Böbrek

Hemodiyaliz ve periton diyalizi, böbrek yetmezliği olan hastalarda vücuttaki zararlı maddeleri ve fazla sıvıyı dışarı atmaya yardımcı olan tedavi yöntemleridir. Hemodiyaliz şu şekilde yapılır: 1. Vasküler erişim sağlama. 2. Kanın makineye aktarılması. 3. Süzme işlemi. 4. Temiz kanın vücuda geri dönüşü. Periton diyalizi ise şu şekilde yapılır: 1. Kateter yerleştirme. 2. Diyaliz sıvısının verilmesi. 3. Atıkların ve sıvının emilmesi. 4. Sıvının boşaltılması.

Parical ampul, kronik böbrek yetmezliğine bağlı sekonder hiperparatiroidizm tedavisinde kullanılır. Kullanım alanları: - Kandaki yüksek paratiroid hormon seviyelerinin önlenmesi ve tedavisi; - Kalsiyum ve fosfor dengesinin sağlanması. Önemli uyarılar: - İlacı kullanmadan önce doktor tavsiyesi alınmalıdır. - Yan etkiler arasında hiperkalsemi, kaşıntı ve gastrointestinal rahatsızlıklar bulunabilir.

İnsan ömrü boyunca iki böbrek kullanır.

Batın USG (ultrasonografi) ile bazı kanser türleri tespit edilebilir: Karaciğer kanseri ve siroz: Karaciğerdeki tümör veya kistik yapılar USG ile görülebilir. Böbrek kanseri: Böbreklerde taş, kum, kist veya kitlelerin varlığı araştırılır. Prostat kanseri: Prostat bezindeki yapısal bozukluklar ve tümörler USG ile incelenebilir. Bu görüntüleme yöntemi, karın bölgesindeki diğer organların da detaylı incelenmesini sağlar ve kanser şüphesi taşıyan durumların teşhisinde yardımcı olur.

Böbrek taşı ameliyatından sonra hastanede kalma süresi, ameliyatın türüne göre değişiklik gösterir: - Lazerle böbrek taşı kırma ameliyatlarında taburculuk 12-24 saat içinde gerçekleşir. - Perkütan nefrolitotomi ve laparoskopik taş ameliyatı sonrası ise hastanede ortalama 2 gün yatarak tedavi görülür.

Böbrekler, vücuttan zararlı maddeleri atan organlardır.

Serum plazma yüksekliğinin nedenleri çeşitli sağlık sorunlarına bağlı olabilir: 1. Böbrek Hastalıkları: Kronik böbrek hastalığı, akut böbrek yetmezliği, glomerülonefrit gibi durumlar kreatinin yüksekliğine yol açabilir. 2. Dehidrasyon: Vücutta sıvı kaybının fazla olması, böbreklerin kan akışını azaltarak kreatinin atılımını düşürür. 3. Kas Hasarı: Rabdomiyoliz gibi kas dokusunun hasar görmesi, kreatinin salınımını artırır. 4. Yüksek Protein Alımı: Aşırı protein tüketimi kreatinin üretimini artırabilir. 5. Bazı İlaçlar: Antibiyotikler, kemoterapi ilaçları ve tansiyon ilaçları gibi bazı ilaçlar böbreklere zarar vererek kreatinin yüksekliğine neden olabilir. 6. Diğer Nedenler: Şok, yanıklar, ciddi enfeksiyonlar ve bazı otoimmün hastalıklar da serum plazma yüksekliğine yol açabilir. Bu durumlar teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulmalıdır.

İdrarda reabsorpsiyon süreci, böbrek tübüllerinde gerçekleşir. Bu tübüller, proksimal tübül, Henle kulpu ve distal tübül olarak adlandırılır.

Kreatininin düşük olması, doğrudan böbrek yetmezliği belirtisi değildir, ancak böbrek fonksiyonlarının bozulduğunun bir işareti olabilir. Düşük kreatinin seviyeleri, genellikle kas kütlesi kaybı, yetersiz protein alımı veya belirli metabolik bozukluklarla ilişkilidir.

Oligürik böbrek yetmezliği, böbreklerin aniden işlevlerini kaybetmesi ve bunun sonucunda idrar miktarının azalması durumudur. Bu durumda, günde 400 ml'den daha az idrar üretilir ve bu durum kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Böbrek yetmezliği, akut veya kronik olabilir ve tedavi edilmezse hayati tehlike oluşturabilir.

Akciğer ve böbrek, dolaşım sistemi için önemlidir çünkü: 1. Akciğerler, kan dolaşım sisteminin bir parçası olan karbondioksiti dışarı atarak böbreklerin detoksifikasyon görevine destek olur. 2. Böbrekler, kandaki toksinleri, fazla tuzları ve metabolik atıkları filtreleyerek idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırır. Bu süreç, genel sağlık için hayati öneme sahiptir ve yaşamın devamlılığını sağlar. 3. Böbrekler, kan basıncını düzenlemek için renin adı verilen bir enzim salgılar. Bu, dolaşım sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmasına katkıda bulunur.

Böbrekler, vücudun filtreleme sistemi olarak görev yapar ve birçok önemli işlevi yerine getirir: 1. Kan Filtrasyonu ve İdrar Oluşumu: Metabolik atık ürünleri (üre, ürik asit) kandan filtreleyerek idrar oluştururlar. 2. Hormon ve Enzim Salgısı: Eritropoietin (EPO) üreterek kırmızı kan hücresi üretimini uyarır, renin salgılayarak kan basıncını düzenlerler. 3. Asit-Baz Dengesi: Kan pH'ını düzenleyerek asidik veya bazik olmasını önlerler. 4. Su ve Elektrolit Dengesi: Uygun su ve tuz seviyelerini koruyarak dehidrasyonu veya sıvı aşırı yüklenmesini önlerler. 5. Toksinlerin Atılımı: Çevre toksinlerini ve ilaçları vücuttan uzaklaştırırlar.

Boşaltım sisteminde sıvıların ince bağırsaktan damarlarla böbreğe bağlanması, böbrek atardamarı aracılığıyla gerçekleşir.

Böbrek atardamarı, üre yoğunluğunun en fazla olduğu damardır.

C65 renal pelvis malign neoplazmı, böbrek pelvisinde kötü huylu bir tümörün varlığını ifade eder. Böbrek pelvisi, böbrekte idrarın toplandığı bölgedir ve bu bölgede gelişen kanser, ürotelyal karsinom olarak adlandırılır. Bu tür kanserin belirtileri genellikle ileri evrelerde ortaya çıkar ve kanlı idrar, sırt veya yan ağrısı, kilo kaybı ve yorgunluk gibi durumları içerebilir. Tedavi, tümörün evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre cerrahi, radyasyon terapisi, kemoterapi veya immünoterapi gibi yöntemleri içerebilir. Kesin teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

Potasyum serum plazma yüksekliği (hiperkalemi) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Böbrek hastalıkları: Böbrekler fazla potasyumu atamazsa, kanda birikir. 2. İlaç kullanımı: Bazı ilaçlar, özellikle kan basıncı düşürücüler ve antibiyotikler potasyum seviyelerini etkileyebilir. 3. Aşırı alkol tüketimi: Kasların bozulmasına neden olarak, potasyum salınımına yol açabilir. 4. Yanıklar ve travmalar: Doku hasarı, hücre içi potasyumun kana karışmasına neden olabilir. 5. Diyabet: Kontrolsüz diyabet, potasyumun hücrelere geçmesini zorlaştırarak kanda birikmesine yol açabilir. Hiperkalemi belirtileri arasında yorgunluk, kas güçsüzlüğü, nefes darlığı ve kalp ritim bozuklukları bulunur. Bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden, bir sağlık uzmanına başvurulması önemlidir.

Böbrek ve üreterin çift olmasının nedeni, doğuştan gelen anomaliler veya patolojik süreçlerdir. Normalde, her bir böbrek tek bir üreter aracılığıyla idrarı mesaneye taşır.

Glomüller tıpta iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Glomerulus: Böbrekte bir nefronun başlangıcında bulunan, kılcal damarların yumak halinde bir araya gelmesiyle oluşan bir kılcal damar yumağıdır. 2. Glomerülonefrit: Böbreklerdeki küçük filtrelerin iltihaplanması durumudur.

Diyaleks adlı bir ilaç veya tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak, "diyaliz" ve "diyak" terimleri farklı bağlamlarda farklı işlevlere sahiptir: 1. Diyaliz: Böbreklerin işlevini yerine getiremediği durumlarda, vücuttaki atık maddelerin ve fazla sıvının yapay bir cihaz olan diyaliz makinesi aracılığıyla temizlenmesi işlemidir. 2. Diyak: Elektronik bir devre elemanı olup, tetikleme diyodu olarak kullanılır ve alternatif akım anahtarlamasında önemli bir rol oynar.

Böbreklere dren takılması genellikle ameliyat sonrası 24 ile 72 saat arasında tamamlanır ve tüp çıkarılır.