CezaHukuku

Haksız tahrike neden olan fiiller, Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesinde belirtilmiştir ve şu şekilde sıralanabilir: 1. Fiilin haksız olması: Fiil, hukuk düzeninde korunan bir hareket olmalıdır ve suç oluşturması gerekmez. 2. Fiilin faile yönelik olması: Tahrik oluşturan fiil, mutlaka faile yönelmiş olmalıdır. 3. Fiilin tahrik oluşturup oluşturmayacağı: Her somut olay içerisindeki durum ve koşullara göre değerlendirilmelidir. 4. Fiilin hiddet veya şiddetli eleme neden olması: Fail, bu duygular altında suçu işlemelidir. Örnek haksız tahrik fiilleri arasında, bir kişinin eşine veya sevgilisine yönelik aldatma eylemi, küfür edilmesi, çocuğun sokakta dövülmesi gibi durumlar yer alır.

Ceza hukukunun genel kavramları şunlardır: 1. Suç: Kanunların suç olarak tanımladığı fiillerin işlenmesi durumudur. 2. Ceza: Suç işleyen kişilere uygulanan yaptırımlardır. 3. İnfaz: Mahkeme kararının yerine getirilmesi sürecidir. Bu süreç, cezanın uygulanması ve mahkûmun cezaevinde kalması gibi konuları kapsar. 4. Masumiyet Karinesi: Kişinin suçlu olduğuna dair delillerin mahkeme tarafından kanıtlanana kadar masum kabul edilmesi ilkesidir. 5. Hukuk Devleti İlkesi: Hukukun üstünlüğünü ve herkesin hukuk önünde eşit olduğunu vurgular. 6. Adil Yargılanma İlkesi: Herkesin adil bir yargılanma hakkına sahip olduğu ilkesidir.

Ceza özel testi, ceza hukuku kapsamında yer alan ve suç işleyen kişilerin karşılaşacakları hukuki yaptırımları belirleyen bir testtir. Bu test, hangi fiillerin suç sayılacağını, suç işleyenlerin ne tür cezalar alacağını ve bu cezaların nasıl uygulanacağını düzenler.

Gerçek içtima, ceza hukukunda bir kişinin farklı fiillerle birden fazla suç işlemesi durumunda her suçun ayrı ayrı cezalandırılmasını öngörür. Bu durumda, fail işlediği her suç için bağımsız bir ceza alır.

Su basması tespit davası, su sızıntısı olayının gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıl içinde açılmalıdır.

Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) teşebbüs, kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan sebeplerle tamamlayamaması durumunda değerlendirilir. Teşebbüsün değerlendirilmesi için aşağıdaki unsurların birlikte bulunması gereklidir: - Kast: Teşebbüs yalnızca kasıtlı suçlar bakımından söz konusu olabilir. - Elverişli hareket: Failin gerçekleştirdiği hareket, suçun işlenmesi bakımından elverişli olmalıdır. - Suçun doğrudan doğruya icrasına başlama: Failin eylemleri hazırlık hareketleri seviyesinde kalmamalı, suçun icrasına geçilmiş olmalıdır. - Tamamlanmama: Suçun tamamlanamaması, failin iradesi dışında gerçekleşmiş olmalıdır. Teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre daha az ceza ile cezalandırılır.

Hukuk alanında yapılan inkılaplar şunlardır: 1. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (20 Ocak 1921). 2. Medeni Kanun (17 Şubat 1926). 3. Ceza Kanunu (1 Mart 1926). 4. Şeriye ve Evkaf Vekaleti'nin Kaldırılması (1924). 5. Şeriye Mahkemelerinin Kapatılması. 6. Ankara Hukuk Mektebi'nin Açılması (1925).

"Tehdit altında hissetmek" ifadesi, bir kişinin, bir başkasına karşı cebir ve şiddet uygulanacağı veya kötü sonuçlar doğuracak durumlar yaratılacağı konusunda korku ve endişe duyması anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tehdit suçu, bir kimseye veya yakınlarına çeşitli yollarla zarar vereceğine yönelik tehditte bulunulmasıyla oluşur.

İkametgah ve TCK (Türk Ceza Kanunu) kavramları farklı anlamlara sahiptir. İkametgah, bir kişinin resmi olarak yaşadığı adresi kanıtlayan belgedir. TCK ise, suç ve ceza hükümlerini içeren bir kanundur.

Karako Hukuk Bürosu iki farklı alanda faaliyet göstermektedir: 1. Ankara'daki Karakoç Hukuk Bürosu: Emekli yüksek mahkeme hakimlerinden ve akademisyenlerden oluşan danışman kadrosuyla 1993 yılından beri gerçek ve tüzel kişilere hukuki destek ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır. - Çalışma alanları: Ticari hukuk, teorik uygulamalar, havacılık hukuku, bilişim hukuku, kişisel verilerin korunması vb.. 2. İzmir'deki Karakoç Hukuk Bürosu: Avukat Büşra Karakoç liderliğinde, ceza hukuku, borçlar hukuku, iş hukuku, ticaret hukuku, gayrimenkul hukuku gibi alanlarda avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

"Bu durum beni de kastı" ifadesi, birine kötülük etme veya zarar verme isteği anlamına gelen "kastı olmak" deyiminden yanlış bir kullanım olabilir. Kastı olmak deyimi, Türk Ceza Kanunu'na göre suçların işleniş şekillerinden biri olan kast kavramıyla ilişkilidir.

TCK 31, Türk Ceza Kanunu'nun "Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" başlıklı ikinci kısmının ikinci bölümünde yer alan yaş küçüklüğü maddesidir. Maddesinin içeriği şu şekildedir: 1. Oniki yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluluğu yoktur. 2. Oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. 3. Onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

TCK 86/2, 86/3.e, 53 ve 58 maddeleri, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan bazı önemli hükümlerdir: 1. TCK 86/2: Kasten yaralama suçunun basit şeklini düzenler. 2. TCK 86/3.e: Kasten yaralama suçunun silahla işlenmesi durumunu kapsar. 3. TCK 53: Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma hükmünü içerir. 4. TCK 58: Suçun mükerrirlere (tekrarlayan suçlulara) uygulanmasını düzenler.

Deniz Esendemir adlı farklı kişiler farklı okullarda görev yapmaktadır: 1. Cumalı İlkokulu: Deniz Esendemir, Denizli Bozkurt'taki Cumalı İlkokulu'nda özel eğitim öğretmeni olarak çalışmaktadır. 2. Rheinische Friedrich-Wilhelms-Universität Bonn: Ferit Deniz Esendemir, bu üniversitede ceza hukuku alanında yüksek lisans öğrencisi olarak eğitim görmektedir.

Murat Önok'un "Ceza Özel Hukuku" kitabı tek cilt olarak yayımlanmıştır.

6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/1-b maddesi, şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan aşağıdaki suçları kapsar: Kasten yaralama (madde 86, üçüncü fıkra hariç; madde 88); Taksirle yaralama (madde 89); Tehdit (madde 106, birinci fıkra); Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116); İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi); Hırsızlık (madde 141); Dolandırıcılık (madde 157); Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165); Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234); Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (madde 239). Ayrıca, suça sürüklenen çocuklar bakımından, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da bu madde kapsamına dahildir.

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç, bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi durumudur. Bu suçun oluşması için dört şartın bir arada bulunması gerekir: 1. Temel suça vücut veren fiil kasten işlenmiş olmalı. 2. Fiil, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna yol açmalı. 3. Kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için, ilk hareket ile netice arasında nedensellik bağı bulunmalı. 4. Fail, oluşan ağır veya başka netice bakımından en azından taksirle hareket etmiş olmalı. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar, Türk Ceza Kanunu'nun 23. maddesinde düzenlenmiştir.

Suç tarihi, suçun işlendiği gün olarak belirlenir. Bazı özel durumlarda suç tarihi farklı şekillerde hesaplanabilir: - Koşullu suçlarda: Suç, koşulun gerçekleştiği gün tamamlanmış sayılır. - Resmî suçlarda: Suç, resmî eylemin gerçekleştirildiği anda tamamlanmış sayılır. - Teşebbüslerde: Son icrai eylemin yapıldığı gün, suçun tarihi olarak kabul edilir. Ayrıca, vergi suçlarında suç tarihi, hileye esas işlemin kayda girdiği tarih veya sahte belgenin açıldığı tarih gibi özel kriterlere göre de belirlenebilir.

Savcılık, dosyayı işleme koyma süresi suçun niteliğine ve dosyanın karmaşıklığına bağlı olarak değişir. Genel olarak: - Basit suçlar (hakaret, tehdit, darp) için 1-3 ay. - Dolandırıcılık, taciz, mala zarar gibi suçlar için 3-6 ay. - Nitelikli suçlar (istismar, ağır yaralama) için 6-12 ay. - Tanık beyanı, bilirkişi, keşif gereken dosyalar için 6 ay ve üzeri. Ayrıca, savcılık soruşturmasının en fazla 2-3 yıl sürebileceği durumlar da mümkündür.

Türk Ceza Kanunu'nun 66. maddesi, 12 Ekim 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.