Edebiyat

Köroğlu, babasının intikamını almak ve halkın yaşadığı zulme karşı gelmek için dağa çıkmıştır. Köroğlu'nun hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Bolu Beyi'nin seyisi olan babası Yusuf, beyin zulmüne uğrar ve gözleri kör edilir. Oğlu Ruşen Ali, babasının intikamını almak amacıyla Bolu'dan ayrılır ve Aras Irmağı'na giderek buradaki sihirli köpükleri içer. Bu sihirli su sayesinde şairlik, savaşçılık ve ölümsüzlük gibi üstün özelliklere sahip olan Köroğlu, Bolu Beyi'ne karşı mücadele etmeye başlar.

"Yeşil Ördek Gibi Daldım Göllere" türküsünün sözleri Sabahattin Alparslan'a aittir. Türkü, Osman Özdenkçi tarafından derlenmiş ve notaya alınmıştır.

Siyah Melek (Zincirler Kırılırken), Milli Mücadele döneminde geçen bir Türk filmidir. Filmin konusu: Anadolu'daki Kuva-yi Milliye birliklerine mühimmat temini için Miralay Rauf Bey'in önderliğinde bir grup harekete geçer. Toplandıkları gece, Komutan Cafer Bey'in baskını ile karşı karşıya kalırlar. Kim olduğunu bilmedikleri Kara Süvari'nin yardımıyla baskından kurtulurlar. Arkalarında kanıt bırakmaları nedeniyle, Komutan Cafer, Miralay ve kızından şüphelenmeye başlar ve onların peşine düşer.

Fıkra (köşe yazısı) ve makale arasındaki bazı farklar şunlardır: Konu ve güncellik: Fıkralar güncel konular üzerine yazılır ve yazıldıktan sonra güncelliğini yitirir. Amaç: Fıkralar, ortaya atılan düşünceleri kanıtlamadan, yazarın kişisel görüşlerini aktarmak ve okuyucuda kamuoyu oluşturmak amacıyla yazılır. Dil ve anlatım: Fıkralar, samimi bir dil ve rahat bir anlatımla, genellikle mizahi veya alaycı bir üslupla yazılır. Plan: Fıkralar, klasik yazı planına göre giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle yazılır, ancak bu bölümler makaleye göre daha az yer tutar. Kalıcılık: Fıkralar, öznel yazılar olduğu için kalıcılık niteliği taşımaz.

"Deli Mühendis" (The World’s Best Engineer), bir inşaat mühendisi olan Kim Soo-Ho'nun bir novelde geçen soylu haline gelmesini konu alır. Hikayeye göre, Kim Soo-Ho, bir fantastik roman okurken uyuyakalır ve gözlerini açtığında kendini kitabın içinde bir karakter olarak bulur. Kim Soo-Ho, mühendislik bilgisini kullanarak ailesini borç batağından kurtarıp daha iyi bir gelecek inşa etmeye çalışır.

Dede Korkut Türk'tür. Oğuz Türklerine ait destan ve hikayelerin derlenmesiyle tanınan Dede Korkut, Türk halk edebiyatında önemli bir figürdür. Kimi kaynaklar, Dede Korkut'un 9. yüzyılda yaşamış olduğunu öne sürerken, kimileri onun daha sonraki bir dönemde, örneğin 14. yüzyılda yaşamış olabileceğini düşünmektedir. Tarihi kaynaklarda adı kimi zaman “Korkut”, kimi zaman “Korkut Ata” olarak da geçen Dede Korkut’un, Oğuzlar’ın Kayı ya da Bayat boyundan olduğu, İslam dininin yayılma sürecindeki kültürel değişimle birlikte bir evliya kimliğine büründüğü rivayet edilir.

Sait Faik Abasıyanık'ın "Alemdağ'da Var Bir Yılan" adlı eserindeki yılanın neyi temsil ettiğine dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, yılanın mitolojik ve kültürel bağlamda çeşitli anlamları olduğu bilinmektedir. Yılan, mitolojide ve kültürde genellikle şu anlamlarla ilişkilendirilir: Güç ve değişim. Sinsilik ve bilgelik. Zehir ve şifa. İyilik ve kötülük. Uyanıklık ve kış uykusu. Ayrıca, yılanın bazı dini mitlerde günah yüzünden sürgün edilen şeytanla özdeşleştirildiği de görülmektedir. Eserdeki yılanın temsil ettiği anlam, yazarın niyetine ve dönemin toplumsal bağlamına bağlı olarak farklı yorumlanabilir.

En iyi şiir antolojisi olarak şu eserler değerlendirilebilir: "Büyük Türk Şiiri Antolojisi" (2 cilt), derleyen: Ataol Behramoğlu, Sosyal Yayınları. "Modern Türkçe Şiir Antolojisi 1920 - 2000", derleyen: Orhan Kahyaoğlu, Ayrıntı Yayınları. "Aile Albümü", derleyen: Murathan Mungan, Metis Yayınları. "Arkaik Yunan Şiiri Antolojisi", derleyen ve çeviren: Erman Gören, YKY. "Dünya Şiir Antolojisi", derleyen: Ataol Behramoğlu ve Özdemir İnce. En iyi şiir antolojisi tercihi, kişisel zevklere ve aranan özelliklere göre değişiklik gösterebilir.

Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Desem Ki" şiirinin temaları şunlardır: Aşk. Doğa. Varoluşsal sorgulamalar. Yalnızlık. Ölüm ve sonsuzluk. Ayrıca, şiirde insanın varoluşsal sorgulamaları, insan ilişkileri gibi temalar da yer alır.

Devlet Kuşu, Türk yazar Orhan Kemal tarafından kaleme alınmış bir romandır.

Seyyid Nesîmî'nin "Sığmazam" şiiri, cem makamında söylenmiştir.

"Yaşamak içimden gelmiyor artık" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı nedenlerle yazılmış olabilir: 1. Pınar Kür'ün Açıklaması: Yazar Pınar Kür, bu ifadeyi, Türkiye'nin ve dünyanın genel durumunun kendisini moral çöküntüsüne uğrattığı için yazmaktan vazgeçtiğini belirtmiştir. 2. İntihar Notu: Gölcük'te yaşayan Tamer A. adlı bir kişi, sosyal medyada "Yaşamak içimden gelmiyor artık" paylaşımı yaptıktan sonra pompalı tüfekle intihar etmiştir. 3. Şarkı Sözleri: "İçimden Gelmiyor" adlı şarkıda ise bu ifade, sevilmeyen bir ilişkiye dair duygusal bir durumu anlatmak için kullanılmıştır.

Heretik kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Heretik (kitap). Heretik (kavram). Heretik (tarih). Ayrıca, iktisat ve sosyoloji dalında kitaplar yayınlayan bir yayınevinin adı da Heretik'tir.

Can Yayınları'nda yer alan bazı klasik eserler: Kurgu eserleri: Uğultulu Tepeler, Emily Bronte; Suç ve Ceza, Fyodor Dostoyevski; Madam Bovary, Gustave Flaubert; Oliver Twist, Charles Dickens; Poetika, Aristoteles; Prens, Niccolo Machiavelli; Kuyu ve Sarkaç, Edgar Allan Poe; Komünist Manifesto, Karl Marx ve Friedrich Engels; Jane Eyre, Charlotte Bronte; İvan İlyiç’in Ölümü, Lev Tolstoy. Kurgu dışı eserler: Putların Alacakaranlığı, Friedrich Nietzsche; Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üzerine, John Stuart Mill; Platon’un Kriton ya da Görev Üstüne, Platon. Ayrıca, Can Yayınları'nın "Kısa Klasikler" serisinde Flaubert'in Saf Bir Yürek, Tolstoy'un Polikuşka, Melville'in Kâtip Bartleby ve Gogol'ün Palto gibi eserleri de bulunmaktadır.

Alice, merakına yenilerek sevimli beyaz tavşanı takip eder ve onun peşinden tavşan deliğine düşer. Bu durum, Alice'in büyüme ve kimlik arayışı ile de ilişkilidir. Ayrıca, Alice'in tavşan deliğine düşmesi, kuantum fiziği ve paralel evrenler teorileriyle de ilişkilendirilir.

"Erik Dalı Gevrektir" türküsünün en yaygın anlatılan hikayesi, Burdur'da bir köylünün erik dalından düşüp hastalanmasıyla ilgilidir. Türkü, aslen Kırşehir yöresine ait bir halk türküsüdür. Ayrıca, "erik dalı gevrektir" bir atasözü olarak da kullanılır ve genellikle bir şeyin kolayca kırılabileceği veya zarar görebileceği anlamını taşır.

Yüzüklerin Efendisi evreninde birçok farklı ırk bulunmaktadır. Başlıca ırklar: Özgür halklar: Ainular, cüceler, elfler, insanlar, kartallar, nehir hanımları, hobbitler. Köleleştirilmiş halklar: Balroglar, ejderhalar, goblinler, orklar, troller. Ayrıca, entler ve höyüklüler gibi diğer ırklar da mevcuttur.

"Diğerleri" (The Others) filminin konusu şöyledir: II. Dünya Savaşı'nda eşini kaybetmiş olan Grace, güneş ışığına hassasiyeti olan iki çocuğuyla birlikte Jersey'de büyük bir konakta yaşamaktadır. Perdelerin hep kapalı tutulduğu eve, bir gün üç kişi uğrar: yaşlı bir kadın ve adam, bir de dilsiz genç kız. Öte yandan, Grace'in kızı Anne, Victor adında bir çocuğun kendileriyle birlikte evde yaşadığına, onu arada sırada evin çeşitli yerlerinde gördüğüne inanmaktadır. Evi çevreleyen yoğun sis yüzünden kasabayla irtibatları kesildiği sırada Grace, kızının anlattığı hikâyelerin doğru olabileceği yolunda kanıtlarla karşılaşır. Grace, bu noktada eve yardımcı olarak aldığı insanlardan şüphelenmeye başlar. Film, gücünü büyük ölçüde finalindeki sürprizden alan, gerilim dolu bir yapımdır.

Dede Korkut hikayelerinin önemli olmasının bazı nedenleri: Türk kültürünün yansıması: Hikayeler, Oğuz Türklerinin sosyal hayatını, inançlarını, değerlerini ve kahramanlıklarını anlatır. Edebi değer: Türk edebiyatının bilinen en eski eserlerinden biridir ve destan geleneğine dayanır. Tarihî ve mitolojik önem: Türk mitolojisi ve inanç sistemi hakkında bilgiler sunar. Toplumsal normların aktarımı: Aile bağları, dostluk, kahramanlık, adalet ve toplumsal düzen gibi konuları işler. Kültürel miras: Nesilden nesile aktarılarak Türk kimliğinin ve kültürel mirasının temel taşlarından biri olarak varlığını sürdürür. Evrensel nitelik: İnsanlık tarihindeki ortak değerlere ve temalara vurgu yapar.

Sadi-i Şirazi'nin en önemli eserleri olarak "Gülistan" ve "Bostan" kabul edilir. Gülistan, nazım ve nesirle yoğrulmuş kısa hikâyelerden oluşur ve seyahatlerde edinilen bilgi ve birikimleri, insana yol gösterecek evrensel değerlerle harmanlar. Bostan, güzel yer anlamına gelir ve tamamı manzum olan eser, idealize edilen dünyanın nasıl olması gerektiğini anlatır.