Prof. Dr. Muammer Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği'ni (ADD) Atatürk ilke ve devrimlerine saldırıların arttığı bir dönemde, bu devrimlerin gelecekte yok edilme çabalarını engellemek amacıyla kurmuştur. ADD'nin kuruluş gerekçesi, kurucular kurulunca 19 Mayıs 1989'da oluşturulan tüzükte şu şekilde açıklanmıştır: > "Atatürk; sadece bağımsızlığı tehlikeye düşmüş Türk ulusunu kurtaran bir büyük asker değildir. O, her alanda bağımsızlığımızı yok edici veya kısıtlayıcı olumsuz bağları koparan; tüm özgürlüklerin, insan haklarının, sosyal hukuk devletinin ve çoğulcu demokrasinin yolunu açan; yıllarca ikinci sınıf insan durumuna düşürülmüş Türk kadınını gerçek yerine yükseltip, eşit haklara ve eşit onura sahip insan ve yurttaş yaparak yapay eşitsizlikleri kaldıran; içten ve dıştan kaynaklanan her tür sömürgeye karşı çıkarak, halkın yalnız siyasal değil, ekonomik ve sosyal alanda da efendi durumuna gelmesini ve tüm yurttaşların gönencini devletin varlık nedeni ve amacı sayan; ulusal ekonominin yalnız kâr ve rekabet mekanizmasına göre başıboş biçimde işlemesine değil, toplumun ve yurttaşların gereksinimlerini karşılayacak biçimde devlet tarafından yönlendirilmesini ilke olarak benimsemiş ve benimsetmiş olan; yurdumuzun yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden, Türkiye halkının yararlanmasını benimseyen ve kabul ettiren; Misak-i Millî sınırları içinde “Türk’üm” diyen herkesin Türk olduğu ölçütünü getirerek, ırkçılığı reddedip; yapıcı, olumlu bir çağdaş Türk ulusalcılığını yaratarak, onu devletimizin temel ilkelerinden biri yapan; her yurttaşın eğitimden, bilimden ve sanattan payını almasını, “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” kuşakların yetiştirilmesini devletin başta gelen görevi yapan; kültür emperyalizminden kurtulabilmemiz ve eğitimin yaygınlaştırılabilmesi için yeni Türk harflerini kabul etmenin yanında Türk dilinin arındırılması ve zenginleştirilmesini büyük bir toplumsal görev sayan; Türk ulusunun tarihini, çağdaş insan kökenine bağlayan; “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi ile devlet yaşamında ve uluslararası ilişkilerde kaba kuvveti, ırkçılığı, saldırı savaşını mahkûm eden; dış politikada “dünya uluslar ailesinin eşit haklara sahip onurlu bir üyesi olma” ölçütünü ve “karşılıklılık” kuralını vazgeçilmez ilke yapan; bütün ulusların insanlık ailesinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, insanlığın bütünleşmesi düşüncesinin tohumlarını atan çağdaş devlet kurucusudur. Bu durum karşısında Atatürk devrim ve ilkelerinin, toplumsal sorunlarımızın çözümlenmesinde ışık tutacak niteliğe ve yaratıcı güce sahip olduğuna inananlar, Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurarak, O’nun devrim ve ilkelerinin gelecekte de egemen olmasına katkıda bulunma ve onlara bekçilik