Demografi

"Büyüyen şehirler, küçülen hayatlar" ifadesi, şehirlerin fiziksel olarak büyümesine rağmen, içindeki insanların sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan daralması anlamına gelebilir. Bu durum, kentsel küçülme olarak adlandırılan çok boyutlu bir sürecin sonucudur ve iki ana nedenden kaynaklanır: demografik yapıdaki değişim ve endüstriyel dönüşüm. - Demografik değişim: Nüfusun banliyölere yerleşmesi ve kent merkezlerinde konut yerleşimlerinin boşalması. - Endüstriyel dönüşüm: Teknolojik gelişmeler ve çevresel faktörler nedeniyle eski sanayi alanlarının terk edilmesi, iş gücünün azalması ve iş olanaklarının farklı bölgelere kayması. Bu süreç, şehirlerde boşlukların oluşmasına ve kentsel dokunun bozulmasına yol açar.

Aynı hanede yaşayan kişi sayısı, bir konutta veya konutun bir bölümünde yaşayan, aralarında akrabalık bağı bulunsun veya bulunmasın, kazanç ve masraflarını ayırmayan, hane halkı hizmet ve yönetimine katılan kişi veya kişileri ifade eder. Bu terim, şehircilikte nüfus yoğunluğu hesaplamalarında ve istatistiklerde kullanılır. Aynı hanede yaşayan kişi sayısı, e-Devlet üzerinden "Aynı Hanede İkamet Eden Kişi Belgesi Sorgulama" hizmetiyle öğrenilebilir.

Türkiye'deki en büyük üç etnik grup şunlardır: 1. Türkler: Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan ve resmi dili Türkçe olan etnik grup. 2. Kürtler: Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yoğun olarak yaşayan ikinci en kalabalık etnik grup. 3. Araplar: Genellikle Güneydoğu Anadolu ve Hatay gibi bölgelerde yaşayan üçüncü büyük etnik grup.

Dünyada üç büyük nüfus sıçraması şu dönemlerde gerçekleşmiştir: 1. Yaklaşık 2 milyon yıl önce: İnsanların alet yapımını keşfetmesiyle yaşanan sıçrama. 2. Yaklaşık 10.000 yıl önce: İnsanların yerleşik hayata geçerek hayvanları evcilleştirmeleri ve tarımla uğraşmalarıyla gerçekleşen sıçrama. 3. Sanayi Devrimi döneminde (1750-1850): Avrupa'da yaşam düzeyinin yükselmesi, tıp alanında ilerlemeler ve beslenme koşullarının düzelmesiyle yaşanan sıçrama.

J ve S tipi nüfus artışı, popülasyonların büyüme eğrilerini ifade eder. J tipi artış şu özelliklerle karakterize edilir: - Popülasyonun kısa bir kuruluş fazından sonra, hızlı bir geometrik artış gösterir. - Denge fazı yoktur. - Bu tür büyüme, çoğalan potansiyeli yüksek bireylerden oluşan popülasyonlarda görülür. S tipi artış ise dört evreden oluşur: 1. Pozitif artış evresi. 2. Logaritmik artış evresi. 3. Negatif artış evresi. 4. Denge evresi.

Doğurganlık hızının azalması çeşitli olumsuz sonuçlara yol açabilir: 1. Nüfusun Yaşlanması: Doğurganlık hızının düşmesi, yaşlı nüfus oranının artmasına ve dolayısıyla nüfusun yaşlanmasına neden olur. 2. Sosyal Güvenlik Sorunları: Yaşlı nüfusun artması, emeklilik ve sağlık hizmetleri gibi yaşlıların ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyulmasına yol açar. 3. Ekonomik Etkiler: Genç nüfusun azalması, iş gücü arzını azaltarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. 4. Demografik Kriz: Uzun vadede doğurganlık hızlarının düşük seyretmesi, nüfusun azalmasına ve demografik bir krize yol açabilir. Bu olumsuz etkileri önlemek için, iş-yaşam dengesini iyileştirmeye yönelik politikalar ve çocuk bakım hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gibi önlemler alınması gerekmektedir.

Peter Zeihan, küresel enerji, demografi ve güvenlik konularında uzman bir jeopolitik stratejisttir. Anlattıkları arasında: - Coğrafya ve nüfus gerçeklerini kullanarak küresel siyasetin piyasalar ve ekonomik trendler üzerindeki etkilerini analiz etmek. - Geleceğe yönelik öngörüler sunmak; enerji yatırımcıları, Fortune 500 firmaları ve çeşitli endüstriyel sektörler için stratejik tavsiyeler vermek. - Kitaplarında, ABD'nin stratejik avantajları, demografik projeksiyonlar ve jeopolitik gelecekteki olası gelişmeler gibi konuları ele almak. Zeihan, aynı zamanda YouTube kanalı ve Patreon üzerinden yayınladığı videolarla da geopolitika, ekonomi ve küresel affairs konularını tartışmaktadır.

Pendik'in en kalabalık yılı 2022 olarak kaydedilmiştir.

Kaknüs kuşağı olarak bilinen bir kuşak adı bulunmamaktadır. Ancak, genel olarak kabul edilen kuşaklar şunlardır: 1. X Kuşağı: 1965-1980 yılları arasında doğan bireyleri kapsar. 2. Y Kuşağı: 1981-1996 yılları arasında doğan bireyleri kapsar ve "Milenyum Kuşağı" olarak da bilinir. 3. Z Kuşağı: 1997-2012 yılları arasında doğan bireyleri kapsar. Bu kuşaklar, toplumsal ve teknolojik değişimlerin etkisiyle farklı özellikler göstermektedir.

Dünyada 1 milyar insan, yaklaşık 200.000 yıl süren bir zaman diliminde modern insanlığın ortaya çıkmasından sonra ulaşılan bir nüfus kilometre taşıdır.

1830 yılında Sürmene'nin nüfusu 12.986 erkek olarak sayılmıştır. Bu sayı, Trabzon merkez sancağına bağlı kazalar arasında en yüksek nüfuslu yerleşim birimi olarak kaydedilmiştir.

Rusya'nın en fazla 3.569.000 askeri olduğu belirtilmektedir.

Arı kovanı nüfus piramidi, gelişmiş ülkelere aittir. Bu tür nüfus piramidine sahip bazı ülkeler: Avrupa ülkeleri. Meksika. Kanada. ABD. Ayrıca, şehirleşmiş ve hizmet sektörüne dayalı birçok ülkede arı kovanı şeklinde nüfus piramidi yapısı gözlemlenebilir.

Gençlerin çok olduğu ve yaşlıların az olduğu ülkeler genellikle gelişmekte olan ülkeler olarak kabul edilir.

9. sınıf coğrafya kitabı sayfa 143'te "Dünya Nüfusunun Geleceği" ve "Dördüncü Süreç Dönemi" başlıkları ele alınmaktadır. Ayrıca, bu sayfada: - Nüfus değişim grafiği yer almakta, bu grafik dünya nüfusunun tarih boyunca geçirdiği evreleri demografik geçiş modeli baz alınarak göstermektedir; - Aktivite sorusu bulunmakta, bu soru öğrencilerin demografik verilere dayanarak dünya nüfus değişimini yorumlamalarını ve geleceğe yönelik nüfus tahmini yapmalarını amaçlamaktadır.

1923 yılında Bursa'nın nüfusu 399.545 idi.

Bolu'nun nüfusu, 2024 yılında bir önceki yıla göre 1.620 kişi artarak 326.409'a yükselmiştir.

Dünya genelinde 65 yaş ve üzeri nüfus, 2050 yılında dünya nüfusunun altıda birini oluşturacak şekilde artması beklenmektedir.

Azgelişmişliğin bazı nedenleri: Sömürgecilik ve emperyalizm: Azgelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkeler tarafından sömürülerek ekonomik, sosyal ve siyasal bakımdan geri bırakılmaktadır. Ekonomik gerilik: Geri kalmışlık, genellikle ekonomik sistemin yeterince gelişmemiş olmasıyla ilişkilidir. Eğitim yetersizliği: Okuma yazma oranının düşüklüğü ve eğitim kurumlarının yetersizliği, azgelişmişliğin önemli göstergelerindendir. Dışa bağımlılık: Kendi teknolojisini üretemeyen ülkeler, dışarıdan fabrika ithal ederek sanayileşmeye çalıştığında, gelişmiş ülkelere bağımlılık teknolojik ve yapısal bağımlılığa dönüşür. İç dinamikler: Azgelişmiş ülkelerde geniş emekçi yığınlarının geçim sıkıntısı içinde olması, ailelerin çocuklarına yeterli ilgi gösterememesine ve çocukların verimli bir eğitim alamamasına yol açar. Bu nedenler, azgelişmişliğin karmaşık bir olgu olduğunu ve farklı açılardan ele alınması gerektiğini gösterir.

İçe içe geçmiş üçgen şeklindeki nüfus piramidi, doğum ve ölüm oranlarının fazla olduğu az gelişmiş ülkelere ait bir nüfus piramidi türüdür.