Edebiyat

"En iyi 100 kitap" listesi, farklı kaynaklarda değişiklik gösterebilir. İşte bazı öneriler: Fikriyat.com sitesinde, hem Türk yazarlardan hem de dünya edebiyatına damgasını vurmuş isimlerden okunması gereken 100 kitap listelenmiştir. Onedio.com sitesinde, 20. yüzyılın en iyi 100 kitabı yer almaktadır. Blog-turkey.storytel.com sitesinde, elden düşürülemeyecek 100 kitap önerisi bulunmaktadır. YouTube'da, 21. yüzyılın en iyi 100 kitabının geri sayımla listelendiği bir video mevcuttur. Gazeteduvar.com.tr sitesinde, New York Times'ın 21. yüzyılın en iyi 100 kitabı seçimi yer almaktadır. Bu listelerdeki bazı kitaplar şunlardır: Körlük, Jose Saramago; Momo, Michael Ende; Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib; Kayıp Zamanın İzinde, Marcel Proust; Yabancı, Albert Camus; Dava, Franz Kafka; Notre Dame’ın Kamburu, Victor Hugo; Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro; Austerlitz, W. G. Sebald.

Kısa şiirlere şu isimler verilebilir: Haiku. İdil. Eglog.

En güzel sesli şiir olarak değerlendirilebilecek bazı şiirler şunlardır: Nazım Hikmet - Mavi Gözlü Dev. Orhan Veli - Anlatamıyorum. Sabahattin Ali - Dağlar. Özdemir Asaf - Lavinia. Edip Cansever - Sonrası Kalır. En güzel sesli şiirin hangisi olduğu kişisel tercihlere bağlıdır. Sesli şiir dinlemek için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: YouTube. Onedio. Pinterest.

Bir Kürt Sevdim kitabı, kültürel farklılıklar nedeniyle birbirlerini sevmelerine rağmen kavuşamayan iki genç çiftin hikayesini anlatıyor. Konu özeti: Balıkesirli Gülşah, üniversite şenliklerinde Diyarbakırlı Şahin'i görür ve ondan hoşlanır. Gülşah, Şahin'e duygularını açar ve ikili sevgili olur. Şahin'in mezuniyeti sonrası memleketine dönmesiyle, aileleri arasındaki etnik farklılıklar nedeniyle sorunlar ortaya çıkar. Gülşah'ın çabaları da sonuç vermez ve Şahin'in ailesiyle istenmeye gidilir, ancak babası bu evliliğe karşı çıkar. Şahin ve Gülşah, bir daha görüşmemek üzere ayrılır. Gülşah, iyileştikten sonra Şahin'in memleketinde öğretmenlik yapmaya karar verir. Şahin'den gelen bir telefonla yeniden bir araya gelirler, ancak bu buluşma bir vedaya dönüşür. Daha sonra Şahin, Gülşah'a umut verir, ancak uzun süre aramaz. Şahin'in yengesine yaptığı bir telefon görüşmesi, Gülşah'a bir daha birlikte olamayacaklarını bildirir. Gülşah, Can adlı bir adamla evlenir ve hamile kalır. Hamile olduğunu öğrendiği gün, Şahin ısrarla onu arar ve sonunda buluşurlar. Şahin, son ayrılık günlerinde neden onu aramadığını açıklar. Gülşah, Şahin'e evli ve hamile olduğunu söyler ve çift sonsuza dek veda ederek ayrılır.

Küçük Prens kitabının okunmasının bazı nedenleri: Sevgi ve bağlılığın önemi: Kitap, Küçük Prens ile gülü arasındaki ilişki üzerinden bu duyguların değerini vurgular. Yetişkinlerin yaşam tarzının eleştirisi: Küçük Prens, yetişkinlerin monoton, bencil ve hayal gücünden yoksun yaşam tarzlarını eleştirir. Manevi değerlere odaklanma: "İnsan ancak kalbiyle doğru görür. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez" sözü, maddi değerlerin yanı sıra manevi değerlere odaklanmayı önerir. Felsefi düşünme: Kitap, kısa ve anlamlı cümlelerle kavramları somutlaştırarak çocukların felsefi düşünceye ve sorgulamaya yönelmesini sağlar. Evrensel temalar: Kitap, yalnızlık, arkadaşlık, sadakat, sevgi ve kayıp gibi evrensel temaları işler.

Hamlet'in dizi olarak çekilmesinin birkaç nedeni vardır: Güncel bir yorum sunma: Dizi, Shakespeare'in eserini günümüz Türkiye'sine uyarlayarak, çürüyen monarşi ve yozlaşan devlet gibi evrensel temaları ele alır. Gerçek bir hikayeden esinlenme: Yapım, Büyükada'daki "fayton krallığı"nın çöküşünden ilham almıştır. Deneysellik ve yaratıcılık: "Hamlet", tiyatro ve sinemanın iç içe geçtiği deneysel bir yapım olarak, yaratıcılığa ve yeniden yorumlanmaya müsait bir eserdir.

"Dünyanın en güzel hikayesi" kavramı kişisel tercihlere göre değişebilir. Ancak, bazı kaynaklar tarafından önerilen "en güzel hikayeler" arasında şunlar yer alır: "Cemile". "Odysseia Destanı". "Dünyanın En Güzel Hikayeleri". Ayrıca, BBC tarafından yapılan bir ankete göre, dünyayı değiştiren hikayeler arasında "Tom Amca'nın Kulübesi", "Parçalanma", "Binbir Gece Masalları" gibi eserler de yer almaktadır.

"Dünyanın en güzel hikayesi" kavramı kişisel tercihlere göre değişebilir. Ancak, bazı kaynaklar tarafından önerilen "en güzel hikayeler" arasında şunlar yer alır: "Cemile". "Odysseia Destanı". "Dünyanın En Güzel Hikayeleri". Ayrıca, BBC tarafından yapılan bir ankete göre, dünyayı değiştiren hikayeler arasında "Tom Amca'nın Kulübesi", "Parçalanma", "Binbir Gece Masalları" gibi eserler de yer almaktadır.

Neva Altaj'ın "Tuvaldeki Yaralar" kitabı, kusurlu bir dünyada var olma mücadelesi veren iki kişinin aksiyon ve romantizm dolu aşkını anlatır. Konu özeti: Roman, Rus mafyasının lideridir ve ağır bir yaralanma sonrası yürüme zorluğu çekmektedir. Başarılı bir ressam olan Nina, bu evliliğe mecbur kalır. Nina, Roman'ın kim olduğunu ve ne iş yaptığını bilse de, aralarındaki çekim ve birbirlerini kabullenme duyguları ilişkilerini karmaşık hale getirir. Nina, Roman'ın karanlık hayatına dahil olup olmayacağı konusunda zor bir karar vermek zorundadır. Kitap, +18 içerik ve şiddet sahneleri içermektedir.

Evet, bozlak bir uzun hava türüdür. Türk halk müziğinde yer alan bozlak, Orta Asya'dan günümüze kadar ulaşan ve yaylak-kışlak hayatı yaşayan Yörük/Türkmen ve Avşar oymaklarının kültürlerinin anlatım ve ifade biçimidir. Uzun havalar genellikle yakınmayı işler ve melodik yapıları bozlaklara benzediğinde bu tür uzun havalara da bozlak denir.

"Kralın Dönüşü", J. R. R. Tolkien'in "Yüzüklerin Efendisi" üçlemesinin üçüncü ve son cildinin yanı sıra, Peter Jackson'ın aynı adlı filminin de adıdır. Kitap ve film, Tek Yüzük'ün yok edilmesi için verilen mücadeleyi anlatır. Hikaye, Sauron'un karanlık ordularının Orta Dünya'yı tehdit ettiği bir dönemde geçer. Kitap ve filmin ele aldığı bazı temalar: dostluk ve cesaret; fedakarlık; iyilik ve kötülük arasındaki savaş; güç arzusunun kişiyi nasıl yozlaştırabileceği; liderliğin doğuştan gelmediği, seçimler ve cesaretle şekillendiği.

Bir mısra (dize), bir satırdan oluşur. Mısralar, belirli bir ölçüye göre oluşturulabileceği gibi ölçüsü olmak zorunda da değildir.

Bir mısra (dize), bir satırdan oluşur. Mısralar, belirli bir ölçüye göre oluşturulabileceği gibi ölçüsü olmak zorunda da değildir.

"Aşkın On Kanunu" kitabı, Annabel Winslow'un zor durumunu ve aşk ile aile arasında yaptığı seçimi anlatıyor. Annabel, Londra'daki ilk sezonunda, dikkat çekici bir görünüme sahipken, kaba ve yaşlı Newbury Kontu ona kur yapmaktadır. Annabel, bir baloda Newbury Kontu'nun yeğeni Sebastian Grey ile tanışır.

Jack London'un "Martin Eden" adlı eserindeki Martin Eden, intihar eder çünkü ulaştığı başarı ve üne rağmen kendini yalnız ve topluma ait hissetmez. Eden'in intiharının bazı nedenleri: Burjuva dünyasının ikiyüzlülüğü: Ulaştığı üne rağmen, eskiden kendisini küçük gören insanların şimdi ona ilgi göstermesi, onun için burjuva dünyasının ne kadar sığ ve ikiyüzlü olduğunu fark etmesine yol açar. Ruth'un değişimi: Sevdiği kadın Ruth, onu yalnızca başarısı ve ünüyle sevmeye başlar, bu da Eden'in psikolojik olarak tükenmesine neden olur. Kimlik kaybı: İşçi sınıfından gelerek burjuva dünyasına uyum sağlama çabaları, onun kendi öz kimliğinden uzaklaşmasına ve bir "benlik kaybı" yaşamasına yol açar. Toplumsal yabancılaşma: Kendi geçmişini geride bırakmak istemesi, ancak tam anlamıyla burjuva dünyasına kabul görmemesi, onda hem kimlik bunalımına hem de yalnızlaşmaya sebep olur. Martin Eden'in intiharı, varoluşsal psikoloji bağlamında da ele alınabilir; anlam arayışı içinde olan Eden, beklediği tatmini bulamayınca psikolojik bir çöküntüye uğrar.

Turgut Uyar, siroz hastalığı nedeniyle 22 Ağustos 1985'te vefat etmiştir.

Dead Poets Society (Ölü Ozanlar Derneği), 1989 yapımı bir film olup, 1959 yılında muhafazakâr bir yatılı okul olan Welton Academy'de geçmektedir. Öğretmen John Keating, baskı altındaki öğrencilere özgürlüğü, hayatı yeniden anlamayı ve dünyaya farklı açılardan bakmayı öğretir. Film, patriyarka eleştirisi de içermektedir. Filmin sloganı "Carpe Diem" (anı yaşa)dır.

Evet, "saf şiir" ve "öz şiir" aynı anlama gelir. Türk edebiyatında "saf şiir" eğilimi, Ahmet Haşim'in "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" adlı makalesiyle başlar ve özellikle 1940-1960 yılları arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas gibi şairlerle önemli bir gelenek hâline gelir. Bu anlayış, şiiri bir sanat nesnesi hâline getirmeyi amaçlar; anlamdan ziyade ahenk, estetik ve sanatsallığa önem verir.

Refik Halit Karay'ın "Eskici" adlı hikayesi, memleket özlemi, yalnızlık ve dilin insan hayatındaki önemi temalarını işler. Hikayenin ana fikri: "İnsan kaç yaşında olursa olsun, hangi sebepten olursa olsun memleket özlemi her zaman yüreğinde hissedilir". Hikayenin özeti: Beş yaşında öksüz kalan Hasan, Filistin'deki halasının yanına gönderilir. Yolculukta ve yeni ortamda yabancılık çeker, Türkçe konuşan kimse kalmadığı için susar. Bir gün, Türkçe konuşan bir eskici ile tanışır ve aralarında memleket özlemini dile getirdikleri bir sohbet başlar. Eskicinin gideceğini öğrenince Hasan çok üzülür.

Nesimi'nin "Sığmazam" şiiri, insanın Tanrı'ya ulaşma arzusu ile bu arzunun sınırları arasındaki gizemleri anlatır. Şiirde geçen bazı temalar ve semboller: Mekansızlık: "Cevher-i lâmekân" (mekansızlık cevheri) taşıyan şair, bu dünyaya sığmadığını ifade eder. Çoklu kimlik: Şair, hem inci hem istiridye kabuğu, hem yıldız hem melek olduğunu belirterek, birçok varlığı içinde barındırdığını vurgular. Zanna karşı duruş: Hakk'ı bilenlerin, şüpheye yer vermediğini ve şairin de zanna sığmadığını ifade eder. Sembolik evren: Şiir, harflerin kutsallığını temel alan sembolik bir evren sunar. "Sığmazam", aynı zamanda 14. yüzyıl şairi Seyyid Nesimi'nin Hurûfîlikle ilişkisini ve bu anlayışın şiirsel yansımalarını da ele alır. Şiirin yorumlanması, vahdet-i vücud anlayışı çerçevesinde yapıldığında daha anlamlı hale gelir.