Atasözleri

"En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir" sözü, Marcus Tullius Cicero'ya aittir.

Züğürt tesellisi, kötü sonuçlanmış bir işte, çok önemsiz iyi bir yan bularak sevinmek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Yaşadığı kayıptan sonra onunki sadece züğürt tesellisidir." "Parasının çok küçük bir kısmı elinde kaldı ama bu sadece züğürt tesellisi." "Takım ligde sonuncu olsa bile, ligden düşmediği için züğürt tesellisi yaşadı." "Üç beş küçük balık yakalamış, balık yakaladım diye konuşuyor."

"Rüzgar eken fırtına biçer" atasözü, herhangi bir konuda öfke ile davranan ve sonucunda ise zarar gören kişiler için söylenmiştir. Bu atasözü, aynı zamanda başkalarına zarar verecek durumların içine giren kişilerin, çok sert bir tepki ile karşı karşıya kalacağını ve sonunda en büyük zarara kendilerinin uğrayacağını ifade eder. Atasözünün tam olarak hangi olay üzerine söylendiğine dair bir bilgi bulunamamıştır.

"İşten artmaz, dişten artar" atasözü, insanın ne kadar çok çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu harcamasını bilmezse para biriktiremeyeceği anlamına gelir. Örnek kullanım: "Tüm paranı harcayarak birikim yapamazsın, atalarımız ne demiş, işten artmaz, dişten artar".

"İşten artmaz, dişten artar" atasözü, insanın ne kadar çok çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu harcamasını bilmezse para biriktiremeyeceği anlamına gelir. Örnek kullanım: "Tüm paranı harcayarak birikim yapamazsın, atalarımız ne demiş, işten artmaz, dişten artar".

"İşten artmaz, dişten artar" atasözü, insanın ne kadar çok çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu harcamasını bilmezse bir şey arttıramayacağı anlamına gelir. Atasözündeki "iş" kelimesi, temel ve gerekli ihtiyaçları kazanma anlamına gelirken; "diş" kelimesi, tutumluluğu temsil eder. Bu atasözü, hem Türk kültüründe hem de İslam dininde cimrilik ve savurganlığın büyük günahlar arasında yer aldığı için tutumlu olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgular.

"İşten artmaz, dişten artar" atasözü, insanın ne kadar çok çalışıp para kazanırsa kazansın, tutumlu harcamasını bilmezse bir şey arttıramayacağı anlamına gelir. Atasözündeki "iş" kelimesi, temel ve gerekli ihtiyaçları kazanma anlamına gelirken; "diş" kelimesi, tutumluluğu temsil eder. Bu atasözü, hem Türk kültüründe hem de İslam dininde cimrilik ve savurganlığın büyük günahlar arasında yer aldığı için tutumlu olmanın ne kadar önemli olduğunu vurgular.

Feleğin çemberinden geçmek, TDK'ye göre "hayatta acı tatlı günler görmüş geçirmiş olmak, olgunlaşmış, deneyim kazanmış olmak" anlamına gelen bir deyimdir. Ayrıca, bu deyim şiirde de kullanılmıştır. Bu deyimin kökeni, astrolojiye dayanan eski inançlara dayanır.

Feleğin çemberinden geçmek, TDK'ye göre "hayatta acı tatlı günler görmüş geçirmiş olmak, olgunlaşmış, deneyim kazanmış olmak" anlamına gelen bir deyimdir. Ayrıca, bu deyim şiirde de kullanılmıştır. Bu deyimin kökeni, astrolojiye dayanan eski inançlara dayanır.

"Mum Dibine Işık Vermez" atasözü, mecaz söz sanatına örnek olarak gösterilebilir. Bu atasözü, konumu veya yapısı gereği ışık saçan bir mumun kendi dibini aydınlatamaması durumunu anlatarak, güçlü kişilerin uzaktaki kişilere sağladıkları fayda kadar kendi yakınlarına fayda sağlayamadıklarını ifade eder.

Yorgan, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Eski Türkçe'de yorgan, "örtünmek" anlamına gelir ve hem bir üst kıyafet olarak hem de uyku için kullanılmıştır. Türk kültüründe yorgan, ailevi bağları, aidiyeti ve kökleri temsil eder. Rüyalarda yorgan, rahatlık, güvenlik, huzur ve korunma ihtiyacını simgeler. Tekstil ürünü olarak yorgan, genellikle pamuk, yün veya sentetik malzemelerden yapılır ve kış aylarında sıcak tutma özelliğiyle bilinir.

"Sadece Ölüler Görür" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Kurtlar Vadisi Dizisi: Bu ifade, "Kurtlar Vadisi" dizisinde bir karakter olan Pala'nın birini öldürürken kullandığı bir sözdür. Felsefi Anlam: Necip Fazıl Kısakürek'in bir sözü olarak, ölüm sonrası dünyaya dair bir bakış açısı sunar ve ölülerin, yaşamın ötesine geçen bir görüş açısına sahip olduğunu ima eder. Toplumsal Yorum: Zeren Ertaş'ın asansör kazasında ölümüyle ilgili olarak, Türkiye'de yaşamın değersiz bulunmasını ve ölümlerin politik ve toplumsal nedenlerini ele alır. Ayrıca, Platon'a atfedilen "Savaşın sonunu sadece ölüler görür" sözü, savaşların gerçek yüzünü ve insan varlığının kırılganlığını vurgular.

Dilimizin zenginliklerini drama ile anlatmak için "Dilimizin Zenginlikleri Projesi" kapsamında şu etkinlikler uygulanabilir: Atasözü/deyim seçimi. Anlamın anlaşılması. Canlandırma hazırlığı. Sunum. Uygulanabilecek diğer drama etkinlikleri arasında "Anlat Bakalım", "Bilen Oturur", "Kelime Türetme", "Anlamını Bul", "Baş Harflerini Değiştir", "Beyin Fırtınası", "Bu Nedir?", "Hatırlatmaca" ve "Sözcük Yerleştirme" yer alır.

"Su küçüğün, söz büyüğün" atasözünün ilk şekli, Oğuz Türkçesinde "Söz ulunın, su kiçinin" olarak kaydedilmiştir. Atasözünün farklı versiyonları bulunmaktadır: "Su küçüğün, sofra büyüğün"; "Su küçüğün, yemek büyüğün"; "Su büyüğün, sus küçüğün"; "Sus küçüğün, söz büyüğün". Bu atasözü, büyüklere saygı ve küçüklere sevgi gösterilmesi gerektiğini, konuşmada ve sofrada öncelik hakkının büyüklerde olduğunu ifade eder.

Koyun ve kurtun bir arada olmamasının nedeni, tarihsel olarak kurtların koyunların düşmanı olması ve onları avlamasıdır. Kurtlar, koyunların esir alındığı yerlerde açlık çekince, hayvancılık yapan topluluklara yakınlaşmaya başlamışlardır. Ancak, Portekiz'in Montesinho bölgesinde olduğu gibi, bazı yerlerde insanlar ve kurtlar yüzyıllardır barış içinde bir arada yaşamayı başarmıştır.

"Gün gelir devran döner" deyimi, hayatta her şeyin değişebileceğini, iyi ya da kötü zamanların sürekli olmadığını ve kaderin dönüp dolaşarak değişeceğini ifade eder. Bu deyimin bazı anlamları: Umut ve sabır: Zor zamanlar yaşayan insanlar için umut verici bir hatırlatmadır; kötü günlerin sonsuza kadar sürmeyeceğini, bir gün her şeyin değişeceğini ve iyi günlerin geleceğini vurgular. Tevazu ve alçakgönüllülük: Başarı ve mutluluk yaşayan insanlar için alçakgönüllü olmayı hatırlatır; hiçbir durumun kalıcı olmadığını ve zamanla her şeyin değişebileceğini belirtir. Değişim ve adaptasyon: Hayatın sürekli değişen yapısını kabul etmek ve bu değişimlere uyum sağlamak gerektiğini ifade eder. Ayrıca, "gün gelir devran döner" bir dönerci isminin de adıdır.

Nasrettin Hoca'nın bir atasözü ve hikayesi: Atasözü: "Parayı veren düdüğü çalar". Hikaye: Nasrettin Hoca, bir gün gölün kıyısına gider ve elinde koca bir kaşık yoğurtla yanına alır. Not: Nasrettin Hoca'nın gerçekten yaşayıp yaşamadığı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

Japon atasözleri, derin anlamları kısa ve öz bir şekilde ifade etmek amacıyla kısa olacak şekilde formüle edilmiştir. Ayrıca, Japon kültüründe sadelik ve doğa sevgisi de önemli bir yer tutar ve bu sözlerde de kendini gösterir. Bazı Japon atasözleri: "Bir şey hakkında düşünüyorsanız, karar verin. Bir şeye karar verdiyseniz artık düşünmeyin". "Hızlı demek yavaş demektir. Ama sürekli ve kesintisiz olarak ilerleyen bir yavaşlık". "Elinden gelenin en iyisini yap ve gerisini kadere bırak". "Kibar bir söz kışın, üç ayını ısıtabilir". "Bir kişiye soru sormadan önce yedi kez düşünün".

"Karun kadar zengin olmak" deyimi, çok zengin, malının ve parasının hesabını bilmeyecek kadar zengin anlamına gelir. Bu deyim, Lidya Kralı Krezüs'ün zenginliğine yapılan bir atıftır.

"Vakti Aban" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "aba vakti yaba, yaba vakti aba" atasözü, gereksinimlerin vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanması gerektiğini ifade eder. Atasözünde geçen "aba" kışlık giysi, "yaba" ise tarımsal faaliyetlerde kullanılan bir alettir.