip olup, bu toprakların kontrolünü ellerinde tutarlar. 2. Hiyerarşik Yapı: Toplumda belirgin sınıfsal ayrımlar bulunur ve derebeyler, hiyerarşinin en üst katmanını oluşturur. 3. Bağımsızlık: Krallardan daha bağımsız hareket ederler ve kendi mahkemelerini kurabilirler. 4. Askeri Güç: Kendi ordularını kurar ve donanımlı askerlerden oluşan bir askeri güce sahiptirler. 5. Ekonomik Kontrol: Ekonomik gücü ellerinde bulundururlar ve üretimi kontrol ederler. 6. Serfler: Topraklarında çalışan ve onlara bağlı olan serfleri (köleleri) vardır.

Feodalizmde toprak, ekonomik değerin temel kaynağıdır çünkü bu sistemde tarım en önemli faaliyet olarak kabul edilir. Toprak, feodal beylerin mülkiyetinde olup, köylüler bu toprakları işleyerek ürün elde ederler.

Marc Bloch'un "Feodal Toplum" adlı eseri, Ortaçağ tarihini ve bu dönemin toplumsal yapısını ele alır. Kitapta anlatılan konular şunlardır: Büyük göç dalgaları, barbar istilaları ve imparatorlukların yükselişi ve parçalanışı. Vassal-senyör ilişkileri, toprak ve fiefler, soylu sınıflar ve şövalyeler. Edebiyat, din, hukuk, ticaret ve kültür hayatı. Bloch, Ortaçağ dilini ve kültürünü iyi bir şekilde kavramış ve disiplinlerarası bir yöntemle yüzlerce materyalden olağanüstü bir sentez çıkarmıştır.

Feodal Japonya'da aşağıdaki sosyal sınıflar bulunmaktaydı: 1. İmparator: Resmi olarak devletin başıydı, ancak gerçek güç şoguna aitti. 2. Şogun: Ülkeyi daimyolar aracılığıyla kontrol eden en yüksek askeri hükümdar. 3. Daimyolar: Büyük toprakları yöneten ve kendi samuray ordularına sahip feodal lordlar. 4. Samuraylar: Daimyalara hizmet eden ve topraklarında koruma ve düzen sağlayan savaşçı sınıf. 5. Köylüler: Toprağı işleyen ve feodal sistemin varlığını sağlayan ana iş gücü. 6. Zanaatkarlar ve İşçiler: Mal ve hizmet üretimiyle ilgilenen, ancak toplumda düşük bir statüye sahip olan kişiler. Ayrıca, rahipler de siyasi güce sahip değillerdi, ancak sınıf temelli hiyerarşinin üstünde yer alıyorlardı.

Kralın ve köylünün konusu, feodalizm adı verilen Orta Çağ siyasi ve ekonomik sisteminde yer alan ilişkileri anlatır. Feodal sistemde: - Kral, büyük toprakları soylulara (senyörlere) dağıtır ve onların sadakatini kazanır. - Köylüler (serfler), senyörlerin topraklarında çalışır ve onlara vergi ve hizmet sunarlar. Bu bağlamda, kralın ve köylünün hikayesi genellikle bir etkileşim çerçevesinde işlenir, örneğin kralın köylüye yardım etmesi veya köylünün krala sadakat göstermesi gibi.

Toprak lordluğu (feodal sistem), çeşitli nedenlerle yıkılmıştır: 1. Sanayi Devrimi: Sanayi devriminin gerçekleşmesi, feodal sistemin ekonomik temelini zayıflatmış ve merkezi yönetimin güçlenmesini sağlamıştır. 2. Haçlı Seferleri ve Coğrafya Keşifleri: Bu olaylar, feodal düzenin istikrarını bozmuş ve lordların otoritesini azaltmıştır. 3. İç Savaşlar ve Barut Teknolojisi: İç savaşlar ve ateşli silahların icadı, feodal orduların etkinliğini azaltmış ve lordların askeri gücünü zayıflatmıştır. 4. Halkın Ayaklanmaları: XVIII. yüzyılda Avrupa'da yer yer köylü ayaklanmaları, feodal düzenin sömürücü yapısına karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Feodal toplumda zenginlik, sahip olunan toprak miktarına dayanıyordu.

Feodal sistemde en güçlü bey, genellikle kral olarak kabul edilir.

"Sansho the Bailiff", Kenji Mizoguchi tarafından yönetilen 1954 yapımı bir Japon filmidir. Özeti: Erdemli olmayı her şeyin önünde tutan bir devlet yöneticisi, feodal kral tarafından ülkenin uzak bir noktasına sürgüne yollanır. Yıllar sonra, Zushiō ve Anju adlı çocuklar, babalarını görmek üzere sürgün bölgesine doğru yola çıkarlar. Zushiō, kölelerin yaşadığı acımasız gerçekleri keşfederken, Anju kendini feda ederek kardeşini servitude'den kurtarır ve ona babalarının öğretilerini hatırlatır.

Feodal toplumda üç ana sınıf bulunmaktadır: 1. Soylular: Savaşçılar ve toprak sahipleri olarak toplumda en yüksek konumda yer alırlardı. 2. Ruhban Sınıfı: Din adamları, hem eğitimle ilgilenir hem de halkın dini ihtiyaçlarını karşılayarak manevi bir otorite oluştururdu. 3. Köylüler: Toprağı işleyen ve geçimlerini sağlayan sınıf olarak, feodal düzenin en alt kısmında yer alırlardı.

6. ve 7. yüzyıllarda yaşanan bazı önemli olaylar şunlardır: Sasani-Bizans Savaşları. İslam'ın Doğuşu. Veba Salgını. Corpus Juris Civilis. Ayrıca, 6. ve 7. yüzyıllar Avrupa açısından da kaotik bir dönemdi; Germenler, Gotlar ve Avarlar gibi barbar kavimler Roma'ya saldırdı.

Japon feodalizmi, 1868 yılında Meiji Restorasyonu ile sona erdi. Bu dönemde, şogunluk sistemi yıkıldı ve Japonya'da imparatorluk yönetimi yeniden tesis edildi.

Derebeylik sisteminde toprak sahibi olanlara "senyör" veya "lord" adı verilir.

"Kış Kralı" adlı eserler farklı bağlamlarda farklı konuları ele almaktadır: 1. Bernard Cornwell'in "Savaş Lordu Yıllıkları: 1 - Bir Kral Arthur Romanı" adlı eser, Kral Arthur'un Britanyayı birleştirme mücadelesini anlatır. 2. Ursula K. Le Guin'in "Kış Kralı" adlı kısa öyküsü ise feodalizm, uzay yolculuğu ve cinsiyetsizlik gibi konuları işler.

Senyör ve serf terimleri, feodalizm döneminde sosyal sınıf ayrımını ifade eder. Senyör, geniş topraklara sahip olan ve bu topraklarda yaşayan serfleri koruyan derebeyidir. Serf ise, senyörün hizmetine bağlı olan ve onun topraklarında çalışan köledir.