Arkeoloji

Kom El Shoqafa'nın önemli olmasının bazı sebepleri şunlardır: Orta Çağ'ın Yedi Harikası'ndan biri. Kültürel etkileşim. Keşfi. Mimari özellikleri. Sanatsal ve dekoratif özellikleri. Dini ve kültürel önem. Kom El Shoqafa'nın önemi ile ilgili başka sebepler de olabilir.

Niğde'deki sit alanları şunlardır: Arkeolojik Sit Alanları: Niğde'de 3 derece arkeolojik sit alanı bulunmaktadır. Doğal Sit Alanları: Niğde'de 3 derece doğal sit alanı bulunmaktadır. Kentsel Sit Alanı: Niğde kent merkezinde bir adet kentsel sit alanı bulunmaktadır. Tarihi Sit Alanları: Niğde'de tarihi sit alanı bulunmamaktadır. Niğde'deki bazı sit alanları: Tepe Bağları: Niğde Merkez İlçesi'nde yer alan 3. derece doğal sit alanı. Daha fazla bilgi için Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile iletişime geçilebilir.

Vjetrenica Mağarası'nın önemli olmasının bazı nedenleri: Biyolojik çeşitlilik: Dünyanın en fazla biyolojik çeşitliliğe sahip mağarasıdır; 200'den fazla hayvan türü bulunmaktadır. Uzunluk: Toplam kanal uzunluğu 7.014 metredir. Konum: Bosna-Hersek'in güneybatısında, Adriyatik Denizi'ne yakın bir konumda yer alır. UNESCO Dünya Mirası: 2024 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Fauna: Zengin mağara faunası ve yüksek endemizm oranı ile dikkat çeker. Doğal oluşumlar: Sarkıtlar, dikitler ve yer altı nehirleri gibi benzersiz oluşumlara sahiptir.

Mersin'in Tarsus ilçesindeki gizemli ev, 2017 yılının 3 Kasım tarihinde kazının aniden sonlandırılmasının ardından satılığa çıkarılmıştır. 2016 yılında, 82 Evler Mahallesi’nde, Özel Harekât ve MİT gözetimi altında, içinde meşhur "kırmızı ev"in de bulunduğu dört evde başlatılan gizemli kazı, bir yıl sürmüştür. 2024 yılının Ekim ayında, evin sahibi Tunahan Tiryaki, "Tarsus Meşhur Gizemli Kırmızı Ev 209 m²" başlığıyla evi ilana koymuştur. Gizemli evin satış ilanında, evin ve arsasının 210 metrekare olduğu ve Tarsu AVM ile Hilton Otel'in karşısında yer aldığı belirtilmiştir.

Büyük Cholula Piramidi'nin önemli olmasının bazı sebepleri şunlardır: Dünyanın en büyük antik anıtı ve arkeolojik alanı. Dini ve kültürel önemi. Tarihî değeri. Gizliliği. Günümüzdeki önemi.

Pisidia Antiocheia antik kenti, birkaç önemli özelliğe sahiptir: Tarihi ve Kültürel Değer: Kent, M.Ö. 275 yılında I. Antiokhos tarafından Galat akınlarını kontrol etmek amacıyla kurulmuştur. Hristiyanlık Tarihi: Aziz Pavlus ve Barnabas, M.S. 46 yılında kente gelmiş ve Aziz Pavlus ilk resmi vaazını burada vermiştir. Konumu ve Stratejik Önemi: Pisidya ve Frigya'nın sınırında, Göller Yöresi'nde yer alması, antik kentte stratejik bir konum kazandırmıştır. Kazı ve Araştırmalar: Kentte yapılan kazılar ve araştırmalar, özellikle 1912-1914 ile 1924-1927 yılları arasında W.M. Ramsay tarafından gerçekleştirilen çalışmalar, kentin tarihini ve yapısını aydınlatmıştır.

Troya'nın en büyük hazinesi, Troya Müzesi'nde bulunmaktadır. Bu hazine, Heinrich Schliemann tarafından 1873 yılında keşfedilen ve Osmanlı yetkililerinden habersiz yurtdışına kaçırılan Priamos Hazinesi'dir. Günümüzde bu hazinenin bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı ise Almanya ve Rusya'daki müzelerde sergilenmektedir.

Dokumacılığın ilk örnekleri arasında şunlar sayılabilir: Çatalhöyük'te bulunan dokuma parçaları. Geyik boynuzundan yapılmış dokuma aleti. Kopt kumaşları. Friglere ait dokuma parçaları. Ayrıca, M.Ö. 3000'lerde Hindistan'da pamuk liflerinden, aynı dönemde Çin'de ise ipekten yararlanıldığı bilinmektedir.

Selge Antik Kenti'nde Grek-Roma tarzı bir tiyatro bulunmaktadır. Yaklaşık 9000 kişilik kapasiteye sahip olan tiyatro, Roma döneminde inşa edilmiştir. Tiyatronun bazı özellikleri: Cavea. Sahne binası. Girişler. Akustik.

Keops ve Kefren piramitlerinin neden yan yana olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bu piramitlerin aynı bölgede bulunmasının nedeni, Mısır'ın Giza Platosu'nda yer alan üç büyük piramitten ikisi olmaları olabilir. Bu piramitler, Keops (Khufu), Kefren (Khafre) ve Mikerinos (Menkaura) olarak adlandırılır ve üç nesli temsil ederler. Keops Piramidi, dünyanın 7 harikasından biridir ve en büyük piramit olarak kabul edilir. Piramitlerin yan yana duruşu, astronomik bir gözlemevi, özel bir inanç için tapınak veya dünya dışı canlılar tarafından yapılan bir yapı gibi çeşitli teorilere de konu olmuştur.

Üçüncü derece arkeolojik sit alanları imarlı değildir, ancak bu alanlarda koruma kurullarının belirlediği koşullara uygun olarak yapılaşma izni verilebilir. Üçüncü derece arkeolojik sit alanlarında yapılabilecekler: Belediyesince veya valilikçe inşaat izni verilmeden önce ilgili müze müdürlüğü uzmanları tarafından sondaj kazısı yapılabilir. Koruma kurullarının uygun görmesi halinde rüzgar enerji santralleri yapılabilir. Bu alanlarda yapılamayacaklar: Taş, toprak, kum vb. alınamaz, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakları açılamaz. Toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme dökülemez.

Dünyanın en büyük tümülüsü olan Alyattes Tümülüsü, Manisa'nın Ahmetli ve Salihli ilçe sınırları içerisinde yer alan Bintepe Tümülüsleri'nde bulunmaktadır. Ayrıca, Manisa'da planlanan ve dünyanın en büyük otomobil fabrikalarından biri olması beklenen fabrika, BYD tarafından inşa edilecektir.

Ağrı'nın tarihi yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanmaktadır. Ağrı'nın tarihçesi: M.Ö. 3000: Hurriler dönemi. M.Ö. 9. yüzyıl: Urartu egemenliği. M.Ö. 6. yüzyıl: Medler'in bölgeye hâkim oluşu. M.Ö. 549-331: Pers İmparatorluğu yönetimi. 1514: Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferi ile Osmanlı topraklarına katılması. Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur.

İnsanların ilk yerleşim yerlerinin dilsiz harita üzerinde nerede olduğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, ilk yerleşim yerlerinden bazıları şunlardır: Çatalhöyük. Hacılar. Arslantepe Höyüğü. İlk yerleşim yerleri, su kaynaklarına yakın, tarım ve hayvancılığa uygun, olumsuz hava koşullarına karşı korunaklı ve ulaşımı kolay alanlarda ortaya çıkmıştır.

Mısır hiyerogliflerinin çözümlenmesi, Mısırbilim (Ejiptoloji) veya mısıroloji adı verilen bilim dalıyla ilgilidir. Bu bilim dalı, Antik Mısır ve Mısır'ın tarihi konularını inceler ve antik çağ tarihi ile arkeoloji bilimlerinin bir alt koludur.

Piramitlerin içine girilememesinin birkaç nedeni vardır: Fiziksel engeller: Bazı bölümler, dar koridorlar ve havasız tüneller nedeniyle ziyaretlere kapalıdır. Dengenin korunması: Bu alanlarda yapılacak değişiklikler, piramidin ağırlık merkezini etkileyerek yapının çökmesine yol açabilir. Koruma ve güvenlik: Bazı bölgeler, tarihi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla sınırlı erişime sahiptir. Keşfedilmemiş alanlar: Piramitlerin içinde hala girilmemiş ve keşfedilmemiş bölümler bulunmaktadır.

Körtik Tepe'de yaşayan topluluk, avcı-toplayıcı bir yaşam tarzını benimsemiş, aynı zamanda yerleşik bir hayata geçişin izlerini taşıyan bir topluluktur. MÖ 10.700'lü yıllara kadar uzanan bu yerleşim yerinde yaşayan insanlar hakkında şu bilgilere ulaşılmıştır: Barınma. Beslenme. Gömü gelenekleri. Sosyal organizasyon. Kültürel gelişim. Körtik Tepe, MÖ 9.300 civarında yerleşim yoğunluğu açısından zirveye ulaşmış, ancak Holosen dönemi iklim değişiklikleri ve doğal afetler nedeniyle kısa bir süre içinde terk edilmiştir.

Arkeolojik tarih, "Arkeoloji ve Sanat Tarihi" bölümünde incelenir. Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü, arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkan kalıntılar ve eserlerdeki açığı kapatmak, öğrencilere araştırma ve çok yönlü düşünebilme yeteneği kazandırmak amacıyla eğitim veren disiplinlerarası bir bölümdür. Bu bölümde eğitim alan kişiler, antik yerleşim yerlerini, yapıları, sanat eserlerini, eski yazıtları, araçları ve diğer arkeolojik kalıntıları inceleyerek, geçmiş hakkında bilgi edinirler. Türkiye'de bu bölüm yalnızca Koç Üniversitesi'nde bulunmaktadır.

En büyük hazine, 2025 yılı itibarıyla İngiltere'deki West Norfolk bölgesinde keşfedilen Anglosakson sikke hazinesi olarak kabul edilmektedir. Daha önceki en büyük hazine, 1828 yılında Hampshire'daki Crondall'da bulunan 101 sikke içeren çanta olarak kaydedilmişti. Hazinenin ait olduğu uygarlık hakkında spesifik bir bilgi bulunmamakla birlikte, bulunan sikkelerin büyük bir kısmının eski Fransa'daki Late Antiquity dönemi (284-700 C.E.) sırasında basılan Frankish tremisses adı verilen küçük altın paralardan oluştuğu ifade edilmiştir.

Antik DNA (aDNA), arkeolojik kalıntılardan ya da fosillerden elde edilen, genellikle birkaç yüz baz çifti uzunluğundaki bozulmuş DNA parçacıklarına verilen isimdir. aDNA çalışmaları, aşağıdaki alanlarda kullanılmaktadır: Adli tıp. Soyu tükenmiş türlerle ilgili çalışmalar. Göç örüntülerinin belirlenmesi. Antik topluluklarının birbirleri ile uzaklıklarının belirlenmesi. aDNA analizleri ile Neandertaller ve modern insanlar arasında gen alışverişi olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır. aDNA analizleri, PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) teknolojisi ile gerçekleştirilir.