Değerler

"Kılavuzsuz yola çıkan, yoldan çıkar" sözü, rehber olmadan doğru yolu bulmanın zor olduğunu ifade eder. Mevlana'nın da belirttiği gibi, "Her kim kılavuzsuz yola giderse, iki günlük yol, yüz yıllık mesafe olur".

"40 gün kar yağar, bir gün av olur" atasözü, uzun süre çaba, sabır ve dayanıklılık gerektiren bir sürecin ardından, tüm bu emeklerin karşılığının alındığını ifade eder. "40 gün kar yağar" ifadesi, sabırla zorlu bir dönemin geçmesini beklemeyi simgeler. "Bir gün av olur" ise, bu sabrın ve mücadelenin sonunda nihayetinde hedefe ulaşmayı, yani başarıyı temsil eder. Bu atasözü, bir işte başarıya ulaşmak veya istenen sonucu elde etmek için sabırlı olmanın önemini vurgular.

Nasrettin Hoca'nın eşeğini ters bindirmesi, saygısızlık kuralını ihlal eder. Hoca, bu hareketi ile öndeki insanların arkalarını kendilerine dönmüş olacaklarını ve bunun yakışık almayacağını düşünmüştür.

"Kimsenin çırası tana kadar yanmaz" atasözü, hiç kimsenin parlak yaşamının sürekli olmayacağı anlamına gelir. "Çıra" kelimesi, mumun alevini veya bir enerji kaynağını, "tan" kelimesi ise onun bitiş veya tükenişini ifade eder. Ayrıca, "kimsenin çırası sabaha kadar yanmaz" atasözü, bahtına, şansına, güzelliğine veya zenginliğine güvenmemek; her şeyin bir sonu olduğunu bilip ona göre yaşamak anlamına da gelir.

"Az veren candan, çok veren maldan" atasözü, hediyenin büyüklüğünün değil, içtenliğinin önemli olduğunu ifade eder. Varlıklı olmayan bir kişinin, yardım veya armağan olarak az vermesi büyük bir fedakarlık olarak kabul edilir. Varlıklı bir kişinin ise çok şey vermesi, onun için özveri sayılmaz; bu durum, malından vermiş olması anlamına gelir.

Hor görme ile ilgili bazı atasözleri: Tilki yetişemediği üzüme koruk der. Gülme komşuna, gelir başına. Alçak yer yiğidi hor gösterir. Düşmanın karınca ise de hor bakma. Sanatını hor gören boğazına torba takar. Yumurtasına hor bakan civcivini cılk eder.

Hareket ve eylem ile ilgili bazı atasözleri: Öfkeyle hareket eden zararlı çıkar. Akan su yosun tutmaz. Nerede hareket, orada bereket. Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık. Acele ile menzil alınmaz. Acele işe şeytan karışır. Acemi katır kapı önünde yük indirir. Ayrıca, "eylem" kelimesi içeren bazı atasözleri: Laf çok, icraat yok. Eylemlerin sonuçlarıyla yüzleşmelisin. İyi bir eylem bir başkasını biçer. Düşüncesiz eylem, amaçsız ateş etmeye benzer.

Temiz kalpli insana "iyi niyetli", "samimi ve içten" gibi ifadeler kullanılabilir. İslam ahlakına göre temiz kalpli insan, günahtan, başkaldırmadan, aldatmadan ve hasetten arınmış kişidir. Ayrıca, "safderun" kelimesi de temiz kalpli insanı tanımlamak için kullanılır ve Arapça "saf" ile Farsça "derun" kelimelerinin birleşiminden oluşur. Örnekler: Açık kalpli. Altın kalpli. Yumuşak kalpli.

"Devletli oğul, mal tahıl, mülk değirmen" atasözü, en büyük mutluluk ve zenginliğin çocuk sahibi olmak, en gerekli malın tahıl, en değerli mülkün ise değirmen olduğunu ifade eder. Bu atasözü, eski zamanlarda tahılın ve değirmenin büyük önem taşıdığı düşünüldüğünde daha iyi anlaşılabilir.

"Zıkkımın dibi" ifadesi, sunulan yiyeceği beğenmeyenlere söylenen bir sözdür. Ayrıca, bu ifade kızgınlık anında kullanılan, hakaret olarak kabul edilen bir deyimdir. "Zıkkımın dibi kanka" ifadesinin anlamına dair bir bilgi bulunamamıştır.

Aslan ile ilgili bazı atasözleri ve anlamları: Aç kurt aslana saldırır. Al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz. Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir. Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir. Aslan yatağından (yattığı yerden) bellidir. Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar. Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir. Ayrıca, "Aslan ağzından şikar alınmaz", "Aslan bile gün olur fareye muhtaç olur" gibi başka atasözleri de bulunmaktadır.

"İyi insan yolda belli olur" ifadesinin anlamına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "adamın iyisi iş başında belli olur" atasözü, bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşıldığını ifade eder. Bir başka deyişle, kişi iyi ve çalışkan ise işi de o kadar iyidir; kişinin kabiliyeti işinden anlaşılır.

"Süper Kumanda" (Click) filminin sonunda, mimar Michael Newman, hayatını ve ailesinin değerini fark eder.

"İyi Evladın Sonunda Ne Oluyor?" sorusuna doğrudan bir yanıt bulunamamıştır. Ancak, iyi bir evlat olmanın bazı sonuçları şunlardır: Manevi Kazanç: Hayırlı evlat olmak, hem bu dünyada hem de ahirette kişiye büyük manevi kazançlar sağlar. Dua ve Rahmet: Anne ve baba adına yapılan dualar ve onlara gösterilen saygı, onların kalplerini mutlu eder ve rahmete vesile olur. Öldükten Sonra da Fayda: Salih bir evlat yetiştirmek, öldükten sonra da sevap kazandırmaya devam eder. İyi bir evlat olmak için anne ve babaya hürmet, onların isteklerini göz önünde bulundurma, onlara hizmet etme, iyi ahlak ve davranışlar sergileme, sabırlı ve hoşgörülü olma gibi unsurlar önemlidir.

Dürüstlüğün önemini vurgulayan afişlerin bazı faydaları: Eğitim ve farkındalık: Afişler, dürüstlük kavramını öğrencilere daha iyi anlamaları için yardımcı olabilir. Değerler eğitimi: Dürüstlük temalı afişlerin sınıfta asılması, değerler eğitimi kapsamında dürüstlükle ilgili tartışmaları teşvik edebilir. Toplumsal etki: Dürüstlük afişlerinin kullanılması, toplumda genel bir dürüstlük düzeyinin artmasına katkıda bulunabilir. Dürüstlükle ilgili afiş örnekleri şu sitelerde bulunabilir: Pinterest. Twinkl. Lovepik.

"Her gecenin bir sabahı vardır" atasözü, hayatta hiçbir durumun kalıcı olmadığını, her zorluğun sonunda bir ferahlık ve mutluluk dönemi olduğunu ifade eder.

"Akılsız çocuklar gibi muvakkat lezzetleri peşinde koşma" ifadesi, geçici ve önemsiz zevklerin peşinde koşmamak anlamına gelir. Bu söz, Said Nursi'nin Emirdağ Lahikası-I adlı eserinde geçmektedir. Sözün tamamı şu şekildedir: > "Ey nefsim! Hevesli akılsız çocuklar gibi, muvakkat, ehemmiyetsiz lezzetlerin peşinde koşma!" (Emirdağ Lahikası-I, 147. Mektup).

"Güne göre kürk giyinmek gerek" bir atasözüdür. Atasözünün anlamı: İnsan toplum içinde yer edinmek istiyorsa kıyafetlerini ve yaşayışını da zamanın koşullarına uydurmalıdır.

Toplumsal değer ölçütü, toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilen, ortak duygu, düşünce ve amaçları yansıtan, genelleşmiş ahlaki ilke veya inançlardır. Toplumsal değerlerin bazı özellikleri: Toplumun çoğunluğu tarafından benimsenme. Önem derecelerinin farklı olması. Somutlaşma. Kuşaktan kuşağa aktarma. Toplumdan topluma değişiklik gösterme. Aile ve din gibi kavramlara dayanma. Davranışları yönlendirme.

"Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir" atasözü, faydalı eserler veren, erdem ve bilgi ile donanmış olan insanın alçakgönüllü olacağını ve herkese eşit ve adaletli davranmaya çalışacağını ifade eder. "Ağaç dalındayken bilmez yaprağın kıymetini" atasözü hakkında bilgi bulunamadı. Atasözleri, atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını ve tecrübelerini kalıplaşmış biçimlerde ifade eden özlü sözlerdir.