Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk'e göre en büyük erdem doğruluk ve dürüstlüktür. Atatürk'ün ahlak ve erdem hakkında söylediği bazı sözler şunlardır: "Erdemli olmak, kolay olana değil, haklı olana ve hakkı yapana yakışır." "Gerçek medeniyet, ahlak medeniyetidir." "Doğruluk, en büyük erdemdir." "Her işte önce ahlak ve insanlık gelir." "Güçlü ahlak, güçlü toplumu yaratır." Ayrıca, Atatürk'e göre cumhuriyet erdemdir.

Mustafa Kemal Atatürk, tarih dersi aldığı okullar arasında Manastır Askeri İdadisi ve Harp Akademisi bulunmaktadır. Manastır Askeri İdadisi: Bu okulda tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey, Mustafa Kemal'in tarihe olan merakını güçlendirmiştir. Harp Akademisi: Eğitim sürecinde, memleket ve millet davaları ile ilgilenmiş, düşüncelerini cesaretle ifade etmiştir.

Atatürk Orman Çiftliği'nde (AOÇ) bazı değişiklikler şunlardır: Arazi Kaybı: 1939-1983 yılları arasında 22.000 dekar arazi özel kanunlarla devredilmiş veya satılmıştır. Yapısal Değişiklikler: 1936-1937 yıllarında Ernst Arnold Egli tarafından bira fabrikası, memur ve işçi konutları gibi yapılar inşa edilmiştir. Faaliyetlerin Azalması: 1930'lu yıllarda geniş bir üretim yelpazesine sahip olan AOÇ'de, büyükbaş hayvan sayısının azalması nedeniyle deri ve pulluk fabrikaları kapatılmıştır. Koruma Statüsü: 1992'de birinci derecede tarihî ve doğal sit alanı olarak tescil edilmiştir. Modernleşme: Tarım ve hayvancılıkta modern teknikler ve tesisler geliştirilmiş, bu teknikler diğer bölgelere de örnek olmuştur. Sosyal Alanlar: Parklar, havuzlar, lokantalar, hayvanat bahçesi ve müze gibi sosyal tesisler oluşturulmuştur. Günümüzde AOÇ, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı tüzel kişiliğe haiz bir kamu kuruluşu olarak faaliyet göstermektedir.

Reşit Galip, 23 Nisan 1933'te, Cumhuriyetin 10. yılı münasebetiyle, çocuklardan her sabah birinci dersten önce okumaları için "Andımız" olarak da bilinen "Öğrenci Andı"nı yazmıştır. Reşit Galip, bu andı kızlarına bir 23 Nisan sabahı yazmış, daha sonra bütün öğrencilere okutmak için 1933 yılında bir genelge yayımlatmıştır. "Andımız", 1972 ve 1997 yıllarında değişikliklere uğramıştır. Reşit Galip'in "Andımız"ı yazmasının arka planında, "Kürt Meselesi" hakkında mecliste sarf ettiği sözler nedeniyle yaşadığı tartışmaların da etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, Reşit Galip'in Atatürk ile arasında geçen ve "Andımız"ın yazılmasına yol açan bir diyalog, Prof. Afet İnan'ın "Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler" adlı eserinde yer almaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, müziğe büyük önem vermiş ve müziğin ulusal kimliklerin korunmasında ve tanıtılmasında etkin bir araç olduğunu düşünmüştür. Atatürk'ün müziğe verdiği önemin bazı örnekleri şunlardır: Musiki kurumlarının kurulması: Ankara'da Musiki Muallim Mektebi (1924), İstanbul Belediye Konservatuvarı (1926), Ankara Devlet Konservatuvarı (1936) gibi önemli müzik kurumlarının kurulmasını sağlamıştır. Batı müziği ile ilgili çalışmalar: Muzıka-ı Hümayun'un Ankara'ya taşınarak Riyaset-i Musiki Heyeti adını almasını sağlamış (1924), İstanbul Darülelhan'ın Şark Musikisi Şubesi'ni kapatmış ve okulun adını İstanbul Konservatuvarı olarak değiştirmiştir (1926). Türk halk müziğinin derlenmesi: Türk halk ezgilerinin derlenmesi ve kompozitörler tarafından işlenmesine önem vermiştir. Opera ve batı ezgilerine ilgi: Opera sanatına özel bir ilgi duymuş ve batı ezgilerini sevdiğini göstermiştir. Söylemleri: "Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikle ilgisi olmayan varlıklar insan değildir" gibi ifadelerle müziğin yaşamdaki yerini vurgulamıştır.

Atatürk'ün imzasını tasarlayan kişi Hagop Vahram Çerçiyan'dır. Türkiye Ermenisi olan Çerçiyan, Robert Koleji'nde öğretmenlik yaparken, 1934 yılında Soyadı Kanunu'nun kabul edilmesiyle Mustafa Kemal'e Atatürk soyadı verildiğinde, vekiller tarafından Atatürk için yeni bir imza tasarlaması istenmiştir. Çerçiyan, 24 saat içinde beş farklı imza örneği hazırlamış ve Atatürk, bu örnekler arasından beşincisini seçmiştir.

Orhan Çekiç'e göre Nutuk'un yazılma amaçlarından bazıları şunlardır: Tarihsel metin. Siyasi hesaplaşma. Türk milletine hesap verme. Geleceğe ışık tutma. Tehlikelere karşı uyarı. Ayrıca, Atatürk Nutuk'u yazarken suikastler nedeniyle ölebileceğini düşündüğü için acele etmiştir.

Atatürk'ün "Türk çocuğu" sözü farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: "Türk çocuğu, artık Arap çölleri için kanını dökmeyecektir". "Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır". "Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve bir mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz".

"Atatürk 4K" ifadesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün 4K kalitesinde çekilmiş bir videosunu ifade edebilir. Ancak, Atatürk'ün 4K kalitesinde çekilmiş bir videosu hakkında spesifik bir bilgi bulunmamaktadır. Atatürk'ün 4K kalitesinde bir videosu, 2025 yılında ortaya çıkmış olabilir. Örneğin, 2025 yılında "Atatürk'ün 98 yıl önce çekilen fotoğrafları ve videosu ortaya çıktı" başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Ancak, bu videoların 4K kalitesinde olup olmadığı belirtilmemiştir. Daha fazla bilgi için resmi kaynaklara veya güvenilir haber kaynaklarına başvurulması önerilir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün cahillikle ilgili sözlerinden biri şöyledir: > "Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir." (25 Mart 1923, Hâkimiyeti Milliye)

Mustafa Kemal Atatürk, "geldikleri gibi giderler" sözünü Haydarpaşa Garı'nda bindiği Kartal istimbotunda, Galata'ya doğru giderken söylemiştir. Bu olay, 13 Kasım 1918 tarihinde, İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgal edildiği dönemde gerçekleşmiştir.

Atatürk, 1921 yılında Ankara'da toplanan Maarif Kongresi'nde milli eğitim ilkesini vurgulamıştır. Bu ilkelerden bazıları şunlardır: Milli karakter ve tarihe uygun kültür: Eski devirlerin boş inançlarından ve yabancı etkilerden uzak, milli karakter ve tarihle uyumlu bir kültür. Milli terbiye programı: Milli duyguların geliştirilmesi için eğitim yöntemlerinin değiştirilmesi gerekliliği. Yabancı kültürlerin yıkıcı etkileri: Gelişigüzel bir yabancı kültürün, önceki yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını tekrar ettirebileceği. Eğitimin milli ve tarihi karakteri: Milli dehanın tam olarak gelişerek ortaya çıkmasının ancak böyle bir kültür ile sağlanabileceği. Eğitimin geleceği: Yeni neslin donatılacağı manevi özellikler arasında kuvvetli bir erdemlilik ve kuvvetli, düzenli ve sağlam düşüncenin önemi.

Dersimiz: Atatürk kitabında Atatürk'ün çocukluğundan cumhuriyetin kuruluşuna kadar olan dönem anlatılmaktadır. Kitap, Atatürk'ün hayatını her yönüyle ve olabildiğince basit bir dille aktarmaya çalışmaktadır.

Karadeniz Vapuru'nda yer alan bazı kişiler: Tüccarlar ve sanatçılar: Vapurda, Türkiye'den 130 tüccar ve tanınmış ses, saz ve tiyatro sanatçıları bulunuyordu. Basını temsil edenler: Hâkimiyet-i Milliye'den Kemalettin Kamu, Vakit gazetesinden Vâlâ Nurettin, Resimli Gazete'den Bedia Celal Arseven gibi isimler yer aldı. Devlet adamları: Celal Bayar'ın oğlu Refii Bayar ve eşi Zekiye Hanım, ilk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç, Gaziantep Milletvekili Ahmet Remzi Bey gibi isimler vardı. Diğer önemli kişiler: Ziraat Müzesi Müdürü Nihat Bey, İş Bankası Muhasebe Müdürü Muvaffak Bey, Evkaf Müdürü Hilmi Bey, Anadolu Şimendiferler Umur-ı Ticariye Müdürü Eşref Bey, Coğrafya Encümeni Reisi Pertev (Demirhan) Paşa, Maden Uzmanı Kenan Bey, heykeltıraş Nermin (Faruki) Hanım bulunuyordu. Mürettebat: Vapurda 125 mürettebat görev yapıyordu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası: Orkestrayı, İstiklal Marşı'nın bestecisi Osman Zeki (Üngör) yönetiyordu.

"Köylü milletin efendisidir" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Atatürk, bu sözü 1923 yılında Adana'da yaptığı bir konuşmada söylemiştir. Atatürk'e göre, milli bağımsızlık ve özgürlüğün sürdürülmesi için askeri zaferlerin mutlaka ekonomik bağımsızlıkla pekiştirilmesi gerekiyordu. Ayrıca, imparatorluğun devşirme ve dönme yöneticileri tarafından, kamu mülkiyetindeki büyük arazilerin yerel türedi zenginlere satılmasıyla bozulan toprak düzeni, öncelikle toprak ve tarım reformu ile yeniden köylü ve çiftçilerin hizmetine sunulacaktı. "Köylü milletin efendisidir" sözü, günümüzde de tarımın ve çiftçilerin önemini vurgulamak için kullanılmaktadır.

Atatürk'e ait eşyalar, Denizli Atatürk ve Etnografya Müzesi'nin üst katında sergilenmektedir. Bu katta, Atatürk’ün yatak odası ve çalışma odası gibi özel alanlarının yanı sıra, Atatürk tarafından kullanılan pirinç başlıklı karyola, ot yatak, telefon ve aynalı elbise dolabı gibi kişisel eşyalar da bulunmaktadır. Ayrıca, Atatürk’ün Denizli’yi ziyaretlerinde kaldığı oda, çalışma odası olarak düzenlenmiş olup, divan ve Atatürk’ün Denizli’de çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu bir dolap da bu odada yer almaktadır. Denizli Atatürk ve Etnografya Müzesi, Saraylar Mahallesi 459. Sokak No:10 Merkezefendi, Denizli adresinde bulunmaktadır. Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesi'nde ise Atatürk'e ait eşyalar, yapının ikinci katında, tamamı Atatürk Müzesi olarak düzenlenmiş bölümde sergilenmektedir. Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesi, Işık Mahallesi, 64100 adresinde yer almaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, babası Ali Rıza Efendi'nin, çocukken kazayla beşikten düşürüp ölümüne yol açtığı ve hiç unutmadığı kardeşinin ismini aldığı için Ali Rıza ismini almıştır. Ali Rıza Efendi, 23 Mayıs 1886'da vefat etmiş, mirası ise 13 Nisan 1887 tarihinde mahkeme tarafından kayıt altına alınmıştır.

Atatürklü cuma kartı göndermek için aşağıdaki kaynaklardan yararlanabilirsiniz: Pinterest. Akşam Gazetesi. TikTok. Dokuz Eylül Gazetesi. Bu kaynaklardan beğendiğiniz bir mesajı veya görseli seçip, sosyal medya (X, Facebook, WhatsApp vb.) üzerinden paylaşabilirsiniz.

Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanır çünkü bu tarih, Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlatması ile ilişkilidir. Bu bayramın kutlanma amaçları arasında: Milli değerlerin öneminin kavratılması. Gençlerin spora teşvik edilmesi. Spor faaliyetlerinin sergilenmesi. Gençlerin grup halinde veya bireysel olarak organize olma becerilerinin geliştirilmesi. yer alır. 1981 yılında "Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır.

Atatürk'e altın kılıç madalyası olarak bilinen Altın Liyakat Madalyası, 17 Ocak 1916 tarihinde Padişah V. Mehmet Reşat tarafından verilmiştir. Altın İmtiyaz Madalyası ise 23 Eylül 1917'de yine Padişah V. Mehmet Reşat tarafından Atatürk'e takdim edilmiştir. Harp Madalyası ise 11 Mayıs 1918'de Padişah VI. Mehmet (Vahdettin) tarafından verilmiştir.