Antropoloji

Buz tutmuş adam olarak bilinen Ötzi, yaklaşık 45 yıl yaşamıştır. Ötzi'nin öldüğünde 45 yaşında olduğu, boyunun ortalama 160 cm ve kilosunun 50 kg olduğu genetik araştırmalarla belirlenmiştir. Ötzi, 1991 yılında Avusturya-İtalya sınırındaki Ötztal Alpleri'nde keşfedilmiştir ve M.Ö. 3300 yıllarına ait olduğu anlaşılmıştır.

Dünyanın en koyu tenli insanları genellikle Afrika kıtasında yaşar. Dünyanın en açık tenli insanları hakkında bilgi bulunamamıştır. Ancak, ten rengini etkileyen faktörlerin genetik miras ve coğrafi koşullar olduğu bilinmektedir.

İlk insanların hangi hayvandan evrimleştiğine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı görüşlere göre ilk insanlar, aşağıdaki hayvanlardan evrimleşmiş olabilir: Primatlar. Büyük insansı maymunlar (Hominidae). Australopithecus. Bu konuda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır.

İlk insanların yapısı, yaklaşık 300.000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Ancak, insan evriminin çok daha eski bir geçmişi vardır: 55 milyon yıl önce ilk primatlar evrim sürecine başlamıştır. 6 milyon yıl önce iki ayak üzerinde yürüme kavramı ortaya çıkmıştır. 2,5 ila 2 milyon yıl önce erken Homo türleri Doğu Afrika'da ortaya çıkmıştır.

Toplayıcılık yapan toplumlara avcı-toplayıcı veya yabani bitki toplayıcı toplumlar denir. Bu toplumlar, kültüre alınmış bitkilerin tarımını yapan ya da evcilleştirilmiş hayvanları yetiştiren yerleşik toplumların aksine, tarım ve hayvancılıkla uğraşmayıp, yabani bitkileri toplayıp yabani hayvanları avlarlar.

Michael Tomasello'nun "İnsan Düşünüşünün Doğal Tarihi" kitabı, insanın toplumsallığı ile biliş arasındaki bağlantıyı ele alır. Kitapta öne sürülen temel fikirler şunlardır: Sosyal evrim: İnsan öncesi atalar, rekabetçi yapıdan işbirlikçi bir yaşam formuna evrilmiştir. İşbirliği ve iletişim: İlk insanlar, eylemlerini koordine etmek ve düşüncelerini ortaklarına iletmek zorunda kalmışlardır. Düşünme biçimlerinin gelişimi: Sosyal karmaşıklık, kavramsal açıdan karmaşıklaşan düşünme biçimlerine yol açmıştır. Dil ve kültürün oluşumu: Dil ve kültür, işbirliği ihtiyacından doğmuştur. İnsan düşünüşünün eşsizliği: İnsanları diğer büyük maymunlardan ayıran, işbirliğine ve iletişime dayalı yeni etkileşim biçimlerinin ortaya çıkardığı düşünme tarzlarıdır.

Sosyal yapı, antropolojide insan topluluklarının kültürel ve sosyal özelliklerini, bu özelliklerin tarihsel, iktisadi ve coğrafi bağlamlarını inceleyen bir kavramdır. Sosyal antropoloji, bu bağlamda aşağıdaki konuları araştırır: insan davranışlarının karşılaştırmalı incelenmesi; kültürlerin gelişimi; geleneksel ve modern toplumlar; basit ve karmaşık toplumlar; toplumsal ve kültürel farklılıklar; insanlar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar; toplumların değişimi; toplulukların siyasi, dini ve bilimsel davranışları. Sosyal antropologlar, sahada çalışarak toplumun gündelik hayatına katılır ve derinlemesine bilgi toplamak için gözlem ve mülakat teknikleri kullanırlar.

Arkeogenetik, çeşitli moleküler genetik yöntemleri ve DNA kaynaklarını kullanarak antik DNA'yı inceleyen bir bilim dalıdır. Arkeogenetiğin bazı amaçları: Eski nüfus grubu göçlerini belirlemek; Evcilleştirme süreçlerini incelemek; Bitki ve hayvan evrimine dair genetik kanıtlar sunmak; Modern genetik popülasyonların DNA'sı ile antik DNA'yı karşılaştırmak. Arkeogenetik, adını "eski" anlamına gelen Yunanca "arkhaios" ve "kalıtım bilimi" anlamına gelen "genetik" terimlerinden alır.

Beyaz Asyalıların kökeni, Altay Dağları ve Sayan dağlarının güneybatı kısımlarına, Taş Devri'nin ilk çağlarından itibaren yerleşen brakisefal beyaz bir ırka dayanmaktadır. Bu ırk, zamanla Orta Asya'ya yayılarak Türklerin ataları haline gelmiştir.

Bazı kabile belgeselleri: Son Kabileler: San Kabilesi. Hazen Audel ile Kabile Yaşamı. Gölgelerin Arasında. Kabileler ve Ruhlar. Ayrıca, natgeotv.com sitesinde "Hazen Audel ile Kabile Yaşamı" belgeselinin farklı bölümleri izlenebilir.

Etnografik tarih, etnografya biliminin tarih araştırmalarına katkısını ifade eder. Etnografya, kültürleri ve kültür oluşumlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Etnografik veriler, tarihçilere geçmiş toplulukların yaşam tarzları ve sosyal yapıları hakkında değerli bilgiler sağlar. Etnografik araştırmalar genellikle sosyal bilimciler, antropologlar ve etnologlar tarafından yapılır.

İzlandalıların neden sarışın olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, kuzey Avrupalıların genel olarak daha az güneş ışığına maruz kalmaları, özellikle Norveç ve İsveç gibi ülkelerde yaşayan insanlarda D vitamininin sentezini sağlayan açık ten ve sarı saç gelişimine neden olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, İzlandalı kadınların genellikle sarışın ve uzun saçlara sahip oldukları, bu durumun güzellik yarışmalarında da öne çıkmalarına katkı sağladığı belirtilmektedir. Bu konuda bilimsel bir kanıt olmadığını unutmamak gerekir.

Daha nadir görülen göz renklerinden bazıları şunlardır: Yeşil gözler. Kehribar gözler. Menekşe veya kırmızıya kaçan gözler. Gri gözler. Göz renginin nadirliği, coğrafi bölgelere göre değişiklik gösterebilir.

En beyaz tenli kadınların olduğu ülkeler arasında Eski SSCB'nin Doğu Avrupa ülkeleri (Baltıklar, Belarus, Ukrayna ve Moldova) öne çıkmaktadır. Ayrıca, Rusya da beyaz tenli kadınlarıyla tanınmaktadır.

Antropolojik düşüncenin tarihi, Aydınlanma Çağı'na kadar uzanır. Önemli kilometre taşları: 15-17. yüzyıllar: Avrupa'da Keşifler Çağı ile birlikte, yeni kıtaların ve yerli halkların keşfedilmesi, antropolojik düşüncenin başlamasına zemin hazırladı. Antik çağlar: Herodot ve Strabon gibi düşünürler, toplum yaşantısı üzerine gözlemler yapmış ve antropolojik sorular sormuşlardır. 19. yüzyıl: Evrimcilik ve ünilinealizm (tüm toplulukların tek bir evrimsel süreçten geçtiği fikri) hakimdir. 20. yüzyıl: 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren çatışmacı kuramlar ön plana çıkmıştır. Günümüzde antropoloji, sosyal/kültürel, fizik, dil bilimsel ve arkeolojik antropoloji gibi farklı dallara ayrılmıştır.

Antropoloji bölümünden geçiş yapılabilecek bazı bölümler şunlardır: Sosyoloji. DGS ile geçiş yapılabilecek bazı ön lisans bölümleri: Kültürel Miras ve Turizm; Felsefe; Psikoloji; PDR; Kamu Yönetimi; Uluslararası İlişkiler; Çalışma Ekonomisi; İktisat; Halkla İlişkiler; Maliye. Geçiş şartları ve bölümleri, her üniversitenin kendi prosedürlerine göre değişiklik gösterebilir.

Homo narrans, "hikâye anlatan insan" anlamına gelir. İlk olarak 1966'da Kurt Ranke tarafından ortaya atılan bu önerme, insanın kendisini ve dünyasını öyküler aracılığıyla şekillendirdiğini savunur. Kitapta, insanın anlam arayışı, kendini hayvandan ayırarak kimlik inşası, dil aracılığıyla kurduğu toplumsal bağ ve bu bağın bireysel olanı yok edişi gibi konular işlenir.

Maya takviminde 52 yıl, Haab (güneş takvimi) ve Tzolk’in (kutsal takvim) döngülerinin kesiştiği ve aynı başlangıç noktasına geri döndüğü süreyi ifade eder. Bu 52 yıllık dönem, Maya inancında tamamlanmış bir yaşam döngüsü olarak kabul edilir. Ayrıca, 52 güneş yılı, 73 dini yıldan oluşur.

İtalyanların sahip olduğu bazı Y-DNA haplogrupları: R1b. G2a. Q-M242. İtalyanların mtDNA'sında ise H haplogrubu baskın olarak görülür.

R1 ve R1b aynı değildir, R1b, R1 haplogrubunun bir alt koludur. R1b, Y-DNA (baba hattı) haplogruplarından biridir. R1 haplogrubu ise yaklaşık 26-23 bin yıl önce Güney Sibirya civarında ortaya çıkmıştır.