Asitler

Kararmış gümüşe iyi gelen asitler arasında limon suyu ve beyaz sirke bulunmaktadır. Limon suyu, asidik özellikleri sayesinde gümüşün üzerindeki kararmayı çözebilir. Beyaz sirke de gümüşün yüzeyindeki sülfür tabakasını çözen bir tepkime oluşturur. Gümüşü temizlerken agresif temizlik malzemeleri, diş macunu, çamaşır suyu gibi kimyasal aşındırıcı ürünler kullanılmamalıdır; bu ürünler gümüşe zarar verebilir. Gümüş temizliği için en doğru yöntemi belirlemek adına bir gümüş temizleme veya restorasyon hizmeti almak daha uygun olabilir.

Cam, genellikle hidroflorik asit (HF) ile tepkimeye girer ve bu, camı aşındıran tek asit olarak bilinir. Diğer yaygın asitler, örneğin hidroklorik asit (HCl), sülfürik asit (H2SO4) veya nitrik asit (HNO3), camla reaksiyona girmez veya cam üzerinde sadece yüzeysel etkiler yaratır. Fluorür asitleri ve bazı alkali asitler, camın yapısındaki silika bağlarını kırarak camı eritebilir. Cam ile tepkimeye giren asitlerin kullanımı son derece tehlikeli olabilir; bu nedenle dikkatli olunmalıdır.

Gazozda karbonik asit bulunur. Ayrıca, gazozun içinde tartarik asit gibi başka asidik bileşikler de yer alır.

HF (hidrojen florür), elektronegatifliği yüksek olan flor (F) elementi ile hidrojen (H) atomunun kovalent bağ oluşturması ve bu bağda elektronların flor tarafından çekilmesi sonucu molekülde kutuplaşma meydana gelmesi nedeniyle hidrojen bağı yapar. Elektronsuz kalan hidrojen atomu, komşu moleküldeki ortaklanmamış elektron çifti ile elektrostatik çekim kuvveti oluşturur ve bu şekilde hidrojen atomu köprü atom hâline gelir.

Limonlu çay, kimyasal bir değişimdir çünkü çayın rengi ve tadı değişir ve bu değişim geri döndürülemez. Çaya limon sıkıldığında, çayda bulunan tanen maddesi ile limonda bulunan sitrik asit kimyasal bir reaksiyona girer ve bir çökelti oluşur.

Kalsiyum sülfat (CaSO4), sülfürik asit (H2SO4) ile reaksiyona girer. Ayrıca, kalsiyum karbonat (CaCO3) veya kalsiyum hidroksit (Ca(OH)2) gibi kalsiyum kaynakları, sülfürik asit ile reaksiyona girerek kalsiyum sülfat oluşturur. Kalsiyum sülfat, asitler, kuvvetli oksitleyiciler ve sodyum karbonat gibi maddelerle reaksiyona girebilir.

HPO42− (fosfat iyonu), asit veya baz olarak değerlendirilmez; nötr bir bileşiktir. Asit ve baz tanımları, bir maddenin çözeltiye hidrojen iyonu (H+) veya hidroksil iyonu (OH-) verip vermediğine göre yapılır. Fosforik asit (H3PO4) ise, üç asidik hidrojen atomuna sahip olması nedeniyle kuvvetli bir asit olarak kabul edilir.

Fosforik asidin kimyasal formülü H₃PO₄'dir.

Asit ve bazların metallerle tepkime vermesinin nedeni, metallerin elektron verme eğilimlerine bağlıdır. Aktif metaller (Na, K, Ca, Fe, Mg, Zn, Ni, Cr, Pb, Sn gibi) asitlerle tepkimeye girerek tuz ve hidrojen gazı (H₂) oluşturur. Pasif metaller (Cu, Hg, Ag) oksijence zengin (HNO₃ ve H₂SO₄ gibi) kuvvetli asitlerle tepkimeye girerek ametal oksit (SO₂, NO₂, NO) ve su oluşturur. Soy metaller (Au, Pt) asit ve bazlarla tepkime vermez. Ayrıca, amfoter metaller (Be, Zn, Al, Sn, Pb, Cr) hem asitlerle hem de kuvvetli bazlarla tepkimeye girerek hidrojen gazı açığa çıkarır.

Stearik asit, palmitik asitten sonra doğada bulunan en yaygın doymuş yağ asitlerinden biridir. Elde edilme yöntemleri: Hayvansal yağlar: Hayvansal yağlardan, yüksek basınç ve sıcaklıkta su ile işlenerek hazırlanır. Bitkisel yağlar: Bitkisel yağların hidrojenlenmesiyle elde edilir. Ticari üretim: Genellikle stearik ve palmitik asitlerin karışımı olarak, soya fasulyesi, pamuk tohumu veya diğer bitkisel yağların doymamış 18 karbonlu yağ asitlerinin hidrojenlenmesiyle üretilir.

Asitlerin tadı ekşidir, örneğin limon suyu veya sirke.

Asit ve baz arasındaki temel farklar şunlardır: Tat: Asitlerin tadı ekşidir, bazların tadı ise acıdır. Suda çözünme: Asitler suda çözündüğünde H⁺ iyonu, bazlar ise OH⁻ iyonu verir. pH değeri: Asitlerin pH değeri 7’den küçük, bazların pH değeri ise 7’den büyüktür. Turnusol kağıdı: Asitler mavi renkli turnusol kağıdını kırmızıya, bazlar ise kırmızı renkli turnusol kağıdını maviye çevirir. Reaktivite: Asitler aktif metallerle reaksiyona girerek H₂ gazı oluşturur, bazlar ise aktif metallere etki etmez. Kayganlık: Bazlar ele kayganlık hissi verir. Ayrıca, asitler ve bazlar birbirleriyle reaksiyona girerek tuz ve su oluşturur.

Evet, nitrik asit (HNO3) ve su nötralleşme tepkimesi verir. Nötralleşme tepkimesi, asit ve bazların sulu çözeltilerinin tepkimeye girerek tuz ve su oluşturması olayıdır. Nitrik asit ve suyun nötralleşme tepkimesi şu şekilde gerçekleşir: HNO3 (suda) + H2O (s) ⇒ H3O+ (suda) + NO3- (suda).

AHA ve BHA asitlerinin oranı, cilt tipine ve ürünün içeriğine göre değişiklik gösterebilir. Başlangıç için önerilen oranlar: AHA: %5 civarında. BHA: %1-2 arasında. Cilt bu ürünlere alıştıkça, toleransa göre daha yüksek konsantrasyonlara geçilebilir. Kullanım önerileri: AHA: Genellikle gece kullanımı önerilir, çünkü cildi güneşe karşı daha hassas hale getirir. BHA: Hem sabah hem de akşam kullanılabilir, ancak her iki durumda da güneş koruyucu sürmek şarttır. AHA ve BHA içeren ürünleri aynı anda kullanmak cildi tahriş edebilir. Cilt tipi ne olursa olsun, AHA ve BHA kullanırken güçlü bir güneş koruyucu ve nemlendirici kullanmak önemlidir. Herhangi bir yeni ürünü kullanmaya başlamadan önce bir uzmana danışılması önerilir.

Kuvvetli asit ve kuvvetli bazlar nötralleşir. Nötralleşme, asit ve bazın reaksiyona girerek su ve tuz oluşturmasıdır. Örnek: HCl (kuvvetli asit) + NaOH (kuvvetli baz) → NaCl (nötr tuz) + H₂O. Kuvvetli asit, zayıf bazdan oluşan tuzlar asidik; kuvvetli baz, zayıf asitten oluşan tuzlar ise bazik özellik gösterir.

Asetik asit zayıf bir asittir. Suda çözündüğünde iyonlarına yalnızca kısmen ayrışır ve sınırlı miktarda hidrojen iyonu (H+) açığa çıkarır.

Pb(CH3COO)2 bileşiği ne asit ne de bazdır. Bu bileşik, tuz olarak sınıflandırılır. Asitler, sulu çözeltilerine H+ iyonu veren maddeler, bazlar ise sulu çözeltilerine OH- iyonu veren maddeler olarak tanımlanır.

Evet, tuz ruhunun diğer adı asittir. Tuz ruhu, kimyasal adı hidroklorik asit (HCl) olan, güçlü bir asittir.

Limon suyu asidiktir. FDA'ya göre, limon suyunun pH değeri 2 ile 3 arasında değişmektedir.

Hayır, ürik asit ve pimelik asit aynı değildir. Ürik asit, vücutta pürin adı verilen maddelerin parçalanmasıyla oluşan doğal bir atık ürünüdür. Pimelik asit ise kimyasal bir bileşiktir ve ürik asit ile herhangi bir benzerliği yoktur. Ürik asit, genellikle gut hastalığı ve böbrek taşı gibi durumlarla ilişkilendirilirken, pimelik asit hakkında bu tür sağlık sorunları ile ilgili bilgi bulunmamaktadır.