Antropoloji

Etnografya, sosyal bilimler alanında kültürel toplulukların ayrıntılı bir şekilde incelenmesini amaçlayan bir araştırma yöntemidir. Tarihçesi açısından, etnografyanın kökleri antik çağlara kadar uzanır; ilk etnografik gözlemler Yunan ve Roma döneminde yapılmıştır. Önemli etnograflar arasında, etnografya yöntemlerini sistematik hale getiren Franz Boas ve katılımcı gözlem yönteminin öncüsü Bronisław Malinowski bulunmaktadır.

Türklerin asıl kökeni hakkında kesin bir görüş birliği olmamakla birlikte, iki ana teori öne çıkmaktadır: 1. Altay-Kuzey Sibirya Teorisi: Türklerin atalarının Altay Dağları ve Kuzey Sibirya bölgelerinde yaşadığı ve zamanla göç ederek çeşitli bölgelere yayıldığı görüşü. 2. Orta Asya Teorisi: Türklerin, Orta Asya'da göçebe yaşayan farklı kavimlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığı teorisi. Ayrıca, bazı kaynaklar Türklerin kökenini Nuh'un oğlu Yafes'e dayandırmaktadır, ancak bu teori genetik çalışmalar ve diğer dil aileleriyle olan benzerlikler nedeniyle tartışmalıdır.

Eskimolular, Kuzey Kutbu'nda yaşamaya uyum sağlamış bir halk olarak, bu bölgede avcı toplayıcı bir yaşam tarzı sürdürdükleri için bu coğrafyada yaşamaktadırlar. Bu zorlu koşullarda hayatta kalmalarını sağlayan bazı nedenler: - İklimin yarattığı ekstrem koşullara tam bir adaptasyon. - Hayvan yağı ve etinin temel besin kaynağı olması. - Gelişmiş yaşam tarzı.

Buz Tutmuş Adam (Ötzi) yaklaşık 45 yıl yaşadı.

İlkel toplumlarda üç ana yaşam şekli bulunmaktadır: 1. Avcı-Toplayıcı Dönem: İnsanlar doğal kaynakları kullanarak hayatta kalmış, küçük gruplar halinde göçebe bir yaşam sürmüşlerdir. 2. Tarım Devrimi ve Yerleşik Hayat: Tarım yaparak kendi yiyeceklerini üretmeye başlamışlar ve yerleşik hayata geçmişlerdir. 3. Klan ve Boy Yapısı: Klanlar ve boylar halinde örgütlenmişler, totem inancına dayalı bir din ve toplumsal düzen geliştirmişlerdir.

Dünyanın en açık tenli insanları genellikle kuzey enlemlerde yaşar. En koyu tenli insanlar ise ekvator çevresinde ve Afrika'da yoğunlaşmıştır.

Bilimsel olarak Yeti'nin varlığına dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Bazı bilimsel araştırmalar, Yeti'ye ait olduğu iddia edilen ayak izlerinin ve örneklerin, Asya'daki ayı türlerine ait olduğunu ortaya koymuştur. Ancak, Yeti efsanesi, hem bilimsel hem de kültürel açıdan ilgi çekici bir konu olarak varlığını sürdürmektedir.

Antropoloji, insan kökenini inceleyen bilim dalıdır.

İlk insan yapısının kaç yıllık olduğu konusunda kesin bir tarih vermek mümkün değildir, ancak insanın evrimi yaklaşık 6-7 milyon yıl önce Afrika kıtasında başlamıştır. Modern insan (Homo sapiens) ise yaklaşık 300.000 yıl önce Afrika'da ortaya çıkmıştır.

Toplayıcılık yapan toplumlara "avcı-toplayıcı toplumlar" denir.

Etnografik tarih, etnografya ve tarihin birleşiminden oluşan bir araştırma alanıdır. Etnografya, kültürel antropolojinin bir dalı olarak, farklı kültürleri derinlemesine analiz eder ve bu kültürler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koyar. Bu nedenle, etnografik tarih, hem tarihsel hem de kültürel perspektifleri bir araya getirerek, geçmiş toplumların ve toplulukların hem sosyal hem de kültürel dinamiklerini anlamaya çalışır.

Sosyal yapı, antropolojide insan topluluklarının kültürel ve sosyal özelliklerini, bu özelliklerin tarihsel, iktisadi ve coğrafi bağlamlarını inceleyen bir kavramdır. Sosyal antropoloji, bu bağlamda aşağıdaki konuları araştırır: insan davranışlarının karşılaştırmalı incelenmesi; kültürlerin gelişimi; geleneksel ve modern toplumlar; basit ve karmaşık toplumlar; toplumsal ve kültürel farklılıklar; insanlar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar; toplumların değişimi; toplulukların siyasi, dini ve bilimsel davranışları. Sosyal antropologlar, sahada çalışarak toplumun gündelik hayatına katılır ve derinlemesine bilgi toplamak için gözlem ve mülakat teknikleri kullanırlar.

"İnsan Düşünüşünün Doğal Tarihi" kitabı, Michael Tomasello tarafından yazılmış ve insan bilişinin evrimsel kökenlerini ele almaktadır. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: 1. İnsan öncesi ataların sosyal varlıkları: Tomasello, insan öncesi atalarımızın da sorunları düşünerek çözebilen sosyal varlıklar olduğunu savunur. 2. Ekolojik değişiklikler ve işbirliği: Ekolojik değişiklikler, rekabetçi canlıları daha işbirlikçi bir yaşam formuna zorlamıştır. 3. Kavramsal düşünme: Sosyal açıdan karmaşıklaşan bu yaşam formu, kavramsal açıdan da karmaşıklaşan düşünme biçimlerine yol açmıştır. 4. Dil ve kültürün kökeni: Dil ve kültür, öteden beri süregelen birlikte çalışma ihtiyacından doğmuştur. Sonuç olarak, kitap, insanın toplumsallığı ile biliş arasındaki bağlantıyı bilimsel bir analizle ele almaktadır.

Arkeogenetik, çeşitli moleküler genetik yöntemleri ve DNA kaynaklarını kullanarak antik DNA'yı inceleyen bir bilim dalıdır. Arkeogenetiğin bazı amaçları: Eski nüfus grubu göçlerini belirlemek; Evcilleştirme süreçlerini incelemek; Bitki ve hayvan evrimine dair genetik kanıtlar sunmak; Modern genetik popülasyonların DNA'sı ile antik DNA'yı karşılaştırmak. Arkeogenetik, adını "eski" anlamına gelen Yunanca "arkhaios" ve "kalıtım bilimi" anlamına gelen "genetik" terimlerinden alır.

Beyaz Asyalıların kökeni, Altay Dağları ve Sayan dağlarının güneybatı kısımlarına, Taş Devri'nin ilk çağlarından itibaren yerleşen brakisefal beyaz bir ırka dayanmaktadır. Bu ırk, zamanla Orta Asya'ya yayılarak Türklerin ataları haline gelmiştir.

Bazı kabile belgeselleri şunlardır: 1. "Hazen Audel ile Kabile Yaşamı" - Hayatta kalma uzmanı Hazen Audel'in dünyanın en sıradışı köşelerindeki kabile tekniklerini kullanarak hayatta kalma mücadelelerini anlattığı belgesel serisi. 2. "Son Kabileler: San Kabilesi" - TRT Belgesel'de yayınlanan, avcı-toplayıcı San kabilesinin geleneksel yaşamını konu alan belgesel. 3. "Kabilelerin İzinde: Afrika" - Hayden Turner'ın sunduğu, Tanzanya'dan Amazon'a kadar çeşitli bölgelerdeki kabile topluluklarını anlatan belgesel. 4. "Bir Dünya Yaşam: Afrika Kabileleri" - TRT Belgesel'de yayınlanan, Afrika'daki farklı kabilelerin yaşamlarına dair bir belgesel.

Antropoloji bölümünden geçiş yapılabilecek bazı bölümler şunlardır: Sosyoloji. DGS ile geçiş yapılabilecek bazı ön lisans bölümleri: Kültürel Miras ve Turizm; Felsefe; Psikoloji; PDR; Kamu Yönetimi; Uluslararası İlişkiler; Çalışma Ekonomisi; İktisat; Halkla İlişkiler; Maliye. Geçiş şartları ve bölümleri, her üniversitenin kendi prosedürlerine göre değişiklik gösterebilir.

Neandertaller (Homo neanderthalensis) ve modern insanlar (Homo sapiens) aynı tür değildir, ancak evrimsel olarak yakın akrabalardır. Neandertaller, yaklaşık 40.000 ila 400.000 yıl önce yaşamış bir insan türüdür.

İtalyanların J2 haplogrubuna sahip olduğu belirtilmektedir.

Homo narrans terimi, insanın hikaye anlatan doğası anlamına gelir. Bu terim, sosyolog ve antropolog Clifford Geertz tarafından, insanların ilişkilerini hikayeler aracılığıyla anlama ve şekillendirme eğilimini tanımlamak için kullanılmıştır. Ayrıca, "homo narrans" insan türünün binominal isimlerinden biri olarak da kabul edilir ve bu isim, insanın dil veya akıl yürütmeden ziyade hikaye anlatmanın önceliğiyle diğer türlerden ayrıldığını öne sürer.